GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Şubat 2017 Salı 10:22

İddianamede adı geçen AK Partili Yılmaz: Büroma binlerce kişi gelir, gider…

AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Nazmi Yılmaz, " Benim büroma binlerce kişi gelip gider. Bir mali müşavirin yıllar önce FETÖ’cü birisi ile büromda tanışması beni ilgilendirmez” dedi.

EGEDESONSÖZ - İzmir’de gerçekleştirilen FETÖ/PDY operasyonu sonrasında Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur’un hazırladığı işadamlarına yönelik iddianame mahkeme tarafından kabul edilirken “Babalar Grubu” olarak lanse edilen finans yapısı ile ilgili birçok ayrıntı ortaya çıkmıştı.

- İZMİR’DE FETÖ’NÜN FİNANS AYAĞI İDDİANAMESİ: AK PARTİLİ O İSİMLER DE ANLATTI!

İddianamede,  FETÖ/PDY yapılanmasının en önemli kollarından birisi olan, para toplama ve kayıt işlemleri yapan “mali müşavirler-muhasebeciler” kısmına ilişkin bilgiler veren Mali Müşavir Yılmaz Serdaroğlu, topladığı paraları yıllarca Ömer Faruk Deniz isimli kişiye verdiğini belirtti. 

Serdaroğlu, Deniz’i AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Nazmi Yılmaz’ın ofisinde tanıdığını söyledi.

BÜROMA HERKES GELİR, GİDER…
Serdaroğlu’nun açıklamalarının ardından İl Başkan Yardımcısı Yılmaz’dan bir açıklama geldi. Yılmaz, hayatının hiçbir döneminde FETÖ/PDY yapılanması içinde yer almadığını, aksine hep mücadele ettiğini dile getirdi. Yılmaz, “15 Temmuz’da hain darbe girişimine teşebbüs eden yapılanma ile hayatımın hiçbir döneminde bir araya gelmedim. Dün hangi noktadaysam bugün de aynı yerdeyim. İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nda yönetim kurulu üyeliğinde bulundum ve Meslekte Birlik Grubu’nun da kuruculuğunu ve yıllarca yönetim kurulu üyeliğini yaptım. Benim büroma binlerce kişi gelip gider. Bir kişi, eğer benim işyerimde birisi ile tanışmışsa beni ilgilendirmez. Ayrıca, ifadeyi veren kişi 2004 yılında bu kişi ile tanıştığını söylüyor. Bizim o kadar yıl önce kimin nerede, kimlerle temas kurduğunu bilme şansımız yok. Zaten ifadeyi veren Sayın Serdaroğlu da benimle ilgili bir suçlama veya herhangi bir İtamda bulunmamıştır. Bu nedenle yanlış anlamalara meydan vermemek ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek için böyle bir açıklamayı yapma gereği duydum" dedi.

İDDİANAMEDE NE VARDI?
İddianamede FETÖ/PDY ile ilgili bilgiler veren Mali Müşavir Serdaroğlu şu açıklamayı yapmıştı: “Bekir Hoca (Bekir Baz) beni vakit namazlarını ve Cuma namazlarını kılmak üzere Bornova’da bulunan Ali Rıza Güven Camii’ne götürüyordu.  Cami imamı Halil Mezik’in geçmişte Fethullah Gülen ile aynı camide görev yaptıklarını, bu kişinin cemaat içerisinde önemli bir yeri olduğunu, sözünün dinlendiğini, akıl danışılan bir kişi olduğunu, özellikle İzmir ilinde FETÖ mensubu kişilerin siyaset alanında ve devlet kademelerinde ne şekilde görev yapacağı yönünde bu kişinin referansının istendiğini söyledi. Belli bir süre gidip geldim. Ancak işlerimin çok yoğun olmasında dolayı sıkıntı yaşamaya başladım. Bekir Hoca beni kahvaltılara, sohbetlere ve toplantılara sürekli olarak çağırıyordu. Ben işlerimin çok yoğun olması sebebiyle sürekli olarak buluşamıyordum. O sebepten dolayı kendisi ile yaptığımız bir konuşmada işyeri komşum olan Sefer Genç ‘in de cemaat içerisinden olduğunu, onunla irtibat kurmamın bana daha fayda sağlayacağını söyledi. Bende işyeri komşum ile yaptığım bir konuşmada kendisinin Fetulllah Güle ‘in yanına gidip geldiğini, sohbet ve ders vermeye yetkili bir kişi olduğunu anlattı. Bende kendisinin komşum olması ve işyerimde çok fazla bulunmam sebebiyle kendisiyle sürekli olarak sohbet ederdik. Bu sohbetler öncelikle dini konular üzerine başlamıştı. Akabinde ise Fetullah Gülen hakkında genel bilgiler, cemaatin yapmış olduğu faaliyetler üzerine konuşuluyordu. Cemaatin çok etkin olduğunu, yurt dışında bile okullar açtığını, Türkiye‘nin bile gidemediği ülkelere cemaatin eriştiğini ve oralarda dini yaymaya çalıştığını, okulların açıldığı ülkelerde de ticaret ağını geliştirdiklerini, okullarda okuyan çocukların dindar bir kesim olarak yetiştirildiğinden övgüyle bahsediyordu. Yaklaşık 3-4 yıl boyunca Genç’le sohbet ve toplantılarıma devam ettim. Bu toplantı ve sohbetlerde Sefer İzmir ilindeki birçok işadamı ve bürokratın da cemaatten olduğunu söylüyordu. Benim de mali müşavir olmam sebebiyle birçok meslektaşımın da cemaat içerisinde olduğunu, çok büyük yardımlar yapıldığını söylüyordu. Bu süre zarfında zaman zaman cemaate maddi yardımlarımı sürdürdüm. Ben cemaate Allah rızası için verdiğim paraları, meslektaşım olan Nazmi Yılmaz‘ın ofisinde tanıştığımız Ömer Faruk Deniz isimli hocaya verdim. Kendisinin diyanetten emekli olduğunu, milli eğitimde sözleşmeli öğretmen olarak görev yaptığını, çocuklarının da cemaatin okullarında öğretmenlik yaptığını biliyorum. Kendisiyle yakın zamana kadar da dost olarak konuşuyorduk. Ancak Fetullah Gülen hakkında yapmış olduğum konuşmalardan sonra bana küstü. Bunun dışında benden cemaat adına meslektaşlarım talepte bulunuyordu. Verdiğim paraları benden alıyorlardı”