GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yaşam
2 Şubat 2022 Çarşamba 11:18

Hülya Koçyiğit'in bilinmeyen Fatma Girik anısı

TRT 2'de yayınlanan 'Film Gibi Hayatlar'a; sinema tarihçisi Burçak Evren, sinema yazarı Alin Taşçıyan, Fatma Girik'in menajeri Bircan Usallı Silan'ı konuk etti. Sunucu Hülya Koçyiğit, Girik’in hayatı, filmleri, sinema tarihimizdeki öneminin ve sanatçıyla anıların anlatıldığı programda, "Sinemamızın çınarı canım arkadaşım Fatma Girik'i kaybettik. Acımız çok taze, çok büyük. 'Türk sineması' deyince akla ilk gelen, mesleğine tutkuyla bağlı bir sanatçıyı, bir efsaneyi o cesur dev yürekli kadını anacağız. Aslında onu anlatmaya ne kelimeler ne de belki zamanımız yeter" dedi.

Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın ve Türkan Şoray’ı 'Dört Yapraklı Yonca' kitabıyla anlatan Bircan Usallı Silan, 'Dört Yapraklı Yonca' sözünü son defa kullanmak istediğini, "Onsuz böyle bir şey olmaz. 'Yaprağın biri düştü' de olmaz. Onu sindiremiyorum içime" sözleriyle açıkladı. Silan "Şu an halen inanamaz durumdayım ama Fatma Girik gözümün önünde hep ya iki numara kesilmiş, kısacık saçları kot pantolonu ve botlarıyla rüzgar gibi esen, söylediğinde sözünün arka arasında duran bir kadın olarak kalacak" dedi.

"FATMA GİRİK'İN KAYBI SADECE BİR STARIN KAYBI DEĞİL"
Sinema tarihçisi Burçak Evren, Girik'i anlatmanın kolay olmadığını ve onun gibi bir oyuncunun tek yönünü anlatmanın ve de özetlemenin mümkün olmadığını söyledi. "Fatma Girik'le bir saat konuşan, onunla ömür boyu arkadaş olmuş gibi olabiliyor. O duyguyu bize verebiliyordu, hepimiz onun dostuyduk veya o hepimizin dostuydu. Fatma Girik’in kaybı sadece bir starın kaybı değil. Hepimizin yaşamında var olan, belki de gittiği vakit, yokluğunu hissettiğimiz bir sektörün de temel direklerinden birisi. Kırsal kesimin o kıstırılmış çelik kadınını oynadığı kadar, küçük burjuva kadınını oynadı. Ama hep Fatma Girik oldu. onun için Fatma Girik’i ne bir kalıba koyabilirim ne bir kelimenin içine sıkıştırabilirim. En önemli özelliklerinden birisi ise bana göre o şöhretin kendine getirdiklerini değil de kendi kişiliğin o şöhrete getirdikleriyle ön plana çıktı. Sanki bir ünlü oyuncuyla onun seveni arasındaki değil, kardeşiymiş gibi" ifadelerini kullandı.

"O ROLÜ İÇİN AĞLIYOR, BEN HAYRANLIKTAN AĞLIYORUM"
"Yıllarca hep beraber omuz omuza haklarımızı talep ettik. Sette birimize bir şey olduğu zaman ilk o heyecanla kapar, kucağına aldığı gibi hastaneye götürürdü. Bu yönleri de çok gelişmiş bir kişiydi" diyen Hülya Koçyiğit, Fatma Girik’in rolü için gereken her şeyi düşünmeden yaptığını, mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu söyledi.

Hülya Koçyiğit, Fatma Girik'le bir anısını şöyle anlattı:
"Memduh'la yaptıkları bir film vardı. Film sahnesi için saçlarını kazıtması gerekiyor. sıfır numara tıraşa vurması gerekiyor. Beni aradı çok sık görüştüğümüz için. 'Hülya yarın böyle bir sahne var, gelsene' dedi. Seve seve gittim. Bir yandan, o güzelim uzun, simsiyah saçlar kazınıyor, gözünden yaşlar akıyor. Ben onu seyrediyorum. Tutamıyorum kendimi, ağlıyorum. O rolü için ağlıyor, ben hayranlıktan ağlıyorum. Böylesine bir sanatçı, her türlü rolün üstesinden gelebilmek, hakkını verebilmek için kilo da alması gerekiyorsa, zayıflaması da gerekiyorsa, saçı da kesilmesi gerekiyorsa yapardı."

"YÖNETMENİN DEĞİL, FATMA GİRİK'İN FİLMİ"
Sinema eleştirmeni ve yazarı Alin Taşçıyan, Fatma Girik’in kadın rollerinin bir yerinden tutup, onları kurbanlıktan çıkararak güçlüye çevirdiğini söyledi: İçgüdüleri ile aslında bir kadın olarak kendisini sinemanın içinde konumlandırdığı yerden, kurban olan, sürekli acı çeken, sevdiğine kavuşamayan, tacize uğrayan, çocuğu olmayan, çocuğunu kaybeden, bir ödül gibi, bir armağan gibi erkeklerin peşinden koştuğu, ele geçirilen o kadın tipinin içinden birden içgüdüsel olarak bir kadını güçlendirme enerjisi çıkıyor. O kadınların bir yerinden tutuyor ve onları kurbanlıktan çıkarıp güçlüye çeviriyor. Şimdi herkes kadın güçlendirmeden bahsediyor. Fatma Girik’in içinde varmış  bir anda o filmlerin içinden çıkıyor. Film, yönetmenin kontrolünden çıkıp Fatma Girik’in filmi oluyor.

"MEMDUH GİTTİ HER ŞEY BİTTİ"
Koçyiğit, Girik’in sinemaya ve Memduh Ün’e olan aşkından da söz ederek, "Sinemayı çok sevdi ama çok sevdi, tutkuyla bağlıydı, yaptığı işe tapıyordu, Memduh Ün’e de tutkuyla bağlıydı. Onu yakın zamanda ziyaret ettiğimde iyileşeceği, ayağa kalkacağı bu sefer yönetmenlik yapacağı hayaliyle yaşıyordu ve senaryoyu anlatıyordu. 'Bak Hülya şu sahneyi şöyle çekeceğiz, sen oynayacaksın ona göre' diyordu. Sinema son anına kadar onunla beraberdi. 'Hülya be Memduh gitti her şey bitti artık' sözlerini unutamıyorum. Büyük bir aşktı" şekline konuştu.

Bircan Usallı Silan ise Fatma Girik-Memduh Ün aşkını, "Bircancığım bin kere dünyaya gelsem, bin kere ona aşık olurum, bu hayatı yine onunla geçiririm demişti. Ama Memduh Bey'in de ona çok büyük aşkı vardı. Evinin her yerinde fotoğraflar vardı. Hiç kimsede öyle bir arşiv görmedim. Memduh Ün, Fatma Girik’i tanıdığı andan itibaren çıkan bütün haberleri toplamış ve ciltlettirip, onları kütüphaneye dizmişti" diyerek anlattı.