GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
12 Mayıs 2021 Çarşamba 14:13

Hemşireler dert küpü: Bir Kovid-19 uyumadı bir de biz!

SES İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Baran Ulaşoğlu, koronavirüs pandemisi sürecinde yaşadıkları sıkıntıları 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü vasıtasıyla anlatarak,  “Türkiye’de 400 üzerinde meslektaşımızı kaybettik. Hemşireler Günü bir yas gününe dönüştü, Hemşireler Günü bizim için bir mücadele günü, bir kutlama günü değil” dedi.

Menduha Ceylan/EGEDESONSÖZ- 2020 Mart ayından itibaren tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sürecini değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hemşire Hülya Baran Ulaşoğlu, hemşireler adına konuştu. Pandemiyle geçen 2’nci 12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü’nde yaşadıkları zorlukları ve taleplerini anlatan Ulaşoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

PANDEMİ SAĞLIK HİZMETİNDE YAŞANAN SORUNLARI ORTAYA ÇIKARDI
Pandemi sürecinde Hemşireler Günü’nün çıkış sebebiyle özdeşleşen anlamlar taşıdığını belirten Ulaşoğlu, “Hemşireler Günü Florence Nightingale’in de doğum günüdür aynı zamanda. Kırım Savaşı’nda askerlerin ve halkın yaralarını sarmak için çalışan bir hemşire kendisi. İlk hemşire okulunu açan ve hemşireliğin eğitimini bilimsel düzeye çıkartmada katkı sağlamış olan bir hemşirenin doğum günüdür aynı zamanda 12 Mayıs. O zaman Kırım Savaşı vardı, şu anda da pandemiyle savaş söz konusu. Pandemi ortamındayız hemşireler olarak ve çalışma şartları çok kötü, pandemi günleri biraz daha hemşirelikte yaşanan sorunların gündeme gelmesini sağlayarak sağlık hizmetinde yaşanan sorunları ortaya çıkardı” diye konuştu.

HEMŞİRELER GÜNÜ BİR YAS GÜNÜNE DÖNÜŞTÜ
Bu yıl Hemşireler Günü’nün, Anneler Günü’nde 8 aylık gebeyken hayatını kaybeden hemşire Merve Cesur’a adına anılması gerektiğini söyleyen Ulaşoğlu, “Bütün kamuda, her yerde gebeler izinliyken sağlık çalışanlarında gebeler çalışıyor. Nöbet tutuyor, izni verilmiyor. O ölen arkadaşımızın, o çocuğun sorumluluğunu kim alacak? Dünyada 3 bin sağlık emekçisinin öldüğü söyleniyor ve Türkiye’de 400 üzerinde meslektaşımızı kaybettik. Hemşireler Günü bir yas gününe dönüştü, Hemşireler Günü bizim için bir mücadele günü, bir kutlama günü değil” dedi.

Ulaşoğlu, özellikle bu süreçte çalışma şartlarının zorluğundan bahsederek hemşirelerin taleplerini anlamlı günde şu ifadelerle aktardı:

“Hemşireler olarak en büyük talebimiz; insanca çalışmak, insanca yaşamak. Bizim işimiz öyle bir iş ki gece gündüz, 7/24 çalışılan bir ortamda; kaldığımız nöbet odaları, nefes aldığımız yerlerde insanca yaşayamıyoruz. Havalandırması olan odalarda kalmak istiyoruz. Sonuçta biz insanız, bir hemşire kaç saat ayakta kalabilir? Koronavirüste çalışma saatinin 6 saate düşürülmesi gerekiyor. Yoğun bakımda 4 saatin üstünde olmamalı. Bu hem sağlık çalışanlarının hem de halk sağlığını tehdit eden bir şey.”

BİZE VİRÜS YAYIYORSUNUZ DİYORLAR!
Sağlık çalışanlarının virüs bulaştırıldığı ifade edilerek, toplu taşımaya mahkum edildiğini söyleyen Ulaşoğlu, “Hemşireler olarak evimizden çıktığımız andan itibaren ücretsiz servis istiyoruz. İşe gelip gitme sorunları yaşıyoruz kapatmalar esnasında. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı imkanlardan yararlanıyoruz ama bize virüs yayıyorsunuz diyerek hastanede basın açıklaması yapmamıza engel oluyorlar. Halkın arasında otobüse binerken hiçbir yasak yok oysaki. Biz hasta olduğumuzda izolasyon iznimizin halk gibi olarak eşit olması gerekiyor. Kovid vatandaşın diğer organlarını etkiliyor ama bizi etkilemiyor mu?”

HASTA AZALINCA GİT, ARTINCA GEL DİYORLAR!
Koronavirüs polikliniklerinde hemşirelerin gönüllü olarak çalıştırıldığını ama buna karşı başka şansları olmadığına değinen Ulaşoğlu, “24 saat nöbet tutuyoruz ve imza alıyorlar çalışanlardan; gönüllü çalışmak istediğine dair. Başka bir şansı varmış gibi… En büyük tehlike son günlerde; esnek, güvencesiz, angarya çalışma. Öyle bir sistem var ki şu anda; ‘hasta azaldı yarın nöbete gelme’ diyorlar hemşireye. Biz bir ay önceden nöbet listemizi, hangi gün çalışacağımızı, kaç saat çalışacağımızı, kaç hastaya bakacağımızı bilmek istiyoruz. Hasta azalınca bizi eve gönderiyorlar ama hasta artınca bir hemşire daha gelsin denmiyor, dense de hoş değil. Biz insanız, ne zaman çalışacağımızı bilmemiz gerekiyor; ailemiz, çocuklarımız var” ifadelerini kullandı.

Ramazan Bayramı için hemşirelere 9 gün nöbet konulduğunu söyleyerek çocuk sahibi olan sağlık çalışanlarının zor durumda bırakıldığına vurgu yapan Ulaşoğlu,  “Bu günler için 7/24 ücretsiz kreşlerin olması lazım. Hemşire arkadaş çocuğunu nereye bırakacak? Bakıcı bayramda gelmiyor… Bakıcılar için sigortasını yaptın mı diyor. Fabrikalarda çocuk yaşta işçi çalıştırılmasının peşine düşmedin de komşusunun çocuğuna bakmasının peşine mi düştün sağlık çalışanının? Çocuklarının şehirlerarası götürüp annesine bırakanlar oldu bu süreçte, şimdide çıkıp nöbete gelme hasta yok diyorlar. E nasıl olacak bu süreçte? Çocuk orada kaldı anne burada… Neoliberal politikalarla; esnek, angarya çalışmayı az kişiyle çok iş yapmayı istiyorlar. Pandemiyi bir fırsata çevirdiler ve hakları tek tek buduyorlar. Hak gaspı söz konusu” dedi.

“KREŞ SORUNUYLA BAŞ BAŞA BIRAKILDIK”
Ulaşoğlu, bu dönemde en büyük sorunlardan birisinin de kreşler olduğuna dikkat çekerek, “Kreş sorunuyla baş başa bırakıldık. 7/24 açık kreşlerin olması gerekiyor. Pandemi de insanlar ailesinin yanına da bırakmak istemiyor çocukları. Bunun manevi sorumlulukları var. AVM’leri açıp okulları kapattılar bulaş oluyor diye, sağlıkçının çocuğu ne olacak?” diye sordu.

ATEŞİN İÇİNE DÜŞTÜK!
Turizm olmak üzere birçok sektörün aşılandığını belirten Ulaşoğlu, büyük risk grubunda bulunan sağlıkçılarının eşlerinin aşılanmadığına vurgu yaptı. Koronavirüsün meslek hastalığı sayılmasıyla ilgili olarak da konuşan Ulaşoğlu, “Sağlıkçıların eşlerini aşılamadılar. Belediye başkanları, avukatlar herkes aşılanırken sağlıkçıların eşleri aşılanmadı. Sağlıkçı eşleri birinci derecede riskli. En büyük taleplerimizden birisi de Kovid-19’un meslek hastalığı olmasıydı. Bugün İzmir Tabip Odası’nın kazandığı bir şey var ama hala illiyet bağı aranıyor. Personel açığının giderilmesi gerekiyor ki sürgünler son bulsun. Şu süreçte o hastane senin bu hastane bizim sürgün ediliyor ihtiyaç gösterilerek. Aralıkta çıktı Çin’de ilk vaka. O günden sonra hazırlık yapılamaz mıydı? Hiçbir hazırlık yapılmadı ve resmen ateşin içine düştük” dedi.

“EK DEĞİL, TEK ÖDEME İSTİYORUZ”
Pandemi döneminde virüsle burun buruna kaldıkları halde maaşlar konusunda sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Ulaşoğlu, “Sürekli ek ödemeden bahsediyorlar ama biz ek ödeme değil, tek ödeme istiyoruz. Ücretlerimizi alamıyoruz. Nöbet ücretimiz yok. İdari izin olarak gözüktüğü için 2 buçuk gün 20 saate denk geliyor mesaide. O 20 saatin nöbet ücretini vermiyorlar. Fazla mesaisi varsa hasta sayıları az olan yerlerde çekiliyorlar. Fazladan çalıştığımız zamanlara karşılık bugün eve git hasta az diyorlar. Böyle olmaz ki benim düzenli bir yaşamım var. Nöbet yazmışsın benim paramı almam gerekiyor üstelik geceyle gündüzü bir tutamazsınız” şeklinde konuştu.

“SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRME OLMAZ”
Sağlıkta dönüşüm sisteminde çıkan sorunlara dikkat çeken Ulaşoğlu, “Sistem ellerinde patladı.Bu aslında hemşireliğin, bilimin, aklın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Sağlıkta özelleştirme olmaz diye biz defalarca söyledik. Bunun acısını ölerek halk, bu şartlarda çalışan sağlık çalışanları ödüyor. KHK ile deneyimli arkadaşlarımız ihraç edildi onların bir an önce alana dönmesi gerekiyor. Bu pandemi döneminde top yekûn savaş ilan ediliyor ama mahkemeyle kanıtlanmış hiçbir suçu olmayan bir sürü insan ihraç edildi, deneyimli eleman bunlar. 30 bin sağlık emekçisi atandı ama yetmiyor” diye konuştu.

Ulaşoğlu, hemşirelerin akıl almayacak zorluklarla duygusal ve fiziksel olarak mücadele etmek durumunda bırakıldığı söyleyerek, “Hemşirelerin ne yaşadığı sadece hemşireler biliyor. Gece gündüz çalışmak, 24 saat çok zor. Polis, asker 5 yılda 1 yıl yıpranma payıyla erken emekli olur bizim de hemşireler için en büyük talebimiz bu. Hemşirelik ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınsın en azından erken emekli olalım istiyoruz. Biz masa başında çalışmıyoruz. En büyük ele iğne batmaları hemşirelerde nöbette gece 5’te oluyor bu istatistiklerle kanıtlanmış bir şey. Bu gecelerin karşılığı yok… Geceleri bir Kovid-19 uyumadı bir de hemşireler” ifadelerini kullandı.