GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
9 Haziran 2024 Pazar 08:56

Güneş çarpması uyarısı: Ölüme kadar gidebilir!

Havaların iyice ısınmasıyla 75 yaş üstü insanların, 12 yaşından küçük çocukların, kronik hastalığı olanların risk altında olduğunu belirten Dr. Ülkümen Rodoplu, “Genç, dinamik, aktif, çalışan sağlıklı bireyler güneş çarpması nedeniyle daha fazla kalp krizi geçiriyor” açıklamasında bulundu. Dr. Rodoplu, ölüme kadar götüren güneş çarpması durumunda neler yapılması gerektiğini Egedesonsöz’e tek tek anlattı.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, sıcaklık İzmir’de 36 dereceyi buldu. Bazı yerlerde sıcaklık 41 dereceye kadar çıkarken, güneş çarpması vakaları da gündeme oturdu. Acil Hekimi, Aile Hekimliği Uzmanı ve Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, hava sıcaklığının 38 dereceye çıkması durumunda güneş çarpması tehlikesinin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, bu sağlık sorununu yaşamamak için neler yapılması gerektiğini Egedesonsöz’e anlattı.

ASTIM, KALP KRİZİ, BEYİN KANAMASI YÜZDE 50 ARTIYOR
Güneş çarpmasının bir hastalık değil ama çok ciddi bir sağlık sorunu olduğunu hatırlatan Dr. Ülkümen Rodoplu, “Güneş çarpması, bugünlerde dünyanın en önemli sağlık sorunu. Güneş çarpması sonucu kalp krizi, beyin kanaması, felç, kollajen doku hastalıkları, astım, kronik bronşit vakaları, havaların ısınmasıyla 25 ila 50 kat daha fazla görülmeye başlandı. Bugünler, güneş çarpması için çok kritik günler ve çok dikkatli olmak zorundayız” dedi. “Güneş çarpması nedir? Sadece güneşin altında mı olur? Nasıl korunalım? Güneş çarpması olduğumuzu nasıl anlayalım? Güneş çarptıysa ne yapalım?” gibi soruları da yanıtlayan Dr. Rodoplu, şu bilgileri aktardı:

GENÇ, DİNAMİK, SAĞLIKLI BİREYLER DE RİSK ALTINDA
“Güneş çarpması, çevre sıcaklığının 38 dereceyi gördüğü andan itibaren herkesin başına gelebilir. 75 yaş üstü herkes, 12yaş altı çocuklar, koroner arter hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon hastaları, kanser tedavisi görenler, risk grubunda yer alıyor. Ancak şunu da gördük ki, genç, dinamik, aktif, çalışan sağlıklı bireyler güneş çarpması nedeniyle daha fazla kalp krizi geçiriyor. Hiç kimse gençliğine güvenmesin, çünkü güneş çarpmasının şakası yok, gençleri de çarpıyor, onları da kalp krizine götürebiliyor. Gençliğe güvenmemek gerekiyor. Çünkü risk grubundakiler kendilerini koruma altına alırken, sağlıklı bireyler, gençliklerine, dinamik oluşlarına güvenerek sıcağa meydan okuyor. Özetle hepimiz risk grubundayız.”

TERLEDİĞİMİZDE VÜCUDUMUZ BİR DERECE SOĞUR
“İnsan bedeni değişikliklere kolayca adapte olabiliyor ancak çevre ısısı bir gün içerisinde 4 ila 8 derece birden yükseldiğinde bu duruma uyum sağlaması kolay olmuyor. Vücudumuzun sıcağa karşı bazı önlemleri var, terlemek gibi. Nasıl kışın üşüdüğümüzde titriyorsak, yazın da vücudumuzda çevre çok sıcaksa, kıyafetlerimiz çok kalınsa veya hızlı hareket ediyorsak, doğal olarak terleriz. Terlediğimizde vücudumuz kendini bir derece soğutuyor. Ancak sorun, terleme mekanizması bozulduğunda başlar. Su kaybı, çok büyük sorundur ve güneş çarpmasına karşı durabilmek için su içmek gerekiyor. Bu sıcak günlerde 3 litre su içmek zorundayız. Eğer dışarıda çalışıyorsak, açık alanda çalışıyorsak, açık alanda çok vakit geçirmek durumundaysak, içeceğimiz su miktarı 5 litre olmalı.”

HASTA SUYU ELİYLE TUTAMIYORSA, SU İÇİRMEYE ZORLAMAYIN
Dr. Ülkümen Rodoplu, güneş çarpmasına maruz kalan bir insanın bunu nasıl anlayabileceğini şu sözlerle ifade etti:

“Güneş çarpması olduğunu nasıl anlarız? Baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma hali, konsantrasyon bozukluğu, en önemli belirtilerdir.  Bu noktada esintili bir yere geçmek ve su almak gerekir. Eğer bu geçişi ve su içmeyi geciktirirsek, felç, kalp krizi, bilinç kaybı gibi sorunlarla karşılaşabiliriz, hatta bu süreç ölüme kadar götürebilir. O süreç, çok hızlı ilerleyebilir. Çok genç bir birey bile böyle durumlarda beyin kanaması olabilir, kalp krizi geçirebilir. Böyle bir durumu yaşayan biriyle karşılaştığımızda o kişiye su vermeliyiz ancak hasta bilincini kaybetmişse, su bardağını elinde tutamıyorsa, bilinci bulanıksa, o hastaya kesinlikle suyu zorla içirmeye çalışmamalıyız. Zira o su, akciğerlere giderek daha büyük sorunlara yol açabilir.  Saat 11.00 ila 17.00 arasında çevre sıcaklığı 38 dereceyi bulduysa, kesinlikle dışarı çıkmayalım. Eğer çıkmak zorundaysak, şapka kullanalım, açık renkli kıyafetler giyelim, gölgede bulunalım, serin yerleri tercih edelim.”