GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ege
20 Ağustos 2021 Cuma 09:13

Gölmarmara’da sessiz işgal… Kuruyan göle çöktüler!

Yıllardır kuraklıkla mücadele eden Marmara Gölü, en zor günlerini geçiriyor. Rant iddiaları hakkında konuşan Salihli Çevre Derneği Başkanı Av. Seçil Ege Değerli, “Gölün su seviyesinin hızla düşmesiyle birlikte açığa çıkan toprak alanın bazı köyler tarafından tarıma açıldığı ve sanki kendine ait arazisiymiş gibi başkalarına kiraya dahi verdiği yönünde söylemler var. Gayri resmi bir şekilde bu alanların çevrildiği ve işgal edildiği, tarımsal arazi haline getirildiği söyleniyor. Duyumdan da öte, gölün etrafındaki köylü yurttaşların doğrudan bize aktardığı bilgi bu yönde" dedi.

Menduha Ceylan / EGEDESONSÖZ- Yıllardır çektiği kuraklık sebebiyle medyada sıkça yer alan Manisa’nın Gölmarmara ilçesindeki Marmara Gölü, son günlerde en zor günlerini yaşıyor… Uzmanlar göl hakkında yaptıkları açıklamalarda göle bir hafta içinde su verilmemesi halinde göldeki canlıların yaşamını sürdüremeyeceğini belirtiyor.

Gölün kaderiyle ilgili çeşitli iddiaların konuşulduğu dönemde kuraklığın sebebine ilişkin açıklamalarda bulunan Salihli Çevre Derneği Başkanı Avukat Seçil Ege Değerli, gölün kurtarılması adına dernek olarak hazırladıkları bilimsel önerileri aktardı.

Marmara Gölü’nü besleyen çayların üzerine kurulan Gördes Barajı’nın, göldeki kuraklık sorunun başlangıcı olduğuna dikkat çeken Av. Değerli, “Gölmarmara’da sorunun başlangıcı DSİ’nin su vermemesi dışında Gördes Barajı’nın yapılması. Çünkü Gördes Barajı’nın yapılmasıyla birlikte Marmara Gölü’nü besleyen çaylar baraja bağlandı. Süreci başlatan asıl etmen Gördes Barajı’nın yapılmasıyla birlikte gölün kaynaklarından mahrum kalması, besleyen çayların önünün kapatılmış olması. Bu gölün canlılığının devam edebilmesi için çözümlerden bir tanesi olarak yurttaşlar; DSİ’nin Demirköprü Barajı ovaya verdiği suyun bir kısmının Ahmetli regülatörü üzerinden göle basılması ve Gediz üzerinden su aktarılması gibi önerilerinde bulundu. Ama maalesef ki kamu idaresi tarafından bunlar da gerçekleştirilmedi” diye konuştu.

HEPİMİZ BİRDEN ETKİLENİYORUZ
Av. Değerli, gölün bulunduğu durumun birçok açıdan olumsuzluklara sebep olduğunu belirterek, “Burada bir diğer sorun çiftçilerin tarımsal sulama yapamaması. Doğal kaynak sularının önünün kesiliyor. DSİ tarafından Gediz’in Menemen Ovası’na doğru ve sonrasında denize akıtılması bu bölgedeki çiftçilerin tarımsal sulamasını etkilerken hem de doğal sulak alanları tahrip ediyor. Bu sulak alanların yok olması ekolojik bütünlüğü ve doğal yaşamı bozuyor. Bu bir bütünlük, orada bir hayat var. Hepimiz birden etkileniyoruz. Maalesef Türkiye’nin bir su politikası yok, bize göre bir politikası dahi yok... İklim krizi karşısında bir önlem alınmadığı gibi doğal alanları yok edecek faaliyetlerinde önü açılıyor. Türkiye göllerini, sulak alanlarını kaybediyor. Bunlarla birlikte ekolojik ve biyolojik çeşitlilik hızla düşmeye, yok olmaya yüz tutuyor” ifadelerini kullandı.

KURUYAN GÖL ALANLARI KİRAYA MI VERİLİYOR?
Marmara Gölü’nün kurumasına engel olunmamasının sebebinin gölün rant alanına dönüştürülmesi amacından kaynaklandığı yönündeki iddialara yanıt veren Av. Değerli “Bu konuda bizde duyumlar alıyoruz... Duyumdan da öte, gölün etrafındaki köylü yurttaşların doğrudan bize aktardığı bilgi bu yönde. Gölün su seviyesinin hızla düşmesiyle birlikte açığa çıkan toprak alanın bazı köyler tarafından tarıma açıldığı ve sanki kendine ait arazisiymiş gibi başkalarına kiraya dahi verdiği yönünde söylemler var. Parsellenme deniyor halk arasında ancak bu resmi bir işlem değil. Halkın söylemi bu şekilde… Gayri resmi bir şekilde bu alanların çevrildiği ve işgal edildiği, tarımsal arazi haline getirildiği söyleniyor” dedi.

BÖLGEDE JEOTERMAL KAYNAK ARAYIŞI İDDİASI
Av. Değerli bölge hakkında daha ciddi iddialarında olduğuna dikkat çekerek, “Bilindiği üzere bölgemizde jeotermal faaliyetler çok fazla. Bölgede jeotermal kaynak araması yapılabileceği şeklinde yurttaşların iddiaları var. Bir kısım şirketlerden gidenler olduysa, kaynak arama faaliyetine yönelik inceleme-araştırma yapan birileri olduysa muhtemelen vatandaşlar bunu gözlemleyip, onun üzerine bunları söylemiş olabilirler. Muhakkak bir gözleme dayandığını düşünüyorum, durup dururken bunu kimse söylemez zaten” diye konuştu.

GÖRDES DEVRE DIŞI BIRAKILMALI!
Bölgenin ekolojisi ve biyolojisinin korunması adına çözüm önerilerinden bahseden Av. Değerli, bölgenin ranta açılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini belirterek şu sözleri söyledi:

“O bölgenin bir şekilde ranta açılmak istendiği belli. Her ne şekilde olursa olsun bir rant kaygısı olduğu belli. İklim krizinin canlılar açısından dayanılmaz hale geldiği gerçeklik karşısında hiçbir şekilde orada bir rant faaliyeti gerçekleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Salihli Çevre Derneği olarak da bu bölgede yaşayan vatandaşlar olarak da bu konuda kararlıyız. Kamu idaresinin bu krize acil olarak çözüm getirmesini talep ediyoruz. Bilimsel çözüm önerilerimizin dikkate alınmasını talep ediyoruz. Bu taleplerimizden bir tanesi Gördes Barajı’nın kapatılması… Ahmetli regülatöründen su verilmesi ya da Köprübaşı, Gediz üzerinden su verilmesi gibi yöntemler tabi ki çözüm ancak bunun en doğal hali gölün normal su kaynaklarını kesen Gördes Barajı’nın devre dışı bırakılması. Barajın devre dışı bırakılması doğanın doğal dengesini sağlayacaktır. Diğer öneriler tabi ki bir çözüm ancak bu insan eliyle oluşturulan bir çözüm. Halbuki doğal döngüsüne kavuşabilmesinin yolu Gördes Barajı’nın devreden çıkarılması. Zaten baraja giden su da boşluğa akıyor.”