GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
7 Şubat 2016 Pazar 09:27

EÜ rektörlük yarışında farklı ses: İnşaat yapmayacağım

İnsana yönelik yatırımların ön planda olacağı bir dönem hedefiyle yola çıkan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun, 1976 yılından beri Ege Üniversitesi’nde akademik ve idari her alanda edindiği deneyimlerini üniversitenin hizmetine sunma gayesiyle rektörlük yarışında yerini aldı.

Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Tüm çalışmalarının merkezine akademisyenler ile öğrencileri koyarak geliştirdiği projelerle üretken ve çevreci bir üniversite olma hayalini gerçekleştirmek istediğini söyleyen Olgun, “Ben Tarım Ekonomistiyim, kaynak yaratmayı iyi bilirim. Bu kaynağı yaratacağım, yarattığım bu kaynağı da öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin eğitim altyapısı için kullanacağım” dedi.

Ziraat Fakültesi’nde hayata geçirdikleri projeleri aktaran Prof. Dr. Akın Olgun, 40 yıllık birikimini Ege Üniversitesi’ne sunmak istediğini belirterek, çözmek istediği sıkıntıları, yapmayı planladığı projeleri ve nasıl bir rektör olacağını anlattı...

İlkeli bir rektör olacağını belirten Olgun, teknolojik altyapıya ve uygulamalı eğitim konularını önemsediğini belirterek, çevreci bir üniversite için çalışacağını ifade etti.

Olgun, en büyük hedeflerinden birinin ise, Orta Avrupa’da Ege Üniversitesi’nin ikinci bir kampüsünü açmak olduğunu söyledi.

ÜNİVERSİTEMİ ÇOK İYİ TANIYORUM
İdari, birimsel, bilimsel ve akademik her safhayı yaşadığını ve üniversite yönetimi için yeterli birikime sahip olduğunu düşündüğünü ifade eden Olgun, “Üniversitemi çok iyi tanıdığımı düşünüyorum ve 40 yıllık birikimlerimi artık üniversiteme sunmam gerektiğine inanıyorum.  Ege Üniversitesi dünyanın en büyük ilk 500 üniversitesinden biri. Üstün gayretlerle üniversitemiz çok güzel bir yere geldi. Çok zor bir görev fakat ben birikimlerimle üniversitemizi geldiği noktadan çok daha ileriye götürebileceğimizi düşünüyorum. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni Türkiye’nin en önde gelen Ziraat Fakültelerinden biri haline getirdik. Aynı şekilde marka olan Ege Üniversitesi’ni daha da ileriye götüreceğimizi düşünüyorum” dedi.

KADRO BİZİM ÖZLÜK HAKKIMIZ
Kadroların kendilerinin özlük hakkı olduğunun altını çizen Olgun, üniversitenin en büyük sıkıntısının kadrolar olduğunu vurguladı. Olgun, rektörlük görevine geldiği takdirde kadrolarla ilgili yaşanan sıkıntıların çözümüne öncelik vereceğini belirterek, “Üniversitenin en büyük sıkıntısı kadrolar. Ünvanı alıyoruz ama atanmak için bekliyoruz. Koşulları, süreci tamamlıyoruz ama atanamıyoruz. Türkiye’de en az sorun yaşayan üniversitelerden biriyiz ama bu sorunların topyekün çözümlenebileceğini düşünüyorum. Birimlerde kadro havuzları oluşturulduğu zaman ki çoğu fakültede var kadro sorunun hallollacağını düşünüyorum. Kadro bizim özlük hakkımız” ifadelerini kullandı.

KAYNAK SIKINTISINA ALTERNATİF ÇÖZÜMLER
Üniversitenin kaynak sıkıntısı çektiğini ifade ederek çözüm için yaptığı çalışmaları aktaran Olgun, teknolojik altyapının gelişmesinin üzerinde duracağını vurgulayarak, “Biz Ege Üniversiteliler olarak gerçekten çok şanslıyız. Ama kaynaklar yönünden sıkıntılarımız var. Bu kaynak sıkıntısı, sınıflarınızın laboratuvarlarınızın teknolojik yönden yeterince geliştirilememesine neden oluyor. Bu kaynakların arttırılabileceğini biliyorum. Örneğin, elektrik sorununu çözdüğümüz zaman Ege Üniversitesi’ne üç veya dört yıl içinde yıllık 20 milyon TL ek kaynak yaratmış oluruz. Bu 20 milyon TL de inanılmaz bir şekilde eğitimin, teknolojik altyapının gelişmesini sağlar. Bununla ilgili çalıştık, Menemen bulunan çiftliğimizdeki pillerle veya rüzgar paneliyle kendi elektriğimizi üretebiliriz. Ayrıca fakültelerimizin döner sermayeleri de güçlü değil. Tıp, Diş Hekimliği ve Ziraat fakültelerinin döner sermayesi güçlü anacak diğer fakülteler faaliyette bulunamıyor. Onların döner sermayelerinin artmaları için elimden geleni yapacağım. Onların döner sermayeleri artınca kendilerine kaynak sağlamış olacaklar ve istedikleri şekilde değerlendirebilecekler” şeklinde konuştu.

KAMPÜS İÇİNE ARAÇ GİRİŞİ KALKACAK, RİNG SEFERLERİ OLACAK
Kampüs içindeki trafik sorununu mutlaka çözüme kavuşturacağını belirten Olgun, kampüs trafiğiyle ilgili planlarını şu şekilde aktardı: “Kampüs içindeki trafik sorununu mutlaka çözüme kavuşturacağız. Üniversite personeli dışında kimse araçla kampüse giremeyecek. Çalışmalarımızı yaptık, kampüs girişlerinde otopark yerleri belirledik. Öğrencilerimiz, misafirlerimiz geldiğinde misafir otoparkına yönlendirilecekler, arabalarını bırakacaklar. İster yürüyerek isterlerse kampüs içindeki ringi kullanacaklar. Ring seferlerini yapacak olan otobüsler ise elektrik enerjisiyle çalışan otobüsler olacak. Böylece çevreye gürültü veya herhangi bir salınım olmayacak. Sessiz, yollarda arabaların olmayacağı bir kampüs yaratacağız. Ring seferleri içinse yasal olarak alınması gereken ücret ise temsili bir ücret olacak. Ayrıca hastanenin çevresinde inanılmaz bir otopark kirliliği var. Yerlerini belirlediğimiz iki tane birkaç katlı otoparkla bu sorunu da çözeceğiz. Diğer tüm otoparkları da yeşil alana çevirerek tüm kampüsü örnek bir yeşil kampüse çevirmeyi planlıyoruz.”

KAMPÜSTE İNŞAAT YAPMAYACAĞIM
Kampüste fiziksel ortamın iyileştirilmesini önemsediğini söyleyen Olgun, kampüs içinde inşaat yapmayacağını vurgulayarak, “Ege Üniversitesi'ne son 10 yılda çok sayıda yeni bina yapıldı. Ben 3-4 fakülte dışında artık hiçbir fakültenin yeni binaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Örneği Ziraat Fakültesi. Evet, binalarımız eski ama bunları yıkalım yerine yenisine yapalım diye bir şey yok. Bundan sonra fiziksel ortamlar iyileştirilecek. Binaların iç ve dış cephe bakımları yapılacak ama acil yeni bina ihtiyacı olan 3-4 fakülte dışında yeni bina yapılmayacak. Rektör olduğum sürece kampüse çok zorunlu olmadıkça yeni bina yapmayacağım. Çünkü ihtiyacın karşılandığını düşünüyorum. Burası yeşiliyle, ağacıyla, kendi enerjisini üreten yeşil üniversite olacak” dedi.

AKADEMİSYENLERE TAM DESTEK!
Üniversitelerin gelişim ve ilerlemesinin akademik personelin gelişim ve ilerleyişiyle ilgili olduğunu söyleyen Olgun, akademisyenlerin kendilerini geliştirebilmeleri noktasında rektörlük olarak sunmayı hedeflediği olanakları aktardı: “Öğretim elemanlarımızın gelişimini sağlayacak teşvikler getireceğim. Bunların çalışmasını da yaptık, hazırladık ki zaten çoğunu fakültemizde uyguluyoruz. Örneğin, uluslararası dergilerde makalesi yayınlandığı zaman biz finansal destek ya da malzeme desteği vereceğiz. Uluslararası çalışmalarda makalesine atıf yapıldığında destek vereceğiz. Bu en çok üstünde durduğum konu... Yurtdışında bir kongreye katılmak istediği zaman biz ona parasal destek veriyoruz. Bu bizim yurtdışı çalışmalarına katılımlarımızı o kadar arttırdı ki.. En son Bosna Hersek Kongremize 60 civarında hocamız katıldı. Bunu tüm üniversiteye yaygınlaştıracağım. TÜBİTAK, AB gibi fonlara proje teklif eden herkese destek sağlanacak. Bu çok önemli çünkü kişiler, kabul edilmez korkusuyla proje sunmuyorlar. Ama biz tüm masraflarını karşılayıp destek vereceğiz. Böylece Ege Üniversitesi’nden bu tarz projelerin sayısının inanılmaz artacağını düşünüyorum. Sadece proje teklif edilenleri değil, projesi kabul edilenlere de destek vereceğiz.”

ÖĞRENCİLERE UYGULAMALI EĞİTİM
Öğrencilerin kültürel, sanatsal ve bilimsel anlamda önlerinin açılması için gerekli tüm desteğin sağlanması yönünde ifadelerde bulunan Olgun, “Öğrencilerimiz pırıl pırıl, kapasiteleri çok yüksek. Hocalarıyla birlikte araştırmaya dayalı proje hazırladıkları takdirde, her türlü desteği sağlayacağız. Bizim burada bir hobi bahçemiz var. Ziraat Fakültesi’ni kazanan her öğrencimize 75 metrekare alan veriyoruz. Tohumunu, suyunu, çapasını, gübresini her şeyini biz veriyoruz. Üretiyor, ürettiğini evine götürüp tüketiyor. Bunu uygulamalı tüm alanlarda hocasıyla birlikte projelendiren tüm öğrencilere sağlayacağız. Laboratuvar altyapısı daha iyi olabilir, uygulamaları arttırmamız gerekiyor. Teknoparkımızı öğrencilerimizle adapte ederek, öğrencilerimizin mezun olduklarında aranan insanlar olmalarını sağlayabiliriz. Öğrencilerimizin sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılımını arttırabiliriz” ifadelerini kullandı.

İLKELERİ OLAN BİR REKTÖR OLACAĞIM
İlkeleri olan bir yönetici olduğunu vurgulayan Olgun, nasıl bir rektör olacağını şu şekilde anlattı: “Tüm idari görevlerimde herkesin çok kolay ulaşabildiği, iletişime açık, sorunları çözen ve katılımcılığa çok önem veren bir yönetici oldum. Fakültemde her şey katılımcılıkla yaptım. En önemlisi ise ilkeleri olan bir yöneticiyim. Rektör olduğum takdirde ilkelerim olacak. Hiçbir şey kişiden kişiye değişmeyecek. Ben Ziraat Fakültesi’nin dekanlığına geldim, en rahatsız olduğum şey araştırma görevlilerinin daimi kadroya geçirilmesi konusu oldu. İlkeleri belirledik, o ilkelere uyan herkes daimi kadroya girdi, uymayanlar giremedi. Yurtdışına gidişlerimiz de ilkeler çerçevesinde oldu. O kadar rahat ettik ki.. Onun işi halloldu, bunun işi olmadı yaşamadık. İlkeler belli, uyuyorsa herkes o hakkı elde ediyor. Bunu rektörlükte de yapacağım. Kişiden kişiye değişmeyecek hiçbir şey. Ayrıca liyakata göre atama yapacağım. Kişi birikimi, uzmanlığı uyuyorsa kesinlikle onlar atanacak. Bu bana yakındı, şu değildi diye bir şey yok.”