GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
3 Şubat 2016 Çarşamba 13:51

Etik tartışmaları yaratan ‘Gen değiştirme’ ne anlama geliyor?

Geçtiğimiz günlerde İngiltereli bilim insanlarına insan embriyolarında genetik değişiklik yapma vizesi verilmişti. Karar, karşı çıkanlar ve destekleyenlerin arasında tartışmalara neden oldu ve ‘etiklik’ eleştirilerine yol açtı.

Anıl KARACA / EGEDESONSÖZ - Embriyolojist Dr. Kathy Niakan’ın önderliğinde Francis Crick Enstitüsü’nden bir ekip, Eylül ayında bu lisansı almak için bir başvuru yapmıştı. İnsan Üremesi ve Embriyoloji Yönetimi (HFEA) bu başvuruyu değerlendirdi ve takımın isteğini kabul edip, çalışmalar için vizeyi verdi. Fakat bu karar, araştırmanın hemen başlayacağı anlamına gelmiyor.

Lisansın çıkması sonrası araştırmanın etik değerleri tartışma konusu oldu. Buna rağmen lisansın geçmesi büyük bir adım olarak kabul ediliyor.

CRISPR yöntemi kullanarak genetik modifikasyon üzerinde çalışacak olan ekip, bu teknikle genomlara özel müdahalelerde bulunmayı planlıyor.

Sağlıklı embriyo gelişimi hakkında ipuçları arayacak ekip, erken gelişim evresinde genomların eklenmesi veya çıkarılmasıyla sağlıklı embriyo gelişimi hakkında fikir sahibi olmayı hedefliyor.

BuzzFeed News’e konuşan University of Kent profesörü Darren Griffin, bu çalışmalarla hamileliği erken sonlandırma operasyonlarında hangi genlerin sürece dâhil olduğunu belirlemede daha kesin bir sonuç alınabileceği örneğini verdi ve “erken insan gelişimindeki bazı genlerin işleyişini öğrenebilmemiz için bu çalışma çok önemli bir yere sahip” açıklamasında bulundu.

CRISPR tekniği nedir?

CRISPR tekniği sayesinde bir virus hücreyi ele geçirdiğinde, bakteri virüsün DNA’sının bir parçasını kesiyor ve kendi genomunda saklıyor. Böylece virüsü tanımış ve önlemini almış oluyor. Aynı yöntemle bilim insanları istedikleri gene bir nevi nokta atışı yapıp, arzuladıkları bölümünü tam olarak genoma yerleştirebiliyor.

Önceki tekniklerin çok daha az müdahale imkanı sunduğunu ve kesinlik imkanı vermediğini belirtenGriffin, “Basit olarak anlatmak gerekirse bu teknik, geni kesen ve yerine başka bir gen koyan bir çeşit makas gibi.  Önceden kullanılan tekniklerde neyin nereye gittiğini tam olarak göremiyor, bu yüzden düzenlemenizin ne kadar kesin olduğunu kestiremiyordunuz. CRISPR tekniği, gen düzenleme işlemini çok daha hızlı, kesin ve ucuz hale getirdi” ifadelerinde bulundu.

Araştırma kısırlık tedavisine katkıda bulunabilir

Araştırmanın, embriyoların gelişimine neyin olumlu ya da olumsuz etkisi olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilecek ve ebeveyn olmak isteyip başarısız olan aileler için bir umut ışığı olduğunu belirten Griffin, Kök hücre araştırmalarında da bir yol gösterici olabileceğini belirtti.

Lisans, ‘genetik modifiyeli bebekler’ yapılacağı anlamına gelmiyor

İngiltere yasalarına göre araştırmalarda kullanılan tüm insan embriyolarının 14 gün içerisinde yok edilmesi gerekiyor ve Niakan’ın araştırması da bu yasayla çelişmiyor.

Öte yandan bu uygulamanın teknik olarak mümkün olduğunu ve yakın zamanda bu konunun tartışabileceğini belirten Griffin, “Bu kesinlikle ele alınması gereken bir konu.  Eğer bir aile, örnek veriyorum Kistik Fibroz tehlikesi altındaysa ve (tüp bebek sürecinde) tüm embriyoları kistik fibroz ya da kromozom bozukluğu içeriyorsa, benim fikrim olduğu için söylemiyorum  ama tartışılabilir, bu işlem sorunlu genlerin en azından bir kopyasının düzenlenmesi ve sağlıklı bir çocuğa sahip olunabilmesi için düşünülebilir” dedi.

Bu araştırmanın uygulanmasında herhangi bir insan embriyosunun yaratılması ya da parçalanmasının söz konusu olmadığı belirtiliyor.

İznin ardından tartışmalar gündemde

Fakat bu araştırmaya herkes olumlu bakmıyor. Eleştirmenler bu yöntemin ‘tasarı bebek’lere yol açabileceğini belirtirken, Human Genetics Alert derneği yöneticisi David King, Financial Times’a yaptığı açıklamada, “Bu bilim insanlarının ‘Genetiği değiştirilmiş bebekler’in yasallaşması yolu için atılan ilk adımdır” şeklinde uyarıda bulundu.

Bu endişelere yanıt veren Griffin, “Bu ifadelerin kötü olduğunu söyleyemeyiz fakat iyi bir düzenleyiciniz olduğunda daha az ön plana çıkıyor. Biz bunu bilimsel olduğu kadar etik açısından da önemli olarak kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.