Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Gelecek Partisi İzmir geçmiş dönem İl Başkanı Cüneyt İşçilik, 95 günlük görev sürecinde yaşadıklarını Egedesonsöz'e anlattı. Zehir zemberek açıklamalarda bulunan İşçilik, Gelecek Partisi'nin İzmir'de örgütlenmesinin mümkün olmadığını söyledi, "Hiç kimse partiye katılmak istemiyor. Çünkü güvenmiyor" dedi.
İşçilik, istifasını verdikten üç gün sonra, genel merkezden yapılan "Görevden el çektirildi" yönündeki açıklamaya da tepki gösterdi. AK Parti'den ayrılıp Gelecek Partisi'ne geçtiğini hatırlatan İşçilik, "Beni Binali Yıldırım ile vurmaya kalkıştılar. Neymiş, ben Binali Bey'in oğlu Erkan Yıldırım'ın teknelerinin bakım onarımını yapıyormuşum ve AK Parti'nin ajanıymışım. Bunlar çirkin şeyler" ifadesini kullandı.
GENEL BAŞKANDAN, SAMİMİ OLDUĞUMA DAİR MESAJ GELDİ
Maddi manevi tüm gücüyle Gelecek Partisi için çalıştığına vurgu yapan Cüneyt İşçilik, il yönetiminin yanı sıra Çeşme, Menemen ve Bayraklı ilçe yönetimlerinin de istifa etmesini "Hepsi vefalı arkadaşlarmış. Sen yoksan, biz de yokuz, dediler, bıraktılar. Öyle ki, Genel Merkezin tavrından hiç kimsenin memnun değildi" dedi.
İşçilik, şunları söyledi:
"Görevden el çektirmek diye bir şey yok. Ben zaten 3 Ocak'ta istifamı Genel Başkan Yardımcısı Nedim Yamalı'ya vermişim. Bu olayın ardından Genel Başkan Ahmet Davutoğlu hocamız, bana bir mesaj attı. Mesajda, 'Hiç kimsenin, bu kadar çileyle kurduğumuz partimizin itibar kaybına yol açma hakkı yok Cüneyt Bey. Partimizde demokratik bir yarış anlaşılabilir. Ama partinin büyük kongresi önce itibar kaybına sebep olacağını bile bile adım atmayı maruz görmek doğru değil. Bugünkü konuşmamda dediğim gibi, samimi hiçbir arkadaşı kaybetmek istemeyiz. Nedim Bey'e (Yamalı) verdiğiniz sözü yerine getirmekle (Nedim Yamalı, İşçilik'ten istifasını istemişti) doğru adım attınız. İstifanızı vererek samimi olduğunuzu gösterdiniz. İyi çalışmalar, Ahmet Davutoğlu...' yazıyordu. İstifamı genel başkan bile biliyordu. Gelecek Partisi'nde 'Samimi, Cesur, Demokrat' yazar. Bunlar samimi değil, cesur da değiller. Demokrat, hiç değiller."
CUMHURBAŞKANI, ONLARDA BİR ŞEY GÖRSEYDİ, MİLLETVEKİLİ YAPARDI
Genel Başkan Yardımcıları Nedim Yamalı'nın AK Parti Ankara, Selim Temurci'nin de AK Parti İstanbul eski İl Başkanı olduğunu hatırlatan Cüneyt İşçilik, "Bu isimlerden biri siyasi işlerden, diğeri teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunlarda bir şey olduğunu görseydi, bırakır mıydı? Onları milletvekili yapardı" değerlendirmesinde bulundu ve şu iddialarda bulundu:
"İzmir'in yaşadıklarını Sakarya da yaşadı. Bunlar örgütlenemez. Zaten hiçbir yerde örgütlenemiyor. İki genel başkan yardımcısı, il başkanlıkları sırasında AK Parti Genel Merkezi’nden ayda 100 bin lira para alıyorlardı. Fakat Gelecek Partisi'nde böyle bir şey yok. Bize 1000 lira bile gelmedi. Her şey il başkanının cebinden karşılanıyor. Gelecek Partisi'nde şöyle bir hırs var. Yüzde 4 de olsa oy almayı, 30 milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Asıl hedef, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkmak... "
BEN BİRİNİ İSTİFA ETTİRİYORSAM, ONUNLA HAYAT BOYU ÇALIŞMAM
İzmir teşkilatındaki kurucu Başkan Cem Kavur'un da istifa ettirildiğini öne süren Cüneyt İşçilik, sözlerini şöyle sürdürdü: "İzmir'de süreç, Cem Kavur ile başladı. Cem Kavur'u istifa ettirdiler. Beni de AK Parti'den Gelecek Partisi'ne getiren Cem Kavur'dur. Yönetimi düşürüyorlar, Cem Bey'i istifa ettiriyorlar, aradan beş gün geçiyor, Cem Bey'i İl Koordinatörü yapıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Ben birini istifa ettiriyorsam, onunla hayat boyu çalışmam. Gelecek Partisi'nde onu kaybetmeyelim, bunu kaybetmeyelim mantığı var."
KURŞUNLAMA OLAYINDA BİLE BENİ SUÇLU GÖRDÜLER
AK Parti'yi bırakıp Gelecek Partisi'ne gittiği için pişmanlık duyduğunu dile getiren Cüneyt İşçilik, "İzmirlilerin Gelecek Partisi'ne güveni sarsıldı. Bir yıl içinde üç başkan gitti, dördüncüsü geliyor. Artık hiç kimse partimize gelmek istemiyordu. Partide ülkücüler de var, Türkiye Birlik Partililer de var" dedi ve ekledi:
"Genel Başkan yardımcılarımız Doğan Demir, Selçuk Özdağ, Seramus Üstün ve Neslihan Çelik'in destekleriyle İzmir İl Başkanı olarak 95 gün çalışabildim. Onların desteği olmasa daha önce bırakırdım. İl Başkanlığını yaptığım partide beni Binali Yıldırım'la vurmaya kalkıştılar. Ben, Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım'ın yatlarının bakım ve onarımlarını yapıyorum. Binali Bey'in ailesiyle ticaret yapıyor, dediler. Bu yüzden beni AK Parti'nin casusu olarak ilan ettiler. Ayıptır. Seyir halindeyken arabam kurşunlandı. Kurşunun biri, koltuğuma 30 santim kala bir plastiğe saplanmış. Bu olayda bile beni suçladılar. Oysa benim düşmanım yoktu. İl başkan yardımcısı arkadaşın, kardeşi yapmış saldırıyı... Ağabeyi arabada sanmış. Kendi aralarında yaşadıkları bir durum… Burada bile beni suçlu ilan etti genel merkez… Her şeye rağmen ben bu parti için cebimden 180-190 bin lira para harcadım. Henüz 37 yaşındayım. AK Parti'ye dönmek gibi düşüncem, şimdilik yok. Bir süre siyasetten uzak duracağım."