GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
16 Şubat 2022 Çarşamba 09:45

Ekonomist Civelek'ten 'yastık altı' yorumu: Vatandaş onu da kaptırırsa...

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin gündeme taşıdığı “Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma” konusunu değerlendiren ünlü ekonomist Uğur Civelek, “2002’de 100 kişiden 3,2’si borçluydu. Bugün 100 kişiden 45’i borçlu. 100 kişiden 45’inin borçlu olduğu bir ülkede yastık altında altın yoktur” dedi. Civelek, vatandaşın, en güvendiği yatırım aracı olan altını, sisteme vermemesi gerekliliğine dikkat çekerek, "Altından başka güvenilir yatırım aracı yoktur. Vatandaş olarak onu da kaptırırsan, namerde muhtaç duruma düşmen, kaçınılmaz olur" diye konuştu.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Kur garantili mevduat hesabı ile dövizi bozdurmaya yönelten sistem geliştiren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma çabaları da çok tartışılıyor. Ekonomist Uğur Civelek, şu anda Türkiye’de 100 kişiden 45’inin borçlu olduğuna dikkat çekerek, “Borçlu insanın yastık altında altını olmaz. Fiziki altın, vatandaşın en güvendiği yatırım aracıdır. Onu sisteme vermez” dedi.

İNSANLARIN EN GÜVENDİĞİ YATIRIM ARACI, ALTINDIR
1 Mart’ta başlaması planlanan “Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırma” projesini değerlendiren Ekonomist Uğur Civelek, kuyumcu ve bankaların, zaten 25 yıldır yastık altındaki altınlarını çekmek için çabaladığını söyledi. Geleneksel olarak altın tasarrufu yapanların, sisteme güvenmedikleri için fiziki altına yöneldiğine vurgu yapan Civelek, “Çünkü altın, güvensizlik ortamında, vatandaşın en güvendiği ve sığındığı limandır” ifadelerini kullandı.

BANKALAR, YASTIK ALTI ALTINI ÇEYREK ASIRDIR ÇEKİYOR
Vatandaşın, güvendiği için o limanı terk etmeye niyeti olmadığının altını çizen Uğur Civelek, “Dünyanın en kırılgan ekonomisi, hiçbir yerden kaynak bulamadığı için yastık altındaki altına yönelen bir ekonomi yönetimi, güvenli limandaki altını çekemez” dedi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

“O altındaki çekebilmesi için cebir kullanması lazım. Mesela, kambiyo sistemini değiştirir, altın bulundurmayı yasaklar, cezalandırır. Başka türlü yastık altındaki altınları alamaz. Bankalarla kuyumcuların, yastık altındaki altınları çekme çalışması, çeyrek asırdır zaten var. Bugüne kadar ne başarı sağlanmış? Bankalar, kuyumcular, çekebildiklerini zaten çektiler. Geri kalanı çekmeleri bu saatten sonra çok zor. Bankalar, altın mevduatı aldı mesela. Ziraat Bankası, dört yıldır altın tahvili çıkarıyor. Kuyumcular yine devrede. Kaç ton altın toplanabildi? Bugüne kadar başarılı olunamadığına göre, bundan sonra için başarılı olunabileceğini söylemek, inanmak, mümkün değil.”

SİSTEM ALTINI VATANDAŞ KAZANSIN DİYE İSTEMİYOR Kİ…
Vatandaşın, yastık altında altını olsa bile sisteme verdiğinde, ekstra bir şey kazanmayacağını öne süren Uğur Civelek, “Sistem bunu vatandaş kazansın diye yapmıyor ki. Sistem, kendi ihtiyacını karşılamak için yapıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyada yükselen bir enflasyon var. Merkez bankaları, balonculuğa devam edemeyecekler. Parasal daralma yaşanacak. Kırılgan ekonomiler çok büyük sıkıntılar yaşayacak. Bizim ekonomimiz de en kırılganlar arasında. Ekonomi yönetimi, seçime yönelik, oy kaybını önleyecek bir uygulama peşinde koşuyor. Kaynak bulması lazım. Oy kaybettireceği için kemer sıktıramaz. Bu nedenle umudunu, yastık altındaki altını çekmeye bağlamış durumda. Eğer ekonomi yönetimi yastık altındaki altınları çekemezse, ekonomimiz daha kötü olur.  Dışarıdan para bulamıyorsun ve mecbur içeriye yöneliyorsun.”

SÖYLENDİĞİ GİBİ YASTIK ALTINDA 5 BİN TON ALTIN FALAN YOK
Yastık altında 5 bin ton altın olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Ekonomist Uğur Civelek, borçlu sayısı üzerinden giderek, şu açıklamalarda bulundu:

“2002’de her 100 kişiden 3,2’si borçluydu. Vatandaşın borcu çok azdı ve zor koşullara dayanıklılığı yüksekti. Şu anda her 100 kişiden 45’i borçlu. Borçlu insanın yastık altında altını olmaz. Her 100 kişiden 45’i borçluyken krize girmek, o sistemi çökertir. Öyle krizleri mumla aratır. İktidarı, muhalefeti, toptan süpürür atar. O altını çekmek için cebir kullanmaya kalksanız da sonucu değiştiremezsiniz çok da fazla. Bu duruma düşmememiz lazımdı. Bundan sonra yaşanacakların sorumlusu, suçlusu, bu duruma düşmemize sebep olanlardır. Durum bu kadar net ve ciddi; altından başka güvenilir yatırım aracı yoktur. Vatandaş olarak onu da kaptırırsan, namerde muhtaç duruma düşmen, kaçınılmaz olur.”