EGEDESONSÖZ- Ege Üniversitesi (EÜ)Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan Prof. Dr. Budak, görevde olduğu sürede yaptığı faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Kampüste öğrencilerle samimi bir diyalog kurduğunu ifade eden Budak, “Rektörle öğrenci arasına duvarlar örülmüş. Ben bu duvarı yıkacağım. Benim 65 bin danışmanım var” dedi.
PROGRAMIN TAMAMI İÇİN:
HAYALİNİ BİLE KURAMAZDIK
Öğrenciliğini Ege Üniversitesi’nde geçirmiş olan Budak, yüksek eğitiminin yaptığı kuruma rektör olmasına ilişkin, “Fakirlik içinde okudum. Bir gün okuduğun bu okula rektör olacaksın deseler inanmam mümkün değildi. Hayalini bile kuramazdık. Ama bu tabi ayrı bir mutluluk, motivasyon ve sorumluluk demek” açıklamasında bulundu.
BEN SEÇİLEREK GELMEDİM, ATANDIM
Atama yöntemiyle göreve geldiğini vurgulayan Budak, ziraat kökenli üçüncü rektör olmasıyla ilgili, “Ege Üniversitesi’nde genellikle tıp fakültesinden çıkan adaylar seçimi kazanıyordu. Zaman içinde rektörlük seçimleri kalktı. Tamamen cumhurbaşkanı ve YÖK başkanı inisiyatifine geçti. Ben atanmış bir rektörüm. Seçilerek gelmedim. Ama ziraatçi olarak toprak bereketlidir. Ziraatçılar bereketlidir. Sorumluluğun kıymetini bilirler. Onun içgüdüsüyle çok daha istekli sarılmış durumdayız. İşin başındayız” dedi.
HERKESİN YOĞURT YİYİŞİ FARKLIDIR
İnsani ilişkileri önemsediğini vurgulayan Budak, “15 Temmuz birçok kuruma zarar verdiği gibi Ege Üniversitesi’ne de zarar verdi. Bir bağa ihtiyacımız var. Bu işin yüzde 50’si. Daha sonra projeleri konuşmamız gerekiyor. Doğru da yanlış da olabilir. Herkesin yoğurt yiyişi farklıdır. Benim yoğurt yiyişim bu” yorumunu yaptı.
65 BİN DANIŞMANIM VAR
Budak öğrenci ilişkileri üzerinden örnekler verirken, “Göreve geldiğim ilk hafta öğrenciler kütüphanenin 24 saat açık olmasını talep etti. Biz gece de gelelim vize, final dönemlerimizde çalışalım dediler. Önceden akşam erken saatlerde kapanıyormuş. ‘Ne yiyip içeceksiniz?’ dedim. Biz kendi yanımızda bisküvi getiririz dediler. Olmaz dedim. Çorba vereyim dedim. Yanına su, börek, çay verdik. Öğrencinin küçük talepleri olur. Yeter ki kütüphaneyi açın biz gelip çalışacağız desinler. Sonrasında kültürel faaliyetler yapalım diyorlar. Toplulukları ziyaret ettim. Aslında öğrenciler çok fazla şey istemiyorlar. Rektörle öğrenci arasına duvarlar örülmüş. Ben bu duvarları yıkacağım. Benim 65 bin danışmanım var. Hepsi de öğrencilerdir. Ben kutsal bir görev yaptığımı biliyorum” dedi.
HASTANE KAPISINA KİLİT VURULACAKTI
Üniversitenin ihtiyaçları özelinde konuşan Budak, “Üniversite nüfusunun sadece yüzde 10’u yurtta kalıyorsa bu sıkıntıdır. Daha fazla yurda ihtiyacımız var. Bunlar yapılacak. Ayrıca hastanemizle ilgili konuşmak istiyorum. Biz 2017’de ayda 28 milyon ödenek alıyorduk. Şimdi ise 38-42 milyon TL’ye çıkardık. Bu bize ciddi nefes aldırdı. Yoksa hastane kapısına kilit vurulacaktı. Bakan geldiğinde de konuştuk” ifadelerini kullandı.
400 RAKAMI NASIL BÖYLE ÇİFT VE TAM ÇIKMIŞ ANLAMADIM
Taşeron yasasındaki düzenleme sonrasında 450 kişinin kadroya geçemediği için işsiz kaldığı ifade edilmiş ve sonrasında Budak sayının yanlış olduğunu belirtmişti. Budak konuyla ilgili açıklamalarda bulunurken, “3 bin 114 tane taşeron dediğimiz çalışanımız başarılı oldu. Bunlardan sadece 157 tanesi kadroya geçemedi. 400 rakamı nasıl böyle çift ve tam çıkmış anlamadım. İtiraz dilekçelerini verebilirler. Hukuki anlamda da itiraz etmeleri doğal süreç. Böyle olursa bazıları gerçekten hakları yendiği için sonuç alabilirler. Bu rektör yetkisinde olan bir şey değil. Komisyonlar kuruldu. Kurumsal ve yasal bir karar. Keşke kişisel inisiyatifinde olsa ama yasa böyle” dedi.
SÖZLÜ YAPTIK, YAZILI OLSAYDI SIKINTI YAŞANABİLİRDİ
Mülakata ilişkin konuşan Budak, “Sınavla ilgili bir sıkıntı yok. Sözlü yaptık, hepsi başarılı oldu. Soruların basit olduğunu da kendirli söylüyor. Bize sınavla ilgili bir eleştiri ve dönüş olmadı. Yazılı yapsaydık sıkıntı olabilirdi. Yazılı yapmadık. Sınava girmeyenler de yorum yapıyor” açıklamasını yaptı.
ÜNİVERSİTE İMAJI AÇISINDAN KÖTÜ BİR OLAYDI
Üniversitede güvenlik noktasında tedbirli davrandıklarını söyleyen Budak, “Fırat Yılmaz Çakıroğlu bizim yaramızdır, evladımızdır. Ölüm yıl dönümünde ilk defa bir rektör katıldı. Ben katıldım. Nasıl evinizde kapıyı kilitlendiğinizde daha huzurlu hissediyorsanız biz de güvenliğe önem veriyoruz. 400 güvenlik görevlimiz var. Üniversite imajı açısından çok kötü bir olaydı. Evlat acısı açısından kelimelerle ifade edilmez. Kim olursa olsun dileriz bir daha yaşanmaz. Öğrenci eğitim yapsın. Bazen kamuoyunda eleştiriliyoruz, fazla güvenlik önlemi alıyoruz diye. Ama elimizden gelen tedbirleri almaya çalışıyoruz” diye konuştu.
SİYASETİ BIRAKTIM
Geçmiş dönemde milletvekili görevinde bulunan yeniden siyasete geri dönüp dönmeyeceği sorusunu yatılayan Budak, “Ben siyaseti bıraktım. 2011’de bıraktım. Sadece rektörlük yapacağım. Bunlar geçmişte kaldı. Milletvekiline de başvurmadım son dönemde. Yaptığım önemli bir hizmet. Bir Rektör olarak, akademisyen olarak görevimi yapıyorum. 4 aylık rektörken siyasetle ilgili bir şey düşünmem doğru da olmaz. 9-10 yıllık siyasi yaşamımda üst düzey görevlerde bulundum. Ama geldiğim noktada ülkenin çıkışının eğitim ve bilim olduğunu düşünmekteyim ve böyle bir kurumun başındayım. Ben birikimimle üniversiteye, bilime ne katkı sunabilirim amacım tamamıyla bu” dedi.