GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Ekim 2019 Salı 10:48

Dünya pazarında Türk gücü

Maden sektöründe dünya devlerinin bir araya geldiği MINEX Fuarı’nda Türkiye, maden makinaları ve teknolojileri ile kendini kanıtladı. Çok sayıda yerli üretici maden çıkarma, cevher işleme ve zenginleştirme, işçi sağlığı ve güvenliği ile çevre konularında gelişmiş çözüm önerilerini fuarda sergiledi. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası işbirliğiyle 23-26 Ekim tarihlerinde düzenlenen MINEX - 8. Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı, Türkiye’nin maden ve doğal kaynak zenginliğinin yanı sıra makina ve teknolojik ilerlemelerini de gözler önüne serdi. Değirmen, cevher işleme, zenginleştirme makinalarının yanı sıra geliştirdiği işçi ve çevre dostu teknolojileri ile Türkiye artık dünyanın dört bir yanına makina üretiyor. Sektör yeniliklerini yakından takip edip bünyesinde işleyen Türkiye, ileri mühendislik teknikleri ile uluslararası pazarda yatırım odağı oldu. Geçmiş yıllarda sadece yurt içi çalışan pek çok firma şu an Orta Doğu, Asya ve Avrupa’nın yanı sıra Amerika, Avusturalya, Güney Afrika, Kanada gibi madenciliğin merkezi olan ülkelere hammaddenin yanı sıra ürün ve hizmet ihraç ediyor. Uluslararası pazarda dünya devi olan markaları bünyesinde ağırlayan MINEX Fuarı, yerli üretimin gücünü tüm dünyaya kanıtladı. 

Geri dönüşümle su tasarrufu 
1976’dan beri maden sektörüne hizmet veren bir firmanın temsilcisi olan Ozhan Kara, çevreci bir kuruluş olarak atık ve cevher kısmında suyu ve atığı ayrıştırarak her ikisinin geri kazanımını sağlamaya çalışan sistemler ürettiklerini belirtti. Kara, “Maden ocakları genelde suya ulaşılabilmesi zor yerlerde konumlanır. Biz kullanılan suyun ziyan olmasını önleyerek tekrar sürece geri kazandırılmasını sağlıyoruz. Koyulaştırıcı dediğimiz sistemle katı malzemeyi çöktürerek temiz suyu açığa çıkartıyoruz. Filtreleme ekipmanlarımızla da atığın taşınabilir hale getirilmesini sağlıyoruz. Böylece hem su tüketimini azaltıyoruz hem de cevherin atıktan ayrışmasına yardımcı oluyoruz. Şu an dünyadaki rakiplerimizle mücadele diyoruz ve onların pazar payını kısıtlamaya başladık” dedi. 

Kadın girişimciden kitlesel kayıplara çözüm 
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ile projeler yürüten hem üretici hem de Ar-Ge firmasının sahibi Tuğba İpek, henüz iki yıllık bir firma olmalarına rağmen mobil iş makinaları, maden makinaları, endüstriyel makinalar ile bunların hidrolik ve inovatif sistemlerini kurduklarını dile getirdi. İpek; “İş makinası dahilinde olan ve onlara hizmet eden 7 tane patentli ürünümüzü kendi bünyemizde üretiyoruz. Türkiye’de muadili olmayan, dünyada ise bir kısmının az sayıda örneği olan ürünler bunlar. Maden sektöründe şu anda en büyük sıkıntı, riskli alanlarda faaliyette olan makinalarda insan gücü. Burada gördüğümüz eksiklikleri analiz ederek Ar-Ge çalışmaları yürüttük. Makinaların girmediği alanlarda kazma kürek işçiliğini ortadan kaldırdığımız bir makinamız var. Otonom sürüşle yaptığımız makinalarımız tamamen insansız, sensörlerle çalışan bir makina. Kaynak işçiliğini ortadan kaldırıyoruz. Burada tabi amacımız istihdamı daha bilinçli yönlendirmek. Makinanın yapabildiği işlerde insanı ortadan kaldırmalıyız çünkü hidrolik çok riskli bir şeydir. Basınçlar yüksektir, risk alanı çok fazladır. Sistemlerde yanlış hesaplamalar yapıldığında kitlesel kayıplar oluyor. Biz bunları takip ederek makinalarımızı üretiyoruz. Ben kadın girişimciyim. Bütün sahada, ağır sanayide, madende, demir çelikte, buralarda da kadınların yoğunlukta çalıştığını görebilirsiniz. Amacım aynı zamanda onlara dikkat çekmek” şeklinde konuştu. 

Dünya devlerinin teknolojik çözüm ortağı 
29 yıl önce maden sektörüne atılan ve 3 yıl sonra kendi şirketini kuran bir firmanın Genel Müdürü Kayıhan Oğuz ise, “Türk madenciliği 25 yıl öncesine kadar gelişme aşamasındaydı ve insanlar teknolojiyi pek tanımıyordu. Birkaç kişi eline kalmıştı sektör ve onlar da ne getirirse Türkiye onu görüyordu. Biz de bu açığı gördük ve sektörün yalnızca ekipman satıcısı değil teknolojik çözüm ortaklarından biri olduk. Dünyada maden sektörünün tüm üretim aşamaları ile alakalı bütün gelişmeleri çok iyi takip ederek ülkemizdeki sektöre yansıtıyoruz. Madenlerin daha hızlı, ekonomik ve emniyetli üretimini sağlayan çözümler ortaya koyuyoruz. Dünya artık nihai ürünlere geçiyor. Ülkemiz nadir toprak elementleri açısından oldukça zengin. Biz de artık daha spesifik ve nitel ürün üretmeye öncelik veriyoruz.  Dünya devleriyle çalışıyoruz dolayısıyla ürünlerimiz çevre, insan ve işçi sağlığına uyumlu çözümler sunuyor. Türk madenciliği dünyada henüz markalaşamadı ancak son dönemde çok hızlı ataklar yapmaya başladı. Avustralya, Kanada, Amerika, Çin, Güney Afrika gibi ülkelerin tamamıyla çalışıyoruz. Bu ülkeler madencilikte çok gelişmiş ülkeler. Orada gelişen teknolojileri takip edip mutlaka ülkemize getiriyoruz ve katma değeri yükseltiyoruz. Yeni mühendislerin vizyonunu açık tutuyor, onları kendi içimizde yetiştiriyoruz” şeklinde konuştu.