GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
1 Nisan 2016 Cuma 17:06

Dündar ve Gül'ün yargılandığı davada bir erteleme daha!

Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davanın bugünkü duruşması tamamlandı. Mahkeme bundan sonraki duruşma için tarih verdi. Can ve Dündar tutuksuz yargılanmaya devam edecek.

MİT TIR’ları davasınının ikinci duruşması bugün yapıldı.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sabah saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.

Adliye önünde toplanan bir grup, çeşitli pankartlar taşıdı. Bazı kişiler ise ağızlarını siyah bantla kapattı.

Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül, alkışlar eşliğinde adliyeye girdi.

Bir önceki duruşmada alınan gizlilik kararı nedeniyle salona sanıklar, avukatları ve yakınları dışında kimse alınmadı.

Güvenlik görevlileri, ellerindeki isim listesine bakarak izleyicileri içeri aldı.

Duruşmayı izlemek isteyen CHP ve HDP’li milletvekillerine de izin verilmedi.

Adliye koridorlarında yaşanan hareketlilik duruşmayı izlemeye gelenlerin cep telefonu kameralarına yansıdı.

500 AVUKAT BAŞVURDU
Bu arada, iki gazetecinin yargılandığı davaya müdahil olmak isteyen yaklaşık 500 avukat, mahkemeye dilekçe verdi. Duruşmaya vekaletname ve yetki belgesi bulunan, isim sırasına göre duruşma salonuna alınan 500'e yakın avukat da katıldı.

Salonun ön tarafında avukatlarla beraber CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Barış Yarkadaş, İlhan Cihaner, Tuncay Özkan, Mahmut Tanal, Engin Özkoç, Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Musa Çam, Sibel Özdemir, Orhan Sarıbal, Niyazi Nefi Kara, Ali Haydar Hakverdi ve Ali Akyıldız ile HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Garo Paylan ve Meral Danış Beştaş da bir süre bekledi.

CHP milletvekillerinden Barış Yarkadaş, Engin Özkoç, Hilmi Yarayıcı ve Tuncay Özkan'ın, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyeleri olarak dün mahkemeye müdahillik talebinde bulundukları öğrenildi. Yine CHP'den 8 milletvekili ile HDP'li 3 milletvekilinin de mahkemeye müdahillik talebinde bulunduğu kaydedildi.

Öte yandan, Can Dündar ve Erdem Gül'ün salona alınması sırasında Dündar'ın oğlu Ege Dündar içeriye alınmadı. Dündar'ın avukatları Ege Dündar'ın da içeriye alınması için mahkeme heyetiyle görüştü.

MİLLETVEKİLLERİNE RET
Verilen aranın ardından tekrar başlayan duruşmada mahkeme heyeti, milletvekillerinin müdahillik taleplerini reddetti.

OĞLU DA DURUŞMAYA KATILDI
Can Dündar'ın oğlunun duruşmaya katılma talebi ise kabul edildi.

İddianamenin özetinin okunduğu duruşmaya, savunmalar için bir süre ara verildi.

Duruşmada aranın ardından saat 13.30'da Can Dündar savunma yapmaya başladı. Dündar'ın ifadesinin ardından kürsüye Erdem Gül geldi.

KONSOLOSLAR DURUŞMADA YOK
İlk duruşmaya katıldıkları için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilen başkonsolosların bugünkü duruşmaya gelmedikleri öğrenildi.

Ancak ABD Başkonsolosluğu’ndan bir yetkilinin İstanbul Adliyesi’ne geldiği görüldü.

KORİDORDA GERGİNLİK
Öte yandan, mahkeme salonuna giden koridorda gerginlik yaşandı. Duruşmayı izleyen bazı basın mensupları ile Can Dündar arasında tartışma meydana geldi.

DÜNDAR: AYM KARARI BİZİ BERAATE GÖTÜRECEK
Duruşma öncesinde açıklama yapan Can Dündar, ilk duruşmada verilen kararları hatırlatarak, "Birincisi duruşmanın tarafları belli oldu. Cumhurbaşkanı ve MİT müdahil olarak duruşmaya katılacak.İkincisi ise kapalılık kararı alındı. Burada bir yanlışlık var oturma düzeninde. Cumhurbaşkanlığı ve MİT Müsteşarlığı'na karşı gazeteciler. Biz aslında burada sorgulayan tarafta olmalıydık" diye konuştu.

Gazeteciliğin yargılandığını bir kez daha vurgulayan Can Dündar, "Burada yargılanan gazetecilik, halkın haber alma, öğrenme hakkı. Karşı tarafta ise halktan gizlenen bir suç var.Şimdilik biz savunmamızı yapacağız. Artık bu sadece bir gazetecilik davasının ötesine taştı gördüğünüz gibi. Duruşmaların kapalı yapılması bir hata, gizlenmeye çalışıldıkça aleniyet kazanıyor'' dedi.

Dündar, şöyle konuştu: "Uluslararası diplomatların davayı izleme hakkı da girdi işin içine. Bu halkın Meclis'teki temsilcilerinin davayı izleyip izleyemeyeceği de çıktı. Duruşmanın milletvekillerine kapalı olması onları hedef haline getirdi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla ilgili açıklamasını da eleştiren Dündar, kendilerinin yasaları tanıdığını ifade ederek, "O anayasa, bu Anayasa Mahkemesi kararı ve bu yasalar bizi beraate götürecek. Ona inanıyoruz. Sonuna kadar bu davada savunma hakkımızı kullanacağız. Tarihte her zaman kazandık, yine kazanacağız” diye konuştu.

Bir soru üzerine konsolosların davayı izlemesine yönelik eleştirileri de değerlendiren Can Dündar, "Kendileri gereken cevabı verdiler, biliyorsunuz. Bu davayı izlemek en doğal hakları. Türkiye’de hukuk var mı yok mu? Takip etmek bütün yabancı diplomatların hakkı” dedi.

GÜL: DAVA DÜŞMELİ
Erdem Gül de yaptığı açıklamada, “Burada yargılanmaya çalışılan gazeteciliktir. Haber yargılanıyor. Davanın bugün düşmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

AVUKAT AKIN ATALAY: SAVUNMA OLMADAN DURUŞMA OLMAZ
Can Dündar ve Erdem Gül’ün avukatı Akın Atalay ise “Savunma makamı olmadan duruşma yapılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

DURUŞMA TAMAMLANDI
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davanın bugünkü duruşması tamamlandı. Mahkeme bundan sonraki duruşma için tarih verdi.

DURUŞMA SONRASI İLK MESAJLAR
Dündar ile Gül, duruşmasından çıkışta, adliye önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Can Dündar, "Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz" dedi.

Can Dündar, şunları söyledi: “Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz. Koridorlarda olağanüstü hal koşulları vardı. Üç barikatı aşarak girebildik. Mahkemelerde bugüne kadar hiç görmediğimiz olağanüstü güvenlik tedbirleri altında bir yargılama oldu. Biliyorsunuz, kapalı duruşma oldu. Dolayısıyla sınırlı sayıda avukat girebildi. 500'e yakın avukattan zannediyorum 100'e yakını girebildi. Bence iyi bir duruşma oldu. Çünkü dünyanın dikkati de bu duruşmanın üstündeydi. Türkiye de önemsiyor bu duruşmayı. Basın özgürlüğünü savunmamız gerekiyordu, öyle yaptık. Ben kendi savunmamda, bizim yargılanmamıza neden olan görüntüleri izlemek istediğimi söyledim. Bunun üzerinde izah etmek istediğimi söyledim."

"DOSYADAKİ DVD'DEN O GÖRÜNTÜLERİ İZLEDİK"
"Bunun üzerine duruşma salonunda, buna izin verildi. Dosyadaki DVD'den o görüntüleri izledik, onun üzerinde izah ettim. Neden bunu kamuoyunun bilmesi gerektiğini, bir gazetecinin neden duyarsız kalamayacağını anlatmaya çalıştım. Suçlamalara tek tek cevap verdik. Avukatlarımız savunmalarını verdiler. Cumhurbaşkanı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın müdahil olarak katıldığı duruşmada onların avukatları sorular sordu, onlara cevap verdik. Savcının sorularına cevap verdik. Ve bahse konu terör örgütü ile hiçbir alakamız olmadığını, tersine yıllardır bununla mücadele ettiğimizi ve aksine, iktidarın bu konudaki desteğini hatırlattık. Savcının bir tutuklama talebi olmadı. Zannediyorum bir birleştirme talebi olacak. Onu da önümüzdeki duruşmada göreceğiz. Bize desteğe gelen milletvekillerine, konsoloslara, diplomatlara, bizi başından beri destekleyen herkese teşekkür ediyoruz. Bu sayede bu davada çok önemli aşama kaydettiğimizi düşünüyoruz. Gazeteciliği sonuna kadar savunduğumuzu düşünüyoruz. Bu sadece bizim davamız değil, susturulmak istenen diğer gazetecilerin de davası. En azından onun önünü kestiğimizi düşünüyoruz."

ERDEM GÜL'ÜN SÖZLERİ...
Erdem Gül de, “Kendi savunmamda, 'Basının şu anki iktidarın etrafına kenetlenmiş durumuna çok kafayı takmayın. Türkiye'de basın geleneği çok köklü ve eskidir. Batı kadar, en azından bizim tarihimizde basın geleneği vardır. Dolayısıyla, bugünkü görüntü geçicidir. Ama bağımsız ve tarafsız yargı, bugün burada gazeteciliğin yargılandığını görmelidir. Gazetecileri de adliyeden çıkarıp kendi haber alanlarına göndermelidir' dedik. Sonuçta, burada gazeteciliği savunduk, bundan sonra da böyle olacak" şeklinde konuştu.

Bir basın mensubunun, Fethullah Gülen ile ilgili sorusuna Erdem Gül, “Bize soruldu ve eğer varsa geçmişte onlar beraber yaptılar. İktidar bir sabah kalkıp, 'Benim iktidar olduğum dönemde bir paralel yapı kurulmuş' dedi. Biz bir sabah öğrendik. Geçmişte o 'Paralel' dediklerine ilişkin suçlamalar vardı. O çevrelere karşı kalkan olmuşlardı. Sonra bir sabah 17 Aralık oldu ve 'Paralel' dediler. Onların hesabını kendileri versinler. Biz orada yoktuk zaten. O fotoğrafın içinde ikisi vardı. Dolayısıyla, hükümetin o hesabı vermesi gerekir" yanıtını verdi.
Can Dündar ve Erdem Gül, açıklamanın ardından araçlarına binerek adliyeden ayrıldı. (dha)