GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
25 Kasım 2020 Çarşamba 14:25

DİSK'ten İzmir’de kadına şiddete tepki!

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş 2'Nolu İzmir Şube Yöneticisi Zeynep Sarıçınar, pandemi döneminde kadınların uğradığı şiddete dikkat çekti. Sarıçınar "2020'nin ilk on ayında en az 229 kadın öldürüldü, 122 kadın tacize uğradı, 226 çocuk istismar edildi ve 79 kadın tecavüze uğradı. Salgın sürecinde yaşanan ekonomik kriz, cinsiyet eşitsizliğini de artırdı" ifadelerini kullandı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel-İş 2'Nolu İzmir Şubesi Kadın Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet İle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında İzmir Eski Sümerbank Binası önünde basın açıklamasında bulundu.

Pandemi döneminde artan kadın cinayetlerine ve geçtiğimiz aylarda gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması konularına eleştirilerin yükseltildiği toplantıda, katılımcı üyeler adına açıklamayı DİSK Genel-İş 2'Nolu İzmir Şube Yöneticisi Başkanı Zeynep Sarıçınar gerçekleştirdi.

"PANDEMİDE CİNSİYERTEŞİTSİZLİĞİ ARTTI"
Pandemi sürecinde cinsiyet eşitsizliğinin iyice arttığını ifade eden Genel-İş 2'Nolu İzmir Şube Yöneticisi Zeynep Sarıçınar, 2020 yılının ilk 10 ayı içerisinde 229 kadının öldürüldüğünü söyledi. Sarıçınar,  "1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatör hükümete karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin mücadelesinin simgesi haline gelen 25 Kasım’ı bu yıl salgın koşullarında karşılıyoruz. Bu yıl, Covid-19 pandemisinin  yarattığı toplumsal ve ekonomik sorunlar var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirerek kadınların evde, sokakta ve işyerlerinde daha çok fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalmasına ve hatta yaşam haklarının ellerinden alınmasına neden oluyor. 2020'nin ilk on ayında en az 229 kadın öldürüldü, 122 kadın tacize uğradı, 226 çocuk istismar edildi ve 79 kadın tecavüze uğradı. Salgın sürecinde yaşanan ekonomik kriz, cinsiyet eşitsizliğini de artırdı. Salgın ile birlikte okulların kapatılması ya da uzaktan eğitime geçilmesi ile çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ev dışından hizmet alımının azalması ile artan iş yükü, uyulması gereken hijyen kuralları, temizlik işleri, geleneksel olarak kadına yüklenen toplumsal cinsiyet rolü gereği kadınların ev içi yükünü artırmıştır.  Ev içi iş yükündeki artışın yanı sıra, piyasada daralan istihdam olanaklarının kadınların işgücüne katılımı ve istihdama katılımını azalttı, işsizlik çığ gibi büyüdü" ifadelerini kullandı.

"ÖZEL ÖNLEMLER GELİŞTİRİLMELİ "
Pandemi sürecinde iş ve gelir kaybı uğrayan kadınlar için özel önlemler geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Sarıçınar, "Salgın sürecinde kadınların en çok çalıştığı işkolları olan sağlık, eğitim, gıda ve perakende hizmetlerinde de çalışma koşulları ağırlaştı ve çalışma süreleri arttı. Ayrıca kadın emeğinin daha çok kayıt dışı sektörlerde yoğunlaşması da salgın sürecinde kadınların gelir ve sosyal güvenceden yoksun kalmasına neden oldu. Kısacası ülkemizde kadın emeği konusunda yaşanan sorunlar, salgın sürecinde giderek daha da kötüleşti. Bu sorunları görmezden gelmek ve geçici çözümler üretmek, kadın emeği sorunun daha da derinleşmesine yol açacaktır.Biz kadınların her alanda mücadele ettiğimiz şiddetten ,tacizden, ekonomik krizden ve pandeminin yıkıcı etkilerinden korunmamız için yapılması gerekenler bellidir:  İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun uygulansın!  ILO’nun geçen yıl kabul ettiği 190 nolu “işyerinde Şiddet ve Tacizin Önlenmesi” sözleşmesi ülkemiz tarafından da onaylansın, Hükümet politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır. COVID-19 pandemisinin yarattığı krizden en çok etkilenen sektörlerde iş ve gelir kaybına uğrayan kadınlar için özel önlemler geliştirilmelidir" dedi.

"SESİMİZİ VE SÖZÜMÜZÜ BÜYÜTMEYE KARARLIYIZ"
Genel-İş 2 Nolu Şube olarak kadın hakları konusundaki mücadelelerini artarak sürdüreceklerini belirten Sarıçınar, "Salgın süresince bütün işçiler süre koşulu aranmaksızın işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmalıdır. Tüm işyerlerinde, hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler, 60 yaş ve üzerinde olanlar COVID-19 salgını süresince idari izinli sayılmalıdır. 12 yaşından küçük çocuğu olanlara talepleri halinde ücretli izin verilmelidir.  Kadınlara özgü görülen ev içi sorumlulukların çözümü için kamu politikaları hayata geçirilmelidir. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır. Bu taleplerimiz için DİSK/Genel-İş 2 Nolu Şube olarak mücadelemizi yükselteceğiz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde, kadını ezen, yok sayan, ötekileştiren, öldüren her türlü ideolojinin karşısında; haklı mücadelemizde ön safta kız kardeşlerimizle sesimizi ve sözümüzü büyütmeye kararlıyız" diye konuştu.