GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
27 Ekim 2020 Salı 14:26

DİSK'ten 'güvenlik soruşturması' kararına karşı 'temiz kağıdı' çıkışı

İZELMAN ve İZENERJİ şirketlerinde işten çıkartılan 16 işçi ile ilgili eylemler sürüyor. Genel-İş Sendikası 2 ve 3 No'lu Şubelerin öncülüğünde gerçekleştirilen eylemde konuşan Genel-İş Sendikası 2 No'lu Şube Başkanı Arif Yıldız, "Bugün, keyfi biçimde işlerine son verilen 16 arkadaşımız, kendileri ile ilgili savcılığa başvuru yaparak 'Adli Sicil Kayıtları’nı talep etmişlerdir. Aldıkları adli sicil kayıtlarından da görüleceği gibi, haklarında ne bir kovuşturma ne bir soruşturma ne de bir ceza vardır" ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İzmir Temsilciliği işten çıkartılan 16 işçi için yeniden bir araya geldi. Konak Meydanı'nda bulunan İZSU binası önünde toplanan Genel-İş Sendikası İzmir 2 ve 3 No’lu Şubeleri üyeleri, işten çıkartılmaları eleştirdi.

Katılımcılar adına konuşmayı ise DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız, " Patronların keyfi tutumları sonucu her gün binlerce işçinin işten çıkarıldığı ülkemizde, AKP hükümeti ile beraber şimdi bir de “güvenlik soruşturması” gibi Anayasa ve yasalara aykırı bir biçimde yeni bir uygulama daha hayata geçmiştir" ifadelerini kullandı. Yıldız ayrıca alınan kararın çalışma hakkının gaspı olduğunu söyledi.

DEMOKRAT VE MUHALİFLERİN TASFİYESİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR
Yasal olarak OHAL'in bittiğini belirten Genel-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Arif Yıldız, işten çıkartılan 16 kişinin Adli Sicil Kayıtlarını aldıkların ve bunların temiz olduğunu söyledi. Yıldız "Bugün burada, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN ve İZENERJİ şirketlerinde çalışan 16 işçi arkadaşımızın haksız ve hukuksuz yere işten çıkarılmalarını bir kez daha protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi Sendikamız üyesi olan 16 işçi kardeşimizin iş akitleri, geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı talimatlı bir bildirimle, “güvenlik soruşturması” neticesi ileri sürülerek sona erdirilmiştir.  Patronların keyfi tutumları sonucu her gün binlerce işçinin işten çıkarıldığı ülkemizde, AKP hükümeti ile beraber şimdi bir de “güvenlik soruşturması” gibi Anayasa ve yasalara aykırı bir biçimde yeni bir uygulama daha hayata geçmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ terör örgütü ile mücadele gerekçesiyle başlayan bu uygulama, sonrasında kamuda ne kadar demokrat ve muhalif varsa onların tasfiyesine dönüşmüştür. Kanun Hükmünde Kararnameler eliyle on binlerce işçi, memur, doktor ve akademisyen haksız ve hukuksuz yere işten çıkarılmıştır. Bu insanların çok büyük çoğunluğu yıllar geçmesine rağmen halen OHAL komisyonlarına yaptıkları itirazların sonuçlarını bekliyor. Yasal olarak OHAL bitti ama maalesef OHAL uygulamaları ülkemizde kalıcı hale dönüştü. İşte bu “güvenlik soruşturması” uygulaması da bunun en bariz örneğidir. Bugün, keyfi biçimde işlerine son verilen 16 arkadaşımız, kendileri ile ilgili savcılığa başvuru yaparak 'Adli Sicil Kayıtları’nı talep etmişlerdir. Aldıkları adli sicil kayıtlarından da görüleceği gibi, haklarında ne bir kovuşturma ne bir soruşturma ne de bir ceza vardır. Devletin resmi bir kurumundan alınan, halk deyimiyle 'temiz kağıdı'nı başka bir devlet kurumu kabul etmemektedir" ifadelerini kullandı.

İSTİHBARATA DAYALI BİLGİLERLE İNSANLARI İŞİNDEN EDEMEZSİNİZ
İstihbaratlar ile insanları işlerinden edemeyeceklerini söyleyen Yıldız, yapılanların 'çalışma hakkı' gaspı olduğunu söyledi. Yıldız "Güvenlik soruşturmalarında yargı kararı ile mahkûm olup olmamalarına bakılmaksızın kişiler hakkında sübjektif değerlendirmeler bulunmaktadır. Hele ki bugün siyasal iktidarı eleştiren her siyasi düşünceden insanın bugün terörist diye kolayca suçlandığı bir ortamda kimse bizden bu güvenlik soruşturması istihbaratına güvenmemizi beklemesin. Yargı kararı olmaksızın, keyfi olarak doğruluğu tartışılır istihbarata dayalı bilgilerle insanları işinden edemezsiniz. Suçluluğu kanıtlanana kadar kişinin masum sayılması ceza hukukunun en temel ilkesi olduğunu asla unutmayın. Suç ve cezalar şahsidir kimse yakınının veya bir akrabasının işlediği suçtan dolayı cezalandırılamaz. Kimse cezasını çektiği bir suçtan dolayı ayrımcılığa uğratılamaz. Suç işlemiş ve cezasını çekmiş olanların da çalışma hakkı gasp edilemez. Bu en temel Anayasal hak olan 'çalışma hakkı'nın gaspıdır" dedi.

TOPYEKÛN MÜCADELE İÇİN BİRLEŞELİM
İşten çıkartılma kararlarına bir an önce son verilmesi gerektiğini söyleyen Yıldız; "Buradan yetkililere bir kez daha sesleniyoruz. Gelin bu hukuksuzluğa bir an evvel son verin. Covid-19 nedeniyle sözde işten çıkarma yasağı olan bir dönemde insanları işinden, ekmeğinden etmeyin. Güvenlik soruşturması bahanesi ile yapılan keyfi işten çıkarmaları durdurun. Tüm basın ve kamuoyu da bilmelidir ki, DİSK-Genel-İş Sendikası olarak bizler, haksız ve hukuksuz bu işten çıkarmaların karşısında durmaya, gerekli her türlü hukuksal ve demokratik mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Barış isteyen akademisyenler, bağımsız yargı diyen barolar, salgınla mücadelede gerçekler halktan saklanmasın diyen tabip odaları, grevli toplu sözleşme isteyen kamu emekçileri, eğitimde fırsat eşitliği parasız bilimsel laik eğitim için size 'oy moy yok' diyen gençler, İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyerek şiddete kadın cinayetine ve tacize hayır diyen kadınlar tek adam rejiminin saldırılar karşı topyekûn saldırıya karşı, topyekûn mücadele için birleşelim mücadele edelim."

SU KADAR BERRAKTIR
İşten çıkartılan kişilerin masum olduğunu ifade eden Yıldız; "Buradan Vali’ye ve iktidara kalemini satan boyalı basına sesleniyoruz. Bizim arkadaşlarımız su kadar berraktır. Bizim arkadaşlarımız herkes pandemi sürecinde evde yatarken 4,5 milyonluk İzmir halkının evlerinde rahat yaşaması için onlara hizmet ürettiler. Ama bugün iktidarın 18 yıldır ceberuta anlayışını kaleme almayan, dün bu ülkenin cumhurbaşkanından iş isteyen, ‘Geçinemiyorum’ diyen esnafa ‘al çay iç’ diyen anlayışı yazmayan, kalemini satan boyalı basına sesleniyoruz. Bizim arkadaşlarımız temiz. Biz arkadaşlarımızın suçsuzluğunu kanıtlayana kadar alanlarda bunun mücadelesini vereceğiz.  Buradan bir çağrımız da beş gündür sesini çıkarmayan işverene. Bundan yıllar önce AKP İl Başkanı ‘İZELMAN ve İZENERJİ’de terör sempatizanları çalışıyor’ demişti. Dönemin belediye başkanı çıkıp ‘Ben çalışan bütün arkadaşlarıma inanıyorum. Arkadaşlarımın suçsuz olduğunu da inanıyorum. Varsa bir suçları Cumhuriyet Savcılığı’nı göreve davet ediyorum’ demişti. Buradan aynı açıklamayı yapmaları için İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na çağrıda bulunuyoruz. Eğer arkadaşlarımız suçluysa 11 aydır neden çalıştırdınız? Arkadaşlarımız bugün yasal olarak adliyeden aldıkları ıslak imzalı adli sicil kayıtlarını getirdiler. Arkadaşlarımızın bir suçu yoktur. Yargılanması ya da davaları yoktur. Ama arkadaşlarımız hedef gösterildiler ve gerekçe gösterilmeksizin iş akitleri feshedildi. Biz bu haksızlığa ve hukuksuzluğa sessiz kalan bütün STK’ları, siyasi parti üyelerini ve Cumhuriyet Halk Partili 13 milletvekilini buradaki haksız yere işten atılan işçilere sahip çıkmaya ve bizimle birlikte alanda olmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.