EGEDESONSÖZ- DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, SONSÖZTV yayınına katılarak Aslı Eren’in sorularını yanıtladı. Sarı, iş hayatı ve ekonomi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
“SEÇİMDEN SONRA İŞSİZLİK 1 VEYA 1 BUÇUK MİLYON ARTACAK”
İşçilerimiz açısından son tablonun çok kötü olduğunu ifade eden Sarı,“İşsizlik ve istihdam raporuna göre kriz işsizliği arttırmaya devam ediyor. Her ne kadar 31 Mart seçimlerini bir şekilde atlatmış olsak da 23 Haziran seçimlerine tüm ülkenin kilitlenmiş olması, krizin bir ay daha ötelenmesini sağladı. Aslında bir kriz var ancak üzeri bir şekilde örtülerek seçimi atlatmak hedefleniyor. 23 Haziran’dan sonra iddia ediyoruz ki, bunu çok rahat bir şekilde söylüyoruz işsizlik 1 veya 1 buçuk milyon artacak, enflasyon daha da yukarı çıkacak, döviz üzerinden TL’nin kaybı git gide artacak ve yaşanabilir ücret dediğimiz, yoksulluk sınırındaki ücretler müthiş bir değer kaybına uğrayacak ondan sonra da hayat yaşanmaz hale gelecek” dedi.
“DEĞER KAYBI İLE ASGARİ ÜCRET 2017 YILI SEVİYESİNE GERİLEDİ”
Son ekonomik gelişmeleri değerlendiren Sarı, “Hükümet tarafından ortaya konan pembe tablo Türkiye’nin gerçeği değil, geniş tanımlı olarak 7 milyon 690 bin kişi olan işsiz sayısını kenarı atıyor. İleriki günlerde durumun daha da kötü olacağını ifade ediyoruz. Üretimi terk etmişler, tarımı terk etmişler. Ekonomi Bakanı’nın her ay daha iyi olacak dediği tablodan, işsizliğin 1 milyon daha arttığı bir yere geldik. Bugün pazara indiğinizde enflasyon yüzde 29.7 durumunda. İnsanlar cebine bakıyor, cepte yangın varsa gerçek enflasyonu görüyorsunuz. Asgari ücret bugün yaşanan kur artışlarıyla erimiş 2017 yılı konumuna gelmiştir. Gözün gördüğü gerçek, cebin gördüğü gerçektir, bu gerçeği hükümet ve bakanlar gizleyemez” diye konuştu.
“YOLUN SONUNDA YİNE IMF’DEN KREDİ ALINACAK”
Kanunların Avrupa’ya göre düzenlendiği ancak yaşamın Avrupa’nın uzağında olduğunu ifade eden Sarı, “Bu işin sonu yine IMF ile anlaşma olacak ve yine asgari ücretliye, emekliye zam zulüm ile yine hesap bize kesilecek diye düşünüyorum. Biz reçeteyi daha önce de açıklamıştık. Emek Platformu kurulmuştu ancak hükümet bunu yok sayıp sadece patronlar kulübü ile oturup kanunlar yapmaktadır. Hep birlikte masaya oturularak bu krizden çözüm aramamız gerekiyor. Eğer Avrupa’daki emeklilik yaşı Türkiye’de uygulanacaksa burada da Avrupa’daki çalışma saatlerini uygulayalım. Reçetenin bir kısmı da budur aslında. İşçiler o standartlarda çalıştırılırsa geriye kalan zamanda da binlerce işsize iş kapısı açılacaktır” ifadelerini kullandı.
“BELEDİYE BAŞKANLARI FARKLI OLMALI”
“Belediye başkanlarına farklı olmalarını tavsiye ediyorum” diyen Sarı,“Haktan ve emekten yana olan bir fark yaratmalarını tavsiye ediyorum. Yerelde alınan tavırların geneli etkileyeceğini düşünüyorum. Eğer mobbing uygulayan ve ATM memur varsa belediyede biz diyoruz ki hemen belgeleriyle birlikte bize getirin biz de altına imzamızı atalım. Ama diğer sebeplerle belgesiz olarak arkadaşlarımız hakkında işlem yapılırsa hemen karşılarında bizi bulurlar. Biz bunu daha önce bazı belediyelerde yaşadık. CHP İzmir İl Başkanlığı da bir genelge yayınladı, işten çıkarmaların gündeme alınmaması konusunda. Ancak yine de iç hesaplaşmalar sebebiyle böyle şeyler oluyor. Yeni gelen belediye başkanlarına çağrımız şudur, farklı bir belediye başkanı olun, siz kollarını açtığınızda sizi kucaklayacak emekçiler vardır. Son KHK ile Belediye şirketlerine geçenler hariç toplu sözleşmeye sahip arkadaşlarımız ücretleri iyi. Özellikle en çok mağdur olanlar KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımız. Çünkü onlar yüksek hakem kurulunun belirlediği 4+4 zam alıyor, yüzde 20’lik enflasyona rağmen. Biz bu mağduriyetin ortadan kalması için yetki talep ediyoruz ama bazı yerlerde yetki geliyor bazı yerlerde gelmiyor. Bazı belediyeler asgari ücret farkını yansıtmıştır, Buca Belediyesi ve Bornova Belediyesi gibi. Bu fark ortaya koyulduğunda mağduriyet de ortadan kalkacaktır” dedi.
“YÜZDE 1’İN YARATTIĞI KRİZİ YÜZDE 99 ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİL”
Bazı belediyelerde yaşanan işçi problemlerine değinen Sarı, “Aliağa Belediyesi’nde 200 personelimizin görev yeri değiştirilerek mobbing uyguluyor. Bazı arkadaşlarımız da işten çıkarıldı. Orada arkadaşlarımız Aliağa Demokrasi Meydanında işe iade konusunda eylem yapıyor. Siz şimdi bir makine operatörünün eline süpürge verip sokağa yolluyorsanız, bu işten gocunmayız yaparız ancak bunu ne sebeple yaptığınıza bakarız. Krizi yüzde 1 yaratırken yüzde 99 bunu çekmek zorunda değil.İzmir’de başkanların büyük kısmı değişti. Bu başkanların işe adapte olması biraz sürecektir. Hiçbir başkanla kol kola değiliz demiyoruz, kızdığımız Mustafa İnce dahil. Hepsi ile birlikte yürümeye hazırız. Biz işçilerimizin demokratik hakları için sizinle de mücadele ederiz, ancak karanlıktan aydınlığa giden yolda sizinle de birlikte yol almayı biliriz. Biz sadece sendikayız, sadece ücret politikası izleriz diyerek yanan ormanı görmezsek ileride hepimiz mahvoluruz. Biz RES’lereHES’lere karşı da bir politika izliyoruz bu sebeple. Biz belediye başkalarına bunu diyoruz, elinizdeki rantı halktan yana mı ranttan yana mı kullanacaksınız. Önemli olan bu. Büyükşehir bugün 3-4 bakanlığın bütçesine sahip. Bu rant halktan yana kullanılacaksa bilinsin ki DİSK onların yanında olacak ancak ranttan yana kullanırsanız DİSK olarak karşılarında olacağız” diye konuştu.
“KIDEM TAZMİNATI KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR!”
Kıdem tazminatı sisteminin değiştirilmesine yönelik çalışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Sarı, “Zaten ülkedeki çalışma barışını 17 yıldır AK Parti ortadan kaldırdı. Eskiden iş mahkemeleri vardı ve iyi çalışıyordu ama şimdi ara bulucular çıkarıldı. 10 yıllık alacağın var 3-4 yıl mahkeme sürer sonra alacaksın diyorlar en iyisi gel şu 10 bini al, evinin kirası var, krediler var al bununla idare et, diyerek mağdur ediyorlar. Şimdi kıdem tazminatına göz koydular. Kıdem tazminatı için fon oluşturarak burada oluşan parayı başka işler için kullanmak istiyorlar. İşsizlik fonundan biliyoruz biz bunu. İşsizlik fonunda biriken paranın çok büyük kısmı iş sahiplerine ödendi, işçilere veya işsizlere değil. İşverenin burada payı olmamasına rağmen teşvik adı altında işverene dağıtıldı bu para. Sokakta yüzde 26’yı bulan işsizlere ayda 1000 lira olarak işsizlik parası olarak dağıtılabilirken bu para ile yol ve köprü yapıyorlar. Sonra biz bu fonlara güvenir miyiz, asla güvenemeyiz. İktidara buradan söylüyoruz, kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Bu para hırsızlara teslim edilmeyecektir. Bu parayı ailemizin güvencesi olarak görüyoruz, bu parayı size yedirmeyeceğiz. Önümüzdeki günlerde bu konuda çeşitli önlemler alacağız” dedi.
“TEMMUZ YA DA AĞUSTOS AYINDA ASGARİ ÜCRETE ZAM YAPILMALI”
Yaşanan ekonomik gelişmelerin ardından Türk lirasının aşırı değer kaybettiğini belirten Sarı, “Çok acilen Temmuz ya da Ağustos ayında, emeklilerin ve asgari ücretlilerin maaşlarına bir iyileştirme yapılmalı. Bir torba yasa il bu yapılabilir ama yapmayacaklar çünkü AK Parti patronlarla kol kola. Daha geçtiğimiz gün hükümete geçmişe dönük mahkemelerin 5 yıldan 1 yıla indirilmesini teklif etti.Avrupa’da eğitim sistemi kişilerin kendi tercih ettikleri meslek grupları üzerinden sürdürülüyor. Bizde öyle yok. Allah bulak bir sistem ile biz iş verdik ama onlar kabul etmedi oluyor. Siz diş teknisyenine madende iş buluyorsunuz, makine teknisyenine, tarım sezonu açıldı gidin tarlada çapa yapın diyorsunuz. Okullar kapandığında yine binlerce öğrenci işsiz kalacak. Genç işsiz arkadaşlarımızın çalışmadığı için zorunlu sağlık sistemi için devlete borçlu kalıyor. Erdoğan 3 çocuk dedi yetmedi 5’e çıkardı ama bu çocuklara nasıl bakılacağını söylemedi. Bu sistem çalışanları da işsizlerle tehdit edilmek suretiyle mağdur ediyor. Çalışanlara ya bu 2020 lira ile çalış istemezsen dışarıda 5 milyon işsiz var diyerek tehdit ediliyor” ifadelerini kullandı.