Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - CHP Menemen İlçe yönetimi, Belediye Başkan Vekilliği seçiminde hem Aydın Pehlivan hakkında oy kullandığı iddiası hem de Başkanvekili Aydın Pehlivan'ın 65 milyon lira borçlanma yetkisi talebinde grup kararına aykırı oy kullanması nedeniyle üç meclis üyesi için disiplin sürecinin başlatıldığını duyurmuştu.
CHP Menemen İlçe Başkanı Turan Erdoğan başkanlığındaki toplanan ilçe yönetim kurulu, grup kararına uymayan CHP Menemen Belediyesi Meclis Üyeleri Hasan Ünal, Ali Aydın ve Rasim Yiğit Özge hakkında disiplin dosyasını oluşturmak için harekete geçmişti. İlçe yönetiminin, üç ismin savunmalarını aldıktan sonra hazırlanacak dosyanın İl Başkanlığı'na gönderileceği açıklanmıştı
Yaşanan gelişmeler sonrası, Menemen Belediyesi'nde tartışmalara neden olan ve belediye başkanlığı koltuğunun CHP'den AK Parti'ye geçmesi ile sonuçlanan üç 'fire' içinde CHP Menemen Belediyesi Meclis Üyeleri Hasan Ünal, Ali Aydın ve Rasim Yiğit Özge'nin hedef tahtasına yerleştirilmesi ile ilgili gazetemize konuşan Hasan Ünal, açıklama yapanların kendileri ile çeliştiğini söyledi.
İNSANLAR KENDİNİ KURTARMAK İÇİN KURBAN ARIYOR
Başlatılan disiplin süreci ile ilgili konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Menemen Meclis Üyesi Hasan Ünal, herkesin bu süreçte hatası olduğunu belirtti. Ünal, "1 Aralık 2020'de Serdar Aksoy'un görevden alınması ile birlikte Menemen'de bir Başkan Vekilliği seçimi yapıldı. Bu seçimde ise millet ittifakından 3 fire çıktı. O günden itibaren bugüne kadar bir süreç yaşandı. Yaşanan süreç sonrası ise Sevda Bozkurt arkadaşımız partiden istifa etmişti. O gün de hanımefendinin istifası sonra il yöneticilerimizin ilçede gerçekleştirilen toplantıda açıklama yapmış ve firenin biri kesinlikle buydu demişti. Ancak şimdi hem bizi suçlayan hem de o gün o hanımefendi için bu iddiayı ortaya atanlara sormak istiyoruz; Firenin biri oysa, bizlere 'aradığımız üç kişi bu üç kişi' yaftasını nasıl yapıştırıyorsunuz? Bu matematiğe aykırı! Onların açıklamasına göre fireden biri o hanımefendi ise, demek ki bu üç kişiden biri masumdur! Hal böyleyken, disiplin süreci ile bizlerin bir savunmamız istendi, savunma istendi ancak aynı gün ilçenin sosyal medya sayfasından 'Başkan Vekilliği seçiminden bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalarda tespitlerimiz vardı…' gibi söylemlerle olayı farklı bir boyuta getirilmeye çalışıldı. Şu an yaşanan bu süreçte insanlar kendini kurtarmak için kurban arıyor. Çünkü bu olay ile birlikte nefes alacak birçok insan var. Bu süreç ile birlikte sadece il veya ilçe hata yapmadı, Genel Merkezinde, Tunç Soyer'in de hatası oldu. Herkesin bu süreçte farklı farklı konularda hataları var" diye konuştu.
ÜZERİNDEKİ MAYMUNU ATMAYA VE NEFES ALMAYA ÇALIŞIYOR
Suçlanan isimlerin geleceği ve onuruyla oynandığını da belirten Ünal, "Burada herkes üzerindeki maymunu atmaya ve nefes almaya çalışıyor. Maymunu atarken biraz dengeli atmak lazım. Hanımefendi ile alakalı özelde ilçede bu açıklamayı yapıp sonrasında bizim için o üç kişi bu üç kişi derseniz o zaman fire üç değil dört oluyor. Yani kendiniz ile çakışıyorsunuz... Kimi kandırıyorsunuz siz? Halkı mı kandırıyorsun? Örgütü mü kandırıyorsunuz? İnsanların geleceğiyle, onuru ile oynamak o kadar kolay değil. Bu kadar amatörce bir yaklaşım olmaz. Yargısız infaz tanımına bire bir uyusan bir açıklamaydı" dedi.
İL YÖNETİMİ VE KARAKURT İÇİN FLAŞ İDDİA
Deniz Karakurt'un geçtiğimiz yıllarda Denetim Komisyonu ve encümenliğe seçilmesi ile ilgili çarpıcı bir yorumda bulunan Ünal, "Sayın Karakurt ile görüşmedim. Kendisiyle görüşeceğim herhangi bir şey de yok. Sayın Karakurt dediğimiz kişi, parti ilkelerini, parti tüzüğünü hiçe sayarak geçen yıl iyi ya da kötü bir belediye başkanı vardı ve o belediye başkanının faaliyet raporuna ret oyu kullandı. Amaç burada belediye başkanını devirmekti ve devirmeye çalışmaktı. AK Partililer ile birlikte hareket edip, encümen ve komisyona AK Partililerin oyları ile seçildi. Yani bunların hepsi birer parti suçlarıydı. Bu suçlara rağmen disiplin süreci çalıştırılmadı. Disiplin süreci çalıştırılsaydı, disiplinden gelecek herhangi bir uyarı yada kınama durumunda bile bildiğim kadarıyla tüzük gereği iki yıl boyunca herhangi bir yere aday olamama olmama gibi bir durum söz konusuydu. Anladığımız kadarıyla disiplin sürecisi il bu kişiyle alakalı bu yüzden çalıştırmadı. Demek ki o günden bu yana gelen bir planlama varmış. Daha o zaman Serdar Aksoy görevdeydi" diye konuştu.