'BİZE DE GURUR DUYMAK KALIYOR'
Projede yer alarak emek verenlere teşekkür eden Başkan Soyer, “Şu anda yüzde 70’i tamamlanan projeyi başarı ile sonuçlandıracağımıza inanıyorum. Böylece sadece bizim için değil Türkiye için son derece kıymetli bir çalışmayı tamamlamış olacağız. Bu şehrin gelecek yapılanmasına ve Türkiye’ye ışık tutacak sonuçlar ortaya çıkacak. Bize de gurur duymak kalıyor” diye konuştu.
'TÜRKİYE’DE YAPILAN İLK ÇALIŞMA'
ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Topal da çok önemli ve büyük bir çalışma diye nitelendirdiği proje için Başkan Tunç Soyer’e teşekkür etti. Çalışmanın maliyetli olduğuna dikkat çeken Tamer Topal, “Proje kapsamında yüzlerce, binlerce örnek alınıyor. Bunlar deneye tabi tutuluyor. Kuyuların içerisinde de deney yapılıyor. Çıkan örnekler detaylı olarak tanımlanıyor. Bornova basenini çok detaylı çalışıyoruz. Bir deprem olduğunda bu basenin farklı kesimleri nasıl davranır, bunu detaylı şekilde inceliyoruz. Bu, Türkiye’de yapılan ilk çalışma olacak” dedi.
'İZMİR BİR ÇOK DOĞAL AFETE DİRENÇLİ HALE GELECEK'
Proje koordinatörü ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdin Bozkurt ise “Projenin içerisinde 10 tane iş paketi var. Depremi her yönü ile ele alan, örnek teşkil eden bir proje. Bornova çanağı olarak bilinen bu alanda zeminin bir deprem esnasında nasıl davranacağı çok önemli. 6 Şubat depreminde yaşanan örneklerden de yola çıktığımızda zeminin özelliklerinin ve onun üzerindeki yapı stokunun ne kadar önemli olduğunu, depremin neden bir felakete, afete dönüştüğünü öğrendik. İzmir’in sadece depreme değil doğa kökenli diğer afetlere de dirençli hale gelebilmesi için yapılan bu çalışma çok kıymetli. Öncelikle akıl ve bilimle yola çıktık. Yine akıl ve bilimle yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.
'TÜRKİYE’NİN GENELİNDE ARTIRILMALI'
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç da Bornova’da zemin koşullarının oldukça kötü olduğunu belirterek, “Türkiye’de deprem yönetmelikleri oldukça gelişmiş. Fakat bu yönetmeliklerin tamamı şehrin ya da yerleşim yerlerinin ilk 30 metresini tanımlıyor. Oysa havza bazlı yerleşimlerde daha derine doğru inilmesi gerekiyor. Bu çalışmanın temeli veya en önemli özelliği havzanın bir bütün olarak ele alınmasına dayanıyor. 200 metrekarelik alanlar içerisinde yoğun, sismik, mikrogravite ölçümleri yapılıyor. Her birinde sondaj yapılıyor. Böylece havzayı bir bütün olarak ele alıp modellemesini gerçekleştireceğiz. Çünkü deprem derin kökenli bir etkidir ve ilk 30 metreden, özellikle gevşek zeminlerde elde edilen sonuçlar, havzayı temsil etmez. Bu tür çalışmaların Türkiye’nin genelinde artırılması gerekiyor. Örnek olacak nitelikte bir çalışma. Muhtemelen bundan sonraki yönetmeliklere de havza bazlı çalışmalar şeklinde yansıyacak. İzmir’in bu konuda öncülük yapması son derece önemli” dedi.
KENT MERKEZİ 4 ETAP HALİNDE BİTİRİLECEK
Zemin araştırması kapsamında Bornova’da şu ana kadar 10 jeoteknik amaçlı derin sondaj kuyusu açıldı. 7 ayrı bölgede daha benzeri amaçlı sondaj kuyusu açılması planlanıyor. Çalışmalar tamamlandığında ilçedeki her türlü afet tehlike ve riski göz önüne alınarak yerleşime uygunluğu değerlendirilecek.