GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
28 Mart 2024 Perşembe 13:14

‘Devletin parası seçim ekonomisine’ dedi, hükümeti hedef aldı: Belediyelere ambargo var!

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay  maaş ödemeleri ile ilgili sıkıntının sorulması üzerine “Biz bir süredir bilinçli olarak hükümet tarafınca ambargoya maruz bırakılıyoruz. Belediyelerin bütçesi var. Devleti  kendi siyasetleri açısından bu anlamda da kullanıyorlar. Seçim ekonomisi yaparak  başka yerlerin paraları harcarken belediyelerin hakkı olan parayı göndermiyorlar. Seçim dönemlerinde özellikle yapıyorlar. Sıkıntıya girelim diyorlar özellikle. Bu arada çalışanları kışkırtmak için de ellerinden geleni ardına koymuyorlar” dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil İnay Kınay ile birlikte Türk-İş 3’üncü Bölge Temsilciliğine bağlı tüm sendika yönetimleri ile bir araya geldi.

Toplantıda açıklamalarda bulunan Tugay, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

AMBARGO KONULUYOR
Kendilerinin hükümet tarafından engellendiğini belirten Tugay, “Çalışanların maaşlarının, ikramiyelerinin ödenmesiyle ilgili konuyu pek gündeme getirmedim. İnsanlar farkında değil. Biz bir süredir bilinçli olarak hükümet tarafınca ambargoya maruz bırakılıyoruz. Belediyelerin bütçesi var. Bir de o bütçeye karşılık  her ay  İller Bankası aracılığıyla bakanlıkların bize gönderdiği bir pay var. Tahakkuk var. Onların oranına bakın. Bundan iki sene önce nasıldı? Beş sene önce nasıldı? On sene önce nasıldı? Ben ilçe belediyelerinde bunu inceledim. Beş sene önce yüzde 50’si ise bütçenin, bu sene yüzde 15’lere düştü. Yani bütçe enflasyondan dolayı mecburen büyüyor. Ben Karşıyaka Belediyesi'ne başladığım zaman 280 milyon liraydı. Bu sene 2 milyar 450 lira. Yani beş senede 10 katına çıkmış. Ne beklersiniz? İller Bankası'ndan gelen paranın da yani tahakkukun da 10 katına çıkmasını beklersiniz değil mi? Normalde olması gereken bu. Ancak durum bununla hiç alakası yok. Kuşa döndürdüler. Ben milletin şunu fark etmesini istiyorum;  Bu çok ayıpça karşıladığım bir şey. Çünkü insanların vergilerini yükseltiyorsunuz. Vergi alınca kimseye acımıyorlar. Ama o vergilerden, yerel yönetimlere pay verirken kesiyorlar. Seçim dönemlerinde özellikle bunu yapıyorlar.  Belediyeler sıkıntıya girsin, ödeme sıkıntısına girsin diye… Bu kamu yönetimi ahlakına uymayan bir tutum. Ve bunu yaptıkları için gerçekten kınanmaları lazım. Ama insanlarımız endişe etmesin diye bu konuyu çok gündeme getirmiyoruz. Bildiğiniz devleti  kendi siyasetleri açısından bu anlamda da kullanıyorlar. Yani seçim ekonomisinde  başka yerlerin paraları harcarken belediyelerin hakkı olan parayı göndermiyorlar. Seçim dönemlerinde özellikle yapıyorlar. Sıkıntıya girelim diyor özellikle. Bu arada çalışanları kışkırtmak için de ellerinden geleni ardına koymuyorlar. Ben önümüzdeki dönemde yapacağımız bütçe disipliniyle, harcamalarınızda neye öncelik vereceğimizi belirledikten sonra çalışanlarımızın haklarının ödenmesini en öncelikle birinci maddeyi koyarak  bu sorunu yaşayacağımızı düşünmüyorum. İzmir'in hakkını her zaman arayacağız. Çalışanlarımızın da hakkını biz koruyacağız” dedi.

PAZAR GÜNÜ BİR KARAR VERİLECEK
Sendikalarla dayanışma içinde olacaklarının sözünü veren Başkan Adayı Tugay, “Pazar günü seçim var ve artık bir karar verilecek. Ondan sonra da eğer bize görev verilirse önümüzdeki beş yıl içerisinde sizlerle birlikte kol kola, omuz omuza inşallah şehrimizin iyiliği için, çalışma ortamlarımızın huzuru için, çalışan arkadaşlarımızın emekleri için, hakları için birlikte mücadele edeceğiz. Belediye başkanlığım boyunca, geçen 5 yılda değişik ortamlarda hep aynı şeyi söyledim. Belediye başkanları patron değildir, belediyeler de şirket değildir. Özel kurumlar da değildir, halka ait kurumlardır. Tabii ki çalışan arkadaşlarımız burada en fazla söz sahibi, hak sahibi olan insanlardır. Belediye hizmetleri, çalışanlar aracılığıyla yürür. Dolayısıyla çalışanların haklarının gözetilmesi çok önemlidir. Çok değerlidir. Kurumun doğru işlemesi için en verimli şekilde çalışması için eksik ve hatalı konuların düzeltilmesi için sendikalarımızda biz dayanışma içerisinde, hep beraber kurumları yönetmenin önemini hepimiz idrak etmeliyiz. Ve burada birbirimizi anlayarak bu süreci götürmeliyiz. Hep öyle düşündüm. Bundan sonra da eğer belediye başkanlığım devam edecek olursa büyükşehirde bu anlayışla bakacağım” şeklinde konuştu.

İZMİR'DE BELEDİYECİLİK HİZMETLERİNDE ADETA TEK SES DUYACAKSINIZ
İletişim eksikliklerinin hizmette bazı aksamalara sebep olacağını söyleyen Tugay, “Öncelikle yaşadığımız şehrin sorunlarının düzelmesi, belediye hizmetlerinin iyileştirilmesi dolayısıyla belediyelerden memnuniyetin arttırılması gerekiyor. Ama bunu yaparken çalışma ortamında hiçbir şekilde huzursuzluk olmaması, bir hak kaybı yaşanmaması, insanlarımızın herhangi bir adaletsizlik burada oluyor diye de düşünmemesi lazım. Bu konuda ben hassasiyet içerisinde olacağım. Çok özenli, çok dikkatli olacağım. Bir başka farkımız bu dönemde ilçe belediyeleriyle, Büyükşehir’in çok sağlıklı ve doğru bir şekilde koordinasyon yapmak olacak. Onu da çok önemsiyorum. Geçen dönem ben bir metropol ilçenin belediye başkanıyken büyükşehirle ortak çalıştığımız pek çok konu oldu. İletişim eksiklikleri sebebiyle hizmette bazı yerlerde aksamalara yol açtığını, sorunlara yol açtığını çokça gördük. Böyle bir şeyin olmaması adına da çaba içerisinde olacağım. Çok düzenli olarak koordinasyon çalışmaları yapacağız. Yani İzmir'de belediyecilik hizmetlerinde adeta tek ses duyacaksınız. Böyle birbirinden farklı çeşitli anlayışlar değil, ortaklaşmış, aynı yöne bakan belediye başkanları ve yöneticileri göreceksiniz. Bu da benim bu şehre taahhütlerimden birisidir. Katılımcı bir yönetim anlayışıyla belediyeyi yönetirsek toplumun her kesiminden görüş alarak, katkı alarak yönetirsek sağlıklı ve doğru bir yönetim göstereceğimize eminim” dedi.

İZMİR’İN ÇÖZÜLEMEYECEK SORUNU YOK
İzmir’in çözülemeyecek sorunu olmadığını dile getiren Tugay, “İzmir güçlü bir kent. İzmir Büyükşehir Belediyesi güçlü bir kurum. Bütün taşlar yerine oturduktan sonra herkes o iç huzurunu işlettikten sonra çok verimli, çok başarılı çalışmalar yapmamak için hiçbir nedenimiz yok. Şehrimizin de zaten aslında çözülemeyecek bir sorunu yok. İzmir'in tamamını gözleyerek bütün alanlarında işte yeni yerleşim bölgeleri, sanayi bölgeleri, korunması gereken tarım bölgeleri, korunması gereken doğal yaşam alanlarını da gözeterek; denizimizi, kıyımızı, körfezimizi, koylarımızı koruyarak tarihsel mirası koruyarak kültür mirasını koruyarak nasıl bir planlama yapacağız. İnşallah önümüzdeki 1-1,5-2 yıl içerisinde en geç insanlarımıza göstermiş olacağız. Şuna inanıyorum yönetmeyi herkesi duyarak herkesin katılımını alarak iyi niyetle bütün yurttaşlarımızın, bütün kurumlarımızın gerçekten şehirde şeyi olan, birikimi olan önemli kanaat önderlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, üniversitelerin katılımını sağlayarak başarabilirsek buradan başarı doğar, huzur doğar, adalet doğar. Ve dolayısıyla herkesin daha mutlu olduğu, daha fazla refah içerisinde yaşadığı bir şehir beraberce oluşturmuş oluruz” diye konuştu.

KINAY: KARABAĞLAR'IN HAKKINI KORUYACAĞIZ
Toplantıda konuşan Kınay, “Emek mücadelesinin içerisinden gelen birisi olarak bugün yine bu masada olmak bizim için çok değerli. Bundan önceki yolculuklarımızda yaptığımız gibi bundan sonra da Karabağlar'da yine emeği ve emekçinin hakkını koruyarak tüm çalışmalarımızda hem kendimizin hakkını koruyacağız. Karabağlar'ın hakkını koruyacağız. Hem de emekçilerimizle beraber bu yolu büyüterek devam edeceğiz. Büyükşehir belediye başkanımızla birlikte onun ekibinin koordinasyonuna devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

GİRAL: TÜRKİYE İŞÇİ SINIFININ BABA OCAĞI
Demiryol-İş Sendikamız İzmir Şube Başkanı Hamdullah Giral, “Türk-İş olarak sizleri burada görmekten çok büyük bir mutluluk duyduk. Biz Türk-İş topluluğu olarak 8 sendikamızda örgütlüyüz. Total sayımız 14 bin 700. İzmir'de 110 bin üyemiz var. Ege Bölgesi'nde 220 üyemiz var.59 şubeydik, dev bir markayı daha örgütledik. Toplamda bununla birlikte 60 tane şubemiz, 8 tane bölge temsilciliğimiz var. bu şekilde Türkiye'ye hizmet vermekteyiz. Kamuda dört yüz bin üyemiz var. Özel sektörde de 1 milyonun üzerinde üyemiz var. Şu an aramızda birkaç şube başkanımız eksik. Seçim ve bayram öncesi toplu sözleşmeleri bitirelim diye mücadele ediyorlar. Her iki başkanıma da başarınız daim olsun, inşallah uzun vadede beraber çalışacağız. Türk-İş olarak bize ne zaman nerede ihtiyacımız olursa biz buradayız. Evimiz burası. Türkiye işçi sınıfının baba ocağı, TÜRK İŞ burada başkanım. Biz herkesin başkanıyız. Çünkü niye? Emek neredeyse TÜRKİŞ oradadır. Asla emekçiyi yalnız bırakmamıştır. İnşallah bundan sonraki süreçte de bizlerle ve bizden sonra gelecek nesillere de bu şekilde armağan ederek yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.