GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
29 Mayıs 2024 Çarşamba 10:56

Deri ihracatçılarından hükümete uyarı: Batıyoruz!

Ege Deri ve Deri Mamulleri Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, sektörün kriz içinde olduğunu belirtti, enflasyonla uyumlu döviz kuru artışının gerekli olduğunu söyledi. Zandar "Eğer bu yıl, kurdaki değişim gerçekten enflasyon oranında olmazsa fabrikaların hepsi kapanacak, firmalar yurt dışında başka yerlerde üretim yaptıracak. Türkiye'de bu ürünü yapmanın bir anlamı kalmıyor. Tekstil de Mısır'a gitmeye başladı. Dericiler gitmedi ama gerçekler buysa bunu düşüneceğiz. İthalatçılar olarak kumar oynuyoruz, bunun adı kumar" dedi.

EGEDESONSÖZ- Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar'ın "Basın Sohbet Toplantısı"nda deri sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Zandar, enflasyonla uyumlu bir döviz kuru artışı beklentisi içinde olduklarını belirtti. Deri ve deri mamulleri sektörünün bir kriz içinde olduğunu belirten Zangar, ilk 4 aylık dilimde deri ürünlerinde yüzde 28, ayakkabı ürünlerinde yüzde 29, mamul deri ve kürklerde yüzde 11, saraciyede yüzde 29, deri kürk ve konfeksiyonda yüzde 36 düşüş olduğunu belirtti.

TÜRKİYE'DE BU ÜRÜNÜ YAPMANIN BİR ANLAMI KALMIYOR
Zangar açıklamasında "Emek yoğun bir sektörüz ve yanımızda kalifiye olmayan personel çalıştıramıyoruz. Ustalık, profesyonellik isteyen, yetenek isteyen kişilerle ancak çalışabiliyoruz ve bu kişiler asgari ücretle çalışmıyorlar. 2 yıldan beri asgari ücret uygulanan enflasyon oranındaki zamlar yüzünden aynı oranda zamları uygulamak zorunda kaldık. Deri konfeksiyonda da ayakkabıda da şu anda değer çok yaklaşarak yüzde 62’lik bir orana ulaşmış. Biz bugün ortalama 26 dolar kilogram başı ayakkabı ihracatı yapıyorsak bunun için de 16 dolar sadece genel giderimiz var. Bunun üstüne malzeme, firma karı, varsa finansman maliyet, varsa bina kira fiyatı gelecek. Arada kalan rakam geri kalan her şeyi kapsıyor. Ürün anlamında hiçbir şey yok. Deri konfeksiyonunda 2019 yılında ortalama kilogram fiyatı 102 dolarmış, maliyetler 40 dolardı.  Normalde üretim yapan tesiste yüzde 40 oranını geçmemesi lazım. Biz hastane değiliz, restoran değiliz. Çok ciddi anlamda malzemelerimiz var. İşletme genel giderleri yüzde 62’ye kadar çıkmış bir işletme, şu anda ihracat yapacak, piyasada fiyat tutturacak, para kazanacak, finansman maliyetlerini, varsa kirasını ödeyecek. Mümkün değil. Diyoruz ki sektörün ihracatı neden düşüyor? Geri kalan masrafları üstüne koyduğunuzda fiyat tutturmanız mümkün değil. Bu şu an sadece bizim değil emek yoğun sektörlerin özeti. Eğer bu yıl, kurdaki değişim gerçekten enflasyon oranında olmazsa, Ocak ayında yine yüzde 40-50 zamla karşılaşırsak bu sektördeki bu yüzde 62’lik oran yüzde 72’lere çıkacak ve o zaman bu fabrikaların hepsi kapanacak, firmalar yurt dışında başka yerlerde üretim yaptıracak. Reel anlamda Türkiye’de bu ürünü yapmanın hiçbir anlamı kalmıyor. Bu işsizlik demek, personelin bir daha bu sektöre girmemesi demek. Ülke ekonomisi ile ilgili elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. İhracatçı satış fiyatını kendisi belirleyemiyor, müşteri belirliyor. Avrupa’da enflasyon oranı yüzde 2’lere kadar düştü" dedi.

ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ
Sektörün önünü göremediğini belirten Zandar, "Biz sadece restoran kafe işleten bir ülke mi olacağız? Transit ticarete yöneleceksek yönelelim sorun değil ama Türkiye’de üretim faaliyetlerinin devamı isteniyor mu, istenmiyor mu? Hükümetimizin buna karar vermesi lazım. Şu anda üreticiler olarak mecbur olduğumuz için bunları kabul ediyoruz. Çünkü verilmiş sözlerimiz var, yurt dışına verilmiş işler var, insanlarla konuşuyoruz. 6 ay sonrasına, 1 yıl sonrasına üretim anlaşmaları yapıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, bir kasa bir masa derler ya,  biz burada oturup da sipariş geldi, gönderelim şeklinde davranmıyoruz. Haziran’da fuara gidiyoruz, Eylül’den sonra yapacağımız üretimlerin satışını yapacağız. Burada önümüzü nasıl göreceğiz de insanlara fiyat vereceğiz? Her gün beni ‘nasıl fiyat vereceğiz’ diye arıyorlar. Nasıl verecekseniz verin, diyorum. 6 ay sonraki kurun kaç olabileceğini gören var mı aranızda? Hanginiz diyebilir 8 ay sonra kur bu kadar olacak, üretim maliyeti bu kadar olacak, enflasyon bu kadar çıkacak, yıl sonunda zam gelecek diye söyleyebilen var mı? Şimdi bu bağlamda ben önümüzdeki Ocak ayında sevk edeceğim mallar için Haziran’da nasıl fiyat vereceğim?" şeklinde konuştu.

KUMAR OYNUYORUZ
Dövizin artmasının enflasyonu arttıracağının hatırlatılması üzerine Zandar, "Döviz artmasa da enflasyon artmıyor mu? Bu psikolojiden çıkalım. Bir örnek vereyim. Çocuklarınız için okul parası yatırdınız mı bir sonraki dönem için? Geçen seneki döviz kuruyla hesaplayın, bu seneki döviz kuruyla hesaplayın. Türkiye’de şu an iç piyasada döviz 50 TL’nin altında hesaplanmıyor. Ben hesabı yapıyorum, aptal bir adam değilim. İç piyasa dinamikleri bunu 50 TL’den hesaplıyorsa ihracatçıya neden yüzde 35 TL’den hesaplanıyor? Ben hesabı nasıl yapacağım, Ocak ayının maliyetini nasıl çıkaracağım? 2020-2021’de yaşadığımız dengesizlik, üreticilerin lehine söndü. Bir anda kur patladı, asgari ücret çok düşük kaldı, çok ucuz işçilik oldu bunlar doğru değildi ama bu da doğru değil. 2021’de yaşadığımız ücretlerin çok düşük olduğu dönem şu anda denge tersine döndü. Kime yarıyor? İhracatçıya, iç piyasa hizmet yapana yarıyor. Ben şu anda işçime zam yapamam. İşçim diyor ki ‘yetmiyor’. Ben de ‘hesap ortada, nasıl zam yapayım’ diyorum. Muma dönüyoruz. 40’tan hesapladık, önümüzdeki haftalarda sevkiyat başlıyor hala 35’lerdeyiz. İnsanlar bir yerden sonra bu iş yapılmaz der. Tekstilde Mısır’a gitmeler başladı, zamanında nasıl gitmişlerdi? İlk defa yaşanmıyor. Dericiler gitmedi ama gerekiyorsa, gerçekler buysa bunu da düşüneceğiz. İthalatçılar olarak kumar oynuyoruz, bunun adı kumar" ifadelerini kullandı.