GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
20 Şubat 2021 Cumartesi 14:45

Deprem mağduru vatandaşa hayat öpücüğü: 5 yıl ödemesiz, 20 yıla kadar taksit!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in depremde evi hasarlı olan ve yıkılan mağdur vatandaşlar için sunduğu “kredi” önerisinde ilk detaylar belli oldu. 30 Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu Kurucusu ve Başkanı Haydar Özkan, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızın dediğine göre Dünya Bankası'ndan 250 milyon dolarlık 0,92 faiz oranlı bir krediden bahsediliyor. Şu an bildiğimiz kadarıyla Büyükşehir tarafından verilecek kredi de 5 yıl depremzedeler geri ödeme yapmayacak. Kredinin geri ödeme süresinin de 20 yıl olması bekleniyor. Bu bizim için hayat öpücüğü demek oluyor" dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir'de 30 Ekim tarihinde yaşanan 6.6 şiddetindeki deprem sonrasında özellikle Bayraklı İlçesinde bir çok bina yıkılırken, çok sayıda konut ise hasar aldı.

Deprem sonrasında gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeler, gerekse bakanlıklar aracılığı ile İzmir'de yaraların sarılabilmesi için elbirliği yapmıştı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Uzundere konutlarını ve ortağı olduğu Hilton'u depremzedelere geçici barınma yeri olarak tahsis ederken, bakanlık Bayraklı'nın üst kısmında bulunan rezerv konut alanına, depremzedeler için konut yapacaklarını açıklamıştı.

Yaşanan gelişmeler sonrası ise geçtiğimiz günlerde hasarlı binaların yeniden inşası için Dünya Bankası'ndan kredi çekilebileceğini ve vatandaşların kira öder gibi binasını yapabileceğini açıklayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, deprem mağduru vatandaşlarla masaya oturacaklarını söylemişti. Soyer açıklamasında "Dünya Bankası’yla ilgili çok olumlu bir görüşme yaptık. Toplantıda Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan üst düzeyde bir yönetici katıldı. Dünya Bankası’nın ‘acil imalat kredisi’ gibi enstrümanı var. Çok düşük faizli ve çok uzun vadeli bir kredi… Biz de uzun zamandır Dünya Bankası’yla görüşüyoruz. Bizim yaşam hakkımız en öncelikli meselemizdir. Bizim ciddi bir can suyuna ihtiyacımız var. Bina yıkacak vatandaşlara sen bunu yıkarsan uzun vadede ödeyebileceği bir kaynak buluyorum ve şu kadar parayı, şu zamana ödeyeceksiniz diyeceğiz. Biz de bunun garantisini vereceğiz. Bunu belediyemizin şirketiyle de yaptırabilirsiniz diyeceğiz. Vatandaşın önüne seçeneği koyacağız. Vatandaş böylece çok uzun vadede aynı kira öder gibi kendisine imar mevzuatının da tanıdığı hakla birlikte yeni evini inşa etme fırsatı bulacak” ifadelerini kullanmıştı.

HAYATI CİDDİ ANLAMDA KOLAYLAŞTIRACAK
Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu Kurucusu ve Başkanı Haydar Özkan ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yaptıkları görüşmenin detaylarını anlattı. Soyer'in depremzedeler için Dünya Bankası'ndan çekeceği kredinin detayları ile Büyükşehir Belediyesi'ne depremzedeler için iletilen taleplerle ilgili konuşan 30 Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu Kurucusu ve Başkanı Haydar Özkan, "Bu bizim için hayat öpücüğü demek oluyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızın dediğine göre Dünya Bankası'ndan 250 milyon dolarlık 0,92 faiz oranlı bir krediden bahsediliyor. Bu konunun detayları ise yavaş yavaş netleşmeye başlıyor.  Şu an bildiğimiz kadarıyla Büyükşehir tarafından verilecek kredi de 5 yıl depremzedeler geri ödeme yapmayacak. Kredinin geri ödeme süresinin de 20 yıl olması bekleniyor. Bu kredi depremden çıkmış kişilerin hayatını ciddi anlamda kolaylaştıracak bir kredi olacak” dedi.

Hasar sebebiyle yüzlerce binanın yıkıldığını hatırlatan Özkan, “burada dikkat edilmesi gereken konu ise, alınan kredi muhtemelen Bayraklı bölgesinde hasar gören konutlara yetmeyecektir. Çünkü deprem sonrasında ağır, orta ve hafif hasarlı olmak üzere farklı hasar grupları oluşturuldu. Bu yüzden ilk etapta ağır ve orta hasarlı konutlara kredi verileceğini düşünürsek, hafif hasarlı konutlara gelindiğinde kredinin bitmesi ve yeniden Büyükşehir'in kredi kullanmaması durumunda  o zaman burada bir dengesizlik oluşacak. Biz Sayın Soyer ile görüşmemizde kat ve emsal artışı talebimizi kendisine ısrarla yeniden belirttik. Ancak kendisi bize bunu tek başına yapamayacaklarını söyledi. Ancak Bayraklı Belediye Meclisi'nden geçen plan notu ile birlikte ' haklar yerinde korunsun' fikri vardı ve bunun olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi 10 bin TL'lik yardımları bizlere yaptı. Dün sayın Soyer ile görüşmemizde de eksik kalanlar olduysa bize iletin dedi ve bizde onlara gerekli çalışmaları yapıp isimleri verdik, bunlara da en kısa sürede destek olunacaktır" dedi.

 MAĞDUR İNSANLARIN HAYATINI KURTARACAK
Devlet tarafından verilecek olan kentsel dönüşüm kredisi konusunda hükümete de çağrıda bulunan Haydar Özkan, "Tabi bu süreçte hükümet tarafından verilmesi beklenen bir kentsel dönüşüm kredisi de söz konusu. Bu kredinin ise geri ödeme süresi 10 yıl.  Devlet tarafından verilen kredi de daha önce 125 bin TL'ye kadar kredi verilme imkanı yer alırken, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ve sonrasında Resmi Gazete'de yer alan bilgi ile birlikte bu 125 bin TL'lik tutar 200 bin TL'ye çıkarılmasına karar verildi. Ancak bu miktarda İzmir'in ekonomik yapısıyla maalesef ki tam olarak örtüşmüyor. Kentimizde bir yapıyı yeniden inşa etmek için ortalama olarak 350-400 bin TL'lik bir tutar gerekli. Biz 200 bin TL'yi güncel faiz ile birlikte kentsel dönüşüm kredisinden çektiğimizi düşünürsek dahil bizim isteğimiz bundan daha farklı. Buradaki deprem mağdurlarının aslında istediği şu; Bu 10 yıllık krediyi devletimiz rezerv alanlardaki kredi imkanını yerinde dönüşüm içinde sağlarsa, yani 20 yıllık bir süreye çıkartırsak ve faiz oranlarını da 0,40 civarında tutulması halinde bu hem buradaki mağdur insanların hayatını kurtarmış olacak, hem de buradaki insanların dualarını almış olacaklar" diye konuştu.

 HANİ BİZ MANHATTAN OLACAKTIK? 
İzmir Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası'na sitemde bulunan Haydar Özkan, "İzmir'de Şehir Plancıları ve Mimarlar Odaları var… Ancak bunlar bizim ensemizde demokrasinin kılıcı gibi boza pişiriyorlar. Belediyeler bunlardan korkup kat artışını bu korkudan gerçekleştiremiyorlar. Ancak bizim düşüncemize göre bakanımız ve belediye başkanımız el ele tutuşursa bunun önünde kimse duramaz. Bu şekilde 2 kat artışın olması durumunda ise bizlerin çok büyük yararına olacaktır. Bize göre bunların verilmemesinin hiçbir nedeni yok. Geçmiş dönemlerde yapılan açıklamalara göre hani biz Manhattan olacaktık?  Önümüzde yüksek katlı binalar varken bizlere yapılacak 2 kat artış mı sorun olacak?  Zemin kötü deniyor ve yapılacak inşaatlarda sorun olabilir diyorlar ancak zaten buraya yeni yapılacak konutlar için bazı zorunluluklar getirildi. Bunların içinde zemin ve  kazık da yer alıyor. Bu kat artışının gerçekleşmesi halinde ise zaten depremde mağdur olan bizlerin yeni konutlar için ödeyeceğimiz para daha az olacaktır. Ancak Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası'nın korkusundan belediyeler bir işlem yapamıyor. Plan geçse dahil  bu odalar mahkemeye vereceğiz diye tehdit ediyorlar. Bizler depremzede olarak Mimarlar Odası'na gittiğimiz zaman bizimle hep üst perdeden konuştular. Halkın ve depremzedelerin ne demek olduğunu, o insanların 'benim elimden evimi mi alacaksınız' , '350-400 bin krediyi yaşlı bireyler olarak nasıl çekeceğiz' gibi sorularına bir cevap verseler… Bizim yaşadığımız durumu gelip bir görseler, nasıl yaşadığımızı neler çektiğimiz bilseler, o ağlayan kadınları orada görseler ne demek istediğimizi daha net anlarlar. Ben kanser olacağım diye korkuyorum.  Benim haftanın tüm gününde  sürekli dışarıda ve telefonla konuşuyorum. Bu depremzedelerin derdi var, küçük bir gün ışığı görmek istiyorlar. Biz depremzedeleri görmezden geliyorlar ancak bir de şu açıdan bakmalarını istiyorum. Benim 2 bin 500 TL olan bir emekli maaşım ve birde evim vardı.  Bu şekilde hayatımı geçindiriyordum. Ancak 30 Ekim tarihinde bir deprem oldu ve bu depremde zengin fakir ayrımı olmadan herkes mağdur oldu. Depremden sonra evin oturulamaz hale geldi ve kiraya çıkmak zorunda kalıyorum. Gittiğim yerin kirası ise 2 bin 500 TL… Devletimiz sağ olsunlar yardım etti bize, ağır hasarlıya 13 bin TL, orta hasarlıya ise 5 bin TL verdi. Ancak biz 5 bin TL'ye taşınamadık bile. Taşınma firmaları ve emlakçıya gitti para. Bunların üzerine de bizlerin sırtına birde kredi binecek… Bu insanlar bunu nasıl ödeyecek ki?" ifadelerini kullandı.

 BİZİM DEVLETİMİZE GÜVENİMİZ SONSUZ
Yıkılan binaların arsalarının devlete devri konusunda da yanlış anlaşılma olduğunu belirten Özkan, sürecin hak mahrumiyetlerine yol açabileceğini vurguladı. Özkan, "Arsaların hazineye devri haberi çıktı. Ancak bu 'hazineye devir' konusu devletin arsaya el koyduğu anlamına gelen bir durum değil. Bizlere söylenen işlerin yürüyebilmesi için yani devletin orada evleri yapıp bizlere geri teslim edebilmesi için gerekli olan prosedürün bu olduğu yönünde. Bizim devletimize güvenimiz sonsuz. Bu konunun kanunda da maddesi bulunuyor. Buradaki sıkıntı sadece şu; Evet orada evlerimiz yıkılacak ve yeniden yapıldığında tapular bizlere verilecek ancak örneğin benim evim 130 metrekareydi yıkılmadan önce ancak şimdi yeniden planlama ile birlikte 80 metrekare olacak. Ben dairemi aldığımda 4'ncü kattan almıştım ancak şimdi metrekare düşüp daha az katlı yapılacağı için kura çekilecek. Yani benim 4'ncü katta 130 metrekarelik evim varken, yeni yapılacak konutta 80 metrekare belki de 1'ncü katta bir dairem olacak. 5 Katlı yapılacaksa  6 ve 7'nc katlarda insanlara ne olacak gibi konular var. Maalesef bunlar ile ilgili bize bir bilgilendirme de yapılmadı" dedi.

BİZ SİYASETE ALET EDİLECEK BİR DURUMDA DEĞİLİZ
Kendilerinin hiçbir siyasi parti ya da ideoloji ile karşı karşıya getirilmelerini istemediklerini belirten Özkan, "Geçtiğimiz günlerde Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger ile bir araya geldik. Burada 'Vali depremzedelere bağırdı' diye Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili açıklama yapmış… Siyaseti bizim üstümüzden yapmasınlar. Biz siyasete alet edilecek bir durumda değiliz. Biz hiçbir parti ve ideoloji ile bir sorun yaşamak istemiyoruz. Unutmasınlar ki bu depremde mağdur olan insanlar sadece bir partiye ait değil, deprem sadece bir ideolojik görüşü vurmadı, ayrım yapmadan hepimizi mağdur etti. Ancak çok açık söyleyebilirim ki şimdiye kadar gerçekleştirdiği görüşmelerde ne Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'den ne de başta Sayın Valimiz Yavuz Selim Köşger olmak üzere devletimizin diğer kademelerinden hiçbir particilik görmedim. Bu konuda da gerçekten onlara çok teşekkür ederim, hepsi halkının yanında olmaya özen gösterdi. Ancak bu durumda mümkünse bizlerin yanında olmayan, bizlere gelip 'ne derdiniz var' demeyen milletvekilleri ya da kişiler bizleri kullanmasınlar" diye konuştu.

MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne İzmirli depremzedeler için 1 aylık maaşlarını bağışlama çağrısında da bulunan Özkan sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü;

"Buradan aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de görev düşüyor. İzmir'de depremden mağdur olan vatandaşları hem unutturmamak hem de bizlerin vekili olarak onların da bu konuya duyarsız kalmadığını göstermek için Mecliste bulunan parti ayırmaksızın 600 milletvekilli 1 aylık maaşlarını İzmirli depremzedeler için bağışlayabilirler. Biz bunun çağrısını kendilerine yapmak istiyoruz. Gelsinler hep birlikte el ele vererek tüm siyasi görüşlerin birleştiği ortak bir taban oluşturalım ve amaç yaraların sarılması diyerek mağdur olan herkese destek olalım”