GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
6 Aralık 2020 Pazar 09:34

Deprem mağdurları haklarını nasıl arayacak?

30 Ekim depreminde evleri yıkılan, hasar oluşan, yakınlarını kaybeden veya yaralananların maddi ve manevi tazminat davaları açabileceklerini belirten İzmirli Avukat Samed Tekin, "Hak arayacak vatandaşların, dava açmak için yasal süreyi geçirmemesi gerekir" dedi.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - İzmirli Avukat Samed Tekin, Sisam merkezli 30 Ekim'de meydana gelen depremde mağdur olanlara, yargıya giderek haklarını aramalarının yollarını anlattı. Özellikle Bayraklı'da etkili olan, çok sayıda evin yıkılmasına, hasar görmesine sebep olan, 117 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin yaralandığı felakette mağduriyet yaşayanlara haklarını hatırlatan Avukat Tekin, "Hem ceza, hem de maddi manevi tazminat davası açılabilir. Bu davaları açmak için şartlar oluşmuşsa, yasal sürede Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulması gerekir" dedi.

HER TÜRLÜ MADDİ ZARARINI TAZMİN EDEBİLİRSİNİZ
Mağduriyet yaşayan depremzedelerin, kendilerinin veya avukatları aracılığıyla, binalarının hasar görmesinden, yıkılmasından sorumlu olan kişi ve kurumlar hakkında Cumhuriyet Başsavcılıkları hakkında suç duyurusunda bulunabileceklerini anlatan Avukat Tekin, şunları söyledi:

"Maddi tazminat davası ile, depremden dolayı gördükleri her türlü maddi zararın karşılanmasını, sorumlulardan isteyebilirler. Eşyalarından tutun da, arabalarına kadar, oturdukları evden değerli eşyalarına kadar her şeyin tazminini isteyebilirler. Yakınlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlar da, birinci, ikinci derece yakınları olarak, bu ölüm ve yaralanmadan dolayı yaşadıkları manevi acıyı tazminat olarak sorumlulardan talep edebilirler. Ancak idareye karşı, yani yıkımda sorumluluğu varsa, bakanlık veya belediyeye karşı açılacak davalar, İdari yargıda açılabilir. Kurumlara yönelik davalar için öncelikle kurumlara, benim bu depremden, sizin sorumluluğunuzda olan sebeplerden dolayı, şu kadar zararım oluşmuştur, bunun karşılanmasını talep ediyorum, yazı yazmak gerekir, 60 gün içerisinde kurum, buna cevap vermek zorunda. Olumsuz cevap gelmesi durumunda, 60 gün içinde vatandaşın dava açma hakkı var. Bu süre aşıldığı takdirde, herhangi bir hak talebi imkanı kalmıyor."

YETERLİ DELİL VARSA, KAMU DAVASI DA AÇILABİLİR
Binaların inşaatında, malzeme temininde, imar izni verilmesinde, ruhsatlandırılmasında söz ve yetki sahibi olanların, depremde sorumluluğu bulunduğuna dikkat çeken Avukat Samed Tekin, "Depremin etkisi ile yapının yıkımı, göçmesi ve hasar alması sonucunda kişilerin uğradığı bir zarar söz konusu. Burada ŞÜPHELİ konumunda olacak olan ilk kişi, binayı yapan müteahhit ve teknik ekibidir. Burada müteahhit ve teknik ekibinin sorumluluğu; yapının mimarı proje gereği yapılıp yapılmadığından başlar. Müteahhit ve teknik ekibi, yapıyı kendisine sunulan proje gereği yapmış, malzemeleri de gereği gibi eksiksiz kullanmış ise bir sorumluluk yüklenemez. Fakat tersi durumda, kesinlikle sorumluluğu vardır. 1. derecede deprem bölgesinde yapılan binanın statiği, 2. derece deprem bölgesine göre yapılmışsa, yine kusurludur. Denetimi teknik olarak üstlenen özel ve devletin resmi birimlerinin görevlileri, şüpheli konumundadır. Yıkılan yapının bulunduğu alan, deprem fay hattının geçtiği sahada kalmasına rağmen, yerleşim alanı ve işyeri olarak yapılaşmaya neden olan yerel yönetimlerin teknik ve siyasi kadroları da şüpheli konumundadırlar. Çünkü yerleşim, yani şehir imar planlarını hazırlayanlar da sorumludurlar. Depremzedeler, öncelikle evlerini satın aldıkları inşaat şirketi ve müteahhit ile belediye aleyhine dava açabilirler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine de dava açabilirler. Enkaz olan işyerindeki eşyalar için de aynı kişi ve kurumlar aleyhine dava açmak mümkün. Ceza davaları yönünden de taksirle ölüm veya taksirle yaralama suçlarından Cumhuriyet savcılarınca soruşturmalar açılmalıdır. Bu yönde yeterli delil bulunduğunda da görevliler hakkında kamu davası açılması gerekir" diye konuştu.