Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ – Çevre hukukçusu Av. Cem Altıparmak ile Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Yöneticisi Zafer Mutluer, Çeşme Turizm Alanı Genişletme bölgesi ile ilgili Danıştay 6. İdari Dava Dairesi’nin verdiği ret kararı ile ve İzmir 2’inci İdare Mahkemesi’nin doğal SİT kararının İptali 38.Grup Çeşme (Karaköy-Zeytineli Etabı) SİT bölgesi ile ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararlarını Egedesonsöz’e değerlendirdi.
SİT derecesi kararının düşürülmesine ilişkin kararın Çeşme Projesi’nin geleceğini de doğrudan etkileyeceğini ifade eden Av. Cem Altıparmak “Ortada çok negatif bir şey varmış gibi görünüyor. İlk açıklamadan itibaren Danıştay davamızı ret etmiş gibi görünüyor ama aslıda SİT derecesininim düşürülmesi konusunda hataya düşüyorsanız bu hata sizin turizm bölgesi kararınızı da etkileyecek. O yüzden SİT derecesinin düşürülmesine ilişkin Zeytineli, Karaköy etabının hatalı değerlendirilmiş olması ve bundan dolayı bir iptal de gelecek akabinde, aynı zamanda turizm bölgesi kararının kendisinin de hukuksuz hale getirecek önemli bir karar” dedi.
‘SİT KARARI OLUMLUYA ÇEVİRDİ’
İzmir 2’inci İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu SİT kararının Çeşme Projesi bölgesinin turizm amaçlı yapılaşma açılmasına da karşı çıktığını dile getiren Av. Altıparmak “İlk çıkan kararın genel bütünü itibariyle bir turizm bölgesi kararını ret etmiş görünüyor. Bu olumsuz gibi… Fakat olumsuzu olumluya çeviren kararı da bu SİT kararı. O yüzden içeriden dışarıya açılacak olan bir süreç var. Aslında hukukçuların değerlendirmesi pozitif. Danıştay 6. Dairesinin verdiği ret kararını temyiz edecek kurumlar. Danıştay Dava Daireleri İdare Genel Kurulu’na gidecek bu karar. O karar büyük ihtimalle bozulacak. Daha önce o bölgeyle ilgili verilmiş yürütmeyi durdurma kararı vardı. Bu kararın bozulmasına dayanak olarak göstereceğimiz şeylerden bir tanesi de bu SİT kararı. Bu yanlış bir karar çünkü sit kararı da zaten bu bölgenin turizm bölgesi olamayacağını söylüyor.” diye konuştu.
‘RAPOR LEHE, KARAR ALEYHE’
Açılan davalar hakkında bilgi veren TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şube yöneticisi Zafer Mutluer de “İki dava var; bir tanesi turizm koruma ve gelişim bölgesini genişletme kararı. Turizm koruma ve gelişim bölgesine de açılmış bir davadır. Neden? Çünkü biz orada süreyi kaçırdık. 2019 yılının Eylül ayında bu alan belirlenmişti. Resmi Gazetede yayınlanmıştı. Yakalayabilmeniz için her gün takip etmeniz gerekiyor. Bu kararı acele kamulaştırma kararı verildiğinde gördük. Dolayısıyla o zaman dava açamıyorduk. Ardından genişletme kararı aldılar, ona dava açıldı. Genişletme kararı ne anlama geliyor? Planlama yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçmesi anlamına geliyor. Açtığımız dava ile bu alanda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na planlama yapamaz demiş olduk, bunu iddia ettik. Genişletilen alanda, Bilirkişi raporu lehimize olsa da bütün alan için açılmış dava eklenen kısım içinde olduğumuz için mahkeme ret etti.” dedi.
‘TURİZM PLANI YAPILMASINA ENGEL’
Yerel idare mahkemesinin vermiş olduğu SİT kararının bölgede turizm amaçlı plan yapılmasına engel olduğunu dile getiren Mutluer şunları söyledi:
Bu proje devam edecek anlamına gelmiyor. Projenin yapılabilmesi için orada şu anda planlı bir alan yok. Orman alanı, kıyı, deniz, ada… Orada bir imar planının yapılması lazım. İmar planının yapılabilmesi için de oradaki mevcut doğal sit statüsü turizm fonksiyonunu içeren plan yapılmasına olanak vermiyor. Projenin önü nasıl açılır? Sürdürülebilir alanların hepsinin nitelikli koruma alanı olması gerektiği yönünde bilirkişi raporu geldi. Onun üzerine yürütmeyi durdurma kararı verildi. Şu anda nitelikli koruma alanı oldu. Nitelikli koruma alanında neler yapabiliyoruz. Enerji iletim hattı, açık otopark, ulaşım hattı gibi bina yapılabilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı kıpırdayamaz hale geldi. Çevre düzeni planı değişikliği ile turizm alanına çeviremez. İmar planları ile turizm tesisleri, spor alanları, projede yer alan konut alanları yapılamaz. Davacılarla davaya karar veren mahkeme heyeti aynı şeyi mi söylüyor? Ormanlık alanı bıraksınlar, kıyıyı bıraksınlar, Caruf Adası’nı bıraksınlar, kalan yerde yapsınlar bu kadar basit.