GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
24 Nisan 2023 Pazartesi 16:30

CHP PM Üyesi Çelik net konuştu: Kılıçdaroğlu garanti, öncelik vekillik seçimleri

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis (PM) üyesi ve İzmir 1. Bölge 8. Sıra Milletvekili adayı Devrim Barış Çelik, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerde kesin olarak seçileceğini belirterek, “ Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olacak bütün kamuoyu oylamaları gösteriyor, bunu görüyoruz. Devleti adil bir şekilde yöneteceğini zaten kendi sosyal yaşamından, çektiği videolardan tanıklık ediyoruz. Esas kritik olan milletvekilliği seçimi” dedi.

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclis (PM) üyesi ve İzmir 1. Bölge 8. Sıra Milletvekili adayı Devrim Barış Çelik BirTv’de canlı yayına konuk oldu. Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Çelik, İzmir’in genel bütçeden onda bir pay almasının yatırım sorunları ve yerel yönetimleri sıkıntıya uğrattığının altını çizerek 14 Mayıs’ta İzmir’in hakkını alacağını söyledi.

'ÇOCUKLARIN OLDUĞU YERDE MUTLULUK OLUYOR'
23 Nisan’la ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, kendileri ilgili çok heyecanlı bir gün olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
Bizim için çok heyecanlı bir gündü. Sadece 23 Nisan olması dolayısıyla değil aynı zamanda Fazıl Say’ın 100. Yıl Marşı’nın Dünya Prömiyerine de katılma fırsatı buldum. Çok heyecanlıydı özellikle Cumhuriyet Meydanı’ndaki çocukların bayram kutlamalarına tanıklık ettik. Sonra biz de parti olarak Atatürk anıtına çelenk koyduk ve tabi ziyaret ettiğimiz bütün yerlerde bayramlaşmalar vardı, çocuklarımız vardı. En eğlenceli seçim çalışmalarımızdan bir tanesi olduğu çünkü çocukların oldu her yerde bir mutluluk oluyor.

‘İZMİRLİ OLMANIN HER ZAMAN FARKI VARDIR’
İzmir 1. Bölge 8. Sıra milletvekili adayı olan Çelik, İzmir’in yaşanabilir bir kent olduğunu dile getirdi. Çelik, Türkiye’nin her yerinde İzmirli olmanın farklı olduğunun hissedildiğine vurgu yaparak “İzmir yaşanabilir bir kent. İzmir’e biz 1987 yılında tayin yoluyla geldik, annemin tayini çıkmıştı. 87’den beri ben buradayım. İlkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi ben burada okudum. Yüksek lisans ve doktora çalışması için Ankara’ya gittim. Sonra parti meclisine seçildikten sonra tekrar görev yapmak için Ankara’ya gittim. İzmir bizim için yaşam biçimi Türkiye’nin her yerinde İzmirli olmanın farkının olduğunu hissederler. İzmirli olmanın her zaman bir farkı vardır. Çünkü, İstanbul’da da İzmirli olmanın farkı olduğunu herkes bilir” dedi.

‘İZMİR’İN ALDIĞI PAY YATIRIM SORUNLARI ORTAYA ÇIKARIYOR’
İzmirlinin yatırımda genel bütçeye verdiği gelirden hakkını alamadığını dile getiren Çelik, yerel yönetimlerin de gelirlerinin bu yüzden kısıldığını belirterek “İzmir her dönem genel bütçeye verdiği vergi gelirlerinden onda biri kadar pay alıyor. Çok ciddi yatırım sorunları ortaya çıkıyor. Yerel yönetimlerin gelirleri kısılıyor. Biz CHP’nin yerel yönetimleri olarak bu dertten mustaribiz. İzmir’imiz bu ülkenin gelirine koyduğu katkı oranında yatırım olması ancak CHP ve Millet İttifakı’nın iktidarıyla mümkün olabilir. Bunun için çabalıyoruz, bunun için bütün sahada arkadaşlarımız çalışıyor. 1’inci sıradan 14’üncü sıraya kadar bölgelerdeki bütün milletvekili arkadaşlarımız Millet İttifakı’nın iktidar olması için çaba sarf ediyor. Biz de bunu özellikle İzmirli ’ye geri vermek, İzmirlinin yatırıma olan hakkını alabilmek için mümkün olduğu kadar anlatmaya çalışıyoruz. Anlattığımızı da düşünüyorum, çünkü çok anlayışlı bir vatandaşımız var. Bizim ziyaretlerimiz sırasında tamamen bizim sorduğumuz sorular, onların bize verdiği cevaplar; onların bizi sıkıştırdığı sorular, bizim onlara verdiğimiz cevaplar çok örtüşüyor. Ortak bir noktada çakışıyor. Göreceksiniz 14 Mayıs’ta gerçekten hakkını alacak şekilde tercihini alacak. Bizim de biliyorsunuz bu dönemdeki milletvekili adaylarımızın sloganı ‘İzmir hakkını alacak’ şekilde. Sadece İzmir değil, gençler hakkını alacak, kadınlar hakkını alacak, çocuklar hakkını alacak, bütün dezavantajlı kesimler hakkını alacak. Gerçekten adil bir şekilde ülkeyi yönetme taraftarıyız” dedi.

‘YATIRIMLAR DIŞ FİNANSMANLA HAYATA GEÇİRİLİYOR’
Merkezi yönetimlerin iznine bağlı olarak yatırımların uzadığını ifade eden Çelik, “Yerel yönetimlere merkezi yönetimden katkı, özellikle altyapı yatırımlarıyla ilgili sınırlı gelse de bizim belediye başkanlarımız bir çaresini buluyor. Dışarıdan dış finansmanla, kimi zaman hibe kredilerle hayata geçiriyorlar. Buca metrosu, Avrupa Kalkınma Bankası finansmanıyla, Büyükşehir Belediyemizin yaptığı organizasyonla mümkün kılındı. Merkezi yönetimin bir yatırımı değil ama merkezi yönetimin iznine tabi bazı yatırımlar var. Bu yüzden de süreçler uzuyor, kentsel dönüşüm gibi mesela. Karabağlardaki kentsel dönüşümün uzun süredir yapılamamasının nedeni bu” dedi.

‘KENTSEL DÖNÜŞÜM YERİNDE DÖNÜŞÜM ÜZERİNE KURGULUYORUZ’
Çelik, partilerinin kentsel dönüşüme çok önem verdiğini belirterek yerel insanları oturduğu bölgeden göndermeden proje yürüttüklerini söyledi. Çelik, CHP’li belediye başkanlarının eğitimlerden geçtiğini belirterek “Partimizin bu konuda çok net bir politikası var. Biz kentsel dönüşümün olması gerektiğini düşünüyoruz, özellikle depreme dayanıklı kentler konusunda, bu konuda çaba sarf edeceğiz. Çok uzun süredir kentsel dönüşüm projesine kafa yoran bir partiyiz. Biz kentsel dönüşümü, bölgenin yerel insanlarının oturduğu bölgeden gitmeden, oradaki imkanlarla ve yerinde dönüştürmek üzerine proje üreten ve yerinde dönüşüm üzerine kurgulayan bir siyasi partiyiz. Bugün CHP’nin birçok belediyesindeki belediye başkanı bu eğitimden geçmiş, bunların yeterli donanımını almış arkadaşlarımızdan oluşuyor.  Sadece Mimarlar odası, şehir plancıları odası, üniversiteler değil aynı zamanda biz, bürokratlarımızı da bu konuda yetiştiriyoruz. Çünkü bu bir tercih meselesi. CHP ve CHP’li belediyeler tercihlerini yerinde dönüşümden yana kullanıyorlar. Orada bir rant oluşacaksa, o rantın sahibi de o yerin sahibi haline gelmeli iddiasındayız.  Dolayısıyla insanları yaşadığı mahalleden taşımadan, mülkiyet ilişkilerini bozmadan yerinde dönüştürerek bir kentsel dönüşüm kurguluyoruz ve bunun üzerine de çalışmalar yapılıyor. Bütün belediye başkanlarımızla aynı şekilde bu çalışmaların koordinasyonunu yürütüyorlar” dedi.

‘ARA ELEMAN SORUNU VARSA GENÇLER NİTELİKLİ EĞİTİM ALMIYOR DEMEKTİR’
Çelik, genç istihdamında ciddi sıkıntılar olduğunu belirterek ara eleman sorunun nitelikli eğitim sistemiyle ilgili olduğunu belirterek, “Maalesef genç istihdamı ile ilgili ciddi sıkıntılarımız var. Katma değerli üretim yapamadığımız bütün toplumlarda, eğer ara eleman sorunu yaşamaya başladıysak bu bizim gençlerimizin nitelikli eğitim almadığını da gösteriyor. Biz nitelikli eğitim alan gençlerimiz burada tutamıyorsak, burada istihdam edemiyorsak, yurt dışına ya da İstanbul’a yönlendiriyorsak, eğer sanayicimiz de ara eleman sıkıntısı yaşıyorsa bilin ki bu eğitim sisteminin planlanamamasından kaynaklıdır. Esas sorun, İzmir’in yatırım alamamasından kaynaklı, istihdam üretememesinden kaynaklıdır ve sadece küçük sanayide değil diğer alanlarda da ciddi istihdam sorunları yaratıyor. Pandemiyle birlikte küçük işletimlerin ve hizmet sektöründeki yerlerin kapatılması ciddi bir iş göçüne sebep oldu. Geri dönen bir sürü insan oldu. Kendi arazisini işlemek, hayatta kalabilmek ve bu arazide üretim yapıp hayatını idame ettirebilmek için. İzmir’in şöyle bir avantajı da var. Özellikle masa başı iş yapmayan, yeni teknolojik iletişimi güçlü, bu alanda yatırım yapan ve masa başında değil de kendi evinde çalışabilen ciddi bir beyaz yakalı işçi göçüne de tanıklık etti. Bu dönemde biz CHP’li belediyelerin çok ciddi bir şekilde işçi 0alımlarını gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bunlar da bir yerde sınırlı kalıyor. Çünkü, belediyenin de imkanları bir yere kadar. Çünkü, geçenlerde Tunç Bey söyledi üç yüz bine yakın CV bankasında CV oluşmuş, iş başvurusunda bulunulmuş. İzmir’de bunları kaldırmak mümkün değil. O yüzden yatırımların arttırılması, bu yatırımlarla birlikte iş gücünün o yatırımlarda değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun da planlanması ancak iktidar olmakla mümkün. Biz bunları mümkün kılacak çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.

‘ÜNİVERSİTELERİN CİDDİ NİTELİK SORUNU VAR’
Meslek liselerinin bertaraf edilmesi ve özel üniversitelerin artışını eleştiren Çelik, üniversite öğrencilerinin niteliklerinin de düştüğünü ifade etti. Çelik, “Meslek lisesi memleket meselesi diye çok ünlü bir sanayi grubumuz bu konun altını çizdi, kampanyalar üretti ama biz ara eleman yetiştirmekte çok zorlanıyoruz. Herkesin üniversite okuduğu bir yerde üniversitelerin de ciddi bir nitelik sorunu oluşmaya başladı bizim dönemimizde üniversitelere gelen öğrencilerin niteliği çok üst düzeydeyken şimdi bu nitelik düşmeye başladı. Üniversitelerin temel sorunlarından bir tanesi de bu halde. Hatta bazı üniversitelerde konusunun uzmanı olmayan öğretim üyelerinin bazı dersleri verdiğine de tanıklık ediyoruz” dedi.

‘LİYAKATI OLMAYAN KADROLARIN MÜDAHALE ETME ŞANSI YOK’
Kamuda liyakatsiz kadroların inisiyatif kullanmasının da engellendiğini ve deprem bölgesine geç müdahalenin sebebinin de liyakatsizlik olduğunu söyleyen Çelik, “Çok uzun süredir sayın genel başkanımız özellikle kamuda liyakat konusunun altını çizer. Çünkü kamuda liyakatsizlik gördüğünüz gibi deprem bölgesinde 3-4 gün sonra müdahale edilebilir noktaya getirdi. Çünkü liyakati olmayan kadroların müdahale etme şansları da yoktur. Liyakati olmayan kadroların aynı zamanda inisiyatif alma imkanları da yoktur, korkarlar, çekinirler. Alanına hâkim değil, alanına hâkim olan insan, işini doğru yapabildiğini düşünen insan hızlı müdahale eder. Set ve idare kabiliyetine sahip liyakatsiz insanların getirdiği durum ortada” ifadelerini kullandı.

‘ÖNGÖRÜLMÜŞ DEPREMİ YÖNETECEK LİYAKATSİZ YÖNETİCİLERİNİZ VAR’
Çelik, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremin öngörülebilecek olduğunu söyleyerek depreme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, planlama sıkıntısı ve liyakatsiz yöneticilerin nedeni olduğunu belirterek “Deprem anında İzmir’deydim, hemen Ankara’ya gittim. CHP’nin deprem koordinasyon merkezi kuruldu, Ahmet Akan’ın başkanlığında. Orada arama merkezi kuruldu, beni de başına getirdiler. İlk 4 gün bütün telefonlara bizim ekibimiz baktı. Biz orada insanların enkaz altındaki feryadına tanıklık ettik. Hem devletin elindeki imkanlar hem de o bölgedeki imkanlar çok sınırlı kaldı. Deprem bölgesindeki insanlar soğuktan can verdi. O bölgede kendi imkânlarımızla bir sürü insanı da kurtardık. Buruk bir mutluluk da yaşadık inanılmaz üzüntüler yaşadık, inanılmaz dramlara şahitlik ettik. Hem AFAD’a bildirdik hem kendi belediyelerimize yönlendirdik. Maalesef, liyakat sahibi olmayan herhangi bir planlama yapmayan büyük afetlerin boyutunu ölçeklendirememiş, bu ölçekte bir afeti tahmin edememiş bir afet koordinasyon merkezi var.  Bölgenin büyüklüğü mutlaka bir nedendir ama yetmez. Bu büyüklükte bir depremi öngerebilecek nitelikte bir akademik kadronuz var. O öngörülmüş depremi yönetecek liyakatsiz yöneticileriniz var. Sadece koordinasyon sıkıntısı değil planlama sıkıntısı da var. Çadır, kefen, seyyar tuvalet ihtiyacı olabileceğini öngermemişsiniz. Bunları öngörmek gerekiyor. Öngörürseniz eğer bu nitelikte bir çalışma yaparsınız ve hazırlığını yaparsınız, yöneticinin işi budur. Bu işi yapan birim zaten krizi yönetmekle uzman bir birim olması gerekir. Bunun işinin o olması gerekir. Kriz yönetemeyen bir AFAD olabilir mi? Bunun işi o zaten” dedi.

‘ASKERİN KAPASİTESİ KULLANILMADI’
Yaşanan depremde askeri kapasitenin kullanılmadığını dile getiren Çelik, “Ben 99 depremine yolda yakalanmış biriyim. Yalova’daki yıkımı gördüm. O dönemde otobüsler feribotla geçerdi İstanbul’a, körfezi dolanmadan. O feribot iskelenin, binaların yıkıldığına tanıklık etmiş biriyim.  Her enkazın başında mutlaka asker vardı. Hem yardım için hem de güvenlik tedbirleri için. Bu depremde maalesef askerin kurulu kapasitesini kullanamadılar. İnsan kaynağı anlamında da en büyük yapı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ekipman anlamında da en büyük yapı TSK. Bugün TSK’nın istihdam, istihkam birliklerinin elindeki dozerler, vinçler kimde var? Hiçbir inşaat şirketinde yok. Hiçbir belediyede yok. Askerin işi bu zaten, istihkam birliklerinin işi inşaat yapmak, köprü yapmak, seyyar köprü kurmak, askerin bir yerden bir yere sevk edilebilmesi için altyapıyı geliştirmek. TSK’nın çok hızlı bir şekilde bölgede çalıştırılması gerekiyordu. Belki bir belki onlarca canımızı daha hızlı kurtarabilirdik. Maalesef bir kişinin kararıyla alınan idari kararların sonucu bu oluyor” ifadelerini kullandı.

‘İZMİR SOSYAL YAŞAM KENTİ’
Çelik, İzmir’i sosyal yaşam kenti olarak adlandırdığını dile getirerek dengeli planlanması gerektiğine vurgu yaptı. Çelik, açıklamasında şunları söyledi; “Ben sosyal yaşam kenti olarak görüyorum. Turizmi de sanayiyi de ticareti de hepsini içinde barındıran bir kent. Bu kentin buna göre de planlanması gerektiği kanaatindeyim. Dengeli planlama, turizm yatırımlarının arttırılması, özellikle konaklama imkanlarının geliştirilmesi, çünkü İzmir’de Türkiye’nin en kıymetli antik kentleri, en görülebilir yerleri, en turistik amaçlı kullanılan ilçeleri var. İzmir’in kendinden daha popüler ilçeleri bulunuyor.  O yüzden bunun dengeli yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

‘HALK DEĞİŞİME İNANDI’
Milletvekilliği tanıtım çalışmalarında halkın enerjisinin düşük olmasının değişime inanmış olmasından dolayı olduğunu söyleyen Çelik, “Halk değişime inanmış bu suskunluğu da o yüzden. Dile getirenler de var, getiremeyenler de var. Biz onların tercihlerine hep saygı duyuyoruz. Biz ne yapacağımız anlatıyoruz. Ne yapacağımızı anlattığımızda zaten onların gözlerinden ve bakışlarından anlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

‘BİR KİŞİDEN İCAZET ALINARAK YAPILMAYA ÇALIŞILAN İŞ İDARECİLİK DEĞİLDİR’
Çelik, uzun yıllardır siyasette olduğunu dile getirerek, 14 Mayıs’ta büyük değişime hazırlıklı olmalarını söyledi. Çelik, 1,5 senedir hazırlanan kadrolarının olduğunu belirterek, “Ben CHP gençlik kollarından yetişmiş biriyim çok uzun süredir de siyasetteyim. Daha çok örgüt siyaseti, bizim parti örgütü siyasetine yoğunlaşmıştım ama bir önceki dönemde milletvekili adayıydım. 12. Sıradaydım şimdi 8. Sıradayım. Halkla temasımızı hiçbir zaman koparmadık. Ben yaklaşık 2,5 yıldır Doğu ve Güneydoğu’da parti adına görev yapıyorum. Saha çözüm masası adına sadece güneydoğu değil İç Anadolu’da da görev yaptım.  Bizim CHP temel politikalarını anlattığımız bir organizasyonun başında görev yaparken de halkla temasımız çok üst düzeydeydi. Biz halkın sorunlarını gerçekten çok iyi tanımlayabilen, onları iyi dinleyip partide politika üretebilen kadrolarız. 60 kişilik bir parti yönetim kadromuz var, buradaki yönetimin neredeyse tamamı hep alanında ehil kişiler, partinin politikalarını yönlendirebilir kişiler. Dolayısıyla hem CHP hem de Millet İttifakı’nın diğer partileri ülkede çeşitli kademelerde deneyim sahibi olmuş, siyasetin içinden, aktif politikanın içinden yetişmiş insanlardan oluşuyor.  Şu konuda müsterih olsunlar, biz bu ülkenin bu sistemin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Bu anayasa referandumu yapılırken de eleştirmiştik. Şimdi de değiştireceğimizi söylüyoruz.  Bir kişiden icazet alınarak yapılamaya çalışılan idarecilik, idarecilik değildir, ancak talimat sonucu yapılan işler bu oluyor.  Bir kişinin değişmesi her şeyin değişmesi anlamına geliyor. Biz de bunun için çaba sarf ediyoruz. Vatandaşımıza da bu noktada dokunuyoruz. Onlardan aldığımız bilgileri de çok hızlı bir şekilde raporlaştırıp genel merkezimize iletiyoruz. Çünkü bazen vatandaşın çok orijinal fikirleri olabiliyor. Çünkü kendi hayatının bir parçasından serzenişte bulunuyor. Bunun çözümü için kimi zaman da yalvarır derecesinde anlatıyor. Biz de bunu merkezimize iletip çözüm bulmak için çaba sarf ediyoruz.  14 Mayıs’ta büyük bir değişime hazırlıklı olun. Bu değişim CHP ve Millet İttifakı kadrolarıyla çok hızlı bir dönüşüme de tanıklık edeceksiniz. Yaklaşık 1.5 senedir hazırlanan bir kadro var. Devlet yönetimini çok hızlı bir şekilde ele alıp halkına dokunur, halkının sorunlarına çok hızlı çözümler bulan bir kadro yapılanmasıyla karşı karşıya kalacaksınız. Çok hızlı şekilde hayatınıza dokunacak” dedi.

‘KILIÇDAROĞLU ZATEN CUMHURBAŞKANI OLACAK, ESAS OLAN MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ’
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olacağının net olduğunu ve esas kritik olanın milletvekilliği seçimleri olduğunu söyleyen Çelik, “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olacak bütün kamuoyu oylamaları gösteriyor, bunu görüyoruz. Devleti adil bir şekilde yöneteceğini zaten kendi sosyal yaşamından, çektiği videolardan tanıklık ediyoruz. Esas kritik olan milletvekilliği seçimi. Parlamentoda anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olacak bir Millet İttifakı kurgulayabilirsek ve seçmenimiz bunun için stratejik oy verirse, özellikle İzmir seçmeni bu konuda çok mahirdir. Her seçimde kimin ihtiyacı varsa o istikamette oy kullanmıştır.  Şimdi de CHP milletvekillerinin seçilmesi için özel çaba sarf edeceğinin kanaatindeyim. Ancak onlar vekil olmasıyla anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olabiliriz. 360 vekili bulabilecek sayısına ulaşabilirsek çok hızlı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçebiliriz” dedi.