GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
4 Şubat 2019 Pazartesi 21:39

CHP’nin Büyükşehir Adayı Soyer neden tercih edildiğini açıkladı!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Soyer, partisinin genel merkezi tarafından aday olarak tercih edilmesini, “Muhtemelen böyle bir eğilim oluştu. Diğer adayların profillerine bakarsanız kentlerinde başarılı olmuş profiller tercih edildi. Merkez siyasette yol almış, öne çıkmış isimler değil de yerelde başarısı ortaya konmuş isimler üzerinde duruldu. Bu belirleyici oldu” dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer, Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’a konuk oldu. Soyer adaylık süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile arasındaki ilişki hakkında detaylı bilgi veren Soyer net ifadeler kullandı. Soyer ayrıca askeri savcı olan babası Nurettin Soyer üzerinden gelen eleştirilere de cevaplar verdi.

ADAY OLDUĞUMU AÇIKLANDIĞI GÜN ÖĞRENDİM
‘Aday olduğunuzu ne zaman öğrendiniz?’ sorusunu yanıtlayan Soyer, “Aday olduğumu açıklandığı gün öğrendim. Öncesinde netlik yoktu. Son ana kadar hissettirmediler bile.  Genel merkez il ve ilçelerden gelen dosyaları hazırlıyorlar. Onları MYK’ya getiriyorlar. Orada tartışıyorlar. Oradan PM’ye geliyor. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı çalıştı ve getirdi. Çok titiz bir çalışma sürdürüldü. PM’de bu isimler onaya sunuldu. Birden çok anket yapıldı. Bütün bunlar sentez aşamasına geldi ve PM’ye sunuldu. Bu çok demokratik bir yöntem. Türkiye’nin bugünkü koşullarında yine de en demokratik yöntem uygulandı. Ön seçim çok haklı bir istek ama sürenin sınırı ve başka etkenlerden dolayı her şeye rağmen en demokratik yapıda yapıldı. Heyetler halinde tüm ilçeler, illere ve PM üyelerimizde defalarca gönderildi. Bütün bunlar çok şeffaf bir şekilde adayların ortaya çıkmasını sağladı” dedi.

MERKEZ SİYASET DEĞİL DE YERELDE BAŞARISI ORTAYA KONMUŞ İSİMLER ÜZERİNDE DURULDU
‘Neden Tunç Soyer tercih edildi?’ sorusunu karşısında konuşan Soyer, “Muhtemelen böyle bir eğilim oluştu. Diğer adayların profillerine bakarsanız kentlerinde başarılı olmuş profiller tercih edildi. Merkez siyasette yol almış, öne çıkmış isimler değil de yerelde başarısı ortaya konmuş isimler üzerinde duruldu. Bu belirleyici oldu. Son 2 gün öncesine kadar inanın bilmiyordum. Belirsizlik vardı. Kimse bana, ‘sen bizim İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız olacaksın’ demedi. Genel başkanımız da bu konuda hiçbir şey söylemedi” ifadelerini kullandı.

NE BEN ‘ADAYINIZ MIYIM?’ DİYE SORDUM NE O ‘ADAYIMIZSIN’ DEDİ!
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na geçmiş süreçte İzmir ile ilgili düşüncelerini aktardığını söyleyen Soyer, “Birden çok kez bir araya geldik. Ben İzmir ile ilgili hayallerimi, vizyonumu paylaştım. Bunları hep sükunetle dinledi. Katkıda bulundum. Adaylık noktasında, ‘ne ben ona adayınız mıyım?’ diye sordum, ne o ‘adayımızsın’ dedi. Adım PM’ye sunulmadan önce görüşme gerçekleştirmedik. Kapının önünde bekledik” dedi.

BÜTÜN İZMİR İÇİN ŞAŞIRTICI BİR GELİŞMEYDİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 1 Ekim’de ’31 Mart yerel seçimlerinde aday değilim’ açıklamasından 3 buçuk ay sonra ‘yeniden varım’ diyerek aday adayı olmasını değerlendiren Soyer, “Beklemediğimiz bir şeydi. Bütün İzmir için şaşırtıcı bir gelişmeydi. Çünkü 1 Ekim’de başka bir irade ortaya koymuştu. Beklenmedik bir girişimdi bu. Ama bunu da anlamaya çalışıyorum. Sonuç olarak Aziz Başkan yerine daha çok tercih ettiği birini öngörmüş olabilir. Onlar kabul edilmeyince böyle davranmış olabilir” açıklamasını yaptı.  

AZİZ KOCAOĞLU İLE ARAMIZDA BİR KAŞ KALKMASI BİLE YAŞANMADI
‘Aziz Kocaoğlu’nun Tunç Soyer’le ilgili itiraz ettiği şey neydi?’ sorusu karşısında konuşan Soyer, “Muhtemelen Aziz Bey bir başka ismin aday olmasını istiyordu. Aziz Bey ile bizim aramızda 10 yıllık belediye başkanlığım döneminde en ufak bir sürtüşme, kavga yaşamadık. Kaş kalkması bile yaşamadık. 30 ilçenin belediye başkanın bağlı olduğu büyükşehir belediye başkanı. Belki onlardan birinin layık olduğunu düşünmüştür. Benim meziyetlerim nedeniyle olmayabilir. Bunu ona sormak daha doğru olur. Beni hangi gerekçeyle istememiş olabileceğini bilmiyorum.  Aramızda hiç tartışma yaşanmadı. Gerçekten hiç yaşanmadı. Mevzuat gereği biz büyükşehir belediyesine çok bağlıyız. Bizim büyükşehir belediyesine saygıda kusur etmemiz mümkün değil. Ayrıca parti disiplin gereği de öyle. Aziz başkan bizim büyüğümüz. 10 yıl içinde hiç sorun yaşamadık” ifadelerini kullandı.

İZMİR ÇANTADA KEKLİK DEĞİL, DOĞRU!
‘İzmir çantada keklik değil’ söylemi üzerinden konuşan Soyer, “Doğru! Çantada keklik değil. Sandık bu. Ne kadar anket yaparsanız yapın sonunda o gün insanlar sandığa oylarını atacaklar. Kim bilir ne dinamikler yaşanacak. Daha koskoca 55 gün var. O 55 günün her dakikasını çok çalışarak geçirmek zorundasınız” dedi.

10 YILDIR BAŞKANIM BABAMLA İLGİLİ BİR KEZ KONUŞTUM
12 Eylül döneminde askeri savcı olarak görev yapan babası Nurettin Soyer üzerinden gelen eleştiriler için konuşan Soyer, “Ben 10 yıllık belediye başkanlığı döneminde bir kez babamla ilgili cümle kurdum. 50 yıl öncesinde babam Fethullah Gülen’in hapis yatmasında kararı veren kişiydi. Bu benim için gurur vesilesiydi. Onun dışında babamın geçmişte yaptıklarıyla ilgili bir cümle kurmak ihtiyacı hissetmedim. Babam Türk ordusunu nşerefli bir subayıdır. Darbeye tabi karşıyız. 10 yıldır belediye başkanıyım. 10 yıl boyunca böyle bir gündem hiç olmadı. Büyükşehir adaylığımız olunca bunlar geldi. Bu çok sağlıklı değil. Adaylığımda kriterler, vizyonum tartışılmalı. Neleri yapıp, yapamayacağım tartışılmalı. Ama Türkiye’de siyaset kültürü bu kadar somut bir zemin üzerinde yürümüyor. O karanlık dönem tartışılsın. Ben tartışılmasın demiyorum. Çok net söylüyorum, kesinlikle darbelerin kötüye gidiş yarattığına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

BABAM ÖNÜNE GELEN DAVAYLA İLGİLİ GEREKENİ YAPMAK ZORUNDA
Soyer, “Darbenin savunulur bir tarafı yok ama benim babam askeri savcı, devlet memuru… Önüne gelen davayla ilgili gerekeni yapmak zorunda. O dönemde Ankara sıkıyönetim başsavcısı babam… Bir devlet memuru, bir hukukçu. O dönemde hukuku korumak için elinden geleni yaptığını biliyorum. Hüsamettin Cindoruk aradı, ‘babanı bana sorsunlar, ne kadar iyi hukukçu olduğunu biliyorum’ dedi. Bunlar benim talip olduğum görevle uzaktan yakından alakası olmayan konular. O dönem tümden yanlış bir dönem. O dönemi savunmak kimsenin haddi değil. O dönem demokrat ve hukukçu kimliğini koruyan bir görev yaptığı kimliği var bende” dedi.

İYİ PARTİ’DEN TEPKİ GÖRMÜYORUM
İttifaklar üzerinden konuşan Soyer, “İYİ Parti ile ittifak olumlu sinerji yaratacaktır. İYİ Parti’den tepki görmüyorum. Aksine parti yöneticilerinin vicdanen sahip çıktıklarını görüyorum. Dolayısıyla sıkıntı yok, kuşku duymuyorum. Birlikte çalışacağız. Birçok ilçede İYİ Parti’nin seçmen sayısı kuvvetli. Birlikte çalışacağız. Yerel siyaset genelin bazı tutumlarını bırakmak zorunda. Demokrasi bir arada yaşama kültürü demek. O nedenle ben bizi ayrıştıran sebeplerden çok daha fazla buluşturan sebepler olduğunu düşünüyorum. Siyaset argümanlarla ortaya çıkan kutuplaşmalar bizi ayrıştırıyor. Ben bunu doğru bulmuyorum” açıklamasını yaptı. 

‘İZMİR CHP’NİN KALESİ Mİ?’ SORUSUNA: İZMİRLİ AKP’Yİ YAŞAM KÜLTÜRÜNE TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR!
‘İzmir CHP’nin kalesi mi?’ sorusunu yanıtlayan Soyer, “Kale meselesini anlamak için önce İzmir’i anlamak lazım. İzmir liman kenti. Pastayı büyütmenin paylaşmaktan geçtiğini anlamak demek. İzmir bu coğrafyanın kalbidir. İzmir 150-200 yıldır kan kaybediyor ama yürek olarak kan pompalamaya devam ediyor. AKP’yi yaşam kültürüne bir tehdit olarak görüyor İzmirli. İzmir’de herkes ‘ben İzmirliyim’ der. Herkesi sarıp sarmalar, içine alır. İzmir CHP’yi tehdit olarak görmediği belki de değerlerin savunucusu olarak gördüğü için oy veriyor” diye konuştu.

HDP İLE NE ÖRTÜLÜ NE AÇIK İTTİFAK YOK, BEN AKP TABANINDAN DA OY ALMAK İSTİYORUM
HDP’nin İzmir’de aday çıkarmayacağının hatırlatılması ve ‘Örtülü bir ittifak mı var?’ sorusunun yöneltilmesi üzerine açıklama yapan Soyer, “Ne örtülü ne açık öyle bir ittifak yok. Aday çıkarmamaları niye örtülü ittifak olsun? Ben AKP tabanından da oy almak istiyorum. Gençleri oy verecek. Kadınlar oy verecek. Yerel yönetim başka bir şey!” dedi.

DEMOKRASİ 4.0 VURGUSU!
‘Güneydoğu’dan gelen HDP seçmeninden nasıl oy alacaksınız?’ sorusu üzerinden cevap veren Soyer, “Aynı gerekçeyle… Demokrasiyi savunarak. İzmir’in kökleri, gelenekleriyle demokrasi 4.0’ı uygulayarak. Demokrasinin erdemleriyle teknolojiyi buluşturmak demek. Demokrasinin yeniden keşfedilmesi lazım. Cep telefonunuza yükleyeceğiniz aplikasyonlarla hangi mahallede kimin neye ihtiyacı var, bunları öğrenip irade ortaya koyabilirsiniz. Çok net bir şekilde teknolojiyi kullanabilirsiniz. Teknolojiyle kamusal alan kavramı değişti. Şimdi vatandaş belediyeye gelmeden tüm işlemlerini yapabilir halde. Kimseyi geride bırakmadan, herkesin talebini dinleyerek davranmamız gerekiyor. AKP, MHP, HDP fark etmiyor. Biz İzmirlilerin oyuna talibiz. Hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun yeter ki demokrasini erdemlerine inansın. Demokrat İzmir ondan demokrat!” ifadelerini kullandı.

YAPTIĞIM HİÇBİR ŞEYİ SADECE SEFERİHİSAR İÇİN YAPMADIM
‘Nasıl bir İzmir hayaliniz var?’ sorunu cevaplandıran Soyer, “Şükür İzmir’e geldik. İzmir doğunun en batısı, batının en doğusu… Ben 10 yıldır sahadayım. Yaptığım hiçbir şeyi sadece Seferihisar için yapmadım ki! İzmir’i anlatırken daha çok öğreniyorsunuz. Biz İzmir’i anlatırken gördük ki aslında bir mucize İzmir. Sağlıklı kentler temasıyla yurt dışında İzmir’i anlattık. 20 bin flamingo yaşıyor İzmir’de… Dünyada tek bir metropol var içinde flamingo üreyen… Havası, toprağı hala temiz” dedi.

1 NİSAN SABAHI 6 BELEDİYE BAŞKANINA MEKTUP YAZACAĞIZ
İzmir’de sıkıntı ve sorun gördüğü konulara değinen Soyer, “Bir çöplük meselesi var. Katı atık bertaraf tesisi… Alt yapı ile ilgili sorunları var. Turizmle ilgili boşluklar var. Ama bu hikayeyi dönüştürmek mümkün. Çünkü malzeme olağanüstü zengin, orada duruyor. Biz derya içinde olup deryayı bilmeyen balık gibi yaşıyoruz bu topraklarda. 150-200 yıllık olan kan kaybını durdurmak istiyoruz. Alt yapı, ulaşım, trafik, çöple ilgili sorunlara odaklanacağız. Bu kesin. Bununla ilgili yapılacak çok şey var. İki temel şey var; birincisi Akdeniz çanağında yüzlerce yıl boyunca liman kenti oldu İzmir. Şimdi 1 Nisan sabahı 6 belediye başkanına mektup yazacağız. İskendiriye, Beyrut, Atina, Marsilya, Roma, Barselona ile birlikte Akdeniz kentler birliği kuruyoruz. 6 kent ile başlayacağız. Bunun öncülüğünü İzmir yapacak. Bu kentler ağını tüm Akdeniz’e yaymayı düşünüyoruz” diye konuştu.

PROJELERİ CEBİMDEN ÇIKARMAYACAĞIM, İZMİRLİLER İLE BİRLİKTE YAPACAĞIZ
Soyer ayrıca, “Trafik meselesi bir yol meselesi değil, planlama meselesidir. Biz on yıllarca protokole proje ürettik. Arka sıralara döneceğiz. Bu yüzlerce yıldır böyle. Bir perspektiften bahsediyorum. O mahallelere Aziz Kocaoğlu’nun, Ahmet Piriştina’nın, Yüksel Çakmur’un, Burhan Özfatura’nın, Osman Kibar’ın hepsinin yaptığı şeyler oldu. Ama ağırlık her zaman ön sıralardakilerindi. Ben bu perspektifi değiştirmekten söz ediyorum. Ben projeleri cebimden çıkarmayacağım. İzmirlilerle birlikte yapacağız. İZBAN meselesinde tarafları dinleyeceğiz. Vatandaşı da dinleyeceğiz. Vatandaşın kızdığı, canının yandığı konu bu. İzmir’i en çok ben seviyorum, en doğrusunu ben yaparım demek haddim olmayacak” açıklamasını yaptı.

PROJE DEMETİ SUNDU!
Soyer ilk olarak yapmayı planladığı projelerden örnekler verdi. Soyer, “Genç Elçiler Projemiz olacak.  Brexit oylaması yapıldı. Gençler bu oylamaya çok muhalifler. Çünkü yaşlılar yaşamayacak yılların kararlarını o masada aldılar. Gençlerin gelecekleri ile kararları alabilmesi lazım. Bizlerin onların geleceğiyle ilgili kararlar almaya hakkımızın olmadığını düşünüyorum. Nesiller arası buluşma, nanoteknoloji elçisi. Büyükşehir belediye başkanı iradesini kullanarak karar alacaklar. Bu gençleri gençler seçecek. Bizim koyduğumuz alanlardan daha fazlasını önerecekler belki. Biz gençlerle yöneteceğiz. O gençlerin hangi siyasi partiye yakın oldukları önemli değil. Kendi geleceklerini kendileri planlayacaklar. Bu siyasetin ta kendisi! Siyaset hayatı dönüştürmektir. Demokrasi 4.0 ile ilgili yapacağımız çok şey var. Kent meclislerini dijital teknolojilerini çok etkin kullanacağız. Çocuk meclislerini tüm belediyelerde kuracağız. Mahallelerde mahalle kütüphaneleri kuracağız. Ücretsiz internet çorba ve ısınacakları mekanlar olacak. Gençler oraya geldiklerinde her türlü bilgiye ulaşabilsinler, sosyalleşsinler” dedi.

GELEN İNSANLARI İZMİRLİLEŞTİRECEĞİZ
Soyer öte yandan, “İzmir Türkiye’yi değiştirecek. İzmir çok renk, çok ses, çok nefes demek. İzmir bunları daha çok Türkiye’ye verecek. İzmir vagonları arkasına takacak. İzmir İstanbul gibi olmak istemiyor. İzmir göç alıyor. İzmir göç de veriyor. Gelen insanları İzmirlileştireceğiz. İzmir’de yaşayan herkes İzmir’in ta kendisi! Gelen insanlar da İzmir’in ta kendisi olacak” açıklamasını yaptı.  

SİNEMA VE MÜZİK ENDÜSTRİSİNİ İZMİR’E TAŞIYACAĞIZ
Soyer, “İzmir bu sinema endüstrisine ev sahipliği yapacak alanlara sahip. Bizler gençlerle birlikte sinema, müzik endüstrisini İzmir’e taşıyacağız. İzmir’in böyle bir potansiyeli, geçmişi var. İzmir ev sahipliği yapacak. İzmir onlara yaşam alanı gösterecek. İlk sanatçılar sendikası 2 bin 500 yıl önce Teos’ta kurulmuş. Biz kolaylıklar sağlayacağız. İzmir Türkiye’nin, Akdeniz çanağının kültür sanat başkenti olacak. İzmir’in bu potansiyeli var” diye konuştu.

GÜÇ ZEHİRLENMESİ YAŞAMAMA İZİN VERMİYOR
Eşi Neptün Soyer özelinde konuşan Soyer, “Hayatımın en büyük muhalifi aynı zamanda en büyük destekçisi… Dışarıda o kadar alkış alıyorum, ‘orada niye o hatayı yaptın’ diyor. Ayaklarım hemen yere eriyor, oturuyoruz. Bu koltuklarda oturan insanlar en yakışıklı, en doğruyu bilen, en mükemmel olduklarına inandırıyorlar kendilerini. Bu onların da sonu oluyor. Neptün hanımın varlığı bunu engelliyor. Güç zehirlenmesi yaşamama izin vermiyor. Siyasette tok olmanın getirdiği nokta bu. Siyasette maddi ve manevi açıdan aç olursanız sıkıntı olabiliyor” ifadelerini kullandı.

BOL KESEDEN VAAT VERMEK İSTEMEM
Kadınların aktif bir şekilde üretime katkı sundukları kooperatiften örnekler verdiği sırada, ‘İzmir’de suya indirim yapacak mısınız?’ sorusuyla karşılaşan Soyer, “Bol keseden vaat vermek istemem. Kadınların hayattaki duruşunu güçlendirecek şeylerden bahsetmek istiyorum. Biz masal evi yaptık. Çalışan kadınlar ve çocukları için İzmir’in her mahallesinde niye masal evleri olmasın?” dedi.

SEFERİHİSAR’DAKİ BORCU AÇIKLADI!
Seferihisar Belediyesi’nin borç durumunun sorulması üzerine açıklama yapan Soyer, Büyükşehir projeleri noktasında sıkıntı yaşanmayacağını sözlerine ekledi. Soyer, “10 yıl önce biz göreve geldiğimiz zaman bütçemiz 10 milyon borcumuz 40 milyondu. Şimdi bütçemiz 90 milyon borcumuz 90 milyon lira… Artmış gibi görünebilir ama 1’e 4’ten, 1’e 1 oranını yakalamış durumdayız. Aziz Başkan uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından ödüllendirilen bir yapı bıraktı. Gelecek başkan onun mürüvvetini yiyecek. Kaynak sorunu olacağını düşünmüyorum. Kaynak yaratma konusunda hiçbir sorun görmüyorum” şeklinde konuştu.

İZMİR İÇİN HER KAPIYA GİDERİZ
Soyer, ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la randevu alıp görüşmeyi düşünüyor musunuz?’ şeklindeki soruya da, “Böyle bir planlamam yok. Benim böyle bir fikrim yok. Ama İzmir için her kapıya gideriz. Nerede ne yapmamız gerekiyorsa onu yaparız. Hiç tereddütsüz!” diye cevap verdi. ‘Rakibiz Nihat Zeybekci ile görüşmeniz oldu mu?’ sorusuna cevap veren Soyer, “Herhangi bir temas olmadı. Ama önümüzdeki günlerde mutlaka bir araya geliriz” dedi.

BOLCA YÜRÜYECEĞİZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun alanlarda kendisine destek olacağını ifade eden Soyer, “Görevlendirildikten sonra ilk yaptığım ziyaret büyük başkanımızaydı. Eşimle beraber gittik. Bizi çok iyi karşıladı. Aziz Bey kurumsal kimliğe çok saygı gösteren bir insandır. Kampanya döneminde her türlü katkıyı sunacağını söyledi. Toplantı talebinde ben bulundum. Arkasından Yılmaz Büyükerşen’e gittim. Ondan da el almaya gittim. Ekrem İmamoğlu’na da gittim. Kadirşinas protokoller de bitti. İzmir’e döner dönmez çalışmalara başlayacağız. Yürüyerek bir kampanya yürüteceğiz. Bolca yürüyeceğiz” diye konuştu.

TÜRKİYE İZMİR’DEN DEĞİŞECEK
Programdaki son mesajlarını dillendiren Soyer, “Türkiye İzmir’den değişecek. İzmir’in dağlarında çiçekler açacak ve Türkiye mis gibi kokacak. İzmir buna muktedir” ifadelerini kullandı.