GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
23 Ocak 2018 Salı 11:01

CHP’nin ‘2 Numarası’ndan 2019 şifreleri: 8 ilçeyi en kısa sürede…

Genel Sekreter Sındır, 2019’da yapılacak yerel seçimlerde önceliğin görevdeki belediye başkanlarında olduğunu ifade etti. Sındır ayrıca kaybedilen 8 ilçe için, “Belediyelerin bizde olmadığı ilçelerde en kısa sürede adayın belirlenmesi için çalışmalara başlayacağız” dedi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Genel Sekreter Sındır, gündeme dair birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. İlk olarak Suriye’nin Afrin bölgesine düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı’na değinen Sındır ayrıca 2019’da gerçekleşmesi planlanan seçimler kapsamında İzmir için öngörüde bulundu.

Kaybedilen 8 ilçe hakkında konuşan Sındır, “Kurultay sonrasında o ilçelerdeki adaylarımız için yetkili organlar en doğru isimleri tercih edecektir” dedi.

Sındır, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın kendilerine yönelik, ‘Siz 20 yılda İzmir’e ne yaptınız?’ eleştirisine de net bir cevap verdi.

YAYININ TAMAMI İÇİN:

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL, ÇORBA GİBİ OLMUŞ BİR DURUM VAR
Sındır ilk olarak Afrin Operasyonu’na ilişkin konuştu. Sındır, “Devletimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Suriye sınırları içindeki Afrin bölgesine Zeytin Dalı Operasyonu başlattı. Biz bu bölgedeki terör unsurlarının gerek güvenliğimizin sağlanması gerek de sınırlarımızın arındırılması açısından buraya yapılan hareketin arkasında olduğumuzu en başından beri söylüyoruz. Bölgenin huzuru açısından önemli bir harekattır. Bizim ulusal çıkarlarımızın her şeyin üstündedir. CHP’nin bakışı her zaman böyledir. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyularak davranılması bölge barışı için çok önemlidir. Bölgeye giren Mehmetçiğin de sağ salim vatan topraklarına geri dönmesini diliyoruz. Bu konuda iki gündür hükümet kanadından açıklamaları görüyoruz. Bunun da önemli olduğunu düşünüyorum. Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değil. Çorba gibi olmuş bir durum var. Bunu fırsat bilen terör örgütleri de kendilerine ayrıcalıklı bölge yaratma niyetinde. Akdeniz’e giden bir koridor yaratılmaya çalışılıyor. Üzüntü verici olan şu; burada iç savaş ve IŞİD gibi bir anda ortaya çıkan ama arka planda hangi güçlerin desteğiyle bölgede vücut bulduğunu tahmin ettiğimiz bir yapı var. Hep böyle oluyor. Devleti yönetenlerin karşısında muhalif güçler silahlı mücadeleye giriyor. Sonra iç savaş ve parçalanma oluyor. Bu durumdan en çok fayda sağlayanlar silah tüccarları ve savunma sanayini güçlendiren ülkelerdir. Bölgede aktör olan ABD, ÇİN, Rusya, İran, Suudi Arabistan, en uzun sınıra sahip ülkeler arasında olan Türkiye’nin oradaki kardeşlerimizin huzura kavuşması için bir an önce siyasi çözüm gerçekleşmelidir. Derhal bir barış ve ateşkesin, herkesin mutabık kalacağı siyasi çözümün çok hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Biz de bunun sıkıntısını çekiyoruz. Ülkemize gelen Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 3 buçuk milyonun daha da üzerindedir. Diğer yandan sınır ötesinde bizi tehdit edecek bir yapının olmaması bizim ülke çıkarlarımız açısından önemlidir. Bölgede kimsenin barış ortamı sağlandıktan sonra orada kalmaması ve o bölge insanının kendi barış hakkını kullanması gerekir diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.  

YEREL YÖNETİMLERDE CHP, İZMİR’DE YİNE GEÇMİŞTEN DAHA FAZLA OY ALACAKTIR!
2019’da yapılması planlanan yerel seçimleri için öngörüde bulunan Sındır, İyi Parti’nin durumunu da değerlendirdi. Sındır, “Şu an ortaya konan anketler, araştırma kuruluşu samimi bir şekilde dürüstçe yapıyor olabilir ama 14 ay kala seçmen davranışlarını belirlemek gerçekçi değil. İyi Parti’yi kuranlar merkez sağda siyasi boşluk olduğunu görerek aynı zamanda AKP’nin bu boşluğu değerlendirmeye çalıştığını görerek kendi ilkeleriyle bir siyasi parti kurmuşlardır. Mutlaka hedeflediği bir seçmen kitlesi olacaktır. Ama asla CHP’ye oy veren kitle olmayacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum. CHP’nin ilkeleri, değerleri bir noktada tüm siyasi partilerin değerleri olabilir ama ben bu anketlerin çok sağlıklı sonuçlar vereceğine inanmıyorum. Yerel yönetimlere biraz daha farklı açıdan bakmak gerekiyor. Parti oyundan ziyade yerel yöneticilerin belde halkıyla diyalogların seçmen davranışlarını değiştirebiliyor. Hele hele İzmir gibi demokrasinin beşiği dediğimiz kendin seçmeni taraf tutar gibi parti tutan seçmen değildir. Biz CHP olarak belediye başkanlarımız, örgütlerimiz en iyisini en doğrusunu vatandaşın memnuniyeti için, sosyal belediyecilik anlayışıyla en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Birçok alanda merkezi hükümetin yapması gerekenleri de üstlenerek hizmet veriyoruz. Belediye başkanlarımız bunları layıkıyla yapmaya çalışıyor. Yerel yönetimlerde CHP, İzmir’de yine geçmişten daha yukarıda bir seviyede oy alacaktır” dedi.

İZMİR HALKININ KENDİSİNE EN YAKIN GÖRDÜĞÜ PARTİ CHP’DİR
“İzmir’de dengeler değişiyorsa bile bu CHP’yi güçlendiren bir değişimdir” diye konuşmasını sürdüren Sındır, “Dengelerin değişmesini arzu edenler değişiyor diye manipüle ediyor olabilirler. İzmir halkı bir kere cumhuriyetin temel ilke ve değerlerini içselleştirmiş bir seçmen kitlesidir. İzmir halkı bayrağına, vatanına, Atatürk’üne dil uzatanları ya da samimilikten uzak bir şekilde diline dolayanların yakınında bile olmayacak bir kitledir. İzmir halkının kendisine en yakın gördüğü parti CHP’dir. Üye olan var olmayan var. Sempati duyan var duymayan var. Ama Türkiye’yi ancak CHP iktidarıyla belli seviyeye taşırız diyen biz kitle var. İstanbul, Ankara… Geçtiğimiz aylarda Sayın Erdoğan ihanet ettiklerini ifade ediyor. İzmir’de belediyecilik anlayışı vatandaşın hem kentte yaşam alanlarını iyileştirmek, hem ihtiyaç duyduğu hizmetleri, sunabilmek ve sosyal belediyecilik anlayışıdır. Kimse zannetmesin ki vatandaş rahatsız. Vatandaş yerel yönetimlerden artan bir şekilde memnun. İyi Parti tabi ki İzmir’de kendine yer edinmeye çalışan bir parti. Algılar nafile olacaktır. Seçmenin iradesini sandık gösterecektir” yorumunu yaptı.

İKİNCİ TURA KALMADAN BİRİNCİ TURDA EN YÜKSEK OYU ALABİLECEK BİR ADAY OLACAKTIR
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak yapmayacaklarını ifade eden Sındır, partisinin adayının yarıştaki en güçlü isim olacağını vurguladı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir adaylık açıklamasında bulunmadığını ifade eden Sındır, Kılıçdaroğlu başka bir ismi öne sürmediği takdirde aday olarak kendisini gördüklerini iletti.

Sındır, “CHP hedefinde iktidar olan bir partidir. Cumhuriyetin kurucu partisi olmasından ötesinde kendi tüzüğünde cumhuriyet ilkelerini hayata geçiren bir partidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayını çıkaracaktır. Türkiye’de seçmen kitlesinin ‘işte CHP’ye yakışır, cumhurun başı olan olması gereken nitelikler bu kişide’ diyebileceği bir kişiyle yola devam edecektir. Potansiyel en güçlü adayımız genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Adaylık açıklaması olmasa bile bizim için bu böyledir. Kendisi başka birini ifade ederse ona bir şey diyemem ama bizim için aday odur. Sayın Kılıçdaroğlu’nun en sağ seçmen kitlesinden en sol seçmen kitlesine kadar herkesin takdirini, onayını almış bir kişi olarak görmek gerekir. Belki de en güçlü aday olarak ortaya çıkması söz konusudur. Şu an aday konusunda herhangi bir isim çalışmamız mümkün değil. Öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ki, sadece AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan yüzde 50 artı 1’i alacak. Öyle bir hedef koymuşlar ki 50 artı 1 diyorlar, yüzde 60-70 değil. Biz yüzde 100’e talibiz. Onlar onunla yetiniyor. Gerisini önemsemiyorlar. 50 artı 1’i alırsak oh diyorlar. Recep Tayyip Erdoğan aday olabilir onun karşısında CHP adayı ondan daha güçlü olarak çıkacaktır. Hatta ikinci tura kalmadan birinci turda en yüksek oyu alabilecek bir aday olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Birinci turda seçimi alabiliriz. Recep Tayyip Erdoğan ve diğerleri gibi bir algı yaratılıyor. Ben artık AKP Genel Başkanı’nın siyasi miadının dolduğunu ve seçmenin de artık ‘bir kenara çekil, ülkenin önünü aç’ diyeceğin düşünüyorum. Seçmenin artık huzur aradığını düşünüyorum. Sivri, kin, nefret içerikli söylemler her gün ekranlarda. Toplum psikolojisi inanılmaz olumsuz etkilendi. Artık bu ekran ve siyasi yüzleri değiştirmek gerekiyor. Yeni bir şeyler söylemek gerekiyor. Kimse kötümserliğe kapılmasın, başka bir Türkiye mümkün. Sandıkta seçmen bunu gösterecektir” açıklamasında bulundu.  

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANIYOR
Belediyecilik anlayışı üzerinden konuşan Sındır, AK Parti’yi eleştirdi. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere görevden alınan belediye başkanlarının durumlarına değinen Sındır, “Bizim belediyecilik anlayışımız onlarınki gibi değil. Kent elden gidiyor diye bir algı yaratıp yerine başka birini koyup sütten çıkma ak kaşık gibi davranıyorlar. ‘Biz bu kente ihanet ettik’ dediler. O ihanetse ihanetin bir parçası da sizlersiniz. Bunlar hiç de öyle basit bir istifayla unutulup geçilecek konular değil. Görevden uzaklaştırılacak birileri varsa Erdoğan’ın ihanet ettik dedikleridir. Soruşturma açılmalıdır. Yolsuzluk mu, hırsızlık mı ne varsa, bunların soruşturulması, araştırılması lazım. Belediyeleri müfettişler denetler, denetlemelidir. Hukuki süreç işlememiş, İçişleri Bakanlığı ‘seni görevden uzaklaştırıyorum’ diyor. Türkiye’de hakkında soruşturma izni verilmemiş belediye yoktur. Bunu iddialı söylüyorum. Birkaç belediyeyi cımbızla çekip CHP’li belediyeler yolsuzluk, hırsızlık yapıyor diyerek itibar kaybetmesini istiyorsun. Bu görevi kötüye kullanmaktır. Soruşturma verilmesi yetkisini açığa almakla birlikte kullanıyor. Kanunda öyle bir yetki var. O yetkiyi görevini kötüye kullanarak kullanıyor. AKP’nin hırçınlığı, kendilerinden olmayanlara yaptıkları baskı iktidara tutunma çabasından öte değildir. Bir belediye başkanının görevden uzaklaştırılmasını sağlayan gerekçeler kanunda bellidir” dedi.  

8 İLÇEDE EN KISA SÜREDE ADAYIMIZI AÇIKLAYACAĞIZ!
2014 yerel seçimlerinde kaybedilen 8 ilçeye ilişkin açıklama yapan Sındır, “CHP’li ilçelerimizde şimdiden bir aday ortaya koymanın bir sürü sakıncası söz konusu. Belediye başkanımızın önünde 14 ay var, hedefleri projeleri var, yeni bir yıla girerken isim açıklamak doğru değil. 5’inci yılları göreve ilk gelen belediye başkanları için zirve yılıdır. Benim de öyle oldu. Doğanlar Stadı, kapalı spor salonu, devrettik falan. Bu projeleri yapacak başkanlarımızın karşısına bir de proje konursa örgüt ve aday arasında sürekli sıkıntı ve gerekli söz konusu. Bizim için mevcut belediye başkanlarının kusurları yoksa vatandaş memnunsa, işini iyi yapıyorsa onunla devam etmek esastır. Çünkü o kişi halkla diyalog kurmuş, halkla bütünleşmiş bir kişinin önünü açmak doğrudur. Ama belediyelerin bizde olmadığı ilçelerde en kısa sürede adayın belirlenmesi, adayın çalışmalarına başlaması ve bu 14 ayı kendini tanıtarak, kamuoyu önünde kendi hakkında fikir oluşması açısından önemlidir. Böyle de olacaktır. Önümüzde kurultay var. Kurultay sonrasında o ilçelerdeki adaylarımız için yetkili organlar en doğru isimleri tercih edecektir” diye konuştu.

GÖREVDEKİ BELEDİYE BAŞKANLARI ÖNCELİKLİ TERCİHİMİZDİR
“Bizim belediyecilik anlayışımıza yeni yeni değerler giriyor. Kırsala yönelik çalışmalar… Bunu en iyi yapan kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir” sözleriyle konuşmasını sürdüren Sındır, “Genel Başkanımızın İzmir’den sitayişle çok kez bahsettiğini biliyoruz. Tabi gurur duyuyoruz. Bizim büyükşehir belediyemiz böyle işler yapar. Siz istifaya davet ediyorsunuz. Aradaki uçurum bu. Sayın Aziz Kocaoğlu nezdinde gurur duyulacak konu olmasının yanında CHP’nin de gurur verilesi. Onun ilke ve değerleri üzerinden yapılan belediyeciliğin kenti getirdiği nokta bu. Mevcut belediye başkanları bizim için en yüksek potansiyeli olan adaylardır. Yaptıkları hizmetler kent halkı tarafından memnuniyetle karşılanıyorsa, partililerimiz ve kamuoyu tarafından, milletvekilleri, ilçe yönetimleri, iş dünyası, emek örgütler, akademik meslek kuruluşları ve tüm yapılar o belediyeyle ilgili artı bir noktaya getiriyorsa o belediye başkanıyla devam etmekten daha doğal bir şey olamaz. Hiç tanımadık birini getirip ‘hadi adayımız ol’ derseniz diğer partilerle eşit noktadan başlıyorsunuz. Mevcut başkanlar öncelikli tercihimizdir. Vatandaşın artık ‘bu başkanı istemiyoruz’ tercihi varsa o değerlendirilir. 3,5,6 ay önceden belirlenir. Bunlar partinin yetki organlarının belirleyeceği işlerdir” dedi.

GENEL BAŞKANIMIZ ADAY ÇIKMASINDAN MUTLULUK DUYUYOR
3-4 Şubat’ta gerçekleşecek kurultay için değerlendirmede bulunan Sındır, “Kurultayda genel başkan ve organların seçimi olacak. Genel başkanımız açıklama yapmadı ama potansiyel ve doğal adayımızdır. Onun dışında aday arkadaşlarımız çıkabilir. Demokrasinin gereğidir ve genel başkanımız bundan mutluluk duyuyor. Kendisi dışından birinin aday çıkmaktan korkuyor olması partide demokrasinin işlemediğini gösterir. Genel başkanın bizatihi kendisinden başlayan bir anlayış olduğunu ispat eder. PM’de çarşaf liste yöntemi uygulanacak” diye konuştu.

HİÇBİR ŞEY YAPMASAK BİLE İZMİR’İ AKP ZİHNİYETİNDEN KORUDUK!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın merkezi hükümetin İzmir’e 45 milyar yatırım yaptığını söylemesi ve ‘Siz 20 yılda İzmir’e ne yaptınız?’ sorusunu yöneltmesi üzerine konuşan Sındır, “20 yılda siz ne yaptınız diye söylemiş, diyebileceğim tek bir şey var. Hiçbir şey yapmasak bile AKP zihniyetinden İzmir’imizi ve halkını koruduk. İstanbul ve Ankara’da yapılan ihanetlerin İzmir’de yapılmasını engelledik. İzmir’de onlardan biri olabilirdi. Yerel yöneticilerimiz İzmir’e ihanet etmedi. İzmir kültürünün yaşam tarzını korudu ve geliştirdi. İzmir’e bundan daha büyük bir hizmet olamazdı. İzmir ranta teslim edilmedi. Biz İzmir’i korurken merkezi bütçeden de ne yazık ki payımızı alamadık. Onun vebali de Dağ ve onun partisinin üzerindedir” dedi.