GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Ekim 2019 Salı 15:50

CHP’li Yücel: 15 Temmuz’dan sonra Atatürk’e sarılmaya başladılar!

İl Başkanı Yücel, Cumhuriyet Bayramı kutlamasında, “Daha düne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in adını ağzına alamayanlar; 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadıktan sonra Atatürk’e ve cumhuriyet değerlerine sarılmaya başladılar. Neden? Çünkü Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyet değerleri; bu milleti, bu ülkeyi bir arada tutan harçtır” dedi.

Mehmet İŞLER/ EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 96’ncı yılını kutlamak için düzenlenen organizasyon gerçekleşti.

İl Başkanı Deniz Yücel’in ev sahipliğinde Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan törene milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu, il yöneticileri, ilçe başkanları, örgüt mensupları ve vatandaşlar katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise programda yer almadı. Başkan Soyer’i temsilen Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu’nun etkinlikte hazır bulundu.

İl Başkanı Deniz Yücel törende yaptığı konuşmada önemli açıklamalar yaptı. Ayrıca vekiller de kürsüye gelerek yaptıkları kısa konuşmalarda partililerin bayramını kutladı.

Başkan Yücel şunları söyledi:

CUMHURİYET BİLHASSA, KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR
Cumhuriyetin ilanının 96 yıldönümünde, böyle güzel, böyle coşkulu, böyle inançlı bir örgütle, kitleyle bir arada olmak çok güzel… Hepinizin Cumhuriyet bayramını kutluyorum. “Cumhuriyet bilhassa, kimsesizlerin kimsesidir” diyor Mustafa Kemal Atatürk. Neden? Çünkü etnik veya dini, her türlü ayrımcılığı reddeden, eşit ve özgür bireylerin yaşadığı, yönetimin doğrudan halka dayandığı, yönetimde ayrıcalıklı bir sınıfın olmadığı bir yönetim şeklidir Cumhuriyet. Emperyalist güçlerin hasta adam olarak nitelendirdiği, özellikle son döneminde aklı, bilimi göz ardı eden, uygar dünyanın gelişimine ayak uyduramayan ve bu nedenle yıkılmaya mahkum olan, monarşiyle yönetilen Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden, savaş meydanlarında binlerce şehit verilerek Türkiye Cumhuriyet kuruldu. Kurtuluş savaşının ilk hedefi; vatanı ve milleti düşman işgalinden kurtarmaksa, ikinci hedefi de padişahı ve halifeyi korumaktı. Tabii Mustafa Kemal’in bu düşüncesi, milli mücadeleye halkın desteğini alabilmek içindi. Yoksa Türk milletine en uygun yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğu düşüncesi, çok erken yaşlarda beliren Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti, demokrasiyi de beraberinde getireceğinden en iyi yönetim şekli olarak görmüştür. Özgürlük ve halk iradesi, halkın egemenliği ancak Cumhuriyet rejiminde işlerlik kazanabilirdi. Yine insanca ve medeni bir şekilde yaşamayı beraberinde getireceğinden en uygun yönetim biçimi Cumhuriyetti. Önce 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi. 3 Mart 1924’te de Hilafet kaldırıldı ve 5 Şubat 1937’de laiklik ilkesi Anayasa’da kabul edilerek, Çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti o günlerden bu günlere geldi. Partimizin adından da anlaşıldığı gibi, halkımızın en büyük kazanımı olan cumhuriyetimizin devrimci karakteri, bu bütünleşmenin sonucu olarak yüzlerce ülkeye de ilham kaynağı olmuştur.

CUMHURİYETİMİZ, YAŞADIĞIMIZ TÜM KRİZLERİN, TÜM SORUNLARIN DA ÇARESİ OLACAKTIR
Yıllar boyunca Orta Doğu’nun kan ve barut kokan coğrafyasından uzak durmayı başardıysak, Müslüman ülkelerin örnek aldığı bir çağdaşlaşma yoluna sahipsek, yüzünü döndüğü Batı Medeniyetinin hayranlıkla izlediği bir ülke olduysak, Cumhuriyet sayesindedir. Dolayısıyla, tarihimizin en derin krizlerini yaşadığımız bugünlerde umutsuz değiliz. Ulu Önder Atatürk’ün “Kıymetli evlatlarının elinde daima yükseleceğini ve ebediyen yaşayacağını” söylediği Cumhuriyetimiz, yaşadığımız tüm krizlerin, tüm sorunların da çaresi olacaktır. Cumhuriyet anlamını ve gücünü, milletimizin ortak iradesiyle gerçekleştirdiği kurtuluş mücadelesinden almaktadır. Bağımsızlığını kazanma uğrunda yıllarca mücadele veren ve tüm yokluklara karşın bu haklı mücadeleden dünyaya örnek olacak bir zaferle çıkan Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bağımsız, güçlü ve çağdaş bir devlet olmayı başarmıştır. Bu başarının ardında; Türk Milletinin fedakârlığı, vatan sevgisi ve azmi vardır. Her yıl coşku ve heyecanla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı, nasıl bir tarihin varisi olduğumuzu bizlere tekrar tekrar hatırlatmaktadır.

DAHA DÜNE KADAR ATATÜRK’ÜN, CUMHURİYETİN ADINI AĞZINA ALMAYANLAR…
Sevgili cumhuriyet aşıkları, maalesef, tüm cumhuriyet tarihimiz boyunca cumhuriyeti içine sindiremeyenler, farklı rejimlerin peşinde koşanlar, rövanşist düşüncelerle cumhuriyetimize ve onu kuranlarla hesaplaşmaya çalışanlarla karşılaştık ve karşılaşmaya devam ediyoruz. Daha düne kadar Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in adını ağzına alamayanlar; 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadıktan sonra Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sarılmaya başladılar. Neden? Çünkü Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyet değerleri; bu milleti, bu ülkeyi bir arada tutan harçtır, yapı taşıdır. Cumhuriyet; Kuva-yi Milliye’dir. Misak-ı Milli’dir. Cumhuriyet özgürlüktür, bağımsızlıktır. Bağımsızlık benim karakterimdir derken Mustafa Kemal Atatürk; aslında Türk Milletinin karakterini tarif etmiştir. Cumhuriyet medeniyettir. Aklı ve bilimi rehber edinen Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller demektir Cumhuriyet. Bütün farklılıklarına rağmen bir arada yaşama iradesi ve terbiyesini edinmiş Türkiye Cumhuriyeti halkı demektir.

UMUYORUZ Kİ, BU YAŞANANLARDAN İKTİDAR SAHİPLERİ DERS ÇIKARIR
Mustafa Kemal Atatürk’ün, 96 yıl önce kurduğu bu Cumhuriyetin aşığı ve yılmaz bekçileri olan bizler,  O’nu her koşulda yaşatacak ve yücelteceğiz. Bu uğurda önümüze çıkan engelleri yıkacak, cumhuriyetimizi sonsuza kadar gençlerimiz, kadınlarımız ve tüm halkımızla birlikte yaşatacağız. Ülkemizin hem içeride, hem de dış politikada bunca kriz yaşamasının tek sebebi, cumhuriyet kurumlarından ve cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılmasıdır. Cumhuriyet halka rağmen değil, halkla birlikte yönetimi desteklemişken, kaosa ve savaşmaya değil, uyuma ve barışa referans verirken, bugün kahraman Mehmetçiğimizin sınır güvenliğimiz için canını ortaya koymasının tek sebebi, bugün devleti yönetenlerin, devleti cumhuriyet değerleriyle değil, kişisel ihtiraslarıyla yönetmesidir. Tüm bu yanlış politikalara rağmen becerisini ve gücünü ortaya koyan kahraman Mehmetçiğimizin Barış Pınarı harekatındaki başarısını kutluyor, hepsinin sağ salim yurdumuza, evlerine dönmelerini yürekten diliyorum. Umuyoruz ki, bu yaşananlardan iktidar sahipleri ders çıkarır. Umuyorum ki bundan sonra cumhuriyet devrimleri, ilkeleri, kurumları ve tecrübeleri yok sayılarak hareket etmez, ülkemizi ve halkımıza benzer sıkıntı ve krizleri bir daha yaşatmazlar.

EN BÜYÜK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
Sevgili dostlar, kıymetli İzmirliler. Cumhuriyet ona inanan, sahiplenen, yaşatan herkes için bir güneştir. Bizler Cumhuriyeti korumak ve yaşatmak için tıpkı 96 yıl önce onu kuranların hisleri, umutları, cesareti ve kararlılığıyla mücadele vermeye, can vermeye hazır neferleriz.  Çünkü başka Türkiye yok, başka cumhuriyet yok, cumhurıyet değerlerine sıkı sıkıya sarılmak dışında başka bir çıkış yolu yok! Bu duygu ve inançla 96. yaşını kutladığımız Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Terörle mücadele de şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize şükranlarımı iletiyorum. Cumhuriyeti ve kazanımlarını korumaya kararlı İzmirlilere sevgi ve saygılarımı sunuyorum. En büyük bayramımız kutlu olsun.