GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Eylül 2022 Perşembe 09:55

CHP'li Sındır'dan Kılıçdaroğlu'nun 'İzmir mesajı' için yorumu: Çağrı hem 6'lı masaya hem örgüte!

CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Seferihisar programında sarf ettiği "yanımda mısınız, değili misiniz" açıklaması ile ilgili yaptığı değerlendirme çağdının cumhurbaşkanlığı adaylığı çağrısı olarak nitlendirilmemesi gereketiğini söyledi. Sındır, çağrının 6'lı masaya ve parti içine dönük çağrı olduğunu belirtti.

EGEDESONSÖZ – CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Sonsöz TV ekranlarında Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulunan Sındır, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir ziyaretine dair yorum yaptı. Sındır ayrıca önümüzdeki seçim dönemine dair önemli açıklamalarda bulundu.

‘BU YAŞANAN SORUNLAR HERKESİN ÇALIŞMASI GEREKEN BİR DÖNEM OLDUĞUNU GÖSTERİYOR’
27. dönem yasama yılının son aylarına girilen süreci değerlendiren Sındır, “Yeni yasama yılına giriyoruz. Bu dönemin son yasama yılı, sonra seçim var. 27. dönemi seçimle tamamlayacağız. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar, dış politika, daha sayabileceğimiz çok neden. Sadece milletvekili değil; ülkesine, vatanına, bayrağına, geleceğine sahip çıkan sorumluluk sahibi her bir yurttaş için hiç yılmadan, bıkmadan, usanmadan çalışması gereken bir dönem olduğunu gösteriyor bu yaşanan sorunlar” dedi.

‘KILIÇDAROĞLU KENDİ EVİNE GİTTİĞİNDE ŞAŞKINLIK İÇİNDE OLUYORDUR’
Seçim takviminin yaklaşmasıyla beraber milletvekillerinin ve parti kadrolarının çalışma rutinlerinin artışına değinen Sındır, “Bizler de milletvekilleri olarak geçmişte görülmemiş bir şekilde organizasyon ve performans ile bütün arkadaşlarımız, başta genel başkanımız olmak üzere çalışıyoruz. Genel başkanımız hepimizden çok çalışan, her yerde olmaya çalışan biri. Eminim kendi evine gittiğinde bile şaşkınlık içinde oluyordur. Çok seyrek gidiyor kendi evine. MYK üyelerimi kutluyorum. Partimiz topyekun olarak il, ilçe başkanlarımız ve yöneticilerimiz hepsi her şeyin farkında. Sahadayız, alanlardayız, sokaktayız, esnafın, çiftçinin ve sanayicinin yanındayız. Vah vah ne kadar kötüyüz demek değil, biz bu ülkede bu ağır koşullardan bu ülkeyi kurtaracak umudun partisiyiz” ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÇAĞRISINA TAM DESTEK!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir programındaki konuşmalarını değerlendiren Sındır, Kılıçdaroğlu’nun "yanımda mısınız" çağrısına destek mesajı verirken şunları söyledi:

“Genel başkanın bu sözleri çok normal ve yerinde bir çağrı olarak görüyorum. Anormallik görmüyorum. Bu sözlerinin arka planında Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma dair yaptığı konuşmayı iyi görmek ve okumak lazım. Milletvekili kampı oldu 4 gün. Yoğun toplantılar ve sunumlarla geçen bir kamp yaptık. Kampın açılış konuşmasında genel başkanın konuşmalarından not aldım. O konuşmanın sonunda geldiği bir çağrıdır bu ama o çağrı o konuşmanın ön kısmındaki sözlerden bağımsız ve kopuk değil. Tamamen onlarla bütünleşik bir çağrıdır. Çok yerinde bir çağrıdır. Türkiye’nin bu siyasal iktidardan kurtuluş reçetesi ve bu mücadelenin dayanışma birlikteliğinin dışında bir arayış bu sürece zarar verir”

‘ADAY GENEL BAŞKAN DIŞINDA OLABİLİR AMA BÖYLE BİR ŞEY DÜŞÜNMEYİZ BİLE’
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı üzerine yorumlarda bulunan Sındır, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi altılı masanın karar vereceği bir meseledir. CHP’nin kendi içinde bunun tartışılması mesele olamaz. Her siyasi partinin genel başkanı, o siyasi partinin iktidar mücadelesi ve iktidarı ele geçirdiğindeki potansiyel iktidarın başı için adayıdır. Cumhurbaşkanı potansiyel adayıdır. Buna karar verecek olan altılı masadır. Partinin adayı da Kılıçdaroğlu’dur. Partinin yetkili organları bunun dışında başka bir karar verilebilir. Parti tüzüğümüz cumhurbaşkanı adayının genel başkanımız olmanın dışında da olabilir, buna dair engel yok. Böyle bir şeyi düşünemeyiz bile. Ülkeyi yönetecek canla başla yılmadan adalet yürüyüşünü hatırlayın. O günden bugüne yapılanlar…” ifadelerini kullandı.

‘BU ÇAĞRI UMUDA BİR ÇAĞRIDIR’
Kılıçdaroğlu’nun ‘benimle misiniz’ çağrısına değinen Sındır, “Genel başkanımız bu tabloyu biz hepimiz düzeltmek zorundayız diyerek… Kendisi kendisini tanımlarken bıkmadan, yorulmadan yürümeye ve mücadele etmeye devam edeceğim deyip benimle misiniz diye çağrıda bulunuyor. Bu umuda bir çağrıdır bence. Geleceğe ve bu mücadeleye katkı koymaya bir çağrıdır. Özgürlük ve adalet için bir çağrı olarak bu yaşananlardan halkımızın kurtuluşunun birlikte olması gerektiğine yönelik bir çağrıdır. Bu çağrı bu sorunlardan halk düşmanlarına karşı mücadeleye çağrıdır. Cumhurbaşkanı adayı olacağım çağrısı değil bu. 'Ben CHP Genel Başkanıyım ve biz ana muhalefet partisi ve Millet İttifakı olarak sürdürdüğümüz bu mücadelede artık yanlışa, hataya tahammülümüz yok'. Buna dikkat çeken bir açıklama oldu. Partililerimiz değişik meselelerle Cumhur İttifakı’nın kendilerine eleştiri fırsatı verecek söz ve davranışı olabilir. ‘İsteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini görüyorum’ sözü çok farklı düşüncelerimiz olabilir ama tek ses olmak zorundayız, bir vücut olarak yürümek zorundayız mesajıdır” dedi.

 ‘GENEL BAŞKANLARIN DÜŞÜNCELERİ ALTILI MASANIN DÜŞÜNCESİNİ YANSITMAZ’
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na verdiği destek mesajından sonra ‘altılı masanın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu mu?’ düşüncelerine dair açıklamalarda bulunan Sındır, “Altılı masa daha toplanıp bu konuda bir görüşme yapmış bir aday adayları üzerine fikir oluşturmuş durumda değil. Genel başkanların söylemleri o partinin kendi düşüncesidir. Altılı masaya geldiğinde oradan çıkacak sonuç esastır. Genel başkanımızın söylemi bugün itibariyle altının masanın düşüncesini bağlamazsa,  Akşener’in söylediği de altılı masayı bağlamıyor. Akşener’e saygı duyuyorum. Bu sözleri nedeniyle şükran duyuyorum. Biz Türkiye’de demokrasinin tesis edilebilmesi, Adaletin herkes için var olabilmesi, temel hak ve özgürlüklerin demokratik laik sosyal hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünün de tesis edilebilmesi için ne gerekiyorsa yapmak isteyen bir partiyiz. İYİ Parti’nin seçimlerde grup kurmasını sağlayarak Türkiye’de demokrasiye yol açan o süreçte de yanında olduk. Bu dayanışma siyasi program üzerinden bir dayanışma değil, Türkiye’nin geleceği, adaleti ve refahı için bir birlikte yol almadır” ifadelerini kullandı.

‘ALTILI MASADAN CUMHURBAŞKANI ADAYI İÇİN OYLAMA OLMAZ’
Altılı masadan çıkacak olan cumhurbaşkanı adayı için oylama gerekmeyeceğini söyleyen Sındır, “Altılı masa sonuçta karar verecek. Ben altılı masadaki her bir partinin genel başkanının her bir düşüncesinin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Altılı masa bir siyasi parti liderliğinde toplanmıyor. Altılı masanın bir başkanı yok. Yuvarlak bir masa. Eşit haklarla oturulan bir masa. Seçmen tabanı, geçmiş oylar üzerinden bir masa değil. Herkesin eşit hakka sahip olduğu bir masa. Oylanarak yapılan bir cumhurbaşkanlığı adayı çıkacağını düşünmüyorum. Oylama gerektirecek bir durum olmaz. O duruma sürüklenmez. Masadaki samimiyet oylama gerektirmeyecektir” dedi.

‘BIÇAK KEMİĞİ GEÇMİŞ DURUMDA’
Saha çalışmalarındaki gözlemlerini anlatan Sındır, “Gördüğümüz bir şey var. Esnaf kan ağlıyor. Bizim insanımız sıkıntı çekse de hissettirmemeye çalışan, şükreden bir insanımız var. Şükretmeyi bilen, seven ve benimseyen insandır. Geçmişte sıkıntı yaşasa da belki çözerim düşüncesiyle ‘üzerinden siyaset yapılmasından hoşlanmam’ derdi. Şimdi öyle değil. Gerçekten bıçak kemiği geçmiş durumda. Can havliyle iktidar ve yönetim zafiyetinden yaşanan sıkıntılardan derdini daha yüksek sesle ifade ediyor. Sandıkta sonuçlarının olacağını görüyoruz” dedi.

‘VATANDAŞ DİREKT OLARAK BİZİM SÖYLEDİKLERİMİZİ YAŞIYOR’
Partinin söylemlerinin vatandaş üzerindeki etkisine değinen Sındır gözlemlerini şu şekilde anlattı:

Vatandaş direkt olarak bunu yaşıyor. Pazara liste yaparak gidenler listenin yarısını alamıyor, bunu zaten yaşıyor. Anlatsanız da bir anlamı yok. Cebindeki parayla ne alıp ne alamayacağını biliyor. Dün bir TV kanalında gördüm. 20 yıl önce AK Parti iktidara geldiği gün asgari ücretle 3600 yumurta alınabiliyorken bugün 2400 yumurta alınıyor. 1200 yumurta eksik alınıyor. Öyle bir süreç yaşadı ki Türkiye bu iktidar döneminde, bundan 20 yıl önce sıkıntı çekiyor olsa bilse yastık altı olan, kötü gün dostu bir şeyleri vardı. Bunların hepsi gitti. Artık kredi ve kredi kartı borçlanması arttı. Geometrik artan kredi borçları geleceği de borç yükü altında bırakıyor. Asgari ücreti iki katına çıkarsanız bile kurtarmıyor. Öyle bir dar boğaz içerisinde vatandaş... Üretim değil tüketimi teşvik eden politikalar nedeniyle içinden çıkılmaz bir hale geldi. Vatandaşı refaha değil daha fazla borçlanmaya yönlendiren politikalar var.

‘VATANDAŞ SORUMLUYU BİLİYOR’
İktidar partisinin yaşanan sorunların sorumlusu olarak CHP’yi göstermeye çalıştığına dikkat çeken Sındır, vatandaşların bu söylemlere inanmadığını ve sorumlunun kim olduğunun farkında olduklarını söyleyerek, “Vatandaş sorumluyu biliyor. Sorumlunun CHP olmadığını biliyor. Manipülasyon olsa da vatandaş bunlara inanmıyor. Bizim bir şey söylememize gerek yok. Bizden önce zaten esnaf zaten ‘artık yeter’ diyor. Çok karşılaştım. AK Parti kurucularındanım diyenler, AK Parti’ye her seçimde oy vermiş ve ömrümün sonuna kadar AK Parti’ye oy vereceğimi düşünüyordum diyenler şimdi asla diyor. Mesele sadece kötü yönetim değil. Vatandaş bunu görüyor. Yanlış kararla kötü yönetim olabilir. Mesele sadece beceriksizlik değil. Mesele gerçekten bu devletin ve milletin varını yoğunu soygun ve yolsuzlukla hangi yöntemle yapılabiliyorsa soymak soğana çevirmek. Vatandaş böyle görüyor. Çocukların torunlarının geleceğinin bu iktidarla yok edildiğini açıkça görüyor. Ciddi bir ekonomik buhran ve boşluk var ama umutsuzluk yok. Umudumuz var. Kimse umutsuz olmasın. Bu umut bizde, CHP ve Millet İttifakı’nda. Bundan emin olsunlar. Biz bir avuç azınlığın refahı, zenginleşmesi için değil, gelirin adil ve eşit dağıtıldığı yeni bir Türkiye vaat ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘O GÜN GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM’
Ekonomik krizin derinleşmesinin ardından artık çocukların okula yemek götüremediğinden bahseden Sındır, sınıf öğretmenliğinden emekli olan eşinin kendisine anlattığı bir anı dolayısıyla gözyaşlarını tutamadığını dile getirdi. Sındır, o anıyı şu şekilde anlattı:

“Anneler isyan ediyor. Çocuğunu okula yollayan bir anne beslenme çantasına koyduğu yemeğin maliyeti 30 TL’yi buluyor diyor. Etli bir şey yok. Bir çocuğun öğlen yemeği. Eşim sınıf öğretmenliği yaptı. Ben ağlamıştım o gün bana bunu anlattığında. Çocuklar sefer tasıyla geliyor. Herkes açıp yiyor, çocuğun biri açmıyor, neden diye soruyor. Çocuk ben yedim diyor. Sefer tasında yiyecek bir şey yok, boş getirmiş çocuk. Ben yedim deyip yalan söylüyor. İnsanlar bu hale gelmiş durumda”

‘ÜLKEYİ KURTARMAK ELİMİZDE’
Kur korumalı mevduattan sonra alt gelirden üst gelire kaynak aktarıldığını belirten Sındır, “2022 yılının ilk 8 ayda kur korumalı mevduat dahil faize ödenen 250 milyar lira faize ve kur korumalı mevduat hesabına kaynak aktarıldı. Çiftçiye 25 milyar, esnafa 6 milyar lira verdiler ama kur korumalı mevduat hesabına 75 milyar para aktarıldı. Vatandaş kredi alamıyor. Merkez Bankası’ndan parayı yüzde 12 faizle alıyor bankalar, yüzde 30 faizle kredi veriyor. Bankalar son bir yılda yüzde 500 para kazandı. Hangi gelir yüzde 500 artış oldu? Böyle bir tabloda genel başkanımızın vurgusu şu; bize katılın diyor. Herkesi çağırıyor. Bu soygun düzeninden, devletin kasasını soyup soğana çevirenlerin, bir avuç daha da zenginleşen azınlığın, sarayın yönetiminden ülkeyi kurtarmak bizim elimizde. Biz umuduz, bize katılın diyor. Biz şeffaf olacağız dedi” ifadelerini kullandı.

‘YARIN FABRİKAYA EL KOYAR BU ANLAYIŞ’
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği ‘çökme vergisi’ne değinen Sındır, “Çökme vergisi dediği; fabrikan var, üretim yapıyorsun. Fabrikatörlere dediler ki güneş enerjisi paneli kurun fazla olan enerjiyi alacağız dediler. İnsanlar da kurdu. Devlet buradan kendine enerji kaynağı oluşturdu. Önceden ödüyorlardı devlet ödeme yapmıyor bunlara. Bu ne demektir? Yatırım yaptırıp gelire el koyuyor. Yarın bir gün fabrikanın kendisine de el koyar bu anlayış. Hastanesi olan birine denk geldim uçakta. 200 bin elektrik faturasından 1 milyon 600 bine çıkmış fatura. Gelirlerin neredeyse yarısı elektriğe gidecek” açıklamasında bulundu.

‘SADECE BECERİKSİZLİK DEĞİL, KASITLI BİR SOYGUN VAR’
Sındır sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne dedi; Türk Lirası eriyor, değerini yitiriyor. Sadece beceriksizlik değil. Kasıtlı bir soygun var. Organize değil ama yönetim erkine sahip, yetki sahibi insanların artık o kadar aşmış ki ne kanun ne yasadan korkusu kalmamış. Konuşmasının sonunda da SPK’dan bahsetti. 128 milyar dolar diyorduk, son 8 ayda 75 milyar dolar daha var ve şu anda 203 milyar dolardan bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütçesini aşan bir para var. Vatandaşlar bu paralar nereye gidiyor diye düşünüyor olabilir. Merkez Bankası ha bire zamansız ve ansız döviz sürüyor. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ saçmalığını buna bağlı faizi arttırmama ısrarını kapatmak için. O dengeyi korumak, enflasyonu azdırmamak kuru da baskılamak ve yerinde tutmak… ‘Bizim kararlarımız doğru’ dedirtebilmek için ha bire piyasaya döviz satışı yapılıyor. Bu dövizleri kim alıyor, kimler para kazanıyor? Yetimin hakkı olan paralar heba ediliyor. Fiyatlar düşmedi, enflasyon inmedi, bütçe açığı kapanmadı, dış ticaret açığı daralmadı. Bunlar ortadayken böyle bir yöntemin soygundan başka bir sonuç yaratmıyor. Israrlı yapılan bir uygulama. Bunun sonuçlarını görmek lazım”