GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
13 Ağustos 2018 Pazartesi 11:19

CHP’li Sındır: Aday gösterilemeyeceğini bilenler ön seçim istiyor!

İzmir Milletvekili Sındır, “Değişim isteyenlerin taleplerinde çok samimi olduklarını düşünmüyorum. Bir kısmını tenzih ediyorum. İmza veren de vermeyen de bizim canımız ciğerimiz. Atamayla gelmiş olanlar şimdi ön seçim istiyor. Bir daha aday gösterilmeyeceğini bilenler ‘ön seçim’ diyor” dedi.  

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Vekil Sındır, Türkiye’de son dönemde yaşanan döviz kurunun dalgalanması hakkında konuşurken AK Parti iktidarının ekonomik hamleleri üzerinden eleştiriler yöneltti.

CHP’nin 24 Haziran seçimlerinin ardından yaşadığı olağanüstü kurultay tartışmaları hakkında geniş yelpazede bir değerlendirme yapan Sındır, “Atamayla gelenler, aday gösterilmeyeceğini bilenler bugün değişim istiyor” çıkışına imza attı.

ATAMAYLA GELENLER, BİR DAHA ADAY GÖSTERİLMEYECEĞİNİ BİLENLER BUGÜN ÖN SEÇİM İSTİYOR!
Parti içi tartışmalar üzerinden konuşan ve ön seçim vurgusu yapan Sındır, değişim isteyenlere yönelik, “Değişim diyen ama seçime gidilirken il başkanlığını yüz üstü bırakan, bu MYK değişikliği minimal bulan arkadaşlarımın açıklamalarını üzüntüyle izliyorum. Bu MYK ile seçimlere gideceğiz. Aday belirleme yönteminin ön seçim olması gerektiğini söylüyorum. Bunu yıllardır dile getiriyorum. Atamayla gelmiş olanlar şimdi ön seçim istiyor. Bir daha aday gösterilmeyeceğini bilenler ‘ön seçim’ diyor. Her yerde olmayabilir ön seçim. Bazı bölgelerdeki hassasiyetlere dikkat etmek gerekebilir. Anadolu için söylüyorum. Ama bizim bölgelerimizde ön seçimin hiçbir sakıncası olacağını düşünmüyorum. Ben ön seçim olsun istiyorum ama bu yetki MYK’nın önerisiyle karar organı PM'dedir. Partimize saygı duymak her şeyden önce gelir ve esastır” dedi.

BUGÜNKÜ TÜZÜKTE PARTİ İÇİ DEMOKRASİYE ENGEL HİÇBİR DURUM YOKTUR!
Partisinin son aylarda yaşadığı olağanüstü kurultay tartışmaları hakkında konuşan Sındır, “Ne yazık ki 24 Haziran’a gittiğimiz süreçte ortaya koyduğumuz meselelere yönelik çözümlerimiz önerilerimiz varken, problem çözmeye yönelik sürece girmemiz gerekirken bu döneme girdik. Seçim sonrası ABD’nin tehditler, sorunlar vs… Öngördüğümüz tüm bu hususlar ortadayken, biz bunları bırakıp, parti içinde ‘değişim, dönüşüm, demokrasi’ gibi söylemlerle ortaya çıktık. Bin 242 toplam kurultay delegemiz var. 36’ncı olağan kurultayımızı bu delegelerle yaptık. Sayın Muharrem İnce de, aday oldu, bu kurultay delegeleri tarafından seçilmedi. Arkasından da tüzük kurultayı yaptık. 2018 Şubat ayında olağan, Mart ayında olağanüstü tüzük kurultayı yapıyorsunuz. Seçime giriyorsunuz. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde, Adalet Yürüyüşü, İYİ Parti’nin meclise girmesi için demokrasi dersinin verilmesi, ayakta alkışlanması sürecinden sonra yeniden kurultay tartışmaları… Bugünkü tüzük 5-10 yıllık bir tüzük değil. 5 ay önce bugünkü delegelerle karar verilmiş bir tüzük. İçinde parti içi demokrasiye engel hiçbir durum yoktur. Ama bugün, ‘değişim, demokrasi’ diyen arkadaşlarımızın çıkış noktası 24 Haziran gecesi ve sonrasındaki sürecin yönetilememiş olmasından kaynaklanıyor. Bu nedenden dolayı gelmiş olduğumuz durumdur” diye konuştu.

DEĞİŞİM İSTEYENLERİN TALEPLERİNDE ÇOK SAMİMİ OLDUKLARINI DÜŞÜNMÜYORUM
Yaşanılan sürecin seçmeni üzdüğünü vurgulayan Sındır, “Bu süreç partiye oy veren seçmeni çok üzmüştür, güveninin zedelemiştir. Değişim isteyenlerin taleplerinde çok samimi olduklarını düşünmüyorum. Bir kısmını tenzih ediyorum. İmza veren de vermeyen de bizim canımız ciğerimiz. Hiçbirini ayırt etmiyorum. Ama imza verenler arasında demokrasi inancıyla yapanları ayırarak konuşuyorum. ‘Önümüzdeki yerel seçimlerde bunlar beni aday göstermez, ben bunların yanında yer alayım da aday gösterileyim’ diyenlere saygım yok. Diğer yandan ‘benim yönetimle aram iyi, yine aday gösterilirim’ diyenlere de saygım yok. Verenler kadar vermeyenlerin de demokratik hakkıdır. Seçmenin bizden daha da uzaklaşmasına engel olmak gerekir. Yerel seçimlere daha güçlü gitmemiz gerekir. Parti içi güç birliğini oluşturmamız ve bunu en kısa sürede seçmene hissettirmemiz gerekir. Demokles’in kılıcı gibi yerel seçimden sonra hesap sorarız demek de doğru değildir. Bu süreç yaşanmış ve bitmiştir. Genel başkan ve yol arkadaşlarının yanında yol yürünmesi gerekiyor’ denmelidir. Şu an dondurduk, sonra hesaplaşırız söylemi, çok sakat bir söylemdir. Partinin adaylarının karşısında muhalif bir çabaya neden olur. Küsmeye neden olur. ‘Burunları sürtülsün’ diye beklenti içinde olanlar olabilir. Böyle yerel seçimlere girilmez. Çok tehlikeli. Bundan mutlu olan varsa söylesin. Ben kimsenin bundan mutlu olacağını düşünmüyorum. Daha samimi birlik ve beraberlik gerekiyor” açıklamasında bulundu.

SEÇMENİN HAYKIRAN SESİNİ DUYAMAZ HALE GELDİK
Parti içine yönelik öz eleştiri yapan Sındır, “Muharrem İnce partimizin önemli bir değeridir ve devam edecektir. Ama birlik, beraberlik arzusu sağlanacak olursa… Olağanüstü kurultay olmamış, tüzük kurultayı olacak mı, olmayacak mı tartışmasında olan arkadaşların buna son vermesi lazım. Tüzükte değişmesi gerekenler var. Ben de değişim olsun isterim. Partimizde sürekli bir evrimle, değişim, yenilenme çabası var. Demokrasiyi içselleştirmiş biri olarak bunun olması gerektiğini söylerim. Ama partiye zarar verecek, çalışmaları olumsuz etkileyecek süreçlere sokularak olmaz. ‘Yerel seçimlerden sonra genel başkan bunun önünü açacaktır’ demiştik. Genel başkana neredeyse bir hakaret edilmediği kaldı. Önümüzdeki süreçte bu olacaktır. Bizim artık bir ve iri olmak gibi bir zorunluluğumuz var. Seçmen bunu istiyor. Partililerimizden önce sokaktaki vatandaş cumhuriyetin değerleri üzerinde yükselen bir parti olarak bir şey istiyor. Ülkenin gidişine artık muhalefet olarak ‘dur’ dememizi bekliyor. Biz kendi içimizde sürekli güç kaybı yaşıyoruz. Seçmenin haykıran sesini duyamaz hale geldik. Değişim güzeldir. Olacağına inanıyorum. Bunu en çok genel başkan istiyordur. Yerel seçimlerden sonra olacaktır. Şu an sadece MYK değişti” ifadelerini kullandı.

AK PARTİ VE MHP ERKEN SEÇİM DERSE HDP BUNA HAYIR DEMEYECEKTİR!
Siyaset kulislerinde erken yerel seçimin dillendirilmesini değerlendiren Sındır, “İktidar partisi ve MHP ön seçim kararı alırsa, birçok belediyesi kayyumla yönetilen HDP buna ‘hayır’ demeyecektir. Zaten o şekilde çoğunluk sağlanıyor. Biz ‘hayır’ der miyiz? Demeyiz. Ama şu ana kadar hiçbir parti ‘erken seçim’ demedi. Dediği an olur mu, göreceğiz. Kriz içinde olan bir ekonomiye seçim ekonomisiyle ilave bir kriz eklenir. Esas olan sokaktaki vatandaşın ne istediğidir. Sokaktaki vatandaş, ‘yahu kim olacaksa olsun. CHP ana muhalefet partisi olarak görevini yapsın’ düşüncesinde” yorumunda bulundu.  

YOKSULLUK KULLANILIYOR
Dolar ve Euro’nun son günlerde yaşadığı dalgalanmalara değinen Sındır, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Sındır, “‘Ekonomik kriz yoktur, ekonomik savaş vardır’ söyleminin arkasında yatan Türkiye’nin bugün yönetilemeyip, sorumluluğu üstünden atmanın gayreti var. ABD Devlet Başkanı Trump’ın tehditkar tavrının öncesinde hep söyledik. Türkiye’nin darboğazda olduğunu ifade ettik. Dizginlerin hükümetin elinde olmadığını çok ifade ettik. Türkiye’nin öncelikle sıkı bir mali denetime, üretime ihtiyacı var. Ülkenin bugün ABD’nin tehdidi karşısında bu kadar kırılgan kur piyasalarına sahip olması ‘ekonomik savaş’ tabiriyle savuşturulacak bir şey değil. Ülkede son yıllarda kamu yatırımlarına, kamu kaynaklarının nerelere kullanıldığın bakın. Üretime yönelik, katma değeri yüksek ürüne yönelik, betona yönelik ne kadar kaynak ayrıldığına bakın. Tüketim toplumu haline getirildik. Özellikle bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı döneminde oldu. Yatırımlara bakıldığında güzel, ortaya çıkan sonuçtan kimse şikayetçi değil. Bölünmüş yollar… Anadolu’da insanlar bu yollardan gidiyor. Ama aç. Çiftçi kötü. Esnaf siftahsız günler geçiriyor. Kimse de para yok. İnsanlar sadece devletin verdiği sosyal yardımlarla geçiniyorlar. Yoksulluk kullanılıyor. ‘Yastık altındaki dövizi getirin’ deniyor. Sayın Erdoğan bunu daha önce de söylemişti” dedi.

CHP İKTİDARINDA BU MESELELER YAŞANMAZ, YAŞANAMAZ
Eleştirilerini sürdüren Sındır, ekonomik kırılganlığın ancak CHP iktidarıyla aşılabileceğini ifade etti. Sındır, “Bütün bunlar bile bile geldiğimiz bir süreçtir. ‘Savaş yapıyoruz’ değil, kırılganlık sonucunda gücümüzün kalmadığı, dizginlerin elden çıktığı, kontrol altına alınmayan bir sürece sokulmuştur. Bunun tek sorumlusu hükümettir. Rahip Brunson buz dağının görünen yüzüdür. Bir neden olarak ortaya çıkmıştır. Bu meseleyi ayrılıkçı, bölücü hareketle, Saddam’a uygulanan politikalar sürecine bakarsanız görürsünüz. Bugün Brunson gibi hiç alakası olmayan bir durum ortaya çıkar. Bu tehdidin arkasında Orta Doğu’daki yeni şekillenmeye yönelik çabaların bir sonucudur. Brunson pamuk ipliği gibi bir bağdır. İnsan vücudu gibi düşünün. Bağışıklık sisteminiz çökerse en hafif hastalıkta bile yatağa düşersiniz. Türkiye, ekonomik olarak güç kaybettikçe, kırılganlığı arttıkça bu tip durumlar yaşanabiliyor. Bu bir milli mesele haline gelmiştir. Bizim daha önce ‘üretim ekonomisi, istihdam ekonomisi, adil bölüşüm, refah toplumunu yaratmak gerekir’ söylemlerimizin altında yatan neden budur. Tüm yapısıyla güçlü bir yapınız olmazsa bu durumlara gelirsiniz. CHP iktidarında bu meseleler yaşanmaz, yaşanamaz. Kırılgan krizlere girme ihtimali daha da düşer” açıklamasında bulundu