EGEDESONSÖZ - Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin’in ‘tarım alanı’ vasfında 1347 metrekarelik bir arsa satın alıp, buraya ‘zeytin salamura tesisi’ kurulacağı gerekçesiyle yapılaşmaya açtırılmasını sağlaması ve buranın birkaç ay içinde birden fazla kez satılması tartışmalara neden olmuştu.
Hakkındaki iddialara ilişkin haberlere erişim engeli getirilmesi talebiyle mahkemeye başvuran Kaymakam Serap Özmen Çetin, haberlerin “kişilik haklarına saldırı niteliğinde” olduğunu, “özel hayatını ihlal ettiğini” ve “mesleği gereği bu sebeple ağır mağduriyet yaşadığını” öne sürmüştü. İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliği ise 154 haber ve içerik hakkında erişim engeli kararı vermişti.
Erişim engeli getirilen internet sayfaları içinde CHP İzmir Milletvekili Avukat Murat Bakan’ın sayfasında yer alan sosyal medya paylaşımı da yer almıştı.
BU KARARI ALAN HAKİMİ MERAK EDİYORUM
Mahkemenin kararı sonrası ise kararı yargıya taşıyan Bakan, erişim engelinin kaldırılması talebinde bulunmuş ve CHP'li vekilin itirazı kabul edilmişti.
SONSÖZ TV'ye katıldığı programda alınan kararları eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel hakime yönelik sert eleştirilerde bulunurken, "Murat Bakan'a teşekkür ediyorum. Karaburun kaymakamı ile ilgili yapılan yayınların durdurulması basın tarihine kara leke sürmektir. Bu kararı alan hakimi merak ediyorum, ne kadar hukuk ile ilgili kendisini görmek isterim. Hangi hukuk fakültesi mezunu merak ediyorum. Sen milletvekilinin söylediklerine erişim yasağı getiriyorsan bu son noktadır" diye konuştu.
12 EYLÜL'DE FAŞİST DİKTATÖRLÜKTE BİLE YAYIMLANIYORDU
Kaymakamın tavırlarını Abdülhamit dönemi ve 12 Eylül dönemine benzeten Sertel, AK Parti ve MHP'ye de çağrıda bulunurken şu ifadeleri kullandı:
"Bir haber yazdınız ve o haberde Atila Sertel ile ilgili yanlış ifadeler oldu. Bir tekzip hakkım var ancak kaymakam hanımefendi yapmamış. Sonra tekzip yayınlamazsa mahkemeye gitme hakkı var. Bunu yapmış mı? Yapmamış. Bir diğeri bununla ilgili hukuka başvurup dava açma hakkı var ancak bunu da yapmamış ve depremler koparmış ve 'Ben bir gücüm, siz ne yazarsanız yazın benim elimde hakim var ona giderim ve yazdıklarınıza erişim engeli getiririm' diyor. Böyle bir sistem var mı? Bütün hukuki yolları izlersin haklı çıkarsın, sonra gidip erişim engeli için başvuru yaparsın. Sonra hakim bakar ve haklı bulursa erişim engeli getirir. Siz kimsiniz? Ali Kıran baş kesen misiniz bu ülkede? Böyle bir demokrasi var mı? Doğrularını yazan bir gazetecinin doğruları halka yaymasını engelliyorlar. Abdülhamit sansüründen beter bu. 12 Eylül'de biz gazeteciyken Albay geliyor 'Şu ve bu haberi çıkartın' diyordu. Gazetenin tümünü engellemiyordu haberleri engelliyordu. 12 Eylül'de faşist diktatörlükte bile yayımlanıyordu. Şimdi siz tümünü engelliyorsunuz. Bu nasıl bir demokrasi, bu nasıl bir sistemdir? AK Parti, MHP vekilleri bundan rahatsız olmuyor mu? Doğru ve gerçek haberi nasıl engellerler."
BENİM YAZDIĞIM BİR HABERİ NASIL ENGELLERSİNİZ?
"Hamza Dağ, kendisini iletişimden sorumlu genel başkan yardımcısı... Burada iletişim katledilmiş. Üstünden tır, tank, hakim geçmiş. Kendin bir de hukukçusun… İletişimin üstünden yasadışı bir güç geçmiş. Hakikatten tek parti ülkesi haline getirdiler. Ben gazeteciyim ve benim yazdığım bir haberi nasıl engellersiniz?"