GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
22 Haziran 2022 Çarşamba 11:52

CHP’li Sertel’den çarpıcı 'yasa' çıkışı: Cumhurbaşkanı gazeteci olsaydı tutuklanırdı!

Geçmiş dönemlerde İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevini yürütmüş olan gazeteci kökenli milletvekili CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Dezenformasyon Yasa Teklifi ile ilgili dikkat çekici bir çıkışta bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci olması durumunda bu yasa ile tutuklanacağını belirten Sertel, yasa ile ilgili destek verdiği kısımların olduğunu da belirtti

EGEDESONSÖZ - Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşmeleri devam eden Dezenformasyon Yasa Teklifi ile ilgili tartışmalar devam ediyor.

Başta gazeteciler olmak üzere birçok meslek kuruluşundan ve siyasiden yapılmak istenen düzenlemeye tepkiler gelirken, bazı isimler ise teklifin içinde olumlu gelişmeler olduğunu ancak bazı maddelerin ise basın ve ifade özgürlüğünü engelleyebileceğini belirtmişti.

Gazeteci kökenli olan ve geçmişte İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevini yürütmüş olan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’de yasak teklifini kısmı şekilde destek verdiğini ancak 29’ncu maddeye dikkat edilmesi gerektiğini belirtti

'MUTLAKA YASAL DÜZENLEMEYE GEREKSİNİM VAR'
TBMM’de görüşülen teklifte desteklediği bölümlerin olduğunu belirten Sertel, “İnternet medyasını mutlaka bir yasal düzenlemeye gereksinimi vardı. Bunda gazetecilik federasyonu başkanı iken İGC başkanı iken biz de bu konuda çalışmalar yapmıştık. İnternet medyası bu anlamda mutlaka sisteme oturmalıydı. Ancak evinde sistem kuran bir kişi de kendisini internet medyasına dahil edip, habercilikten bihaber olduğu bir yapının olduğu dönemde var. Belediye başkanlarımız davet ederken gazetecilerin yanına gazetecilik ile hiç ilgisi olmayan kişileri koyabiliyorlar. O da çok ilginç oluyor. Her meslek kutsal ancak kasap kasaptır. Kasaba gazetecilik yaptırmaya çalışırsan doğrar. Ancak bunlar da meslek erbabı olarak işin içine karışmış ve internet medyasının kötü görünmesine neden oluyor. At izi it izine karışık noktadaydı. Herkesin gazeteciyim diye dolandığı bir durum. Doğru olan bölümleri tabii ki var yasanın. Resmi ilanlardan yayımlanabilmesi için çalışan ve basın kartı sayısı ile sigortanın basın sigortası üzerinden yatırılması konusunda da olumlu bir yön var. Bizim itiraz ettiğimiz noktalar şunlar” dedi.

'CUMHURBAŞKANI GAZETECİ OLSAYDI…'
Yasa teklifinin 29’ncu maddesine de dikkat çeken Sertel, “Gazetecinin gazeteci olması lazım. Ek iş olarak yapılmaması lazım Biz bunlar gazete patronlarında yaşadık. Adamın asıl işi müteahhitlik. Müteahhit devlet ile iş yapıyorsa al gülüm ver gülüm ilişkiler içindeyse, ihalelere katılıyorsa o gazeteci patron olarak anılması mümkün değil. Onun iktidarın dümen suyuna hizmet eden biri olarak görülür. Sen bana ihaleyi ver ben sana gazetem ve TV’im ile ayakta tutarım diyor. Gazetecinin o işin içine girdiğinde özgürce çalışabilme durumu yok. Kendisine yazarım diyen kişiler bile bir çok şeyi yazmaz duruma geliyor. Bizim karşı çıktığımız konu 29’ncu madde. Halkı kim ve nefrete yöneltmek konusu… Bu yoruma bağlı bir konu. Örneğin doğalgaza, petrole şu kadar zam geliyor dediğinde biri kalkıp bu halkı galeyana getiriyor deyip gazeteciyi tutuklayacak. Hapis cezası ile cezalandırılan yerde basın ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülke olarak ifade ediyoruz. Demokrasi engelli ülkeler arasında görülürken bir de yazdığınız haber için tutuklanmanız söz konusu. Gazeteci diyecek ki zam geliyor ama ben bunu yazınca halk galeyana gelir mi ben tutuklanır mıyım diye düşünür. Çünkü kişiye ve yoruma bağlı bir durum. Nefret suçu konusunda bakıldığında zaten nefret suçunu yasalarımızda da suç olması lazım. Ancak açık ve net görüyorum. Ki Cumhurbaşkanı gazetecilik yapsa bu yasa ile 10 kere tutuklanması lazımdı” diye konuştu.

'HAKKANİYETSİZLİKLERİN GİTMESİ LAZIM'
RTÜK'ün sadece bazı kanallara ceza kestiğini ancak diğer şikayetlere dikkat etmediğini de belirten Sertel, “Basın ve ifade özgürlüğünü savunmak lazım. İzmir’de bir maden suyu kirletiyor, toprağı kirletiyor ve siz bunu görüyorsunuz. Bunu yazmaya kalktığınızda siz dezenformasyon yapıyorsun, köylüyü galeyana sevke diyorsun bunu yaparsan seni tutuklarım diyor. O zaman gazeteci hiçbir şey yapamaz. O zaman gazetecilik yapamayız ki… Senin elini ayağını bağlıyor. Niyet kuzuyu yemek yani susturmak. Suskun bir medya oluşturmak. Niyete bağlı yorumu hakimler yapıyor. Örneğin RTÜK… TV de Genel Başkanlarımıza karşı açık hakaretler ediliyor ya da Türk örf ve adetlerine uygun olmayan programlar yapılıyor. Bunları şikayet ediyor vatandaş. Ancak tek bir kelime bile yok.800 kişi kimi izliyor? Bazı TV kanallarını izliyorlar ve nasıl ceza kesebilirler diye düşünüyorlar. Bu hakkaniyetsizliklerin gitmesi lazım. Basın İlan Kurulu da bazı gazetelere sürekli ceza yazan ve bazı kurumların uzun süredir ilana alamadığı bir kurum. Bu kurumları yapıl olarak iktidarın sopası haline getirdiler.