GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
21 Aralık 2020 Pazartesi 15:20

CHP'li Polat'tan kent muhalefetine sert eleştiri: Her şey bitti de fıstığın yeşili mi kaldı?

İzmir'de AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Büyükşehir’e yönelik muhalefetini eleştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, "Böyle bir muhalefet olmaz. İçeriği olsun muhalefetinizin. Yapamadıklarımız ile ilgili eleştirin. Bu kentin muhalefeti gökkuşağı renginden korkar hale geldi. Yaprak logosu koydu diye, bu logo bilmem neyin logosu diye... Bu kadar küçülmeyin arkadaşlar. Her şey bitti de fıstığın yeşili mi kaldı?” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyesi Mahir Polat, Sonsöz TV'de gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı.

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Polat, Menemen seçimlerinden erken seçime, bütçe görüşmelerinden Büyükşehir Meclisi’ndeki Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer ile ilgili tartışmalara kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

"KURU EKMEK BÜTÇESİ”
Bütçe görüşmelerini değerlendiren CHP'li Mahir Polat, bin TL'lik paket için "dalga geçer gibi bir paket" değerlendirmesinde bulundu. Polat, "Sanırım 58 gün civarı süren bir bütçe maratonu oldu. Buradaki tartışmalar esasen boş tartışmalar değil. Burada kuru ekmek bütçesi dediğimiz hikâyenin altı dolu. Bu doluluktan kaynaklı AK Parti'nin içinde bir sancı var. Bütçenin gider kalemlerine baktığımızda büyük bir çoğunluğu uzun zamandır Genel Başkan'ın söylediği tefecilere faiz borçları. Geri kalanları da geçiş garantili yollar… Bunlar bütçenin tamamını kuşatmış durumda. Bütçede esnafa, dar gelirliye sunulmuş hiçbir şey yok. Bir paket açıklandı ancak bin TL nedir? Dalga geçer gibi bir paket. İnsanlara derman olacak bir şey değil. Bu sadece alay edilecek bir şey. Kendileri için büyük bir adım olabilir ancak toplum açısından adım bile değil. Çöpten beslenen insanların olduğu, Diyanet İşleri Başkanı'nın pazara akşam gidin dediği bir ortam. Ukala bir biçimde bir milletvekili kuru ekmek konusunda 'karnı aç değilmiş' dedi. Bu bütçenin vatandaşın bütçesi değil, haramzadelerin bütçesi olduğu gözüküyor. Bu arkadaşlar faize karşı olan kişilerdi ancak bugün dönüp baktığımız zaman faizden beslenir şekildeler. Türkiye'nin 5'li müteahhitler çetesinden büyük olduğunu söyledik. Artık kral çıplak... Bunu herkes görmeye başladığını da onlarda görmeye başladı.  Türkiye'nin ufkunu bu kadar dar gören insanlar tarafından yönetiliyoruz. Helikopter motoru yapmak büyük bir şey ancak bu bir bakanın gurur duyacağı bir şey değil. Türkiye'nin ufkunun çok daha ileri olması gerekiyor. Nobel ödülü alan Aziz Sancar, bu toprakların insanı… Gökhan Hoca, Harvard'da en uzun kalan hoca durumunda. Bu insanlar bu toprakların insanı. Siz bu insanlara araştırma imkanı verdiğinizde neler yapabilirler acaba? Bizim isyanımız burada. Biz TOG yapıyoruz… Hırvatistan kaç senedir üretiyor bunları. Bunların hepsine isyan ediyoruz. Türkiye'nin ve insanlığın kaybedeceği zaman yok. Dünyaya çığır açıyor, kim? Türkiye kökenli Alman vatandaşları" dedi.

"BU KENTİN MUHALEFETİ GÖKKUŞAĞI RENGİNDEN KORKAR HALE GELDİ"
Köy-Koop Başkanı Neptün Soyer'e yöneltilen eleştirileri değerlendiren Mahir Polat, Soyer'e haksızlık yapıldığını söyledi. Polat, "Türkiye'de tarıma kırsala bakmak lazım… Kooperatifçilik konusu kırsala nefes aldıracak bir durum. Tunç beyin eşinin daha öncede Köy-Koop başkanı olduğunu biliyoruz. Menderes’te çiftçiler ile özel sektör arasında anlaşma yapıldı ancak özel sektör anlaşmaya uymadı. Bu çözümü kim üretti? Neptün hanım üretti. Gitti orada hem insanlarla domates topladı, hem de  o domatesleri vahşi tüccarların aldığı rakamların çok daha üstüne, büyük bir salça şirketine verdi ve çiftçiye derman oldu. Türkiye'de de kooperatifçilik modeli Ege Bölgesi’nde bir umuttur. Tire bugün süt havzası haline geldiyse, bu kooperatifçilik ve yerel yönetimin iş birliğinden kaynaklıdır. Bugün Tire Süt belediye ile sözleşmeli üretim yapmadığı halde bile ayakta kalabilecek ve o bölgede ortaklarına para kazandırabilecek durumda. Ankara'ya Tire Süt’ün yoğurdu geldiğinde hemen tükeniyor. Kooperatiflerin yerel yönetimlerle işbirliği can suyu şeklinde gelişiyor sonra da kooperatiflerin kendi ayakları üzerinde durması sağlanıyor. Neptün hanımın bu konu yaptığı çalışmalarda takdire şayan… Domates üreticileri tarladaki kalan domatesleri yakmaya kalktığında Neptün hanımın nasıl mücadele ettiğini ben gördüm. Biraz daha muhalefet edecekseniz eğer, ciddi muhalefet etmeniz gerekiyor. Kardeşin bunu yaptı, eşin neden kooperatif yönetiyor, kolonların rengi niye böyle… Böyle bir muhalefet olmaz. İçeriği olsun muhalefetinizin.  Yapamadıklarımız ile ilgili eleştirin. Bu kentin muhalefeti gökkuşağı renginden korkar hale geldi. Yaprak logosu koydu diye, bu logo bilmem neyin logosu diye... Her şey bitti de fıstığın yeşili mi kaldı? Bu kadar küçülmeyin arkadaşlar. Böyle bir şey olur mu? Benim kardeşim konusunda da parti içinde eleştiriler oldu. Kardeşim tamamen benden bağımsız bir insan… Çok farklı insanlarız. Kaldı ki birbiri ile bağdaştırılması da büyük bir haksızlık" diye konuştu.

"KAZANANA KADAR KURA ÇEKTİRECEKLER"
Menemen’deki başkanvekilliği seçimi ile ilgili mahkemenin aldığı kararı yorumlayan Polat, "Belki CHP bu disiplin süreçlerini yapmasaydı, tutuklu olan belediye başkanı ile ilgili belki devlet hiçbir şey yapmayacaktı. Biz bu çalışma ile devleti göreve çağırmış olduk aslında. Adı üstünde kapalı toplantı… Benim orada bir takım değerlendirmelerim oldu. Partinin bu süreci yönetimindeki zafiyetleri konusunda bir değerlendirmem olmadı. Partinin bu süreci iyi yönettiğini düşünüyorum. Bizim açımızdan bu konuda disiplinlik bir süreç olduğunu düşünmüyorum. Burada gayri ahlaki bir durum söz konusu... Ağlaya ağlaya giden belediye başkanları vardı. Biz oralarda halk seçmiş diyerek aday göstermedik. Menemen'de de halk bizi seçti. Ben burada aday çıkartmalarını gayri ahlaki buluyorum. Orada cam fanus içerisinde bir seçim oluyor, yok burada bir şey mi var gibi konular oluyor. Kura çekiliyor ve Deniz hanım çıkıyor, şeffaf bir biçimde oluyor, bu UEFA'da da bu şekilde yapılıyor. Tabi kazanana kadar kura çektirecekler anlaşılan bu. Bu anlamda onları kınıyorum. Bundan sonra bir daha seçildiğinde hangi yöntemle iptal edeceğini hâkime de sormak istiyorum. Bu devranın değişeceğini hatırlatıyorum, adalet diye bir şey var bir gün adalet o hâkime de lazım olabilir diyorum" dedi.

"SÜRECİ İL BAŞKANIMIZ YÜRÜTTÜ"
Menemen seçimi üzerinden özeleştiri yapan Polat, "Bence diğer bölge milletvekili arkadaşlarımız da bunu düşünüyordur. Bizim en büyük hatamız, meclis üyelerimizi çok tanımıyoruz. Gidip geldiğimizde onlarla çok diyalog kuramamışız bu bizim eksikliğimiz. Neden buraya geldi konusunda da bir değerlendirme yapacak durumda değilim. Durumun dışındaydım. Ben ve milletvekili arkadaşlarımız bu sürecin dışındaydık. İl başkanımız yönetti bu süreci. Bence bu süreci partimiz adına lekesiz bir şekilde yürüttü. Hak yerini bulur, bizim adayımız tekrar o kuradan çıkacaktır" diye konuştu.

"CHP TESPİT ETTİĞİNDE DEVLETTEN ÖNCE GEREKENİ YAPIYOR"
Cumhuriyet Halk Partisi'nin gerekli durumlarda devletten önce gereğini yaptığını söyleyen Polat, kitle partilerinde bazı sorunlar yaşanabileceğini söyledi. Polat, "Mümkün mertebe tarafsız olduklarını düşünüyoruz ve düşünmek istiyoruz. Tarihe geçen raporlar bunlar. Dürüst bir şekilde yapmış olduklarına inanmak isteriz. Ankara'yı parsel parsel satan Melih Gökçek ile ilgili ne yaptılar? Bugün Ekrem Bey, İstanbul'da yapılan yolsuzluklar ile ilgili valiliğe gidiyor ancak valilik soruşturmaya izin vermiyor. CHP, kendi tespit ettiği bir yolsuzluk olduğu zaman bunları partide tutmuyor zaten. Bunun örneğini İzmir'de yaşadık zaten, CHP tespit ettiğinde devletten önce gerekeni yapıyor zaten. İktidar partisi sizce CHP'de yolsuzluk olsa bu kadar rahat mı durur?  Türkiye'de çözülmesi gereken bir taciz ile ilgili sorun olduğunu ve çözülmesi gerektiğini yönünde bir çalışma yapacağız ve sorunları partimizden uzaklaştıracağız.  Bunlar kitle partilerinde yaşanacak durumlar" diye konuştu.

"NE YAPMIŞ İZBETON? O ASFALTI YEMİŞ Mİ?”
İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketleri için hazırlanan Sayıştay raporlarını da değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, "Belediyelere baskı olmaması mümkün mü? Biz bunları niye tartışabiliriz? Çünkü yargının adaletli bir şekilde yargı dağıtmadığı için bunlar tartışmalı konular. Bu tek adam  yargısının doğru karar veremeyeceğine kanaatimiz yüzde yüzdür. Dolayısıyla kendi iç denetimimizi kendimiz yapıyoruz. Gerektiği zaman, gerektiği yerde parti müdahale ediyor. Komisyon kuruluyor ve ‘bunların partimizde işi yok’ denildiğinde, partiden uzaklaştırılıyor. Tepemizde iktidar var. Sürekli ama sürekli Sayıştay bir şeyler yakalamaya çalışıyor. Tayyip beye kötü gidişatı düzeltecek argümanlar vermeye çalışıyor ancak bulamıyorlar. Mesela ben İZBETON'daki olayı inceledim. 2013 yılındaki olaylardan bahsediyor. Tahsis edilememiş paralardan bahsediyor. Ne yapmış İZBETON? O asfaltı yemiş mi? 2013 yılında yapılan olayın şimdi olmuş gibi gösterilmesi de gayri ahlaki bir durum. İZBETON'un tek müşterisi kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi. Yani bir cebinden aldığını diğer cebine koyuyor. İZBETON yama ihalesi alıyor, İZSU kanal değiştirme işine giriyor ya da İZGAZ çalışma yapıyor… Onlar işlerini tamamlamadan İZBETON devreye giremiyor ki… Raporu iyi okumak lazım…  Bu kentin iyi bürokratlarına da çamur atmaya çalışmak gayri ahlaki. Bugüne kadar oralarda bir yolsuzluk olsaydı bu iktidar zaten bunun üzerinden büyük bir hikaye yaratıp saldırmış olurdu. Bulgulara baktığınızda, parayı almış, yanlış ihale yapmış gibi bir durum yok. Bakanlıklara baktığımızda, bakanlık yap işlet devret ile iş yaptırıyor, oradan işletme hakkından doğan paralar özel hesaplara yatırıldığını görüyoruz. Oradan da Sayıştay raporlarından hem harcama hem de denetim olarak kaçırılıyor. Mesela gümrük kapıları ile ilgili, modernizasyonu ile ilgili toplu bir anlaşma yapıyorlar, bunlar yap işlet devret modeli ile veriliyor, hakkı var, kira gelirleri var bu para özel bir hesapta tutuluyor. Bu hesaba ne kadar para geldi, ne kadar harcama yapıldı Sayıştay bunu göremiyor. Sayıştay bunu göremiyor ve denetleyemiyor… Bunlar 2015 yılından beri her Sayıştay raporunda var. Bunların yaşandığı bir ortamda ihale süresi 2013 ve 2018 arasındaki zararlar, ki o dönemlerde İzmir'in çok büyük bir asfalt atağına çıktığı, köylere asfaltlama yaptığı bir dönem. Kamunun zararı yok. Bir cebinden alıyor diğer cebine koyuyor. Birinin işini diğer kamu şirketlerine vermiş oluyor. İsteseler bunu ihaleye çıkmadan pay verebilirler, ancak kamu ihale kurumuna göre ihaleye çıkıyorlar" dedi.

"ERDOĞAN YÜZDE 99 AŞI OLDU"
Irak Başbakanı için düzenlenen yemek ile ilgili konuşan Polat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın için 'aşı' iddiasında bulundu. Polat, "Devlette şeffaflık ve kurumsallık olmazsa bunlar konuşulur. Irak Başbakanı'nın olduğu bir toplantıda Tayyip beyin görüntüsü aşı yaptırmamış birisinin görüntüsü mü? Tayyip Bey vatandaş ile arasına o kadar mesafe koyan bir kişi. Orada cümbüş içerisinde ağzında maske yok, hafif kaykılmış bir biçimde yemek yiyor. Yer mi sizce? Bakanları ile arasında mesafe koyan Tayyip Bey, orada Irak Başbakanı ile kol kola yemek yiyor.  Yüzde 99 ya aşı oldu ya da hastalığa çözüm buldu. Görüntüleri izlesin vatandaşlar, benim gibi düşünmüyorlarsa bir şey demiyorum. İnsanların çöpten beslendiği Türkiye'de sarayda cümbüş eşliğinde sefa sürüldü" ifadelerini kullandı.

 "İNANMAMIZI BEKLEMELERİ SAFLIK OLUR"
İktidarın sağlık alanında yaptığı açıklamalara güven olmadığını belirten Polat, "Bu iktidarın yapacağı sağlıkla ilgili herhangi bir şeye koşulsuz inanan insan var mı? İnanmak mümkün değil. Tamam bir kitle var. İktidarın yanında, düşünmekten yoksun kitle var. Bizim bakanlık 2 binlerde vaka açıklarken, Ankara milletvekilimiz belge açıkladı. Sonra semptomlu/semptomsuz diye açıklama yaptılar. Sonra Tabipler Birliği ‘bu rakamlar doğru değil’ dediler. BunlarI üst üste koyduğumuzda, bu iktidarın sağlıkla ilgili yaptığı açıklamaya inanmamızı beklemeleri bir saflık olur" dedi.

 "TAMAMINI TAHSİS EDEBİLİRLER"
İzmir Büyükşehir Belediye binası ile ilgili gerekli görülmesi halinde ellerinden geleni yapacaklarını belirten Polat, "Belediye başkanımız bu konuda inisiyatif almamızı isterse tüm milletvekilleri olarak valiliğe giderek belediyenin hakkını korumak için elimizden geleni yaparız. Sonuçta belediye bu halkın belediyesi… Bu belediye başkanı da bu kentin insanı… Bu açıdan bakarsa valilik, belediyenin hizmetlerini yürütebilmesi için belediyenin sağlıklı bir binaya ihtiyacı var. Burada milli eğitimin binaları var, burada uzun yıllardır milli eğitim kullanıyor bunların yarısını ya da belki de tamamını tahsis edebilirler" dedi.

"AK PARTİ'NİN KENDİSİ İÇİN YARATTIĞI YENİ RANT ALANI"
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve YDK üyesi Mahir Polat, Türkiye’de kurulan ve bakanlıklar ve kurumlar nezdinde ihale usulü iş yaptırılan ajansların yeni bir rant kapısı açtığını söledi. Polat, "Aslında bu ajanslara gerek var mı gerek yok. Türkiye'de yeni arpalıklar olarak nitelendirebileceğimiz ajanslar bunlar. Yeni bir rant kapısı yaratacak konular bunlar biz bunlara karşı çıktık. Bunlar bakanlıklara paralel bir yapı oluşturuyorlar. Çevre Bakanlığı'nın uhdesinde yapılabilecekken ve personel sayısı yeterli iken neden bunu yapmıyor? AK Parti'nin kendisi için yarattığı yeni rant ve istihdam alanı. Yapılan her şeyin arkasına bakmak gerekiyor. Turizm ajansı ile ilgili yapılanlarda bunlardandı. Onda da denetimsizlik vardı. Bugün baktığınızda Türkiye Varlık Fonu Sayıştay'dan kaçırılmış durumda, böyle bir şey olabilir mi?" diye konuştu.