GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
27 Mayıs 2022 Cuma 11:06

CHP'li Polat'tan dikkat çeken yorum: İzmir Körfezi müsilaja daha açık!

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Mahir Polat, TBMM Çevre Komisyonu toplantısında söz alarak, İzmir Körfezi'nde müsilaj oluşumu için koşulların daha riskli olduğunu ancak,  ileri biyolojik arıtma tesisi sayesinde Marmara Denizi'nden daha temiz olduğunun altını çizdi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disipli Kurulu Üyesi, İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Mahir Polat, TBMM Çevre Komisyonu toplantısında Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini görüşmelerinde söz alarak son dönemlerde gündem olan müsilaj ve deniz kirliliği konularına değindi.

TBMM Çevre Komisyonu’na geldiğinden beri yaptığı ilk konuşmasının denizlerin gemiler tarafından kirletilmesi ile ilgili olduğunu ifade eden Polat, “Yaptığım hesaba göre, hafta sonu bir geminin sintinesini ya da diğer çöplerini limana boşaltması karşılığında ödeyeceği para ve o çevre kanunuyla birlikte yakalandığında ödeyeceği ceza arasındaki farkı ortaya koymuştum ve bunun da yeterli olmadığını ifade etmiştim. Ancak yakalanabilirlerse ceza uygulanıyor. Bu düzenleme yeterli değil. Gemiler açısından denizlerimizin denetleniyor olabilmesi lazım. Bu gemilere çok fahiş cezaların kesilmesi lazım. Yakalama ve cezayı çok iyi uygulamamız gerekiyor ki denizlerimizin kirletilmemesi gerektiğini öğrensinler. Mesela Foça’da bir felaket yakaladık. Günlerce kirliliğin kaynağını bulamadık” dedi.



“SULAMA BİRLİKLERİNDE KAYYUM VAR”
Devlet Su İşleri’nin (DSİ) maksat oranları ve içme sulama enerji ile ilgili gerçekleştirdiği düzenlemelere değinen Polat, “Cumhurbaşkanına bırakması kabul edilebilir bir madde değil. Çünkü otokratlaşma mantığından hareketle bu madde buraya konmuş. Hepimizin hayatında yaşadığı bir problem var küresel ısınma ve iklim krizini birlikte yaşıyoruz. İklim krizini yaşarken daha bilimsel düşünmek zorundayız. DSİ bünyesinde bilimsel bir kuruluş kurarak konunun uzmanı bilim insanları tarafından bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Küresel ısınma ve iklim krizi derken bizim seçim bölgelerimizde ve Anadolu’nun birçok yerinde yer altı suları, tarımsal sulama sularıyla ilgili kıtlıklar yaşanıyor. Bunlara dikkat çekip başlangıçta sulama birliklerinin yapısı ile ilgili bir eleştiri ortaya koymamız lazım. Uzunca süredir sulama birlikleri kayyumlar tarafından yönetiliyor. Hayatın her alanında kayyuma karşı olduğumuz gibi sulama birliklerindeki bu kayyum anlayışına da karşıyım. Su yönetimini köylülerin, çiftçilerin yaşamını kolaylaştırıcı şekilde yapmamız gerekiyor. Mesela sulama havzası içindeki köylülerin su ihtiyacı karşılanmadan havza dışındaki alanlara su vermemek gerekiyor. Bizim seçim bölgemizdeki Yukarıkırıklar Barajı havzasında bulunan köylülere “su yok” denilmesine rağmen şebeke dışındaki özel şirketlere su verildiğini soru önergesiyle ortaya koyduk. Bu doğrultuda, suyun yönetimi ile ilgili ciddi bir mantık ve gelecek kuşakları da gözetecek bir mantık ortaya konulmadır” ifadelerini kullandı.

“İLERİ BİYOLOJİK ARITMA TESİSLERİ VAR”
Müsilaj problemi ile ilgili değerlendirmeyi de paylaşan Polat, “İzmir Körfezi ile Marmara Denizi Kıyaslaması neyi ne şekilde yıllara varan olanla eksik yaptığımızı gösteriyor. İzmir Körfezi Marmara Denizinin binde 34 ü kadar su oranına sahip. Ortalama derinliği ise 19 kat daha az. Su sıcaklığı 5 ila 10 derece daha yüksek olan bir körfez, yani müsilaja daha açık. Diğer yandan kişi başına düşen deniz suyu varlığı da 57 kat daha az. Buna rağmen İzmir Körfezi’nin su kalitesinin Marmara Denizinden iyi olmasının nedeni ileri biyolojik arıtma tesisidir. Bu çerçevede değerlendirir bir devlet meselesi olarak ele alır ve yerel yönetimlere yaptırım uygulamaktan ziyade daha mantıklı çözümler ortaya koyabiliriz” dedi.

“YAPTIRIM UYGULANMIYOR”
Plastik atıklarla ilgili denetimlerin kolaylaştığını aktaran Polat ,”Türkiye’nin gümrükleri bir tuşla otomasyona geçti. Kim ne kadar getirip nerede bekletiyor nasıl bekletiyor nasıl ithal ediyor bunu çok rahatlıkla görebiliriz. Türkiye’ye plastik atıklar gelmeye devam ediyor. Bunların çok kirli olanlarını bazen sahipleri almıyor ve sahiplerine bir yaptırım uygulanmıyor. Buna da dikkat çekmek istedim.” diyerek sözlerine son verdi.