EGEDESONSÖZ - Koronavirüs pandemisinde salgın ile mücadelede en önemli araçlardan biri olan ve tüm dünyada uygulanan 'aşı' için, son dönemlerde dünyanın birçok noktasında 'karşıtlık' protestoları yapılmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz pazar günü İstanbul ve Ankara'nın ardından İzmir'de üçüncüsü düzenlenen 'aşı karşıtı' mitingine özellikle sağlıkçılardan yoğun tepkiler gelirken, sağlık çalışanları miting öncesi Valiliğe 'iptal' çağrısında bulunmuştu.
Tepkilere rağmen miting iptal edilmezken, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve parti Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Mahir Polat da karara tepki gösterdi.
SAĞLIKÇI VE ÖĞRETMENLERDE AŞI KARŞITLINI KABUL ETMİYORUM
Vatandaşlara koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında aşı olma çağrısında bulunan Mahir Polat, aşı karşıtlığı için de hükümeti hedef gösterirken, "Aşı olmayan varsa aşı olsun. Aşı birimizin değil, hepimizin hayatını kurtaracak. İlk önce kendi sağlığınız sonrada toplum sağlığı için aşınızı olun. Aşı karşıtlığını çok doğru bulmuyorum. Ben bilime inanan birisiyim. Bir sürü deneyden, aşıdan sonra aşının toplumsal bağışıklık konusunda çok önemli olduğunu, ölüm ve hastaneye yatma oranlarında düşüş olduğunu ortaya koyduğu yerde bunu anlamak mümkün değil. Bu çağ dışı bir düşünce. Bu toplumun sağlığını riske atıyor. Sağlıkçılar ve öğretmenler içindeki aşı karşıtlığını asla kabul edemem. Diğer insanlarında ikna edilmesi lazım. Gerçi bunun temelinde; hükümetin basiretsiz aşı süreci yönetmiş olması, aşının geç ve yanlış gelmesi aşı karşıtlığına yönlendirdi insanları. Yeni tip aşılara karşı bir yanlış algı oluşturuldu. Çok hata yaparak, çok insanımız kaybederek doğruyu saptadılar" dedi.
AŞI KARŞITLARINA MİTİNG İZNİ VERİLMEMELİ
Valilik iznine de tepki gösteren Polat, "Bana sorsalar bende yasaklarım. Aşı karşıtı mitinge izin vermemek lazım. Hep beraber insanları tehlikeye yönlendirecek kalkışmaya izin vermek doğru bir şey değil. Ben öyle değerlendirmiyorum. Biz pozitif bilimlere inanıyorsak, deneylere ve ortaya konulan sonuçlara inanmamız lazım. Aşı yapılan kentlerde ölüm oranı çok düşük. Umarım bir an önce toplumsal bağışıklığı kazanırız ve, her şey bir an önce eski haline gelir. 2 yıllık alışkanlıklarla yeni bir toplumsal düzen oluşuyor. Toplumların belleğinde kalacaktır. İklim krizi ve biz dünyayı çok hor kullandık. Ormanlarımızı, bitki örtülerimizi, ağaç ve hayvan eşitliliğini çok azalttık. Bir takım yerlerde kuraklıklar yaşanırken, diğer yandan sel felaketleri yaşandı. Bu iklim krizi ve değişen dünyadan, virüsün insana geçmesi de birbirinden bağlantısız konular değil. Gelecek yıllarda insan ırkını bekleyen bu tür tehlikeler de oluşacaktır" diye konuştu.