GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
11 Mayıs 2023 Perşembe 10:02

CHP’li Nalbantoğlu’ndan ‘iktidar vekilliği’ çıkışı: Benim de hakkım!

CHP Parti Meclisi üyesi ve İzmir milletvekili adayı Rıfat Nalbantoğlu CHP’nin iktidar olmayı hak ettiğini belirterek “Partinin her kademesinde görev yapmış bir CHP’li olarak da benim de iktidar partisi milletvekili olmak hakkım olduğunu düşünüyorum.” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlarını da örnek gösteren CHP’li Nalbantoğlu “Şu ekonomik koşullarda, finansmanını kendileri bulduğu projeler bile merkezi idare tarafından bu kadar bekletilirken yaparsa kimin yapacağını İzmirli gördü.  Yaparsa CHP yapar, yaparsa Tunç Soyer yapar” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ – SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın konuğu olan Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi ve İzmir 2’inci Bölge 2’inci sıra Milletvekili Adayı Rıfat Turuntay Nalbantoğlu gündeme dair açıklamalarda bulundu.

CHP’li Nalbantoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımları ve Ankara’da bekleyen projeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir’e yönelik eleştirileri,  Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolarlık vaadi, ekonomik sorunların sandığa yansıması, CHP’nin İHA, SİHA, uçak gemisi ve Togg’a dair yaklaşımı ve Memleket Partisi ve TİP’in CHP’nin oylarına etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.


YAPARSA CHP YAPAR, TUNÇ SOYER YAPAR’
İlk olarak geçtiğimiz gün deneme seferlerinin başladığı Narlıdere Metrosu ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP’li Nalbantoğlu “Bir İzmirli olarak Narlıdere Metrosu’nun açılmasından gurur duydum. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği bir şehirde yaşamaktan ayrı bir gurur duydum. Bu işin Tunç Başkan vasıtasıyla gerçekleştirilmesi beni ayrıca mutlu etti. Ortada bir ‘yaparsa Reis yapar’ safsatası var. Ne yapmış şimdiye kadar? Sesini ne kadar yükseltirse ne kadar haklı olacaklarını birileri öğretmiş ki bunlara defalarca tekrarlıyorlar. Bugün Türkiye’de gördüğü, çalıştığı, vatandaşın hayatını gerçekleştiren her şey hepsi CHP’nin eseri.  Şu ekonomik koşullarda, finansmanını kendileri bulduğu projeler bile merkezi idare tarafından bu kadar bekletilirken yaparsa kimin yapacağını İzmirli gördü.  Yaparsa CHP yapar, yaparsa Tunç Soyer yapar. Şu ekonomik koşullarda şu metroyu gerçekten büyüktük. Ayrıca Buca Metrosu’nun temelini attık. Tunç Başkanının önümüzdeki döneminde Buca Metrosu’nun açılışını yapacağız.” dedi.


‘HÜKÜMETİN BÜTÇESİ İLE OYUNCAK TREN BİLE ALINMAZ’
Merkezi iktidarın CHP’de olduğunda yatırımların daha da artacağını vurgulayan CHP’li Nalbantoğlu “ Seçim çalışmalarına ilk başladığımız günlerde Kiraz’da seçim çalışmalarına katılan Tunç Soyer vatandaşlara ‘ben 10 sene Seferihisar Belediyesi’nde  belediye başkanlığı yaptım, 5 senedir de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde başkanlık yapıyorum ve bu 15 senenin bir günü bile merkezi iktidarla birlikte olmadı. Bütün engellemelere ve zorluk çıkarmalara rağmen, bütün çabalara rağmen 15 seneyi yüzümüzün akıyla getirdik’ dedi. Merkezi yönetimin ve Cumhurbaşkanlığı’nın da CHP’de olduğu bir yönetim çok güçlü bir ihtimal olarak duruyor. İnşallah ayın 15’inden sonra Sayın Genel Başkanımızı Çankaya Köşkü’ne hep beraber törenle uğurlayacağız. Şu ekonomik koşullarda yaptıklarımızı bir görün belediyenin kendi kaynakları ile metro yaptığımızı görün bir de o zaman iyice bir görün. Ortada hükümetin yaptığı bir metro çalışması yok sadece bütçede izdeğeri var. Ayırdıkları bin lira oyuncak tren bile alamazlar. İzmir’e bir şey yapmak istemiyorlar, İzmir’i kendilerine karşı görüyorlar. Akılları sıra bu yolla cezalandırmayı düşünüyorlar ama İzmirli bunları yemez.  Onların planladığı sonuçları verme ihtimali yok. Çiğli tramvayı da yerel seçimlere kadar bitmiş olacak, Buca Metrosu’nu da önümüzdeki dönem tamamladığımızda Narlıdere Metrosu ile birlikte İzmir’in ulaşımdaki problemleri çözülecektir.” diye konuştu.

‘GÖLGE ETMESİNLER YETER’
Merkezi iktidarın milletvekillerinin İzmir’in ulaşımına yönelik eleştirilerini de değinen CHP’li Nalbantoğlu şunları söyledi “Bir AK Partili ‘İzmir için ikinci çember şart’ diye buyurmuşlar. İkinci, üçüncü çemberlerin sosyal maliyetlerinin ne olduğu konusunda hiçbir fikirleri yok. Hiçbir bilgileri yok. Ekonomik maliyetlerinin bir şekilde karşıladığını düşünüyor milletvekili ama o çemberlerinin İzmir’e getireceği sosyal problemlerden haberi dahi yok. İstanbul’daki her büyütme şehrin n nüfusunu 5 milyon artırdı. İstanbul artık altından kalkılamaz bir hale geldi. İzmir’in alt yapısının da trafik sorunu her türlü çözülür yeter ki engel olmasınlar, gölge etmesinler. AK Partili bir vekil geçenlerde ‘İktidar olduğunuzda İzmir’e neler yapacaksınız? Bir sayar mısınız? diye sordu.  İzmir’e neler yapacaklarımızı madde madde saymaya gerek yok. ‘Sadece bakanlıklarda imzayı bekleyen projeler imzalansın. Onlar hayata geçsin. İzmir uçar zaten.’ İzmir alternatif yolların genişletilmesi noktasında çok şanslı coğrafyalara sahip değil ama doğru yatırımlarla, doğru planlamalar bunların hepsi çözülür.”.

‘ANKARA’DA BEKLEYEN PROJELER: DOĞRU SÖYLEMİYORLAR’
AK Partili vekillerin ‘İzmir’in Ankara’da bekleyen projesi yok’ açıklamalarına da yanıt veren CHP’li Nalbantoğlu “Doğru değil. Ne diyeyim ben? Oysa var. Yalan mı diyorlar diyeyim. Bu benim üslubum değil. Doğru söylemiyorlar diyeyim en azından. İzmir’in bakanlıklarda bekleyen projeleri hayata geçse İzmir uçar. Niyetleri yalan söylemek değil eminim ki bilgi eksikleri var, öğrenmek istemiyorlar. Kendi merkezi yönetimleri tarafından bunun yapıldığını kabul etmek istemiyorlar. Doğal bir refleks.” dedi.

ERDOĞAN’A YANIT: YENİ MECLİS’TE BİZİ İZLESİN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir’e yönelik koku, altyapı ve dönüşüm eleştirilerini de değerlendiren CHP’li Nalbantoğlu “İzmir’i yanlış değerlendiriyor.  İcra yetkisi milletvekillerinde değil yürütme organı yani kabinede. Sayın Genel Başkanımız İzmir milletvekili ama yasama örgütünde görevli. CHP’li her vekil tarafından verilmiş önerge Genel Başkanımız tarafından verilmiş olarak kabul edilir. Bunları bir yana bırakın CHP’li bir vekil verilmiş olup da kabul edilen bir önerge var mı? Yok ki! Bu şaşı bakış parlamentoda da devam ediyor. Araştırma komisyonu kurulsun diyorlar ret oyu veriyorlar. Parlamentodaki muhalefet partisi milletvekilleri de isterse genel başkan olsun ama bir yaptırım gücü olamıyor. Ama sevgili tunç başkanımın verdiği örnekte olduğu ayın 15’inden sonra oluşacak yeni mecliste ve kabinede İzmirli bir vekilleri izlesinler. Bakalım neler yapacaklar. Göreceğiz şehre nasıl katkılar sağlayacaklarını. İktidar olacağız, kesin yüzde yüz. İktidardayken İzmirlilerin günlük yaşamına dokunacak hangi işlerin yapılabileceğini hep beraber göreceğiz. Ötesi farazi.” ifadelerini kullandı.

‘İKTİDAR VEKİLİ OLMAK BENİM DE HAKKIM’
CHP’nin iktidar partisinin kendisinin de iktidar partisi milletvekili olma hakkı olduğunu düşünen CHP’li Nalbantoğlu şunları söyledi:

“Bunun çok uzun süredir hakkım olduğunu düşünüyorum. İktidarı yöneten partinin mensubu olmam gerektiğini düşünüyorum. Ama bu seçime kısmet oldu. Bu seçimde inşallah gerçekleşecek.  Artık CHP’nin de iktidar olmasının hakkı olduğunu düşünüyorum. Ya bu ülkeyi yönetmenin, şehirleri düzgün planlamanın hakkı olduğunu düşünüyorum. Partinin her kademesinde görev yapmış bir CHP’li olarak da benim de hakkım olduğunu düşünüyorum.  Çünkü ben kendimi tanıyorum, partimi tanıyorum, Sayın Genel Başkanımı tanıyorum, sayın yol arkadaşlarımı tanıyorum. Bu ülkeyi hangi temel ilkelerle, bilgiyle, birikimle yöneteceklerini biliyorum. Bunu bildiğim için de bu ülkenin böyle adaletli bir gerçekten kaynakların doğru ve verimli kullanıldığı bir yapıya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Meseleye sadece yerel yönetimler açısından bakarsanız eksik değerlendirmiş olursunuz.”

‘KUR KORUMALI MEVDUATA DEĞİL YEREL YÖNETİMLERE KAYNAK’
Kur korumalı mevduat hesaplarına 2023’te devlet tarafından aktarılan 90 milyar TL’ye değinen CHP’li Nalbantoğlu “Sanki dünyanın en büyük buluşuymuş gibi ama dünyanın en büyük soygunlarından bir tanesi ‘kur korumalı mevduat hesabı’ diye bir hikâye var. Tarhana da Türk milleti olarak bizim büyük bir buluşumuz, ikinci büyük buluşumuz da kur korumalı mevduat hesabı. KKMH’a aşağı yukarıda tüm Türkiye’de 2 milyon hesap var. Bu hesaba devletten yüzde 80 oranında faiz gitti. Buraya içinde bulunduğumuz yılda 120 milyar TL faiz gitti. Bunun 90 milyar TL’ye yakını kamu kaynaklarından yani Hazine’den gitti. Bizim ödediğimiz vergilerden, sizin ödediğiniz vergilerden 2 milyon kişiye 90 milyon TL para aktarıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi için 30 milyar TL diyelim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin 3 katı kur korumalı mevduat kaynaklarına gitti. Demek ki bu ülke doğru yönetilemiyor. Kaynaklar doğru kullanılamıyor. Ondan sonra’ İzmir’de şöyle oldu, bu niye düzelmedi’ diye soruyorlar. Yapılmaz kardeşim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üzerine yapması için yıkarsan fiilen yapılamaz ama bu düzen değişecek. 15 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve onun kurduğu kabine ile Türkiye yönetildiğinde ‘CHP’li belediyelere torpil geçilecek’ diye yanlış anlaşılmasın, böyle bir şey yok. Herkes hakkını alacak. Herkes hakkını alırken İzmir’de alacak” dedi.

EKONOMİ SANDIĞA YANSIYACAK’
Ekonomik göstergelerin sandığa nasıl yansıyacağını da anlatan CHP’li Nalbantoğlu “En önemli unsulardan bir tanesi vatandaşın cebi, istedikleri kadar ‘Bu seviyede bir enflasyon yok, pahalılık yok’ desinler, marketleri ‘terörist’ olmakla, toptancıları ‘dış güçlerin oyuncağı’ suçlasınlar. Somut olan şey adamın cebindeki para. Gıdaya, temel ihtiyaçlarına, çocuğu okula giderken çantasına koyduklarına nasıl yetişebiliyor, ne kadarını karşılayabiliyor. İstediğin hikayeyi oku, ‘pahalılık yok’ de. Hayat öyle bir şey değil! Sen istediğin kadar TÜİK ya da benzer kurumları manipüle ederek açlık sınırını ve yoksulluk sınırını istediğin gibi söyle ama TÜİK rakamları ile bile açlık sınırı 10 bin liraya gelmiş. Bu durum yansıyor. İnsanlar bir şey alamıyor. Vatandaş tabi ki bunun hesabını soracak. Bu ülkenin yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yoksulluk sınırı olarak TÜİK 33 bin TL demiş. Asgari ücreti alan nüfus Türkiye nüfusunun yüzde 60’ı. Yoksulluk sınırının dörtte biri kadar alıyor insanlar. Şimdi bunun nasıl yansıyacağını düşünürsünüz. İstediğiniz kadar ‘bu ülkede varlık, bolluk var’ söyle ve istediğiniz ses tonuyla söyleyin, azarlayın. Ama erişemiyor işte. Bunun sandığa yansımama gibi bir sonucu olmaz mı? Sandığa da yansıyacak. Sadece ekonomi ile de sınırlık değil. Ülkede hukuk, adalet, eğitim, sağlık yok. Ne var peki?, Baskı, sinirli sinirli küfür, azar etmek var!” ifadelerini kullandı.

‘AYRIŞTIRICI DİL SEÇİM DÖNEMİNDE DAHA TEHLİKELİ’
Erzurum’da İmamoğlu mitingine yönelik saldırıyı ve Buca’da yaşanan arbedeyi de yorumlayan CHP’li Nalbantoğlu “ Zaten bir temel olarak ülkeyi germek, ötekileştirmek üzerinde bir politika anlayışı üzerinden iş görme biçimi var. Zaten ötekileştirerek, ayrıştırarak, nefret dilini kullanarak bir yere varamayız. Bu iş seçim aşamasında oluyorsa çok daha tehlikeli bir iş. 3 gün sonra yurttaşlar sandığa gidecek ve görüşlerini sandığa yansıtacak. Bu tür hamleler çok daha büyük sonuçlar yaratır. Gerçekten Erzurum’da İmamoğlu’na ve meydandakilere atılan taşları sadece onlara atılmış gibi değerlendirmemek gerekiyor. Demokrasiye atıldı. O taş bize de geldi. Kafamızı gelip kan akıtmadı ama bize de geldi. Demokrasinin dibine konmuş bir dinamitti. Daha da tırmandırılmadan bu dilden vazgeçirilerek seçim süreci sonlandırılır. CHP İl Başkanımız Arslanoğlu ile AK Parti İl Başkanı Saygılı Buca’da olan olaylar sonucunda ‘kim yaptıysa yanlış yaptı’ anlayışı üzerinden anlaştılar. Bundan sonra daha dikkatli olma, daha birleştirici olma ve dostluk mesajı verdiler. İzmir’in ihtiyacı olan bir manzaraydı.” dedi

‘UÇAK GEMİSİ SEÇİM OTOBOSÜ OLDU’
Hükümetin ‘CHP İHA, SİHA, TCG Anadolu uçak gemisine ve Togg’a karşı’ söylemlerine de yanıt veren CHP’li Nalbantoğlu şunları söyledi:

“Herhangi bir dönemde ülkeyi germek, bölmek, ötekileştirmek için hangi dil gerekiyorsa AK Parti o dönemin gereğini yerine getiriyor. Cumhuriyet Halk Partisi neden İHA’lara, SİHA’lara karşı olsun. Hangi partimizin yöneticisi ‘buna karşıyız’ demiş. Diyen de kendileri dönüp eleştiren de kendileri. Türkiye için doğru atılmış her adımı, katkısı olan her projeyi CHP sonuna kadar destekler. Bugüne kadar ‘yerli ve milli’ olan her şey CHP olduğu içindir. Sanki ‘yerli ve milli’ olmak değerleri kendi tekelindeymiş gibi konuşuyorlar. Böyle bir şey yok. CHP sonuna kadar bu ülke için değerli olan her türlü proje için gerekli adımları atacaktır ama bir şey var. 2002 yılında bu arkadaşlar iktidara gelirken toplumun büyük kısmını liberal, demokrat duruşları ile toplumun büyük bir kısmını biraz etkilediler. Gerçek yüzleri sonradan ortaya çıktı. ‘askeri vesayeti kaldıracağız’ dediler ama savaş gemisini seçim otobüsü yaptılar. Dünya’da sanki tek savaş uçağı olan ülke biziz, sanki biz icat ettik. Başka bir yerde yok. Hiç ilgimi çekmedi. Neyini gezeceğiz ki? Ordunun kullanacağı bir şey seçim otobüsü haline geldi. Otobüs otobüs ilçelerden insan getirilir mi? Biz buna karşıyız. Ülkenin buna ihtiyacı biz daha gelişmişlerini zaten CHP iktidarında yaparız. Bu kadar ‘yerli ve millisiniz’ de neden Sakarya’daki tank fabrikasını Katarlılara ben mi verdim kardeşim? CHP mi verdi? Bizim itiraz ettiğimiz samimiyetsiz olmaları! Uçak gemisini seçim otobüsü olarak kullanmasalar, ‘ayıptır’ deseler Sakarya’daki fabrikayı Katarlılara vermezler.  Kim oluyorlar ki onlar bize ‘yerli ve milli’ olmayı öğretecekler? Hangi işleri ‘yerli ve milli’? Kim ki onlar bu ülkenin kurucu partisine ‘yerli ve milli’ olmayı ve milliyetçi olmayı öğretecekler? Biz zaten yemeyiz de umarım Türk halkı da bu seçimde bu hikâyeleri yemeyecektir. Togg, iyi güzel de sanki arabayı biz icat etmişiz. Hiçbir itirazımız yok. İyi yapılan her şeye sahip çıkarız. Ama Torbalı’da 5-6 aydır açılamayın kavşağı açmak için Togg arabasının gelmesi için bekletilmesini eleştiririm. Bakan vasıtasıyla getirip açtılar.”


‘5’Lİ ÇETELERE KAYNAK AKTARMAZLARSA ÜLKE NEFES ALIR!’
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘300 milyar dolarlık’ kaynak yaratma açıklamasına hükümetten gelen eleştirileri de yorumlayan CHP’li Nalbantoğlu “İktidarın öncelikleri farklı, acayip acayip ortaklıklar, köprüler ve yol inşatları yapmayı planlayıp yine paranın yine büyük bir kısmını müteahhitlere, beşli çeteye aktarmayı planladıkları için para kalmaz diye düşünüyorlar. 5’li çete ve benzerlerine kaynak aktarmaktan vazgeçtikleri an emin olun bu ülke nefes alır. Bu ülkenin bütçesi de düzelir, mali dengeleri de oturur. Merkez Bankası altın satmaya başladı. Altın ne zaman satmaya başlanır? Bizim evdeki ekonomik davranış biçimlerimizle devletin ekonomik davranış biçimlerinin çok farklı olduğunu düşünmeyin. Para bitince birikiminizi bozdurursunuz. Altın bozdurmaya başlamak bitmişlik anlamına gelir. Altın satacak seviyeye nasıl geliyorsunuz? Bütün dövizleri baskılamak için sattı. Sıra altına geldi. Ülkeyi bu kafa ile yönetenler sağlıkta, eğitimde, ücretlerde iyileştirme yapacağız dediğinizde ‘kaynak nerede’ diye sorarlar. Kaynak senin yıllardır zengin ettiğin insanlarda? Ondan vazgeçersen kaynak elinde. Kur korumalı mevduat hesabına vermeyip ekonomiye aktarabilirsin. Parayı doğru kullanabilirsen, makro-ekonomik dengeleri çok bozmazsan 140 milyar TL parayı 2 milyon insana faiz olarak ödemek zorunda kalmazsın. Bu ülkeye yatırım yaparsın, ücretleri iyileştirişin. Bu ülkede kaynak bitmez. Bunlar bile bitiremediğine göre kimse bitiremez. Türkiye’ye kendi kendine yetebilen bir ülke olmaktan çıktı. Ne tarım politikasını, ne makro-ekonomik politikaları doğru uygulayabilmişiz.” dedi.


MEMLEKET PARTİSİ VE TİP CHP’Yİ ETKİLEYEMEZ’
‘Memleket Partisi ve TİP’in CHP’ye oy verenleri etkileyecek’ şeklinde değerlendirmelerin de gerçeği yansıtmadığını ifade eden CHP’li Nalbantoğlu şunları söyledi:
 

Memleket Partisi’nin ya da TİP’in CHP’ye oy verecek olanları etkileyeceği ile ilgili somut bir şey görmedim ama bunu söyleyerek etkilemeye çalışıyorlar. Etkilerine dair bir veri görmedim. Bir şey görmedim. Bu ülkenin ihtiyacı bambaşka bir şey. TİP’in ikinci bölge birinci sıra adayı İrfan Değirmenci’nin çok değerli, demokrat, yurtsever bir insan olduğu konusunda en ufak bir şüphe duymuyorum ama bu başka bir iş. Bu kişisel bir mesele değil. Çok ciddi bir yol ayrımındayız. Ya kötü şartlarda bir parça daha gidecek ya da Millet İttifakı mecliste çoğunluğu sağlayacak ve Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olarak kabineyi kuracak. Çok önemli bir dönemeçteyiz. Bugün hepimizin biraz daha sağduyu ile davranma zamanı. Millet İttifakı tek bir hedefe kilitlenmişse, otokratik rejimin mutlaka yıkılması gerektiği ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin kurulması için genel başkanlar seviyesinde anlaşmış ve bunu uygulamaya koyabiliyorsa bugün CHP’yi etkileyebilecek dediğiniz partilerin CHP’yi etkileyebileceğini söylemek doğru değil. Ben öyle bir sonuç görmedim. Etkilemesi isteniyor ama İzmirli seçmenlerin nasıl bir süreçten geçtiğimizi bildiğini biliyorum. Ona göre oylarını Milllet İttifakı ve Kılıçdaroğlu lehine kullanacaklardır ve hakikaten bu ülkeyi girdap içerisinden inşallah çıkaracaklardır. Sayın genel başkanımıza yüzde 75 seviyesinde oy çıkacağını düşünüyorum. 9’ar milletvekili Millet İttifakı’na çok yakışacağını düşünüyorum.