GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
21 Mart 2023 Salı 22:41

CHP’li Kılıç meclisten seslendi: Deprem değil gözünü para hırsı bürümüşler katliam yaptı!

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç Türkiye büyük Millet Meclisinde konuşma yaptı. CHP’li Kılıç, Meclis kürsüsünden gerçekleştirdiği konuşmada Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde büyük yıkımlara neden olan deprem felaketi hakkındaki görüşlerini paylaştı. Kılıç, “aileler ve en son, genel Başkanımıza demişler ki: “Tabii, biliyoruz, çocuklarımız geri gelmeyecek ama adalet istiyoruz; lütfen, peşini bırakmayın, ceza alsınlar.” Evet, orada da deprem değil aslında, gözünü para hırsı bürümüş katiller katliam yaptı" dedi.

EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili ve Deprem Araştırma Komisyonu üyesi Sevda Erdan Kılıç Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşma yaptı. Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada ülkemizin yaşamış olduğu deprem felaketine değindi.

Yaşanılan süreci bir kâbus olarak nitelendiren Kılıç sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Değerli milletvekilleri, herhâlde bir kâbus, bir kıyameti anlatan film çekelim desek şu dönemde yaşadıklarımızdan daha kötüsünü anlatamazdı bu film. Maraş merkezli 11 ili etkileyen depremin ardından, Urfa ve Adıyaman’da da sel felaketiyle bir kez daha yıkıldık. Ben, tüm bölgeye bir kez daha başsağlığı diliyorum buradan.

Tabii, bunlar ilk değildi; 99’da Marmara, 2011 Van, Elâzığ ve kendi ilim olan İzmir’de de depremler yaşadık. Çok kez bu çatı altında deprem komisyonları kuruldu; çalıştılar hatta çalışmasını tamamlayan son Deprem Komisyonunun ben de üyesiydim, aylarca uğraştık, 500 küsur sayfalık bir rapor çıktı ama sonuç, bir kelimesi bile yasalaşmadı. Şimdi, Meclisin bitmesine bir iki hafta kaldı, bir daha Komisyon kuruldu. Sonuç ne mi olur? Zihniyet ve sistem değişmediği sürece yine depremler olur, yine komisyonlar kurulur ve bu, böyle sürüp gider”

LİSTE SAVAŞLARINA DEPREMZEDELERİ KURBAN ETMEYECEĞİZ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ana gündemin seçim, ittifaklar ve milletvekilliği için liste savaşları olduğuna değinen Kılıç, bu yoğun gündemde depremzedelerin durumlarını meclise hatırlatmaya devam edeceğini belirtirken sözlerine şöyle devam etti:

“Değerli milletvekilleri, deprem meydana geldikten on sekiz saat sonra Onursal Adıgüzel ve milletvekili arkadaşlarımızla Adıyaman’a ulaştık. Orada o gün ve sonrasında gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı hayat boyu unutmayacağız ve unutmamamız da gerekiyor. Şimdi görüyorum, gündem seçim, ittifaklar, liste savaşları; bugün gönlüm elvermedi depremden başka bir şey konuşmaya. Şimdi, Adıyaman’da, Hatay’da, Maraş’ta, Malatya’da hâlen çadır, konteyner bekleyenler var; bölgede çamurda, yağmurda hâlâ yalın ayak gezen çocuklar var; daha acısını, kaybını yeni yeni anlamaya başlamış ağıt yakan analar babalar var. Onları bu liste savaşlarına kurban etmeyeceğiz, hatırlatmaya ve bu kürsüden depremzedelerin yaralarını bir kez daha seslendirmeye devam edeceğiz ve ben bölgeden ayrılırken de buna söz verdim, bu da benim vicdan borcum.

Dedim ya, on sekiz saat sonra oradaydık; enkaz altındakilerin yardım çığlıklarının yavaş yavaş sessizliğe bürünmesine, kefensiz cesetlere, kopan bacaklara, kollara, kendi öz yeğenini çıkarmak için vinç bulamayan Abdurrahman Vekilimiz şimdi Divanda. Gözündeki çaresizliğe, otuz saat sonra bir tas çorba içen polislere, elleriyle kazarak yakınlarını çıkarmaya çalışan depremzedelere, daha da -burada anlatmaya vicdanım elvermez. Birçok acıya tanıklık ettim. Yüreğimde bunlar hep bir sızı olacak, unutmayacağım ve benim için de bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”

BÖLGEDEKİ YANLIZLIĞI GÖZLERİ, VİCDANLARI VE YÜREKLERİ OLANLAR GÖRDÜLER
Deprem felaketinin beşinci gününde yaşadığı bir olayı anlatan CHP’li Kılıç, Buradan ben de bağırıp çağırabilirim, vay “Devlet vardı.” vay “Devlet yoktu.” Burada kavga edebiliriz, kimimiz gülebiliriz konuşmalara, kimimiz ağlayabiliriz, birbirimizi susturabiliriz burada, televizyonlarda da çıkan vatandaşlar susturulabilir ama gören gözler, yaşayan yürekler, vicdanlı olan herkes vatandaşların bölgedeki yalnızlığını, çaresizliğini gördüler. Bir şey anlatmak istiyorum: Depremin 5’inci gününde 7 yaşındaki kız evladının cenazesi çıkınca bir baba ambulansa vermek istemedi “Beş günde cesedini zor buldum, şimdi ambulansa verirsem ben buna da bir daha ulaşamam.” dedi ve birlikte babanın yavrusunu perdeye sardık. Şimdi, o babanın devlete, Meclise, siyaset kurumuna, milletvekillerine güvenini nasıl sağlayabiliriz, bağırıp çağırmaktan, kavga etmektense bence onu konuşmamız gerekiyor. Biz bu güveni nasıl sağlayacağız, biz bu babaya, analara, bu yaralı insanlara, bu insanların yüreklerine yeniden o devlet sevgisini, Meclise olan saygıyı, milletvekillerine olan, siyaset kurumuna olan çözüm umudunu nasıl sağlayacağız, bence onu konuşmamız gerekiyor” dedi.

3 KEZ MÜHÜRLENEN OTELE YENİDEN SERTİFİKAYI KİM VERMİŞ?
Adıyaman’da yıkılan binalardan olan İsias Otelinde 30 Kıbrıslı öğrenci hayatını kaybetmiş, yakın zaman öncesinde de Kıbrıs’a giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu depremde hayatını kaybeden çocukların aileleri ile görüşmüştü. O görüşmede Depremzede ailelerin sadece adalet istediklerini dile getiren Kılıç Sözlerini şöyle tamamladı:

Biliyorsunuz, Adıyaman İsias Otel’de de 30’dan fazla tur rehberi ve Kıbrıslı öğrenciler can verdi. Oradaydık, enkazın başındaydık, devamında, Genel Başkanımız ve eşi aileleri de ziyaret etti. Onların da sözleri ve soruları var, birkaçını okumak isterim. Onlar çocuklarının cinayete kurban gittiğini düşünüyorlar ve herkes, kim onay verdiyse, cezalandırılsın istiyorlar. 3 kez mühürlenmiş burası, 3 kez mühürlenen bir otele yeniden turizm sertifikası verilmiş, mesela “Onlar ceza almayacak mı?” diye soruyor aileler. “Yapımında dere kumu, çakıl kullanılmış, kimse görmedi mi?” diye soruyor aileler ve en son, genel Başkanımıza demişler ki: “Tabii, biliyoruz, çocuklarımız geri gelmeyecek ama adalet istiyoruz; lütfen, peşini bırakmayın, ceza alsınlar.” Evet, orada da deprem değil aslında, gözünü para hırsı bürümüş katiller katliam yaptı o otelde. Biz takipçisi olacağız, hem o davanın hem diğer tüm davaların takipçisi olacağız.

Biliyoruz, ne o yavrularımızı ne ülkemizdeki diğer can kayıplarını bir daha getirebiliriz ama buradan bir söz vermemiz gerekiyor: Öncelikle, depremzedelerin bir de “oyzede” olmamasını sağlamamız gerekiyor.

Oylarını kullanmaları için tüm partilere görev düşüyor aslında burada, hepsinin sandığa gidip iradelerini sandığa yansıtmalarını sağlamamız gerekiyor. 14 Mayıstan sonra ucu kime dayanırsa dayansın tüm suçluların bağımsız mahkemelerde yargılanmasını sağlamamız gerekiyor ve depremzedelerin bir kuruş bile ödemeden yeniden yuvalarına sahip olmalarını sağlamamız gerekiyor. Bu ülkeye bundan sonra akılla, bilimle, doğayla uyumlu kentler kurmamız gerekiyor ve tabii ki belki de en büyüğü demokrasiyi getirmemiz, insan haklarını getirmemiz gerekiyor. Ben inanıyorum ki yapılacak bu seçimde karanlık, kötülük, zalimlik kaybedecek, iyilik güzellik ve mazlumlar kazanacak diyorum.

Hepinizi, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum”