GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
3 Aralık 2018 Pazartesi 12:17

CHP’li Böke’den adaylık sorusuna cevap: İzmir’le yol yürümeye devam edeceğim!

Türkiye’nin 2019 yılı bütçesi üzerinden önemli açıklamalarda bulunan İzmir Milletvekili Böke ayrıca isminin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak kulislerde konuşulmasının sorulmasının ardından, “Ben CHP’nin eşitlik, özgürlük, demokrasi, laiklik, barış değerleriyle siyasetin büyütülmesi ve Türkiye gerçekliğine dönüşmesi için elimden geleni her zaman yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Bunun için de çalışan herkesle birlikte bunu bir Türkiye hikayesine dönüştürmek için hangi noktada ne yapmam gerekiyorsa yapıyorum. İzmir ile beraber yol yürüdüm, yürümeye de devam edeceğim” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, kente gelerek partisinin il başkanlığında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Vekil Böke, ‘Ekonomik kriz ve ekonomik gündem’ başlığı altında konuşurken önemli ifadeler kullandı.

Böke ayrıca 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimler noktasında değerlendirmeler yaptı ve isminin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı üzerinden kulislerde konuşulması hakkında gelen soruya da cevap verdi. Böke’nin düzenlediği basın toplantısına İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de katıldı.

İKTİDAR BU DÜZENİ BİLEREK KURDU!
Böke hazırladığı raporun detaylarını kamuoyuna açıklarken, “2019’a sayılı gün kalmışken yaşanan ağır ekonomik tablonun gerçekte ne olduğunu paylaşmak istiyorum. 2019 bütçesinin gerçekte ne ifade ettiğini aktarmak istiyorum. Kriz var! Kriz yoktur diyenlere inat kriz var. Saklamaya çalıştıkları gerçeği halk iliğine kadar hissediyor. Ciddi bir ekonomik durgunluk var. Büyüme yüzde 3 buçuk gelecek sene yüzde 2’lere kadar varacak bir küçülmeye işaret ediyor. Uluslararası ekonomi kuruluşları büyüme değil küçülme riski olduğunu söylüyor. Ağır bir kriz olacak. 2013’ten bu yana gelirlerimiz düşüyor. Orta gelir tuzağından çıkmalıyız derken bugün orta gelir tuzağının dibine doğru devrildik. 10 bin doların altına gerileyen bir gelirimiz var. Krediler hızla daralıyor. Bankalar kredi veremez durumdayken geçmiş borçlarını ödemek için çalacak kapısı olmayan şirketler konkordatoya başvuruyor.  Yüzde 11 olan işsizlik çok artmış vaziyette. Yüzde 18’e dayanıyor. Bu oran kandınlar ve gençler arasında ortalamanın çok üzerinde. Kadını dışlayan bir düzeni her gün kuruyor. Çok keskin bir ekonomik durgunluk var. Enflasyon rakamları düşük gösterilse de yüzde 21 gibi ağır bir enflasyonla karşı karşıyayız. Eğer bir ekonomide hem durgunluk hem enflasyon varsa ağır bir üretim şoku yaşanıyor demektir. Bu krize bu iktidar çare olabilir mi? Krizi ortaya çıkaran unsurun yönetme beceriksizliği mi, yönetememe krizi mi? Yoksa bilerek, isteyerek iktidarın kurduğu düzen sonucunda mı bu kriz yaşanıyor. Bu soruların yanıtı çok önemli. Bu kriz iktidar ülkeyi yönetmediği için, işini bilmediği için yanlışlıkla çıkmadı. Bu kriz kötü yönetim olmayı aşan bilerek, isteyerek kurmuş olduğu rantçı düzenin sonucunda ortaya çıktı. ‘Bu krizi bu iktidar çözebilir mi?’ sorusu doğru soru olmaktan çıkıyor. Doğru soru; ‘bu iktidar bu krizi çözer mi?’ demektir. Bilerek ve isteyerek kurulmuş olan düzeni bir iktidar bilerek ve isteyerek değiştirmez. Bunu beklemek çok yanlış olacaktır. Yapamazlar değil yapmazlar! O zaman değişmesi gereken iktidardır. Değişmesi gereken tek adam rejimidir” diye konuştu.

BÜTÇE İÇİN ÇARPICI RAKAMLAR!
Oluşturulan yeni bütçeye dair konuşan Böke, “2019 ekonomik bütçesi ve programa baktığınız zaman yeni diye sunulanın yeni olmadığını, geleceğe dair bir şey sunmadığını görüyoruz. Bu bütçenin krize çağrı olması mümkün değil. Çünkü derin çelişkileri var. Faiz lobisi diye bağırırken ağır bir faiz yükü çıkarıyor. Bu yıl faiz ödemeleri geçen yıla oranla 40 milyar daha fazla. ‘İMF’siz bir İMF programını da dayatıyor. İMF ile kavga ediyormuş gibi yapan ama bu yöntemi seçen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bir diğer çelişkiyi soğanlarda gördük. Bir yandan piyasa ekonomisinden vazgeçmeyeceği diyoruz diğer yandan soğan depolarına zabıta gönderiyor. Bu bütçenin Türkiye’yi aydınlık geleceğe taşıyamayacağını çok net görüyoruz. Bu bütçe halkın değil sarayın bütçesidir. Milyonlarca çalışan 1603 TL’ye muhtaçken sarayda oturanlar kendi maaşlarını yüzde 26 arttırdı. Sarayın bütçesi 2.8 milyar liraya kadar yükseldi. Bu bütçe faiz bütçesidir. 80.6 milyarlık açık verecek. Bu bütçe 36.7 milyar liralık bir faiz dışı fazla görmektedir. Ülkenin geleceğinden çalan bir bütçeyle karşı karşıyayız. Bu bütçe sarayın israf bütçesidir. Bu bütçe 14 milyarlık daha az yatırım öngörmektedir. Sosyal güvenlikte 10.1 milyar liralık kesinti vaat etmektedir. Bu bütçe bir borçlanma bütçesi. 80.9 milyar liralık borç yükleyecek.  Bu bütçe varsa yoksa rant diyen bir bütçedir. İşsizlik sigorta fonu kapsamında kamu banklarına 11 milyar lira aktarıldığı öğrenildi. İşsizlere para vermek yerine kamu bankalarını kurtaran ve yandaş medya sayın alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bütçenin yüzde 69’unun dolaylı vergilerden toplanacağını görüyoruz. Bu bütçe tek adam rejiminin ilk bütçesidir. Demokrasinin olmadığı bir bütçe. Tek adam rejimi her şeyden önce bütçe hakkını gasp etti. Bu bütçede halkın demokratik hakları yok edilmişti. Bu bütçede halk yoktur” dedi.

KRİZ KARŞISINDAKİ REÇETEYİ SUNDU!
Böke, CHP’nin iktidar olması halinde yapacaklarını reçete olarak açıkladı. Böke, “Nasıl bütçe olmalı? Biz iktidar olduğumuzda ne yapardık? Bugünkü kiriz ortaya çıkaran koşulları düzeltmek gerekiyor ve devlet buna yükümlüdür. Devletin halkı koruyan sosyal devleti ve üretim kapasitesini koruyan üretken devleti acilen ortaya çıkarması gerekir. Ücretler hemen, hiç vakit kaybetmeden enflasyon düzeyinde arttırılmalıdır. Ücret kayıpları telafi edilmelidir. Vergi yükünün adaletsizliği mutlaka ortadan kaldırılmalıdır. Dar ve orta gelirliyi, çalışanı koruyan bir sistem ortaya çıkarılmalıdır. İşsizlik sigorta fonunun gerçekten adının hak ettiği şekilde işsizleri koruyan adım olarak kullanılmalıdır. İşsizlik sigortası işsizler için, kriz anında halkı korumak için kullanılmalıdır. Banka ve inşaatçı korumak için kullanılmamalıdır. Her 10 işsizden sadece 1’i bu fondan yararlanıyor. Bütün işsizlerin hak ettikleri gibi bu fon tarafından desteklenmesi gerekir. Rant krizine sokanların bu faturayı üstlenmeleri gerekir. Yerel seçimleri bir Türkiye hikayesi yazmak için zemine dönüştürmek zorundayız. Yeniden demokrasiyi kurmamız gerekiyor. Bir reçete yazmamız lazım. İlk yapmamız gerekenler insan hakları, özgürlükler, yargının bağımsızlığı, parlamenter demokrasinin adımlarını atmaktan geçiyor. Türkiye’ye bir İzmir rüzgarı estirmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.  

YAPTIKLARIMIZLA TÜRKİYE’NİN NASIL DEĞİŞECEĞİNİ ANLATMAMIZ GEREKİYOR, KİMİN ADAY OLDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL!
Adaylık noktasında konuşan Böke, “Seçimler kimin seçileceğiyle ilgili değildir. Halkın yaşamının nasıl değiştirileceğinin hikayesinin nasıl yapacağımızı anlatmamız gerekiyor. Bize düşen de İzmir’de varlığını bildiğimiz toplumcu anlayışı Türkiye’ye yaymaktır. AKP’nin eski Ekonomi Bakanını İzmir’e getirerek rantçı anlayışı dayatmasının karşısında hikaye oluşturmamız gerekiyor. Mesele kimin aday olacağı, cinsiyeti değil. Mesele adayımızla nasıl cevap vereceğimizdir. Reçete çok açık. Daha çok demokrasiye ihtiyacımız var. Daha çok kalkınmaya, daha çok toplumcu bir yapıyı içeren ekonomiye ihtiyaç var. Kooperatif örneklerini tüm Türkiye’ye yaymaktan başlamalıyız. Bizim yaptıklarımızla Türkiye’nin nasıl değişeceğini anlatmamız gerekiyor. Yeni bir kent hikayesini kent meydanlarından yazmamız gerekiyor. Meselemiz kimin aday olduğu değil” ifadelerini kullandı.

İZMİR İLE BERABER YOL YÜRÜDÜM, YÜRÜMEYE DE DEVAM EDECEĞİM!
‘İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı noktasında genel merkez kanadından somut bir teklif geldiği takdirde tavrınız ne olacak?’ sorusunu yanıtlayan Böke, “Ben CHP’nin eşitlik, özgürlük, demokrasi, laiklik, barış değerleriyle siyasetin büyütülmesi ve Türkiye gerçekliğine dönüşmesi için elimden geleni her zaman yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Bunun için de çalışan herkesle birlikte bunu bir Türkiye hikayesine dönüştürmek için hangi noktada ne yapmam gerekiyorsa yapıyorum. İzmir ile beraber yol yürüdüm, yürümeye de devam edeceğim” dedi.

BİR TEK SARAY, YANDAŞ HALİNDEN MEMNUN
İl Başkanı Yücel ise şunları söyledi: Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesinden sonra ekonomi yönetimine duyulan güven daha da sarsıldı. Yabancı yatırımcıların ülkemizden çıkışı hız kazandı. Zaten bir süredir yabancı yatırımcılar göstergeler karşısında ülkeden çıkıyordu. Rakamlar finansal yapıların daha da zarar göreceğini gösteriyordu. AKP hükümeti bunlara önlem almak yerine milliyetçi söylemlerle bunun sorumluluğunu dış güçlere attı. Türk Lirası aşırı değer kaybetti. Bu durum ilerleyen dönemde cari açık 57 milyar doları aşacak olduğunu gösteriyor. Rakamlar ülkemizdeki ekonomik krizin daha da ağırlaşacağının habercisi. Vatandaş borçlarını ödeyemezken, işsizken bir de AKP iktidarının ekonomideki basiretsizliğiyle faiz ödüyor. Dış borcumuz. 407 milyar dolar. Yabancı şirketler bu güvensiz kısır döngü düzeninde ülkemizi terk ediyor. Yerli şirketlerde iflas, konkordato ilan ediyor ya da işçi çıkarıyor. Bu noktada bir tek saray, yandaş halinden memnun. Memnun olmayanlar ise halkımız. Bu durumlar karşısında iktidardan hesap sorma günü yaklaşıyor. Krizden çıkmak ve kalkınmanın önünü açmak zor değil. Tüm bunları yapmanın başlangıcı israfın önüne geçmek ve AKP iktidarından kurtulmaktır.