GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
22 Ağustos 2018 Çarşamba 07:53

CHP’li Beko’dan Brunson çıkışı: Papaz bahane!

İzmir Milletvekili Beko, son dönemde yaşanan döviz kuru dalgalanmasına, ABD ve Türkiye arasındaki gerilime,  yaşanan işten çıkarmalara değindi ve “Bana göre papaz bahane edildi. Papaz bir araç… Fabrikaların maliyetleri yükselince tek yaptıkları şey işçi çıkarmak” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ-  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, son günlerde yaşanan döviz kurundaki dalgalanmalardan dolayı piyasaların zor anlar yaşadığını aktardı.

Yıllarca işçi mücadelesine önderlik eden Vekil Beko, ithalata dayalı üretim yapan ve maliyetleri artan işletmelerin ilk iş olarak istihdam daraltma politikası uyguladıklarını söyledi.

Beko, hükümetin ekonomi alanındaki hamlelerini eleştirirken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı olan Rahip Andrew Brunson’un iki ülke arasında gerilim yaratan durumunu ise ‘bahane’ olarak nitelendirdi.

Beko birbirinden önemli açıklamalara imza attı.

FABRİKALARIN MALİYETİ ARTINCA YAPTIKLARI TEK ŞEY İŞÇİ ÇIKARMAK!
Beko gelinen durumun neden değil sonuç olduğunu ifade ederken hükümetin uygulamalarından örnekler vererek tepkilerini dile getirdi. Beko, “Bunlar hep sonuç. Bunu biraz geriye sarmak lazım. 2002 yılında Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) hemen hemen tamamı uluslararası sermayeye satıldı. Bu da yetmedi bankaların yüzde 75’ini uluslararası sermayeye teslim ettiler. Türkiye’yi uluslararası sermaye yönetiyor. Cumhurbaşkanının dolara müdahale etmesi sadece lokal sonuçlar verir. Doların yükselmesiyle iş yerlerinde korkunç derecede işçi çıkışları başladı. Fabrikalar yüzde 75 oranında ham maddelerini ithal ediyor. Maliyetleri yükseliyor. İstihdam daralmasına gidiyor. Yaptıkları tek şey; işçi çıkışları… Bizim 52 ülkeyle ilişkilerimiz kopmuş. İşçilerin üretip, yapmış oldukları ihracatları artık yapamıyoruz. Bu ülkelerle acilen el sıkışılmalı, ekonomik barış sağlamamız gerekiyor. Ekonomik sosyal konsey bir an önce toplanmalı. Meclisteki siyasi partilerin ekonomistlerini bir araya getirerek çözümler üretmek zorundayız. Ülkenin bir an önce üretime dönmesi gerekir” dedi.

TIR’IN FRENİ PATLAK!
Hükümete yönelik eleştirilerini sürdüren Beko, “Geçen yıl 300 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Bu yıl da 100 milyar doların üzerinde bir ihracat yapmışız. 100 milyar doların üzerinde cari açık var. Ne demek cari açık? Bize göre işsizlik, açlık, sefalet demek. Üretimden kopmuş bir Türkiye demek. Bizim mutlaka ama mutlaka üretime dönük yatırımlar yapmamız lazım. Sermayeyi uluslararası alana teslim ettiler. Ellerindeki parayı da betona yatırdılar. Türkiye’de maalesef üretim yok. Bizim bu çıkmazdan kurtulmamız için eşitlikçi, çoğunlukçu, sosyal bir anayasaya ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanı uluslararası sermayeye, ‘OHAL’i biz sizler için ilan ettik. Bize güvenin’ dedi ama OHAL ilan edildiği günden beri 15 bine yakın işletme kapatıldı. Neden kapatıldı? Anayasaya güvenmediği için kapatıldı. İnsanlar kişilere değil sizin anayasanıza güvenirlerse hem yabancı hem yerli sermaye bu ülkeye yatırım yapar. Bir TIR’ı düşünün, freni patlamış ama dağ tepesinde dolaşıyor. Umarım aşağı çakılırken kimsenin burnu kanamaz. Ama TIR’ın freni patlak. Ülke bir felaketin eşiğinde. Bu felaketin eşiğinde sadece AKP’liler olmaz, hepimiz oluruz. Bu ülke hepimizin. İşçiler, işsizler, emekliler, öğrenciler bizim. Ortak akıla hepimizin ihtiyacı var” diye konuştu.

PAPAZ BAHANE!
Rahip Andrew Brunson'un ABD ile Türkiye arasında gerilime sebep olmasını bahane olarak gördüğünü söyleyen Beko, geçmiş yıllarda ekonomi adına atılan adımlardan örnekler verdi. Beko, “Bir önceki çalışma bakanı bana, ‘DİSK’i tanımak istiyorum, sizin iş yerlerinde DİSK üyeleriyle yemek yemek istiyorum’ dedi. Ben de onu Kocaeli’deki lastik fabrikalarına götürdüm. O işçilerle yemek yedik. Daha sonra CEO’larla ortak toplantı yaptık. Listeleri bize sundular. Bize, ‘Mısır’a, İran’a, Suriye’ye, Irak’a yani Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere cumhurbaşkanının meydan okuduğu ülkelere artık dün yaptığımız ihracatları yapamaz durumdayız’ dediler. Bu aslında sadece lastik fabrikalarında değil birçok alanda cumhurbaşkanının her meydan okuduğu ülke daha sonra bize ambargo uyguladı. Rus uçağı düşürüldüğüne ben Rusya’daydım. Önce Başbakan Davutoğlu sonra cumhurbaşkanımız gürledi. ‘Biz talimat verdik, uçağı düşürün dedik’ dediler. O tarihte Türkiye ile Rusya arasında 54.9 milyar dolarlık ekonomik anlaşma vardı. Putin bir hafta içinde bu anlaşmayı iptal etti. Sonra Antalya başta olmak üzere turizm beldelerinde insanlar iflasın eşiğine geldi, kapandı. Temel gıda maddesi veren çiftçiler, köylüler de perişan oldu. Sonra biz Rusya’ya domates ihraç ettik, onlar bize S-400 savaş füzelerini sattı. Biz tekrar geriye döndük. Biz NATO ülkesiyiz. ABD F-35 savaş uçaklarına ambargo koydu. Bana göre papaz bahane edildi. Papaz bir araç… Amaçsa bu emperyalist ülkelerin Türkiye’nin yoksul halkını nasıl teslim alırızdır” ifadelerini kullandı.