EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir’de 25-26-27’nci dönem Milletvekilliği yapan ve geçmişte CHP İzmir İl Başkanlığı görevini de yürütmüş olan Tacettin Bayır, Sonsöz TV’nin konuğu oldu.
İZMİR’DEN 10 İSMİN FİRE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
CHP’deki Genel Başkanlık yarışı hakkında değerlendirmelerde bulunan Bayır, “İşler çok değişti. CHP'nin dünkü kurultay havası ile şu anki arasında dağlar kadar fark var. Düne kadar 200 civarı delege seçimi gerçekleşti. Bunların içinde ağırlık sayın Kılıçdaroğlu'ndan yanaydı. 200'ün 120'si Kılıçdaroğlu diyordu, 70-80 civarı Özgür Özel diyordu. Toplamda seçilecek bin 200 delege seçilecek. bin 370 kişi de kurultayda oy kullanacak. İstanbul'daki 196 delege İzmir, Ankara ve Bursa’nın delege sayısına eşit. İzmir'den Kılıçdaroğlu'na 40-45 oy çıkacağını 10 ismin fire olacağını düşünüyorum” dedi.
DEMEK Kİ İL BAŞKANI BİZDEN FAYDALANMAYI DÜŞÜNMÜYOR…
Her zaman çarşaf listeyi savunduklarını dile getiren Bayır, İstanbul ve İzmir kongrelerinde yaşananlar sonrası küskünler olabileceğini belirterek “Biz hep blok ayrıştırır, çarşaf birleştirici demiştik. Blok listede yarışan 2 aday listeleri ayrı ayrı yapar ve listeler sandığa atılır dedik. İstanbul kongresini incelediğimizde delegasyonun verdiği yollarda 35-40 oy farkla başkan belli oldu. Yani CHP İstanbul örgütü karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda. Blok liste olduğu için iki aday da listelerini katı yaptı. Çarşaf liste ile yapılmış olsa iki başkan adayının hazırladığı liste tek liste olacaktı ve delegasyon kutucukları işaretleyerek karma bir liste olacaktı. Yani birleştirici olacaktı. Bir önceki tüzük kurultayında çarşaf listeyi zorunlu hale getirelim demiştik. İzmir'de yapılan seçimde de blok olmasının ne kadar büyük hata olduğunu görüyoruz. Her kongre sonrası blok liste ile yapılan seçimlerde hep blok listedeki arkadaşlar partiye küsmüştür. Bizim 27'nci dönem milletvekili olup kurultay delegesi olmayan birçok arkadaşımız var. Ben bu mesajı demek ki il başkanı bizden faydalanmayı düşünmüyor' diye algılıyorum. Bu partide herkes her görevi yapabilir. Ancak kimse partinin asıl sahibiymiş gibi yaklaşmasın. Bu tip yaklaşımlar partiye artı değer de getirmez” ifadelerini kullandı.
BELEDİYELER DEĞİL ÖRGÜT YÖNETMELİ
Parti içi işleyiş ile ilgili dikkat çekici bir iddia da bulunan Bayır, “Benim ilçe kongrelerine gittiğimde anlattığım bir şey vardı. Çok demokratik olmayan bir yöntem ile kurultaya gidiyoruz. Partiyi son 15 yıldır parti yönetimi yönetmiyor. Partiyi belediye başkanları yönetiyor. İstanbul ve İzmir kongresi bunu gösterdi. Delegasyonun kim olacağına, PM'nin kimlere teslim edileceğini, milletvekilinin kim olacağını hatta şimdi de genel başkanın kim olacağını belirlemesi belediye başkanlarına kalmış. Çünkü kongreleri onlar yönlendiriyor. İl başkanının kim olacağına Büyükşehir Belediye Başkanı karar veriyor. Büyükşehir Belediye Başkanı çıkıyor ‘benim adayım şudur ve destekleyeceksiniz’ diyor. Hatta atlıyor uçağa, gidiyor genel başkana, 'uyum içinde çalışıyoruz' deniliyor. Oylamalarda belediye şirketlerinin iş-aş vaadi göstererek, ‘sen oy ver, seni işe sokalım’ anlayışı bu partiyi büyütmez. İzmir'de yaşanan olayın benzerini İstanbul'da yaşadık. İzmir, genel başkan ile yol yürümek için bunu yaptı. İstanbul'da genel başkan değişsin diye bunu yaptı. Ancak ikisinde de belediyede çalışan binlerce personelle ilgili yerleşimlerin olduğu duyulmuştur. Ben partiyi belediyelerin değil örgütlerin yönetmesi taraftarıyım” diye konuştu.