GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
20 Kasım 2021 Cumartesi 10:12

CHP'li Bakan: Toplumun yüzde 60’ı erken seçim istiyor!

Doların, euronun yükselmesinin tek sebebinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu öne süren CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Erken seçim, Türkiye’yi rahatlatır; güveni sağlarsanız yatırımlar gelir. Kamuoyu araştırmalarına göre, toplumum yarıdan fazlası, yüzde 60’ı erken seçimi gerekli görüyor. Hatta AK Parti içinde bile erken seçimi isteyenler olduğunu biliyorum” dedi

EGEDESONSÖZ – CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın, gündeme dair sorularını yanıtladı. Pek çok konuda önemli açıklamalarda bulunan Murat Bakan, toplumun yüzde 60’ının erken seçim istediğini, ülkede işlerin ancak erkem seçimle düzelebileceğini söyledi. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan CHP’li Murat Bakan, şu ifadeleri kullandı:

UÇAK HAVADAYKEN DOLAR 1 LİRA ARTTI

“Dün Ankara’dan İstanbul’a giderken, Ankara'dan bindiğimde dolar 10 TL idi; İstanbul'a indiğimde 11 TL oldu. Elimdeki kalem plastik. Bunun hammaddesi yurt dışından geliyor. Petrol yan ürünü. Bunu yurtdışından ithal ediyoruz. Çiftçi buğday, arpa ekecek, gübre tohum yurtdışından geliyor. Tarlasını sürecek mazot, benzin nereden geliyor? Yurt dışından geliyor. Yani girdilerimizin yarısından fazlası yurtdışından sağlanıyor. Girdilerinizin büyük çoğunluğu dolarla olduğu için maaşınızı TL ile de alsanız siz doların artması ile yoksullaşıyorsunuz. Türkiye yoksullaşıyor. Bu ülkede bir dağ köyüne de gitseniz oradaki vatandaş da gündemden haberdardır. TL kazanıyorum ancak bizim aldığımız gübre fiyatı 200 iken 500'e çıktı, diyecektir. Bunun nedeninin döviz olduğunu herkes biliyor. Sokaktaki insanın yoksullaşması, girdi fiyatını artması değil konu. Türkiye yoksullaşıyor. Sizin dünyadaki en büyük şirketlerinizin değerleri de düşüyor. Çünkü borsada TL olarak değeri düşünce dolar bazında da değeri düşmüş oluyor. Yani ülke olarak yoksullaşmış oluyorsunuz. Siz para da bassanız onu dolara çevirdiğinizde değeri düşüyor. Burada tek argumanı var ucuz iş gücü. Türkiye, Çin’den daha ucuz bir işgücü oluşturuyor. Çin’deki asgari ücretten düşük bir hale geldi Türkiye'deki asgari ücret. Bununla ihracatımızı artırırız diyorlar. Bu da anlamsız. Çin’de ucuz işgücünün yanında teknoloji var. Bunun işçiliği 5 dolar, kendisi 1000 dolar. Dünyanın en büyük şirketleri, teknoloji şirketleri var o ülkede. Türkiye olarak ucuz iş gücü ile hiçbir yere gidemeyiz. İnsanlar markete, pazara gittiğinde filesini dolduramıyor.”

DOLARIN YÜKSELMESİNİN TEK NEDENİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR

Erken seçim tartışmalarına değinen CHP’li Bakan, erken seçimin olması gerektiğini savundu, şu görüşlere yer verdi:

“Erken seçim olmadan Türkiye düzlüğe çıkamaz. Erken seçim açıklanırsa, dolar düşmeye başlar. Doların yükselmesinin tek nedeni var, Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye'de yargının bağımsızlığı olsa, şeffaflık olsa, yasama, yürütme, yargı, kuvvetler ayrılığı uygulanıyor olsa dünyanın bütün sermayesi Türkiye'ye akar. Norveç'te ne var da bizde yok? Her şeyimiz var. Hatta fazlası var. Ancak tek bir şeyimiz yok, yargı bağımsızlığı yok. Dış yatırımcı güvenmiyor ve gelmiyor. Erken seçim Türkiye'yi rahatlatır, güven verirseniz yatırımlar gelir. Kamuoyu araştırmalarının tamamına baktığınızda, toplumun yüzde 55-60’ı erken seçim yapılması gerektiğini söylüyor. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı, daha geniş söylenirse demokrasi ittifakını düşündüğünüzde, Türkiye'nin yüzde 60'ının iktidara muhalif olduğunu görüyorsunuz. Hatta ben Cumhur İttifakı'nın içinden de erken seçimin yararlı olacağını düşünenlerin olduğunu biliyorum. Bu oran yüzde 10'lardadır.”

EN DOĞRU ADAY, KEMAL KILIÇDAROĞLU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’na aday olması konusunu değerlendiren CHP’li Bakan, “Bizim tek başımıza belirleyeceğimiz bir şey değil. Elbette herkesin gönlünden, kendi genel başkanı  geçer. Ben Kılıçdaroğlu'nun en doğru aday olduğunu düşünüyorum. Kılıçdaroğlu demokrasi ittifakını oluşturmuş, Millet İttifakı'nın oluşmasını sağlamış bir lider. Benim için en uygun adam, genel başkanımız. Biz tabii illa genel başkanımız olsun ısrarında değiliz. Genel başkanımız da Millet İttifakı olarak birlikte belirleyeceğiz diyor. Zaten yaptığı açıklamada da belediye başkanlarının görevine devam etmesi gerektiğini söyledi. Önemli olan Türkiye'de bir sistem değişikliğinin olmasıdır. Kişi değil, sistemi konuşmamız lazım. Biz zamanı geldiğinde Millet İttifakı olarak doğru adayı belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

VARSA BENİMLE HELALLEŞMEK İSTEYEN, BEN BURADAYIM

Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği ‘Helalleşme’ konusuyla ilgili görüşlerini açıklayan CHP’li Bakan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu çok geniş bir liste. Helalleşme demek 'bana hakkını helal et, sana ne yaptıysam yaptım' demek değil. CHP iktidara yürüyen bir parti. İkinci yüzyılda toplumdan rıza almaktır, helalleşmek. Mesela varlık vergisi var. Doğru mu? Yanlış. Dünya faşizmden etkilenirken, bu gayrimüslimlere getirilen bir varlık vergisi. Bununla ilgili dostlarım var benim de, dedeleri Aşkale’ye sürülmüş. Bu doğru bir şey değil ki. Evet biz bunu eleştiriyoruz, bununla yüzleşmek zorundayız. Türkiye’nin, olumlu olumsuz yaşanan acıları ile yüzleşmesi lazım. Kahramanmaraş ve Sivas'taki acılarla Türkiye'nin yüzleşmesi gerekir. Diğer taraftan inancı gereği başörtüsü takıp üniversiteye gelen gencin ikna odasına sokulması ile de yüzleşilmesi  gerekiyor. PKK'nın bu kadar büyümesindeki neden; Diyarbakır Cezaevindeki işkencelerdir. Biz geçmişte dedik ki, hangi iktidar gelirse gelsin, bu ülkenin acıları ile yüzleşeceğiz. Hem hesaplaşacağız hem helalleşeceğiz. Bunları yapmadan Türkiye ikinci yüzyılda güçlü bir demokrasiye sahip olamaz. O helalleşmenin bir de kul boyutu var. Bu, kişiler arasındadır.”

“Sizin helalleşmek istediğiniz var mı?” sorusuna Bakan, şu yanıtı verdi:

“Biz öfke veya nefretle hareket eden biri değiliz. Bizim kabemiz, sevgidir. Ben herkesle arkamdaki çukurları kapatarak yürümeyi tercih ederim. Varsa benimle helalleşmek isteyen, ben buradayım. Hata olur. Ölüler hata yapmaz sadece. Biz de hata yapmış olabiliriz. Onlarla da helalleşiriz tabii ki.”

TÜRKİYE YİYECEK EKMEK BULAMAYACAK

Son dönemde İzmir’de gündeme gelen ÇED raporları hakkında değerlendirmelerde bulunan CHP’li Bakan, duygularını şöyle dile getirdi:

“Türkiye yoksullaşmış, döviz fırlamış, erken seçim konuşuyoruz, insanlar ikilim krizini düşünmüyor tabii ki. Ancak devlet aklı, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili, iklim kriziyle ilgili önlemleri almalı. Eğer bu önlemleri almazsak, ülkemiz bundan çok büyük zarar görecek. Eğer önlemler alınmazsa, geçen yaz olduğu gibi ormanlarımızı kaybederiz. Böyle giderse, Türkiye, yiyecek ekmek bulamayacak. Biz CHP olarak yarın iktidara geliyoruz. Tüm politikalarımızın üzerine iklim politikalarımızı koyuyoruz. Türkiye iklimden bihaber, iklim krizinden bihaber… Bundan bir haberi olmayan bir ülke konumundadır. Evet; Paris'i onayladık, ilk defa görüşmeleri tıkamadı.”

İktidarın iklim ve doğa ile ilgili bir hassasiyetlerinin olmadığını vurgulayan CHP’li Bakan, “Yenilenebilir enerji santralleri yapılabilir, yapılmalı. Önce doğayı koruyacaksınız. Madenleri de çıkarabilirsiniz ancak bir tane yaprağı, dağı incitmeden çıkaracaksınız. RES de GES de kurabilirsiniz. Ancak bir tane böceği incitmeden yapacaksınız. İşin kolayına kaçıyorlar. İklim ve doğa ile ilgili bir hassasiyetleri yok. Ayrıca yol yapıyorlar, orada da yüzlerce binlerce ağaç kesiyorlar” dedi.

YANIT VERMEZLERSE CİMER'DEN, ORADAN DA CEVAP GELMEZSE, KÜRSÜDEN SORARIZ

CHP’li Bakan, geçtiğimiz haftalarda İzmir Aliağa’da bir gemi söküm şirketinin sahiplerinin ifadelerinin alınmasından sonra ortaya atılan, "3 polisin ifade sırasında söz konusu şahıslara ayrıcalıklı davrandıkları gerekçesiyle jandarma tarafından gözaltına alındığı, karakolun kapatılarak başka yere taşındığı, savcıların koruma polislerinin yerlerinin değiştirildiği" iddialarıyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi vermişti.  Bu olayla ilgili açıklama yapan CHP’li Bakan, “İki ayrı soru önergesi verdik. Bir operasyon yapılıyor. Bize kaçakçılık operasyonu ile ilgili bilgi geldi. Şahıslar geliyor, karakolda ağırlanıp misafir ediliyorlar. Normalde ifade prosedüründen fazlası ile farklı davranılmış. Savcılık da bunlarla ilgili işleme yapmış. Arkasından karakol taşınıyor, jandarma ile yapıldığı için operasyon jandarma ile ilgili de birtakım tasarrufları oluyor İçişleri Bakanlığı’nın. Bunlar vahim iddialar. İçişleri Bakanlığı’na sordum ben de. ‘Gemiler kime ait, nereden geliyor?’ diye. Son başbakan bunlarla ilişkilendiriliyor. Bunların aydınlığa kavuşturulması lazım.  Biz iddiaları yasama organındaki görevimiz gereği soruyoruz, oradan gelen bilgi doğrultusunda hareket edeceğiz. Sonuçta bize gelen bilgi kaynağı da bizi yanıltıyor olabilir. Bizim sorduğumuz sorular belli. ‘Savcıların korumalarının yeri değiştirildi mi? Adliyenin içindeki karakol binası oradan alıp taşındı mı? Neden taşındı?’ diye sorduk. Olayı açığa çıkarmak için sorduk, bakalım ne yanıt verecekler. Yanıt vermezlerse CİMER'den sorarız. Ona da vermezlerse çıkıp kürsüden sorarız” şeklinde konuştu.