GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
15 Temmuz 2021 Perşembe 13:25

CHP’li Bakan, Erdoğan'dan örnek verdi: Algı operasyonu yapılıyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir trafiğinin çözümü konusunda verdiği “Londra modeli” ile ilgili olarak bazı basın ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılan eleştirilere yanıt verdi. Getirdiği önerilerin benzerlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediye başkanlığı ve başbakanlık yaptığı dönemlerde dile getirdiğini söyleyen Bakan, “Bu konuda fikrini söyleyene yönelik söylediklerini çarpıtarak linç etme girişiminde bulunmak, bunun üzerinden siyasal algı operasyonu çekmeye çalışmak beyhude” dedi.

EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, SonSöz TV’de katıldığı programda İzmir trafiğinin çözümüne ilişkin olarak “Londra modeli”ni önermişti.

Bakan canlı yayında yaptığı açıklamada “Londra gibi büyük metropollerde zonlar var. Metroyla seyahat ederken de birinci zona girdiğinizde, kentin en dar, kent merkezine girdiğinizde en yüksek ücreti ödüyorsunuz. Onun bir dışındaki halkaya girdiğinizde biraz daha az, bir dışındaki halkaya girdiğinizde biraz daha az ödüyorsunuz. Dolayısıyla kentteki hareketliliği kent merkezinden yaymayı hedefliyor. Londra’da bu böyle. Bu sadece belediyenin istemesiyle olmaz... Bir devlet politikası olması gerekiyor" ifadelerini kullanmıştı.

Bakan açıklamalarının ardından bazı medya kuruluşları ve sosyal medya hesapları üzerinden hedef alındığını söyleyen CHP’li Bakan, getirdiği örneklerin benzerlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belediye başkanlığı ve başbakanlık yaptığı dönemlerde dile getirdiğini aktardı.

Yazılı bir açıklama yapan Bakan şunları söyledi:

“Trafik sorunu sadece İzmir’in değil ülkenin sorunu. Dünyanın tüm büyük metropollerinde trafik sorunu var ve her birinin ürettiği çözümler var. Ben Londra örneğini vererek bunu anlatmak istedim. Mesela Cumhurbaşkanı Başbakanlık görtevini yürütürken Japonya örneğini de vermişti. Japonya’da 1962 yılında çıkarılmış bir kanun ile evinize ya da işyerinize 2 km mesafede park yeriniz yoksa araç alamıyorsunuz. Park yeriniz olmalı ve bunu polise ispat etmelisiniz.

Japonya örneğini veren bir CHP’li olsaydı herhalde trol medyası CEHAPE zihniyeti vatandaşın mülkiyet hakkını engelliyor diye manşet atardı. Ama söyleyen biz değiliz; Cumhurbaşkanı.

Bu arada Londra örneğini de ilk veren ben değilim. Bizzat Cumhurbaşkanı verdi. Trol arkadaşlar haberi yapmadan Google’da zahmet edip araştırsalardı bunu görürlerdi. Üstelik Cumhurbaşkanı bu konuyu Belediye Başkanı iken de Başbakanken de çok defa dile getirdi.

‘İstanbul’a vize ile girilsin’ diyen de o, ‘plaka sayısı dondurulsun’ diyen de o, Londra ve Tokyo örneğini veren de o!

Şimdi biz farklı çözümler telaffuz ediyoruz diye trollerin hedefi oluyoruz. Böyle ucuz ve gerçekten uzak polemikler yaratmaya çalışmakla olmaz. Bu konuda fikrini söyleyene yönelik söylediklerini çarpıtarak linç etme girişiminde bulunmak, bunun üzerinden siyasal algı operasyonu çekmeye çalışmak beyhude! 

Konuyu onların da anlayabilmesi için tane tane anlatayım:

Dünya karbonsuz bir ekonomik düzene doğru gidiyor. Bu düzen karbon emisyonlarını da azaltmayı bir vadede karbon nötr hale gelmeyi zorunlu kılıyor. O bakımdan benim Egede Sonsöz TV’de de söylediğim; sürdürülebilir bir kent içi ulaşım sistemi için toplumun tüm bireylerine eşit erişim olanağı sunan toplu taşımayı artırmak ve motorsuz ulaşım alternatiflerini yaratmak zorundasınız. Tam da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı gibi… Türkiye’de raylı sistem yatırımında birinci sırada İzmir Büyükşehir Belediyesi geliyor. Üstelik tamamını merkezi hükümetin bulamadığı uygunlukta uzun vadeli kredilerle yapıyor. Aldığı krediyi de hükümet gibi cari harcamaları için değil yatırım harcamaları için kullanıyor.

Kentin yoğunluğunu merkezden çevreye yaymak zorundasınız. Bunu teşvik eden yaklaşımlar da düşünülebilir Londra’da olduğu gibi! Ben daha fazla yol, otoyol, otopark, katlı kavşakların yapıldığı, yapıldıkça otomobil sayısının arttığı bir kent istemiyorum. Daha fazla raylı sistem, daha fazla bisiklet, yaya ulaşımı, deniz ulaşımı olan, ulaşımda dengenin olduğu, kentliye daha fazla mekanın ayrıldığı insan odaklı kentler istiyorum.

Kentin zone'lara ayrılması, tarihi kent merkezinde yayalaştırma gibi uygulamalar zenginleri koruyan bir planlama değil. Bunu böyle yorumlamak ucuz siyasi söylem peşinde koşmaktır. Zenginler uzun zamandır kent merkezinde yaşamıyor, şehirden uzak müstakil villalarında yaşıyorlar.

Burada mevzu pandeminin de etkisiyle daha da artan trafiği çözmek, basitleşmeden medeni ve sorumlu yurttaşlar olarak bu soruna çözüm bulmak.

Kent yoksullarının sorunlarına çözüm üretmek ise ayrı bir konu. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi gövdesini taşın altına koymuştur. Saraydaki şahsım ise "Millet açsa siz doyuruverin" diyerek kendince çözümü bulmuş, noktayı koymuştur. Biz günden güne yoksullaşan halk için çalışıyor, çözüm üretiyor, politikalarımızı da hizmetimizi de buna göre yapıyoruz. Gerisi lakırtı”