GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
29 Mart 2022 Salı 11:14

CHP’li Bakan’dan AK Partili Kaya’ya tepki: İnsanlar pokemon gibi zıplayacak mı?

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın ‘Halkapınar – Otogar Metro Hattı’nın yapılması için önce otogarı yapmaları lazım’ sözlerine tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “'Sen yap ona göre yol yapalım' diyor... 3 sene sonra yapılacak o yol. İnsanlar neyle gidecek? Pokemon gibi zıplayarak mı gidecek? Böyle bir şey olur mu? Akıl var, fikir var” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ - İzmir'de Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimler ile AK Parti'yi sık sık karşı karşıya getiren 'yatırım' tartışmaları tam gaz devam ediyor. SONSÖZ TV’de Buca Metrosu’yla ilgili yaşanan ihale iptali süreciyle Halkapınar – Otogar Metrosu Hattı’nı gündeme getiren AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, otogar hattı için öncelikle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin otogarı yapması gerektiğini, sonrasında yol altyapısının oluşturulacağını söyledi. Bunun üzerine CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’dan bu konulara yanıt gecikmedi.

SONSÖZ TV’de ekonomik ve siyasi gelişmelerden, İzmir’deki yatırım iddialarına; Buca Metrosu’ndan, Halkapınar – Otogar Metro Hattı’na kadar değerlendirmelerde bulunan Bakan, otogar konusuyla ilgili AK Partili Kaya’nın sözlerine eleştiriler getirdi. Otogar yapıldıktan sonra yolun yapılmasının otogarı kullanacak olan vatandaşları kötü etkileyeceğini dikkat çekici benzetmelerle açıkladı.

AK PARTİLİ KAYA HESAP HATASI YAPIYOR
Geçtiğimiz günlerde AK Partili Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ‘İzmir verdiğini alamıyor’ iddialarına İzmir’de kişi başına düşen gelir oranının diğer illere göre çok fazla olduğunu anlatarak verilerle yanıt vermişti. Bu değerlendirmenin yanlış olduğunu vurgulayan Bakan, İzmirlinin ülke ekonomisine daha çok katma değer sağladığının ve ona göre de hizmet alması gerektiğinin altını çizerek “Atilla Kaya orada hesap hatası yapıyor. Vergiye göre hesap etmiyor. O şöyle yapacak... ‘İzmir ne kadar vergi veriyor, verdiği vergiden aldığı pay kişi başına ne kadar düşüyor’ onlara bakacak... Örneğin Bayburt ne kadar vergi veriyor, aldığı pay ne kadar? Buna göre hesabı yapacak. ‘İzmir çok alıyor ‘diyor. İzmir tabii Bayburt’tan daha çok alır. Çünkü İzmir çok vergi veriyor. Biz en çok ihracat yapan kentiz. Bu kentin verdiğine göre alması lazım. Biz 10 veriyoruz, bir alıyoruz. Öbürü 5 veriyor 3 alıyor. Yani biz ‘benim verdiğim vergilerle bu kente oransal olarak aynı şekilde hizmet etmiyorsun’ diyoruz. Kaya’nın yaptığı hesabı yaparsan tüm sistemi değiştirmen lazım. Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa vergi gelirlerinden pay alıyor. Burada daha çok vergi veriliyor. Yani buradaki vatandaş daha çok katma değer üretiyor, ihracat yapıyor, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Gidip başka şehirleri örnek vererek bir değerlendirme yapamazsın. Yapacağın değerlendirme ‘İzmir ne kadar gelir sağlamış, ne kadar almış’ şeklinde olmalı... Her ilin vergi gelirlerinden aldığı bir pay var. Biz daha çok vergi ödüyoruz. Bu ülke ekonomisine daha çok para kazandırıyoruz. Dolayısıyla altyapıya daha çok ihtiyacımız var. Benim otoyola, havaalanına ihtiyacım var. Bayburt’un altyapı ihtiyacıyla İzmir’in denk olabilir mi? İşte genel idare kayırıyor. Ankara İstanbul yönetimindeyken İzmir ne kadar pay alıyordu, şimdi ne kadar alıyor diye bakacaksınız. Tamamen bir kayırma, oy verene daha çok altyapı yatırımı yapma, seçimlerde avantaj sağlamak için adil olmayan şekilde kullanma durumu var” ifadelerini kullandı.

ÖNCE YAPTIKLARI PROJEYE SAHİP ÇIKSINLAR
İzmir’de yapılması planlanan projelerde bakanlıklar tarafından bekletilen projelerin olup olmadığı sorusuna yanıt veren Bakan, Kaklıç Havaalanı’nı örnek vererek şu açıklamaları ekledi:

“Kendilerinin 35 projesinin içinde Kaklıç Havaalanı var. Sivil havaalanı yapacaktık. Hani, nerede? Adı da Vecihi Hürkuş, tamam. Hadi yapsınlar. Kemal Anadol gündeme getirmişti biz de fikri takibini yaptık. Soru önergesi gönderdik. Bakanlık’tan yanıt geldi, ‘böyle bir projemiz yoktur’ diye... Yani Binali Yıldırım’ın 35 projesi içinde o zamanlar Hamza Dağ, Kerem Ali Sürekli, Mahmut Atilla Kaya vekildi. Bu arkadaşların o zaman ilan ettiği projeden şimdi bakanlığın haberi yok. Önce yaptıkları projeye sahip çıksınlar.”

KARADENİZLİ MÜTEAHHİT ANLAYIŞIYLA İŞ YAPIYORLAR
İktidara yöneltilen Halkapınar - Otogar Hattı’yla ilgili eleştirilerde Kaya’nın ‘Önce otogarın yapılması lazım, sonra yolu yaparız’ demesi üzerine Bakan, bu düşünce yapısını “Türkün kervanı yolda düzülür” ifadesine benzeterek “Halkapınar - Otogar Hattı var. Bunu dediğimizde önce otogarı yapın diyorlar. Otogardan sonra mı yol yapılır. Önce ulaşım altyapısını yapacaksın ki yenilenme yapılsın. Sen yap ona göre yol yapalım diyor. 3 sene sonra yapılacak o yol. İnsanlar neyle gidecek? Pokemon gibi zıplayarak mı gidecek? Böyle bir şey olur mu? Akıl var, fikir var. Onlar sağ cep defter, sol cep kasa şeklinde devleti yönettikleri için ya da Karadenizli müteahhit anlayışıyla iş yaptıkları için böyleler. Siz yapın sonra yolunu yaparız demek; tıpkı türkün kervanı yolda düzülür hesabı...” şeklinde konuştu.

BİR YERDEN TALİMAT GELMEZSE İPTAL KARARI GERİ DÖNER
Buca Metrosu’nun ihalesinin iptali konusunda son gelişmeleri değerlendiren Bakan, iptal kararının danıştaydan geri döneceğini düşündüğünü aktararak “Ben dava dosyasına vakıf değilim. Bir kere en düşük teklifi vermek demek ihaleyi almak demek değildir. Kamu İhale Kanunu’nda en düşük fiyat sorgulaması vardır. İç hukuk normunda şöyledir; en düşük fiyat verdiğinizde bu işi yapıp yapamayacağınıza dair idarede endişe oluşur ve elerler. Bunun örneği de var. Bozoğlu firması geldi, İzmir’de metro ihalesini aldı, yapamadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’de ihaleyi fes edemedi. En düşük fiyatı veren bu işi en iyi yapar diye bir şey yoktur. Tam tersine belki de yapılacak olan işin senelerce uzamasına neden olur. Bu tür uluslararası kredi sözleşmeleriyle yapılan işlerde yargı Ki zaten finansmanı sağlayan kuruluş neden bunu daha az parayla yapmak istemesin daha az para vermek varken... Büyükşehir’de zaten Avrupa Kalkınma Bankası’nın raporuna göre ihalede eledi. Sonuç olarak ben Danıştay’dan döneceğine inanıyorum. İdare yargı süreci olmadığı için daha hızlı döneceğini düşünüyorum. Ama tabii yargı siyasallaşmamışsa, bir yerden talimat almıyorsa iptal kararı iptal olur. Bir de bilirkişi incelemesi yapılmadan, dosyayla nasıl karar verebiliyor. Teknik yeterliliğe sahip değil. Nasıl böyle bir karar verebiliyor. Tabii dosyanın da avukatı değilim yine bilemem” ifadelerini kullandı.

ŞEFFAF OLMAYAN BİR SÜREÇ YÖNETTİLER
Seçim yasasında yapılan değişiklikleri de değerlendiren Bakan, barajın yüzde 7’ye düşürülmesinin MHP’ye göre bir ayarlama olduğunu söyleyerek şu sözleri ekledi:

“Anayasa komisyonundan geçti. 2020 haziran ayında Sayın Abdülhamit Gül bununla ilgili çalışma yaptıklarını söylemişti. Neredeyse 2 yıldır bunu öngörüyorlardı. Müzakere edeceğiz demişlerdi ancak bizimle ya da başka siyasi partilerle bir müzakere olmadı. Katılımcı, şeffaf olmayan bir süreç yönettiler. Seçim barajı MHP’nin talebine göre şekillendi. Anayasa komisyonunda 13 saatte geçti. Ne yapmaya çalışıyorlar? Kendilerine seçimde avantaj sağlamayı düşünüyorlar. Milletvekili sayısını korumayı hedefliyorlar. Seçim yasakları vardı. İktidar parti kendi araçlarını kullanamazdı, devletin olanaklarından yararlanamazdı. Başbakan’ı çıkardılar. Cumhurbaşkanı’nı eklemediler. Seçim kampanyasını devlet olanaklarıyla yapacaklar. Seçim kurullarında kura yöntemiyle hakim atayacaklar. Eskiden en kıdemli hakimdi. Bunun neyi rahatsız etti? 1. sınıf hakim getirdiler. Yani torbaya atacaklar bize ne kadar yakın hakim çıkar, ona bakacaklar. AK Parti’den milletvekili adayı olmuş, sonra hakim savcı olmuş vatandaşlar var. Bu olamazdı, bu yasaktı çünkü tarafsızlığa gölge düşer.

MHP’YE GÖRE BARAJ AYARLADILAR
Barajı yüzde 7 yaptılar. Bu tamamen MHP’ye göre ayarlanmış. Onların geçebileceği barajı düşünmüşler. Demokrasi gelişmiş hiçbir ülkede 7 barajı yok. Bir Rusya’da bir bizde sanırım böyle... Bu baraj yüzde en fazla 5 olabilir. Yönetimde istikrarı sağlamak için koyuyoruz diyorlar. Şuan sisteminiz Cumhurbaşkanı hükümet sistemi.... Yarın parlamenter sisteme geçileceğini düşünüyorlar... Yönetimde istikrar tamamen masal. Biz diyoruz ki parlamenter sistemde yüzde 3 baraj! Ne kadar çok parti girerse adalet sağlanır.”