Diğer milletvekili arkadaşlarıyla birlikte olağanüstü bir dönem yaşadıklarını anımsatan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, 24 Haziran’dan sonra Türkiye’nin normalleşme sürecine gireceğini, 25 Haziran sabahı tüm Türkiye’nin çok daha mutlu, çok daha huzurlu, geleceğe güvenle bakan bir güne uyanacağını vurguladı.
“Hak, Hukuk, Adalet” anlayışı içerisinde geçmişin kötü izlerini silerek Türkiye’nin geleceğine yön veren ekip de yer almak amacıyla adaylık başvurusu yaptığını dile getiren CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şunları söyledi:
HALKIN YARARINA ÇALIŞMAYA DEVAM
“3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde partimizin genel merkezine adaylık başvurumu yaptım. Cemiyet Başkanı ve Federasyon Genel Başkanı olarak basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yürüttüğüm mücadeleyi diğer gazeteci kökenli milletvekili arkadaşlarımla birlikte Meclis’te de devam ettirdik. Meclis kürsüsünden her türlü haksızlığa karşı lafımızı esirgemeden sesimizi yükselttik.
26. Dönem’de 2.5 yıl görev yapabildik ancak bu 2.5 yıla çok şey sığdırdık. Milletçe 15 Temmuz Darbe girişimine maruz kaldık. Başkanlık sistemine geçilmemesi için Anayasa değişikliği görüşmelerinde Meclis’te sabah saat 5’lere kadar mücadele ettik. Referandum sürecinde mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı dolaşarak ‘Hayır’ dedik. Meclis İçtüzüğü değişikliğine karşı durduk ancak ‘otomatik olarak kalkan parmaklara’ karşı değişikliğe engel olamadık.
Vatandaşlarımızın bizlere ilettiği taleplerin, yaşadığımız kentin ve güzel ülkemizin sorunlarının çözümü noktasında 105 yazılı soru önergesi, 17 sözlü soru önergesi, 7 kanun teklifi, 7 araştırma önergesi verdim. Meclis kürsüsünden 50 konuşma yaptım.
TBMM KİT Komisyonu’nda etkin ve etkili bir görev üstlendik. Halkın parasını yandaşlara peşkeş çeken TRT yönetiminin, TRT’den beslenen yağma ‘düzen’inin, temsil ve ağırlama gideri adı altında milyonluk usulsüz harcama yapan bürokratların, kadavra hırsızlığı yaparak, hastalardan bıçak parası alarak doktorluk mesleğini lekeleyen çıkarcıların, İzmir’in bağrına, Çeşme’nin cennet koylarına hançer saplamak isteyen rantçıların, gazeteleri, üniversiteleri kapatanların, halka verdiği sözleri tutmayan AKP hükümetinin karşısında dimdik durduk. Hangi dünya görüşünden olursa olsun yazdıklarından dolayı cezaevine atılan gazetecileri, eylem yaptıkları için tutuklanan öğrencileri tutuklu bulundukları cezaevlerinde sık sık ziyaret ettim. Onların dışarıdaki sesi olmaya gayret ettim. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında aynı anlayışla, aynı kararlılık ve heyecanla mücadele edeceğim. 27. Dönemin ülkemiz ve bu dönemde Meclis çatısı altında yer almak isteyen tüm siyasi akrabalarım için hayırlı olmasını diliyorum.”