GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
23 Ağustos 2016 Salı 13:47

CHP İzmir’den tam kadro brifing: OHAL ve 2 yeni devlet üniversitesi!

Genel Sekreter Sındır, İl Başkanı Güven, İzmir milletvekilleri, ilçe başkanları kapatılan ve sonradan kamulaştırılan 2 yeni devlet üniversitesi ve İzmir İl Örgütü bünyesindeki OHAL İzleme Komisyonu çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - CHP İzmir İl Örgütü, kapatılan ve isimleri değiştirilerek devlet üniversitesi haline gelen okullar ve OHAL İzleme Komisyonu’nun çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

Asuman Ali Güven’in yer aldığı il binasındaki basın açıklamasına CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, milletvekilleri Murat Bakan, Tacettin Bayır, Atilla Sertel, Özcan Purçu, ilçe başkanları ve partililer katıldı.

Toplantıda geçtiğimiz günlerde kentteki milletvekillerinin oy birliğiyle verdikleri önerge sonrasında İzmir Üniversitesi’nin İzmir Demokrasi Üniversitesi, Gediz Üniversitesi’nin de Bakırçay Üniversitesi’ne dönüşerek kamulaştırılması da gündeme geldi.

SINDIR’DAN AYNI VURGU!

Genel Sekreter Sındır, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 4 Ağustos İzmir Mitingi’nde vurguladığı, ‘Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaseti sokmayalım’ açıklamasını tekrarladı.

Sındır, “Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset girdiği takdirde, ülkede liyakat bir kenara bırakılarak o cemaatin, bu partinin bu tarikatın üyeleri, ona destek verenler görev yetki sorumluluk aldığı yargı bağımsızlığı yitirildiği takdirde, işte böyle FETÖ adını verdiğimiz devlet içerisinde terörist yapılanmanın önü açıldığı takdirde, Türkiye böyle bir darbe ile her zaman maruz kalabilir. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı mutlak suretle tahribat ortadan kaldırılıp tesis edilmeli. Laiklik ilkesinden ne kadar taviz verilirse Türkiye’nin bu süreçlere girebileceği idrakiyle laikliğe bağlı kalınmalı gerektiğini söylüyoruz. 65 bin 216 öğrencinin bir anda okulsuz üniversitesiz kaldığı 2 bin 892 öğretim elemanının işsiz kaldığı bir dönemdeyiz. Bin 577 dekanın istifası istendi. Bunun 935’i vekaleten görevinin başında. Dekansız 600’ün üzerinde fakültenin olduğu bir dönemdeyiz.  5 bin 482 akademik personel hakkında işlem yapıldı. İzmir’de de vakıf üniversitelerine el kondu. Bu üniversitelerin öncelikle İzmir’imize kazandırılması için üstün bir gayret sarf ettik. Bize düşen görev bu üniversitelerde eğitim ve öğretimin en kısa zamanda eğitime başlamaları ve mağdur öğrenciler ile akademik personelin bu üniversitelerde bulunması için temasa geçerek mağduriyetlerini gidermek” dedi.

İLK GÜNDEN BERİ KONUNUN TAKİPÇİSİ OLDUK

İl Başkanı Güven, “Darbe girişimi ve OHAL sürecinin sıkıntılarını ülke olarak yaşıyoruz ama ne mutlu ki darbeye karşı tüm ülke dik durdu. OHAL’in ilan edilmesinin ardından tüm CHP’liler yaşın yanında kurunun da yanmaması için sürekli olarak uyarılarda bulunduk. Sürecin cadı avına dönmemesi içim takipte olduk. Endişelerimizde haklı çıktık. Kanun hükmünde kararnamelerle eğitim kurumlarının kapatılması, yüz binlerce öğrenci ve velinin mağdur olmasına yol açtı. İlk günden beri konunun yakın takipçisi olduk. OHAL mağdurları izleme komisyonumuz yüzlerce öğrenci, veli, yöneticilerle konuştu. Beklenti ve şikayetleri inceleyip genel merkez ile paylaştık. TBMM’de grubumuz ve vekil arkadaşlarımızın çalışmaları öyle etkili oldu ki iki vakıf üniversitesi devlet üniversitesi haline getirildi. CHP olarak bundan sonra darbe süreci bahane edilerek tüm suçsuz vatandaşlarımızın haklarını aramaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.

İZMİR OLARAK ZAFER KAZANDIK!

İzmir Milletvekili Murat Bakan ise, “OHAL’e mecliste karşı çıktık. Bunun bir gerekçesi vardı. Türkiye’nin daha çok demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı olduğunu, OHAL’in meclisi devre dışı bırakacağını ifade ettik. Bugün yaşadığımız tam da budur. Yaşadığımız sıkıntıları çözmeye çalışıyoruz. Vekilleri olarak ciddi bir mücadele verdik. İzmir’de üç üniversite birden kapatıldı. Akademik yaşama devam etmelerini arzu ettik. Tamamen eğitim için tasarlanmış bu yapıların ülkenin ortak değeri olduğunu, devlete dönüştürülmesini ve devam etmesinin murat ettik. Akademisyenlerin çalışmaya devam etmesini, suçla ilgisi olmayan, açığa alınmayan akademik kadroların devamını sağlamak istedik. Öğrencilerin hayalleri, umutlar okula devam etmesini istedik. Yasa torba yasaya eklendi. Bu bir başarıdır. Diğer siyasi partiler de uğraşması önemlidir. Mevcut iktidarın mağduriyeti tamamen kaldırması gerekiyor. İzmir olarak zafer kazandık. İki üniversite devlet üniversite olarak yeniden kurulmuş oldu. Tüm Türkiye’deki vakıfların devlet olması, akademik kadroların istihdamının sağlanmasını istiyoruz. Biz bu mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

SİYASİ RANT BEKLEMİYORUZ!

İzmir Milletvekili Atilla Sertel de konuşmasında, “İzmir’de iki üniversite açılması başarıdır ancak bu başarının taçlanması ancak o üniversitede okuma hakkı elde etmiş çocuklarımızın ve hiçbir suçu olmadan akademisyen kadrolarda çalışan arkadaşlarımızın eğitim öğretime devam etmesidir. 65 bin öğrencimiz büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. İktidar olarak bu çocukların hakkını yerseniz, yarın vicdanınızla baş başa kalıp işleri de doğacak mağduriyetlerde dolayı oturup düşünmeniz gerekir. Bütün öğrencilerin kendi okullarında okuması gerekiyor. CHP teklifine kulaklarınızı açmalısınız. Yeni öğrenciler, eski öğrenciler yatay geçile geçecek diyor. Bunlar bu sorunu çözmez. Bu sorunun çözümü okuyanların o üniversitede okumaya devam etmesini talep etmekten geçmektedir. ‘Bu kentin çıkardığı başbakan ve mücadelemiz sonucu Yıldırım hızıyla üniversite açıldı’ dendi. Binali’ye mal olsun üniversitenin açılması... Siyasi rant beklemiyoruz. Sorun çözülünceye kadar gündemimizde kalacak” dedi.

YÖK’LE OTURUP TARTIŞMAK GEREKİR

Milletvekili Tacettin Bayır, “Binanın kazanımının ötesinde oradaki öğrenci ve velilerinin ne olacağı mücadele içerisindeyiz. Biz daha başındayız. Puanlama, yerleştirme meselesi devam ediyor. AKP ile ilişkilerimiz devam ediyor. Her şey olmuş bitmiş değil. Katkınız bir o kadar önemli. Puanın yükselmesi söz konusu… Bunun YÖK’le oturup tartışılması gerekmektedir” diye konuştu.

BAKANLA TEKRAR KONUŞACAĞIZ, BAŞKA YOLU YOK!

Milletvekili Purçu ise, “Görüşmediğimiz yetkili kalmadı. Kapatılma sebebini anlamaya çalışıyoruz ki ona göre yol alalım. Bazı kapatılan kolejlerin MİT tarafından tutulan raporlar nezdinde kapatıldığı belirtildi. Nokta koleji Atatürkçü bir okul ama raporlara bakıldığında bazı raporlar elde etmiş diyorlar. Okulun öğretmenleri, velileriyle eğitim sistemi ile alakası yok. Düzeltilmesi için çalışmalar devam edecek. Bakanla tekrar konuşacağız. Bir şekilde düzeltilecek, başka yolu yok” dedi.

İKİ DEVLET ÜNİVERSİTESİ KAZANDIRMIŞ OLDUK

Toplantının son bölümünde Genel Sekreter Sındır tekrar söz aldı ve şunları söyledi: Kapatılan vakıf üniversitesi malları Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Bütün fiziki imkanları heba olacak sürece girdi. Kapatılan üniversitelerin öğrenci ve velilerini düşünerek devlet üniversitesi olması konusunda kanun teklifi sunduk. Ortaya çıkan iki devlet üniversiteni kazandırmış olduk ama bu yetmez. Bu üniversitelerin öğrencilerin burada eğitimlere devam edebilmesinin önünü açmak başka bir süreç bundan sonra kadro ihtarlarıyla önceki üniversitesindeki akademisyenlerden o kadroya uygun olanların kadroya geçişleri ve öğrencilerin mezun oluncaya kadar devam etmeleri, yeni geleceklerin de kendi puanla sonlandırması için çalışılacaktır.  29’unda tercih bitiyor. Yetişir yetişmezse süre uzatılır. YÖK başkanı ile görüştük. Yarın başka bir kurumda diploma aldığında eklenmesi konusunda düşüncesi şiddetle karşı çıktığımız bir düşüncedir. Bu fişlemeye karşı çıktığımızı belirttik.