Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı tarafından, ‘İzmir İnsan Haklarının Başkenti Olacak’ hedefiyle hazırlanan İnsan Haklarına Dayalı Örgütlenme ve Strateji Belgesi açıklandı.
İnsan Haklarından Sorumlu İzmir İl Başkan Yardımcısı Mehmet Kayhan Günal, 15 aydır süren bir çalışma kapsamında oluşturulan belgenin tanıtımını yaptı.
İl binasındaki açıklamaya İzmir Milletvekili Kani Beko, Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, İzmir Barosu Avukatı Ali Deman Güler ve komisyonda çalışmalara katılan diğer üyeler katıldı.
SEÇİMLERDE OY İSTEMEYE GİTMEYECEĞİZ
İnsan Haklarına Dayalı Örgütlenme Strateji Belgesi için konuşan Günal, “İzmir’de şanslı bir ortamdayız. İzmir Barosu, ‘İzmir’i, insan haklarını başkenti yapacağız’ diyor, Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, ‘İzmir’i demokrasinin başkenti yapacağız’ diyor. Burada CHP’ye bir görev düşüyor. CHP olarak bu işi sahiplenip toplumla şimdiye kadar iletişim kurumamış yapılarla bir araya gelmek adına, örgütlenmeyi daha sağlıklı hale getirmek adına insan hakları üzerinden örgütlenelim dedik. Bunun iki ana felsefesi var; bize oy vermemiş yapılarla nasıl bir iletişim kurabiliriz, bunu değerlendirdik. Seçimlerde oy istemeye gitmeyeceğiz, seçimlerden önce mahallelerin, sokakların, kentlerin sorunlarını tespit edip sorunlarını çözeceğiz. Sorunlarını çözdüğümüz kesimler bize oy verip vermemeyi düşünecek. Yani insanları düşünceye sevk edeceğiz. Tüm insanlara insan haklarını öğreterek, talep etmeyi istemeyi, isteyen ve talep eden insanların ise araştıran soruşturan olması, araştıran soruşturan talep eden insanların özgür bireyler olması… Devletin yapamadığını iktidara giderken CHP olarak biz yapacağız. Özgür bireyler, özgür toplumla daha iyi iletişim kurup insan hakları üzerinden kendimizi iktidara taşıyacağız” açıklamasını yaptı.
BELGE LİDER KILIÇDAROĞLU’NA SUNULACAK
Günal ayrıca detaylı bilgilendirme yaptı ve “Çalışmalar ilklerin kenti İzmir’den başlayarak tüm Türkiye’ye yayılacaktır. CHP İzmir’de bir pilot çalışmaya başlayacaktır. Tüm toplumsal kesimlerle irtibat sağlanacak. CHP yeni uygulayacağı yeni modelle geniş halk kitlelerini parti çalışmalarına dahil etmeyi ve pilot projeyi çapında yaygınlaştırarak ilk seçimlerde iktidar olmayı amaçlamaktadır. Proje uzun vadede Türkiye demokrasisini sarılmaz bir biçimde kendi ayakları üstünde durur hale getirecektir. Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletinin temel ilkelerine bağlı bir Türkiye yaratarak ülkenin parçacı olduğu Avrupa tam entegrasyonunu sağlamak gibi amaçları da hedeflemektedir. Strateji belgesi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulacak” dedi.
İZMİR’İN BU PROJEYE, BU PROJENİN DE İZMİR’E YAKIŞTIĞINI DÜŞÜNDÜK
İzmir Barosu Avukatı Güler, “İzmir’in her tarafından katkı sunanlar oldu. Bu ihtiyaç nereden çıktı? Merkezi hükümetin 18 yıldır devrettiği enkazın bir şekilde ortadan kaldırılması gerekiyor. Merkezi hükümetin böyle bir kaygısı yok, giderek insan haklarından uzaklaşmış durumda… Biz de bunu yerelden insan haklarıyla ilgili sorunları ne ölçüde çözebiliriz dedik. Fikir bu şekilde oluştu. İzmir’i pilot bölge olarak seçtik. İzmir’in bu projeye, bu projenin de İzmir’e yakıştığını düşündük. Tüm Türkiye için örnek bir model olacak. 30 ilçenin tamamına gideceğiz. Her ilçede aynı problemler olmuyor. Teker teker sorunları tespit ederek çalışma yapacağız. Halk merkezleri kuracağız. Şuan Karşıyaka’da bir tane kuruldu. Parasızlıktan avukat tutamayan buraya gelecek, ihtiyaçlarını söyleyecek. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Türkiye bu karanlıktan hep birlikte vereceğimiz emekle çıkar” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞMAYI İLK DEFA GÖRDÜM VE ÇOK HEYECANLANDIM
Vekil Beko ise, “İnsan hakları gerçekten önemli ve hassas bir konu. Çalışmayı şimdi gördüm ve çok heyecanlandım. Gençlerle, kadınlarla, engellilerle yapılacak çalışmalar var. Basın son 5 yılda saraya karşı dürüst bir kalem sergilediğinde basın özgürlüğü anayasal teminat altında olmasına rağmen binlerce basın emekçisi işsiz kaldı, cezaevine gönderildi, radyoları gazeteleri kapatıldı. Baktığımızda anayasa net. Basın ve ifade özgürlüğü anayasal teminat altındadır. Okulda olması gereken gençler okulda yok, işte olması gerekenler işte yok. Avrupa’da ve dünyada kadın tecavüzleri ve katlinde artık neredeyse ilk 5’teyiz. Üç bine yakın öğretim üyesi üniversitelerden ihraç edildi. 70 bine yakın öğrenci özgürlük eşitlik demokrasi barış istediği için cezaevinde. 10 binlerce işçi demokrasi istediği için askıya alındı, ihraç edildi. Yüze yakın öğretmen ataması yapılmadığı için intihar etti. 1.1 milyar bütçede; İşsizlere, öğrencilere, engellilere, çiftçilere dullara bütçede yer yok. Sokaklarda mısır satanlara, mendil satanlara kağıt toplayanlara, o güzel insanlara bütçede yer yok. Bütçenin en büyük pastası saraya gitmiş 14 milyar. Sadece gideri 3 milyar, ama örtülü ödenek ile 14 milyar” dedi.