GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
16 Ocak 2024 Salı 14:53

CHP’de adaylık düğümü ve dikkat çeken analiz… Soyer, bağımsız aday olursa ne olur?

İntegral Araştırma Genel Koordinatörü Gazeteci-Yazar Ümit Yaldız, CHP’nin bazı kentlerde aday göstermediği mevcut belediye başkanlarının ya başka partiden yada bağımsız olarak seçime girme kararı aldığını hatırlattı. İzmir ile ilgili bir parantez açan Yaldız, "mevcut belediye başkanı Soyer’in bağımsız aday olması halinde mutlaka alacağı potansiyel vardır. Bu durum İzmir’de büyük bir bölünmüşlüğü ortaya koyacaktır” dedi.

EGEDESONSÖZ- Yerel seçim sürecinde aday belirleme çalışmalarının devam ettiği CHP’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı konusundaki belirsizlik sürüyor.  Mevcut Belediye Başkanı Tunç Soyer’in durumuna ilişkin net bir açıklama yapılmazken birçok büyükşehirden geriye bırakılan İzmir’de parti örgütü ve kamuoyu sonucu merakla bekliyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Amiral gemisine kaptan tayin etmek zordur. İnce eleyip sık dokuyoruz” sözleriyle ifade ettiği süreçte önseçim, anket ve kamuoyu araştırması gibi formüller kamuoyuna açıklanmıştı. Aradan geçen zamanda İzmir’in bazı ilçelerinde adayların isimleri parti MYK ve PM’den geçerken İzmir Büyükşehir adaylığı konusu henüz netleşmedi.

Aday belirleme ve tercih edilen isimlerin açıklanmasına yönelik alınan kararlar sonrasında bazı isimlerin başka partilerden ya da bağımsız aday olarak yola devam etme niyetleri ortaya çıktı. Bazı belediye başkanlarının görevinde olmasına rağmen aday gösterilmemesi diğer partilerin de süreci yakın takip etmesine neden oldu. CHP’li isimler konuyla ilgili görüşmelere başlarken bazıları farklı il ve ilçelerde adaylıklarını açıklamaya başladı.

2014’TEKİ TRAVMATİK SÜREÇ TEKRAR YAŞANABİLİR
İntegral Araştırma Genel Koordinatörü Gazeteci-Yazar Ümit Yaldız konunun altını çizerken CHP’ye uyarılarda bulundu.

BİR TV ekranlarında konuyla ilgili değerlendirme yapan Yaldız, “2019 seçimlerinde iki cepheli bir yarış vardı. Cumhur İttifakı güçlü bir şekilde yerinde duruyor. Hatta gücüne güç katıyor. CHP’deki bu belirsizlik, kaos, aday adayları arasında adalet duygusunu zedeleyecek süreç yönetimi, CHP’ye 2014 yerel seçim kabusunu yeniden yaşatabilir. 2014’te ne olmuştu? O dönemde süreci benzer bir şekilde ‘anket yapacağız, örgüte soracağız’ deyip saçma bir aday belirleme süreciyle noktalandığı için parti büyük sorunlar yaşamıştı. CHP’de 25’in üzerinde aday adayı başka partilerden aday olarak CHP oylarını bölmüştü. Bu durum böyle devam ederse bugünkü CHP’nin resmi aday adayları arasında mevcut belediye başkanı dahil (Tunç Soyer’i kast ederek) başka partilerden veya bağımsız aday olarak CHP’nin bu kötü süreç yönetimine karşı bir rövanşist tutum içine girebilir. Bu süreçler sağlıklı, rasyonel, adil yönetilmediği için CHP, 2014’te yaşadığı travmatik süreci yeniden yaşayabilir. Buna ilişkin bazı belirtileri ufukta gördüğüm için söylüyorum. Aday adaylarının bir kısmı ithal adayların belirlenmesi noktasında haklı bir reaksiyon alabilirler. Eğer CHP’nin İzmir’deki iktidarını sürdürmesini istiyorsanız süreci sağlıklı yöneteceksiniz. 22 senedir sorgulamadan oy veren ve siyasi hovardalığınıza adeta çanak tutan bir kenti cezalandırmayacaksınız. Şu an CHP İzmir’i cezalandırıyor” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Yaldız, 2014 yerel seçim örneğini Aliağa’da Hakkı Ülkü, Menderes’te Ergün Özgün, Kınık’ta Süleyman Kaya gibi belediye başkanlığı yapmış isimlerin aday gösterilmeyince başka tercihlerde bulunması ve seçimleri kaybettirmesi üzerinden verdi. Yaldız, “CHP’de aktif siyaset yapmış bu isimlerin dışında Konak’ta Hakan Tartan, Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu gibi isimler de kopup gitti. İzmir’in de hatırlayacağı gibi Büyükşehir adayı olan Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan da DSP’nin Bayraklı adayı oldu. Süreç sağlıklı yönetilmezse ağır sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.

RAKAMLARA VURGU!
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçelere yönelik aday belirleme süreçlerinin altını çizen ve durumun hassasiyetine vurgu yapan Yaldız, Egedesonsöz’e yaptığı açıklamada ise durumu rakamlarla ayrıntılandırdı. Yaldız, “Tunç Soyer’in yüzde 58 oranla  başkanlık koltuğuna oturduğu seçimde iki kutuplu yapı vardı. Şimdi bu durum yok. Ne yerel ittifak ne de Cumhurbaşkanlığı öncesinde belirlenen altılı masa denklemi var. Alınan yüzde 58 kesinlikle CHP’nin İzmir’deki oyu değildir. İntegral Araştırma’nın son verilerine göre İzmir’de CHP’nin oy oranı yüzde 40’ı ancak buluyor. Bunu zaten Cumhurbaşkanlığı ve son milletvekili seçimlerinde görüyorsunuz. Altılı masada yer alan İYİ Parti dışındaki siyasi partiler CHP listelerinden milletvekili seçmesine rağmen İzmir genelinde yüzde 41 oy oranına ancak ulaşabildiler. Bu oran içinde DEVA, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti gibi yapılar da vardı” dedi.

BELİRLENECEK ADAY SOYER’İN KARAR VERMESİNE YOL AÇABİLİR
Yaldız şu ifadeleri kullandı:

“Mevcut belediye başkanının başka bir partiden aday olmak ihtimalini  uzak görüyorum fakat son iki ayda karşı karşıya kaldığı durum ve muamele rencide edici, inciticidir. Süreç o kadar kötü ve hatalı yönetildi ki geçmişte olduğu gibi bugün de yaşanan durum sandıkta farklı sonuçlar doğurabilir. CHP’yle adı adeta özdeşleşmiş isimlerin faturayı partilerine keserek; partilerinden adeta rövanş alarak bağımsız aday olduklarını gördük. Şeytanın avukatlığını yaparak ifade etmek gerekirse; mevcut belediye başkanı Soyer’in bağımsız aday olması halinde; mutlaka alacağı potansiyel vardır. Örneğin belirlenecek adaya göre; DEM Partisi taraftarlarından başlayarak Soyer’in belediyecilik hizmetlerinden memnun olan, Soyer’in siyasi ve ideolojik duruşunu kendine yakın gören, onu başarılı bulan, mağdur edildiğini düşünen ya da kentin belediye başkanına yapılan muameleyi kabullenemeyen bir kitle onun arkasından gidebilir. Bu durum da İzmir’de büyük bir bölünmüşlüğü ortaya koyacaktır. Aynı zamanda da CHP, büyük bir kamu gücünün avantajından mahrum olarak seçim sahasında yarışmak zorunda kalacaktır. Oysa ki süreç adil, rasyonel ve sağlıklı yönetilebilmiş olsa bu duygusal tepkiler minimum düzeyde kalır. Ben böyle bir sonucu; Tunç Soyer’in ancak kendisine hakaret gibi göreceği bir adayla karşılaşması halinde yaşanacağını düşünüyorum”