GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
15 Mart 2024 Cuma 11:32

CHP adayı Tugay ‘itirazım yok’ dedi: Özgür Özel kadın aday istiyor!

CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cemil Tugay, “Özgür başkan zaman zaman ‘İzmir’de kadın belediye başkanı adayı hayal ediyorum, kente yakışacağını düşünüyorum, mevcut belediye başkanlarından biri deneyimlenmiş, belki onları gösteririz’ diyor. Benim hiçbir itirazım yok. Bu dönem sen görev alma derlerse de itirazım yok” dedi.

CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cemil Tugay, Halk TV yayınlanan Kırmızı Çizgi Programı’nda seçim gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Tugay'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

ÖRGÜTÜN İÇİNDEN GELEN BİRİYİM
İzmir’de çok güçlü bir CHP örgütü var. Ben de bu örgütün içinden gelen birim. İlçe başkanlığı yardımcılığı görevlerim vardı. İl yönetiminde AR-GE başkan yardımcılığı görevim vardı. Örgüt tanıyor beni. Kurultayla birlikte örgütün içinde ayrışmaların olduğu bir süreçti. Benimle ilgili olumsuz tepkisi yoktu örgütün. Yöntemle ilgili itirazlar oldu. Kurultaydaki ayrışmanın yansımaları oldu. Ancak hepimiz CHP'liyiz. İzmir'e seçimi kazanmanın CHP için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. İzmir'de CHP'nin kazanmasının Türkiye için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Şu an sahada herkes beni ve belediye başkana adaylarımızı anlatmak için yoğun şekilde çalışıyorlar. Ben onlarla gurur duyuyorum. Hiçbir şüphem yok hep beraber bu dönemi çok güzel sonuçlarla atlatacağız.

TUNÇ BAŞKAN BANA ABİLİK YAPTI
Tunç Soyer Bey ile benim ilişkim tanışıklığımı 5 sene öncesine götürmek lazım. Soyer ve Tugay birbirine yabancı kişiler değil. Benim belediye başkanlığıma referans vermiş ve 5 sene boyunca abi olarak yanımda olmuş biridir. Tunç Başkan'ın adaylık konusundaki önceliği hepimizin kabulüdür. Ancak bu değerlendirmeyi ben değil genel merkez yapıyor. Onlar da bazı kriterler üzerinden değerlendirmeler yapıyor.

GENEL MERKEZ ÖZENEREK TERCİH YAPTI
Ben Tunç Başkan'ın tekrar aday gösterilmeme olasılığı olunca Genel Başkanımız Özel ile bir konuşma yaptım. Tunç Başkan aday olmayacak ise başka birisinin aday olmasındansa benim olmam gerektiğini düşünüyordum o gün. Ancak önceliğimi Tunç başkan ile ilgili değerlendirmenin doğru ve adil yapılmasıydı. Böyle bir konuşma ile aday adaylığı başvurusunda bulundum. Genel Başkanımız da 'mevcut başkanların devam edip etmeyeceğine baktıktan sonra  diğer aday adaylarının hangisini tercih edeceğimize bakacağız’ dedi. Çoğu yerde devam edenler oldu, değişenler oldu. Genel merkezimizin sahadan aldığı bilgiler ve değerlendirmeler ile özenerek bu kararı verdiklerine inanıyorum.

ÖZGÜR BEY, KADIN BELEDİYE BAŞKANI İSTİYOR, İTİRAZIM YOK
Bayrak değişimi yaşıyoruz ve bu her zaman mümkün. Ben bu dönem büyükşehir başkanı olabilirim ancak bir sonraki dönem başka biri olabilir. Özgür başkan zaman zaman ‘İzmir’de kadın belediye başkanı adayı hayal ediyorum, kente yakışacağını düşünüyorum, mevcut belediye başkanlarından biri deneyimlenmiş, belki onları gösteririz’ diyor. Benim hiçbir itirazım yok. Bu dönem sen görev alma derlerse de itirazım yok.

TUNÇ BEY İLE YARIN BİRLİKTE TEMEL ATMA TÖRENİNE KATILACAĞIZ
Bende boş, sırdan bir insan değilim. Hayat tecrübem İzmir'e dair. Kentin geçmişinden bugününe her şeyi yaşayarak gördüm. Bugün İzmir'de neyin değiştiğini, neyin arandığını, özlendiği biliyorum. Siyaset geçmişim var, STK geçmişim var. Genel olarak aktivist bir insan oldum. Geçici olarak yurt dışında yaşama tecrübem var. Oralardan Gelen vizyonum var. 5 yıl içinde de TÜrkiye'nin büyük bir ilinin metropol ilçesinde belediye başkanlığı tecrübesi yaşadım. Böyle bir göreve talip olurken kendi kendimi de tarttım ve kesinlikle iyi yapabileceğimi düşündüm. Tunç Bakan ile ilgili değerlendirme partimizin genel merkezinde yapıldı. Benim Tunç Başkan ile ilgili hiçbir olumsuz durumum olmadı. Aday adaylığı dönemimde kendimi geride tuttum ve göz önünde olmamaya çalıştım. Adaylığım belli olduktan sonra da sevgiye, saygıyı dayalı ilişkimiz sürsün diye çaba gösterdim. Bir ortamda duyusal olarak söylediğim iki cümle büyütüldü ve bundan rahatsızım ve üzgünüm. Geçen bir araya geldik bundan mutluyum. Yarın da temel atma programında bir araya geleceğiz. Önümüzdeki günlerde insanlarımız bizi çok daha fazla bir arada görecek. Tunç başkanın belki bir kırgınlığı vardır ancak bu benimle ilgili değil.

EN ÖNEMLİ MAHKEME, BENİM KENDİ VİCDANIM
Sahili imara falan açmadık. Hiçbir yeri ne imara açtık ne plan değişikliği kararı aldık. Belediye meclisi kararı ile hisse satışı kararı oldu. 27 dönümlük alan vardı. Bu alan hala boş. TOKİ tarafından adı anılan şirkete satılmış, oradan belediyeye bir hisse doğmuş. Hisselerde eğer hissedarlar birbiri ile anlaşırsa satılıyor. Anlaşılmazsa mahkeme bir değer belirliyor ve tüm parsel satıyor. Kimse almazsa değerinin yarısı kadar bedel belirlenerek büyük hissedar küçük hissedarın payını alıyor. Biz bunu gördük ve önden girişimde bulunduk. Hisse satışı gerçekleşti. Bu malum firma değil de başka birisi almış olsa hiçbir şekilde gündem olmayacaktı. Burada hukuksuz hiçbir şey yok. Birileri hukuksuzluk var diye itiraz etti, mahkeme kesinlikle kamu zararı olmadığına dair karar verdi. En önemli mahkeme, benim kendi vicdanım. Belediye zarara sokulabilirdi. Çok daha ucuza verilmek zorunda kalınacak hisseyi çok daha yüksek rakamla devrettik. Bu firma değil başka bir firma olsa bu konu konuşmayacaktı. Bu büyük parsel içinde küçük hisse olduğu, plan değişikliği yapılmadığı rant sağlayıcı bir şey olmadığı bilinmelidir. Biz küçük hisseler haricinde hiç satış yapmadık. O kadar çirkin bir iftiraya dönüştü ki bu. AKP'li belediyelerin yanında devede tırnak denilebilecek küçük satışlar yapıldı.

Karşıyaka Belediyesi bugüne kadar kendi ayakları üzerinde durdu. Biz kolay yoldan gelir sağlamaya çalışmadık. 2 senedir SGK ve vergi dairesi normal miktarda alacakları için tüm mülklere tedbir konulunca zaten satılamadı. Mahkemeye verdik, Vergi Dairesi’ne karşı kazandık, SGK ile ilgili davada birkaç ay içinde sonuçlanacaktır. Aslına siyasi bir baskı içinde olduğumuzu kimse konuşmuyor.

TÜRKİYE’DE İLK DEFA BİR BELEDİYE TOKİ'DEN BELEDİYE HİZMET ALANI ALMAK ZORUNDA KALDI
Bu süreçte TOKİ Mavişehir’de 3 yeri satılığa çıkardı. Bunlardan bir tanesini biz aldık, tamamını aldık. Türkiye’de ilk defa bir belediye TOKİ'den belediye hizmet alanı almak zorunda kaldı. Biz almasak başka biri alacak, bakanlık üzerinden plan yapılacaktı ve başka amaçlarla kullanılacaktı. Biz aldık ve orası şimdi tamamen halka ait. Diğer 2’sini başkaları aldı, biz belediye olarak öyle bir tepki koyduk ki onların da satışını iptal ettik. Bırakın imara açmayı sahil alanlarını, ona niyetlenenlere karşı gösterdiğimiz dirençle koruduk onları. Türkiye'de örneği olmayan işler yaptık. “Mavişehir'de denizi satışa çıkardılar” başlıklı haberlere baksınlar, orada benim resmimi görürler. Biz gece gündüz orada nöbet tuttuk. Böyle insanlar böyle iftiraları atmak büyük terbiyesizlik. Bu yalanın bitmesini bekliyorum.

5 YIL BOYUNCA HİÇBİRİNE BİR YANLIŞIM OLMADI
Ben namuslu tertemiz dürüst bir insanım. Ben kul hakkından çok korkarım. Burada 350 bin insanın emanetini taşıdım, 5 yıl boyunca hiçbirine bir yanlışım olmadı. Şimdi de 4,5 milyonun emanetini almak istiyorum. Onurumdan şerefimden dürüstlüğümden 1 gram ödün vermeden bunu yapacağım.

ANLAYIŞLI TAVRIMI BAŞKA TÜRLÜYE ÇEVİRECEĞİM, KAVGA EDECEĞİM BU KONUDA!
Stat için sayın bakana gittik, o zaman ki Gençlik Ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu. Hamza Dağ da yanımızdaydı. Kulüp başkanı, ben, Hamza Dağ, bakan konuyu konuştuk. Bakan bey ‘bizim buna ayıracağımız kaynağınız yok, yapamayız’ dedi. Sayın Dağ bunu çok iyi biliyor, onu dürüstlüğe davet ediyorum. Ben de ‘Karşıyaka halkı bunu istiyor, izin verirseniz Büyükşehir yapsın’ dedik, ‘tamam’ dediler. Tunç Başkan ile konuştuk, ‘hemen yapalım’ dedi. Arazi, bakanlığa tahsisli şu an. Bunu ‘belediyeye devretsin’ dedik. O günden bu güne devir olmadı. Bu alandaki mimarı proje yapma yetkisine Büyükşehir'e vermesi lazım ancak bu yetki bakanlık ve bakanlık mimarında. Bunu vermiyorlar, kuru kağıda tahsis ediyoruz yazıyorlar. Mimara yetki vermezseniz Büyükşehir taş üstüne taş koyamaz. Bu bir tuzaktı. Samimiyete davet ettik ancak ne desek olmadı. Bu arada da çıktı AKP'li siyasetçi ‘belediye engel oluyor’ diye konuşmaya devam ettiler. Ben stadı yapmaya kararlıyım. Bu dönem öyle ya da böyle ki zaten bakanlığın yapmaya niyetli yok. Biz Büyükşehir olarak o stadı oraya yapacağız. Birkaç yıl içinde yapıp açacağız. Bu sefer engel olmaya kalkarlarsa çok başka tavrım olacak. Bu zamana kadar ki sessiz, beyefendi, anlayışlı tavrımı başka türlüye çevireceğim. Kavga edeceğim bu konuda.

8 AYDIR ONAYLAMADILAR, BİR İMZA SADECE YANİ!
Yatırım planlamasıyla ilgili toplantılara katılıyordum. Orada özellikle kulak kesiliyordum. Hangi kurumun, İzmir'e ne kadar yatırımı var diye. Çok düşük bütçeler ayırıyorlardı. Ve yapılmayan tonlarca okulumuz halen yapılmayı bekliyor. Yenilenmesi gereken tonlarca kamu binası yenilenmeyi bekliyor. Karabağlar'da 540 hektar alanda bir kentsel dönüşüm projesi var. Bakanlığın yetkisinde. Onunla ilgili bir çivi çakmalarını bekliyoruz.  İkinci Çevre Yolu’nu kendi vaatleri arasında sayıyor ama bu da tuhaf. Bana komik geliyor. Çünkü belediye çevre yolu yapmaz.  Bakanlık yapar. Bakanlığın projesi o. Ve belediye başkanı hangi partiden olursa olsun yapmak zorundalar. Onun dışında mesela Gaziemir'de radyoaktif atıkların olduğu bir bölge var. Bakanlığın onları oradan kaldırması, temizlemesi gerekiyor. Bu konuda adım atmıyorlar. Şu anda  Bakan Bey'in önündeymiş, imzadaymış. Aylardır bekliyormuş. Geçen gün Balçova arsa mağdurlarının toplantısına katıldım. Bütün adayları çağırmışlar, tek ben gittim. Diğerleri gelmedi. Bununla ilgili de sorun var. Orada  şunu açıkladı ilgili olan arkadaşlar. Ben de biliyordum.  Büyükşehir belediyesi üzerine düşeni yaptı. Orasıyla ilgili plan kararını aldı. Bakanlığa gönderdi. Bakanlığın onaylaması gerekiyor. 8 aydır onaylamadılar. Bir imza sadece yani.

YALAN SÖYLÜYORLAR
Bunlar olurken aynı zamanda AKP'nin İzmir milletvekili olan aynı zamanda genel başkan yardımcısı olan sayın aday seyretti sadece. Gerçekten uygulanamayacak projelerle insanların karşısına çıkmış ve insanların gözünü boyamaya çalışıyor. Tüp geçişten bahsediyor körfez için... O Binali Yıldırım'ın projesiydi. Görsellerine kadar hepsi aynı. Halbuki o projeyi mahkeme iptal etti. Yani uygulanamayacak bir proje o.  Yeterli sayıda araç geçmeyeceği için İzmir'deki trafiği rahatlatmayacağı için, maliyeti çok yüksek olduğu için... Şu anda hükümetin parası yok. Yap-işlet-devret ile yaptırıyor her şeyi. Orayı da yap-işlet-devret modeliyle yaptırmaya kalkacak. Ama yaptıracak adam bulamayacağı için eğer ola ki yapılsa bir geçişin çok yüksek parası olacağı için yani 700-800 lira bir geçiş için öngörülüyor. Zaten hazırda arabalı vapurlar geçişi önemli ölçüde sağlıyorlar. Bu kadar büyük parayı oraya yatırmanın bir anlamı olmadığını bildiğimiz için bunu anlamsız buluyoruz. Ama yalan söylüyorlar.

Karantina adası var mesela Urla'da. Geçen onu ben bir tweetle paylaştım. Karantina Adası karantinadan kurtulacak diye şey dediler... Gerçekten çok komik bir ifadeyle  bir popülizm peşinde koşuyorlar. Bir kere karantina adası belediyenin değil, karantina adası yine bakanlığın, Sağlık Bakanlığı'na tahsis edilmiş bir alan. Orayı tutup da hangi yetkiyle, hangi belediye yetkisiyle turizmi açacaksınız ya da yani açıkçası oradan rant çıkarmaya çalışıyorlar. Kim bilir kimi orada otel yaptıracaklar, kim hakemi orada yeni bir gelir kapısı sağlayacaklar. Ya bu insanlar halk plajları yapan insanlar değil ki.

LOGOSUZ AFİŞLERE İZMİRLİLER KANMAZ
Kampanyalarında logo yok. İzmirlilerin buna kanacağına inanamıyorum. İzmirliler emaneti sağlam alıp sağlam bırakacak kişilere oy veriri. Tabii ki İzmir'in hassasiyetleri var. İzmir'de Atatürkçü insanların ortalaması Türkiye genelinin çok üstündedir. İzmir'in bir muhafazakarlığı da vardır. Gavur İzmir falan dediler ancak İzmir kendi geleneklerine ve örflerine sıkı sıkı tutunur. Kırsalında çok önemli bir yörük kültürü vardır. Anadolu’nun dört bir yanında yaşatılan kültür bizim için çok değerli. Din üzerinden başka bir toplum geleneklerini kopyalayalım diye yaşayan insanlar değiliz. İzmirli insanların hassasiyetleri bunlar. Belediye başkanlarının bir numaralı görevi temel belediyecilik hizmetlerini iyi yapması, kente vizyon katacak projeler ile ortaya çıkmasıdır. Bugün CHP'nin başkan adayı olarak her türlü donanım üstümde. İzmir'de zaten sosyal demokrat gelenek var