Metehan UD / EGEDESONSÖZ - İzmir’in Çeşme ilçesi İnönü ve Musa Mahalleleri’ndeki doğal sit alanına ABK/VEGA Çeşme RES Elektrik Üretim A.Ş tarafından yapılan rüzgar enerji santralleri ile ilgili mahkemeden çevrecileri sevindiren karar çıktı.
Bölgede yaşayan vatandaşların RES’lerin kurulacağı alana dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çıkardığı 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’na açtığı davada İzmir 2. İdare Mahkemesi kararını açıkladı. TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın da müdahil olduğu davada mahkeme imar planlarını iptal etti.
‘KAMU YARARI BULUNMAMAKTADIR’
Mahkemenin iptal gerekçeleri arasında RES projesinin imar planlarının plan yapım süreçleri ve tekniğine uygun olmaması, üst ölçekli planlarının hükümlerinin yerine getirilmemesi, planlamanın kademi yapısına uygunluk göstermemesi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 740 ve 688 sayılı ilke kararlarına aykırı gelişmesi, kamulaştırması mahkeme yoluyla iptal edilmiş özel mülkiyetteki taşınmazların hazine mülkiyeti olarak işlem görmesi ve şehircilik ilkelerine uygun olmaması yer alıyor. Ayrıca kararda söz konusu planlarının kamu yararına uygun olmadığı vurgulandı.
DAHA ÖNCE DE İPTAL EDİLMİŞTİ
2010 yılında Enerji Piyasa Düzenleme Kurulu'ndan 49 yıllığına aldığı üretim lisansı ile faaliyete geçen Çeşme ABK/VEGA RES projesi 6 adet türbin, şalt merkezi ve bağlantı yollarından oluşuyor. Daha öncesinde hem İzmir 5. İdare Mahkemesi hem de Danıştay 6. İdare Dairesi, yine bu bölgeye dair çıkan koruma amaçlı imar planlarını iptal etmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunun üzerine yeni planlar yayınlamıştı. Santral planlandığında ve kurulduğunda 1. ve 2. Derece Doğal SİT alanı iken, 2018'de yapılan düzenleme ile Çeşme’de pek çok bölgenin statüsü 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak değiştirildi
SÖKÜLMESİ İÇİN BAŞVURULACAK
Mahkemenin kararını Egedesonsöz’e değerlendiren davacılardan Esen Fatma Kabadayı RES’in kurulması için çıkarılan acele kamulaştırma kararlarının da yargıdan döndüğünü bilgisini vererek “İlk imar planları iptal edildikten sonra şirket imar affına başvurarak tesis için yapı-kayıt belgesi aldı. Buna karşı da itirazlarımızı ettik. Ertesinde yeni imar planları çıktı ve planlarda bir değişiklik yoktu. İtirazlarımız kabul edilmedi ve tekrar dava açtık. 2013’teki haklılığımız 2021 yılında yargı nezdinde vatandaşın lehine sonuçlandı. Türkiye’de bu işletmenin yerinden sökülmesini sağlayacak kurum bulmak zor. Plansız bir şekilde proje kadük kalıyor. Tesisin sökülmesi ve hakların iadesi gerekiyor. Kararda özel mülkiyet ihlaline vurgu yapılıyor. Bilirkişi raporu ve mahkeme kararı çok net. Danıştay’dan dönme ihtimali olduğunu görmüyorum. Kesin ve gerekçeli karar yazıldıktan sonra hem EPDK’ye, şirkete, belediyeye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuracağız kaldırılması için. Biz hakkımızı ararken şirket 7 yılda kendini amorti etmiştir.” dedi.