Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Pandemi şartlarında zaten zor günler geçiren sokak hayvanları, ağırlaşan kış koşullarında yaşam mücadelesi vermeye başladı. Dağlık alanlarda, sokaklarda soğuk ve açlıkla boğuşan hayvanlar, belediyelerin yanı sıra binlerce hayvanseverin ulaştırdığı mamalarla hayatta kalmaya çalışıyor. Buz kesen havada pek çok nokta, kar yağışı nedeniyle ulaşılmaz olurken, oralarda yaşayan hayvanlar, hem açlıkla hem de soğukla sınav veriyor.
SARIÇANTA VE MAMAVAN, HAFTADA BİN KİLOMETRE YOL KAT EDİYOR
İzmirli emekli gazeteci Seçkin İyener ve onun gibi hayatını sokak hayvanlarına adamış binlerce hayvansever, dağ tepelerinde, yol kenarlarında yaşayan hayvanlara mama ulaştırmak için çırpınıyor. Satın aldığı minibüsü “Mamavan” yaparak yollara düşen, haftada 1000 kilometre yol yapan Seçkin İyener, “Dağlarda tepelerde yollarda yaşayan hayvanlar gerçekten zor durumda.Bu soğuk havalarda köpekler 15 saat, kediler 7 saat yemek yemediler mi, donarak ölürler. Bu bilimsel bir gerçek. Ağzı var dili yok o hayvanların da yaşam hakkı var. Onları yaşatalım” çağrısında bulundu.
HALİ VAKTİ YERİNDE OLANLAR BİLE MAMA BAĞIŞI YAPAMAZ OLDU
Pawguard adlı ağda 100 bin kişinin sokaktaki hayvanlar için güçbirliği yaptığını, HAYTAP ile de sürekli temas halinde olduklarını belirten Seçkin İyener, “Yurdun dört bir yanından insanlarımız, ihtiyaç duyulan noktaya mama gönderiyor. Ancak doğada o kadar çok mama desteğine muhtaç hayvan var ki, yetişemiyoruz. Firmalar da bize yardımcı oluyorlar. Ancak 40 liralık bir torba mama 300 lira olunca, hali vakti yerinde olanlar bile eskiden 10 torba mama gönderirken, bugün 2 torba ancak alabiliyorlar. Mama yardımı yapan hayırsever sayısı, son zamlardan sonra yarı yarıya azaldı” dedi.
DEVLET KURUMLARI, SOKAKTAKİ HAYVANLARA SAHİP ÇIKMALI
Hayvanlara devlet kurumlarının da sahip çıkması gerektiğine vurgu yapan Seçkin İyener, “Belediyeler şehir içindeki sahipsiz hayvanlar için seferber oluyor ancak şehir dışında, dağlık, ormanlık alanlardaki hayvanlara ulaşamıyor. Belediyeler bu konuda örgütlense çok iyi olur” dedi ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bazı insanlar bize tavır yapıyor, insanlar açlıktan kıvranıyor, siz hayvanları besliyorsunuz, diyorlar. Bu tür yaklaşımlar bizi çok üzüyor. Zavallı hayvanların ağızları var, dilleri yok. Bizler o hayvanlara sahip çıkmasak, memlekette köpek kalmaz, hayvan kalmaz. Benim sosyal medyada 6 bin takipçim var. Yaptığım bir çağrı, pek çok kişide karşılık buluyor, sağolsunlar. Bu pandemi sürecinde büyük katkılar koydular. Urla, Karaburun, Çeşme, Bergama, Foça, Aliağa, Ayvalık, Edremit, güneyde ta Fethiye’ye kadar Mamavan yaptığım minibüsümle mama taşıyorum. Pandemide tonlarca mama verdim hayvanlara. Yol kenarlarında, dağlık, ormanlık alanlarda bizleri bekleyen hayvanlarla kucaklaşmamız çok duygusal oluyor. Kimseden para istemiyoruz, almıyoruz, sadece mama kabul ediyoruz. Hayvanları seviyorum. Onlarla huzur buluyorum. Hayvanlara mama yardımı yapmak isteyenler, sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirler. İnstagramda @saricanta35, facebookta @Seçkin İyener hesaplarıma ulaşabilirler.”
KEDİDEN KORKAN PİTBULL KÖPEKLER VAR!
Tehlikeli ırk kabul edilen köpeklerle ilgili düşüncelerini de anlatan İyener, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hayvana ne verirsen, onu alırsın. Tıpkı insan gibi. Tehlikeli ırk diye tabir edilen köpeklerden pitbullu örnek alalım. Bu hayvanlara kan içirenler var. Kedileri parçalatıyorlar. Hayvana kan içirirsen, saldırganlık üzerine eğitirsen, o hayvan tabii ki psikopakat olur; çevresine zarar verir, beni ısırır, seni ısırır. Fakat hayvana sevgi verirsen, sevgi alır, sevgi dağıtır. Ben ne pitbullar gördüm, kediden korkan. O hayvanları canavarlaştıranlar, maalesef insanlar. Oysa hayvan demek, sevgi demektir; şiddet değil.”