Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Geçtiğimiz aylarda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin gündemine gelen “Deniz ve Kıyı Alanları Daire Başkanlığı kurulması” teklifi, Meclis’ten geçmiş, ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamesine takılmıştı. Böyle bir daire başkanlığının kurulma ihtimali kalmayınca, önergenin sahibi CHP’li Meclis üyesi Hakan Barçın, bu kez “Madem daire başkanlığı kurulamıyor, o halde Deniz Koruma Müdürlüğü kurulsun” teklifinde bulundu. Bu teklif, önce beş ayrı komisyonda, ardından da Meclis’te oybirliğiyle kabul gördü ve İlkim Değişikliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde, Deniz Koruma Müdürlüğü açılmasına karar verildi. Karar, 25 Kasım’daki 7 birleşimde alındı.
DENİZ KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ, BİLİNÇSİZ AVLANMAYLA MÜCADELE EDECEK
Deniz ve Kıyı Alanları Komisyonu Başkanı da olan Foçalı Meclis üyesi Hakan Barçın, “Denizlerimizi korumak, deniz ürünlerini yönetmek için önce komisyon kurduk, şimdi de müdürlük açılıyor. Oybirliğiyle böyle bir müdürlüğün kurulmasına onay çıktı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ sloganına paralel olarak biz de ‘Başka Bir Balıkçılık Mümkün’ diyoruz. Deniz; kendine ait doğasıyla, ekonomisiyle, ürünleriyle, su üstü, su altıyla büyük bir zenginlik ve bambaşka bir alan. Bu deryayı korumak lazım” dedi. Toprağın tarımı varsa, denizin de balıkçılığı olduğuna dikkat çeken Hakan Barçın, “Balıkçılıkta ne ilaçlama var, ne gübre atıyorsun, ne toprağı sürer gibi denizi sürüyorsun. Ama deniz, buna rağmen sürekli veriyor. Yapılacak tek şey, bu ürünü doğru yönetmek. Deniz Koruma Müdürlüğü’nün kurulmasıyla denizlerdeki bilinçsiz avlanmanın önüne geçilecek, balıkların üreme alanları tespit edilerek oraların kontrol altında tutulacak” diye konuştu.
YAKALANAN KADAR BALIK, BİLİNÇSİZ AVLANMA YÜZÜNDEN YOK EDİLİYOR
Balıkçılığın sürdürülebilirliği için denizin, balıkçılığın doğru yönetilmesi gerektiğine vurgu yapan Hakan Barçın, “Bilinçsizce avlanıyoruz. Yavru balıkları da yok ediyoruz. Yakalanan balıklar kadar balığı da bilinçsiz avlanma yüzünden yok ediyoruz” dedi ve şu bilgileri aktardı:
“Denizin kendine ait bir ekosistemi var. Dolayısıyla denizi ve o ekosistemi bilen kişiler tarafından denizi, balıkçılığı yönetmek lazım. Su ürünleri eğitimi almış kişiler olmalı bu işin içinde. Ayrı kadrolar oluşturulmalı. Ona göre ekipmanlar sağlanmalı. 1380 sayılı Su ürünleri kanunun 33. Maddesi, belediyelere bu sorumluluğu yüklemiş zaten. Balıkların üreme alanları, denizin hangi noktalarında, nerelerde aşırı avlanma yapılıyor, bunların envanteri çıkarılmalı ve oralarda avlanma tamamen yasaklanmalı. Kritik noktalarda avlanmanın önüne geçilmesi gerekiyor ve müdürlük, bu konuda çalışma yapacak. Böylece Sahil Güvenlik’in sorumluluklarından bir tanesine de belediye olarak olarak biz de destek vermiş olacağız. İzmir’in 30 ilçesinden 18’inin denizde kıyısı var ve 629 kilometrelik kıyı şeridine sahibiz. Balık denince ilk akla gelen illerin başında geliyoruz. Türkiye’ye rol model olacak bir oluşum içindeyiz. Deniz Koruma Müdürlüğü kurulmasına fikrine onay veren tüm Meclis üyelerimize teşekkür ediyorum.”