GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ege
29 Mart 2019 Cuma 15:34

Bu müze kültürümüzü geleceğe taşıyacak

Türk kültürünün izlerini taşıyan binlerce unsurdan oluşan eşyayı Denizli Karahayıt’ta adına kurduğu Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergileyor.

Denizli Nikferli Ahmet Urkay, halı dokumacılığı ve ticareti yaparken Türkiye’nin dört bir yanına yaptığı seyahatlerde edindiği, eski etnografik eserleri Karahayıt’taki müzede bir araya getirdi. Türkiye’nin en zengin özel etnografya müzesi olma iddiasındaki, Halıcı Ahmet Urkay Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde binlerce eski eseri sergileyen Urkay, Türk kültürüne olan ilgisini ilk olarak Muğla Marmaris’te somutlaştırmaya çalıştı. 2005 yılında burada özel bir müze kuran Ahmet Urkay, “Orayı büyütme imkânı bulamadığım için koleksiyonumu memleketim Denizli’ye taşıdım. Bu çalışmaları ölümsüz kılabilmek için de bir vakıf kurdum. En büyük destekçim olan eşim Fatma Hanım’la birlikte, Karahayıt’taki müzemizi Türk kültürüne kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Yıllarca benim topladıklarımı o korudu, kendisinin müzemizdeki payı büyük” dedi.ÖRNEK ODALAR OLUŞTURULDU
İlkokuldan sonra hayata atılan Urkay, genç yaşından itibaren başta halı olmak üzere birçok eşyayı toplamaya başladı. 1966 yılında Marmaris’te turizm işletmeleri ve oteller kuran Ahmet Urkay, bir yandan da hayır işlerinde bulunarak okullar açtı ve eğitime büyük hizmetlerde bulundu. 1995 yılında koleksiyonerlik belgesi alan Urkay, arkeolojik eserleri ve kaybolmaya yüz tutmuş, taşınır eski kültür varlıklarını titizlikle toplamayı sürdürdü.

AVLUSUNDA BÜYÜK ARKEOLOJİK ESERLER VAR
Çoğu Osmanlı dönemine ait çeşme taşlarının sergilendiği müzede Ahmet Urkay’ın topladığı yüzlerce tarihi halı ve kilim arasından seçilen özgün örnekleri bulmak mümkün. Bütün eserlerin yöresini ve özelliklerini ayrıntılarıyla bilen ve konuklara içtenlikle anlatan Urkay, müzede hanımların ilgisini çekecek çok sayıda eski işleme ve pamuklu dokuma olduğunu belirtiyor; telkâri, işlemeli yelek ve cepkenlerin en yenisinin bir asır öncesine ait olduğunu söylüyor.
Müzede, gündelik yaşamın bir parçası olan bazı etnografik eserler için örnek odalar düzenlenmiş. Mutfak odasındaki bakır kap, tencere ve taslar; renkli ahşap dolaplar, süslemeler ve aklınıza getiremeyeceğiniz birçok eşya, sıcacık görünümüyle sizi, kullanıldığı dönemin yaşamına götürüyor. Bugün şömine kültürüyle sürdürülen ocaklı oda, o yıllardaki yaşamın en önemli yeri. Ay yıldızlı süslemeler ve renkli desenler, Türk sanatının güzelliğini yansıtıyor. Ocağın üzerinde asılı olan eski duvar saati, ortadaki mangal, hemen kenardaki eski dikiş makinesi; Ahmet Urkay sayesinde yeni kuşağa aktarılıyor.